Mazbata verilmez alınır

Muhalefetin İmamoğlu'nun şahsında simgeleşen neşeli ama bir o kadar kararlı duruşu, ülkede yaşayan milyonlarca insanın uzun zamandır beklediği ve yüreklerimize su serpen bu yeni durum hepimiz için yeni umutlar oluşturmaktadır. Protest niteliği aşan bu neşeli ama dik duruş devam ettirildiği müddetçe görülecektir ki ‘mazbata verilmez alınır”.

Abone ol

Metin Murat Kalyoncugil*

Tüm dünyanın şaşkınlıkla izlediği ve ülkeyi diken üstünde tutan “sandık kapmaca" oyunu sürüyor. Öncelikle iktidar sözcülerinin çokça dile getirdikleri, muhalefetin ‘panik atak’ tutumu üzerine birkaç şey söylemekle başlamalı. Alanda çalışan profesyonellerin bildiği üzere panik atak bir anksiyete görünümü olarak, tehdit yokken varmış gibi yaşanan korku hâlidir. Sandık oyunlarını alışkanlık haline getirmiş bir iktidarın seçim gecesi yaptığı operasyonlar ve halen devam eden toplumun aklıyla dalga geçen tutumları sadece muhalefetin değil tüm ülkenin geleceği üzerine apaçık bir tehdit oluşturmaktadır. Bu ciddiyette bir tehdide karşı gereği gibi karşı koymaya yönelik seferberlik haline panik atak yakıştırması yapılamaz. Tam aksine bu küçümseyici dil ve yenilgiyi yokmuş gibi göstermeye yönelik tutumlar iktidarın yaşadığı kaybetme korkusunun kanıtları olarak görülmelidir. Kanımca iktidarın süreci bu kadar uzatıp sürüncemede bırakmasının asıl sebebi de bu korku ve şok halinin yaratacağı dağıtıcı etkiyi atlatma çabasıdır. Seçim gecesi yapılan operasyon da muhalefetin bu saldırıyı püskürttüğü de apaçık ortadır. O iş bitmiş seçim kazanılmıştır. Sürecin böyle uzatılmasının bunu değiştiremeyeceği de ortadır. Kazanılan zaman yolsuzlukların gizlenmesine de yetmez çünkü o ihalelerin hepsi ticaret odalarının ya da bankaların sisteminde silinemeyecek şekilde kayıtlıdır. Az önce de söylediğim gibi bu süreç uzatılarak yenilginin şoku anlatılmaya yenilgi sanki yenilgi değilmiş gibi bir durum oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Açık ki bu seçimin kaybedeni Binali Yıldırım ya da Özhaseki değil Erdoğan'dır. Yıllardır kitlesi üzerinde neredeyse bir efsane niteliği kazanmış olan ‘yenilmez adam' yenilmiştir. Üstelik bir çok kez dile getirdiği gibi "İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder". Bu müdahalenin yapılmayıp seçimin hemen ardından hem Ankara hem de İstanbul'da eş zamanlı yapılan ve milyonlarca insanın katılımıyla miting halini alacak kutlamaların eskisini düşününce niye uzattıkları daha iyi görülebilir sanırım. Bu yüzden sevinmeyi unutmuş olsak da zafer coşkusundan asla vazgeçmemeliyiz.

Diğer yandan bir kez daha görülmüştür ki boyun eğen eğmekten vazgeçtiğinde hükmeden hükümsüz kalır. Muhalefetin İmamoğlu'nun şahsında simgeleşen neşeli ama bir o kadar kararlı duruşu, ülkede yaşayan milyonlarca insanın uzun zamandır beklediği ve yüreklerimize su serpen bu yeni durum hepimiz için yeni umutlar oluşturmaktadır. Protest niteliği aşan bu neşeli ama dik duruş devam ettirildiği müddetçe görülecektir ki ‘mazbata verilmez alınır”.

*Psikolog