Mayaların kurbanlarının dişlerinde 'gizemli' mavi ipler bulundu

Belize’deki ‘Gece Yarısı Terörü Mağarası’nda bulunan kurbanların dişlerinde mavi lifler tespit edildi.

Abone ol

Kristina Killgrove

Belize’nin 'Gece Yarısı Terörü Mağarası', keşfedilmesinin üzerinden 15 yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra, bin yıldan uzun bir süre önce Maya yağmur tanrısına kurban edilen 100’den fazla insanla ilgili ipuçları sunuyor. Klasik Maya döneminde (M.S. 250-925 arası) defin amacıyla kullanılan mağaranın ismi, 2006 yılında burada yaralanan bir mezar yağmacısını kurtarmak için yardıma çağrılan yerel sakinler tarafından verildi. Kaliforniya Eyalet Üniversitesi’nin Los Angeles (Cal State Los Angeles) kampüsünden profesörler ve öğrenciler tarafından yürütülen üç yıllık bir kazı projesi, mağarada açığa çıkarılan 10 binden fazla kemiğin, büyük çoğunluğunun ölüm anında travmaya maruz kaldığına dair kanıtlar barındıran en az 118 insana ait olduğu neticesine ulaştı.

Son araştırmalar, kurbanların yaşadığı son anlara daha yakından bakmak amacıyla kemikler yerine ağızlara bakarak, kurbanların dişlerindeki ‘diş taşı’ diye de bilinen kireçlenmiş plak tabakasına odaklandı. 20 Eylül’de Uluslararası Osteoarkeoloji Dergisi’nde yayınlanan araştırma makalesi, kurbanların en az ikisinin dişlerine yapışık halde olan gizemli mavi lifleri de açıklıyor.

Şu anda kültürel kaynak yönetiminde görev yapan bir arkeolog olan araştırma başyazarı Amy Chan’in aktardığı kadarıyla, Cal State Los Angeles’ta bir yüksek lisans öğrencisiyken 'Gece Yarısı Terörü Mağarası'nda bulunan dişlerle ilgili incelemesine başladı ve bu araştırmada kurbanların diş sağlığı hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyordu. Chan, “Minimal diş patolojisi örneklerine ulaştıktan sonra, kurbanların hangi gıda maddeleriyle beslendiğini saptamakla ilgilenmeye başladım” diyor. 

DİŞLERDE GİZLENEN TARİH

Diş taşı, birinin yediği -ve bitkilerin mineralize parçaları olan polen taneleri, nişastalar ve fitolitler gibi- mikroskobik yiyecek parçalarını içinde koruyabilir; hâl böyleyken, Chan altı dişteki taşları kazıyarak incelenmesi amacıyla ABD’nin Colorado eyaletinin Golden kentinde bulunan Paleo-Araştırmalar Enstitüsü’nün Başkanı ve CEO’su olan araştırma ortak yazarı Linda Scott Cummings’e gönderdi. Scott Cummings, örneklerin ağırlıklı biçimde pamuk lifleri içerdiğini ve bunların büyük kısmının parlak mavi renge boyanmış olduğunu ortaya çıkardı.

Chan, “Her iki örnekte de mavi pamuk liflerinin keşfedilmesi beklenmedik bir olaydı” diyor; zira “mavi renk Maya ritüelinde önem taşır" diyor. Chan ve meslektaşları yayınladıkları araştırma makalesinde, Mezoamerika’daki diğer bölgelerde, özellikle de kurban edilen kişilerin bedenlerini boyamak amacıyla törenlerde kullanılmış gibi görünen eşsiz bir “Maya mavisi” pigmenti bulunduğunu aktarıyorlar. Bu mavi lifler, bu mağaranın yanı sıra, şu anda Meksika sınırlarında bulunan arkeolojik bir alan olan Teotihuacan’daki mezarlarda, agave bazlı bir alkollü içkide de saptandı.

Öte yandan, Chan ve ekibi, dişlerde keşfedilen liflerle ilgili farklı bir açıklama önerdi: Belki de, büyük ihtimalle kurban edilişlerine kadar ağızlarında tıkaç olarak kullanılmak üzere kurbanların ağızlarına pamuklu bezler sokulmuştu. Şayet kurbanlar uzun süre bu halde tutulduysa, mavi lifler diş taşlarının içine sıkışmış olabilirdi.

Araştırmaya dahil olmayan ve Michigan Eyalet Üniversitesi’nde bir biyoarkeolog olarak görev yapan Gabriel Wrobel, Live Science’a e-posta üzerinden verdiği demeçte, “Diş taşında renkli lif bulunması ilgi çekici” diyor: “Pek çok araştırmacı, plak tabakasının yalnızca beslenme tarzını yansıttığını düşünse de bu araştırma ne kadar çok bilgiye ulaşılabileceğinin muhteşem bir örneği.”

ŞÜPHEYLE YAKLAŞANLAR DA VAR

Araştırmaya dahil olmayan ve Pittsburgh Üniversitesi’nde çevre arkeoloğu olan Claire Ebert, Live Science’a verdiği demeçte, mavi liflerin tıkaçlardan kaldığı hususuna “şüpheci” yaklaştığını belirtiyor. Bununla beraber, diş taşı incelemelerinin mühim olduğunu, zira “Ritüellerden ev yaşamına dek Maya hayatının başka yönlerine bakmak amacıyla kullanılabileceğini” dile getiriyor.

Ebert, hem seçkinlerden hem de normal halktan insanları kapsayan genişletilmiş bir araştırmanın, “bir davranış kalıbının saptanıp saptanamayacağını” ya da “liflerin mevcudiyetine dair diğer açıklamaların daha mantıklı olup olmadığının” görmeye değer olacağını söylüyor. Chan ve ekibi, yaptıkları araştırmanın, Maya bireylerinin diş taşlarındaki mavi liflere dair ilk kanıtı sunarken, kimi sınırlamalara sahip olduğu hususunda hemfikirler. Öncelikle, plağın oluşum ve sertleşme hızı, yenen gıdanın türüne ve kişinin fizyolojisine bağlı biçimde değişir; bu yüzden de araştırmacılar liflerin ne zaman oraya sıkıştığını kesin olarak bilemezler. Buna ek olarak, Gece Yarısı Terörü Mağarası'ndaki kurbanların çok azında diş taşı vardı ve bu durum ekibin incelemelerini kısıtladı. Araştırmacılar, makalelerinde “Gelecekte gerçekleştirilecek araştırmalar bu verileri yorumlamak hususunda daha geniş bir bağlam sağlayacaktır” diyorlar.

Yazının orijinali Live Science sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)