MAYA Derneği Başkanı Volkan Gültekin: Mayayı tüm insanlık için çalacağız!

Suriyeli çocuklara Türkçe eğitim ve psiko-sosyal destek veren Maya Derneği, yaklaşık iki ay önce Akdeniz Belediyesi’ne kayyım atanması ile birlikte, çalışma yaptıkları Akdeniz Belediyesi, Adanalıoğlu Mahalle Evi’ni artık kullanamıyorlar. Dernek Başkanı Volkan Gültekin ile yaşadıkları zorlukları, Suriyeli ailelerin durumlarını ve derneğin gelecek planlarını konuştuk.

Abone ol

İZMİR - Mersin MAYA Eğitim Kültür Araştırma Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği iki yıldır Mersin-Adanalıoğlu bölgesinde tarım işçisi Suriyelilerle dayanışma içinde bulunan bir sivil toplum kuruluşu. Mülteci çocukların dil sorununun çözümüne katkıda bulunmanın yanı sıra yaptıkları çeşitli sanatsal ve sportif faaliyetlerle de çocuklarda savaşın açmış olduğu yaraları en aza indirmeye çalışıyorlar.

Suriyeli çocuklara Türkçe eğitim ve psiko-sosyal destek veren Maya Derneği, yaklaşık iki ay önce Akdeniz Belediyesi’ne kayyım atanması ile birlikte, çalışma yaptıkları Akdeniz Belediyesi, Adanalıoğlu Mahalle Evi’ni artık kullanamıyorlar. Kayyum atanması ile birlikte çalışmalarının sekteye uğramasına rağmen, yeni yol ve yöntemler ile çalışmalarını sürdürmeye devam eden MAYA Derneği’nin nihai amacı ise, bu çocukların Türkiye’deki okullarda örgün eğitim sistemine entegre olmalarını sağlayarak sosyal uyuma katkıda bulunmak.

MAYA Derneği Başkanı Volkan Gültekin "Bu çalışmaların başlangıcında, ilk mayayı çalan barış imzacılarından Bediz Yılmaz hocamızdı. Bu ilk mayanın tutması için tüm engellemelere rağmen çalışmalarımız sürmektedir. Maya bir tohum hikâyesidir aslında ve biz tohumlarımızı ekmeye devam edeceğiz. Mayamız insan, yaşam, doğa…" diyor.

SAVAŞLA BİRLİKTE İŞÇİ PROTOTİPİ DEĞİŞİME UĞRADI

Volkan Gültekin Suriyelilerle ilk karşılaşmalarını şöyle anlatıyor: “Mevsimlik tarım işçilerinin yaşam koşullarının iyileştirilmesi için faaliyet yürüten akademisyen ve doktorların, bu alanda yaptıkları çalışmalar sayesinde karşılaştık Suriyelilerle. Bölgede daha önceden Türkiyeli yoksul tarım işçileri yer alıyordu. Suriye'deki savaş ile birlikte buradaki işçi prototipi değişime uğradı. Suriye’den gelen sığınmacıların en dezavantajlı kesimleri de bu bölgelerde mevsimlik tarım işçiliğine başladı. Bölgenin şehir merkezine olan uzaklığı, beraberinde bu bölgede yaşayan tüm insanların eğitim, sağlık ve sosyal ihtiyaçlara olan erişimini güçleştiriyordu. Bu nedenle, insanların temel ihtiyaç ve haklarına erişimini kolaylaştırmak adına bir grup aktivistle Mersin Halkların Dayanışma Köprüsü Girişimi olarak çalışmalarımıza başlamış olduk. Faaliyetlerimizi, İzmir Halkların Dayanışma Köprüsü Derneği’ndeki arkadaşlarla iletişimde kalarak planladık. Çalışmalarımız ilk başta temel insani ihtiyaçları gidermek üzerine kuruldu. Sonrasındaysa bazen çocuklarla oyun çadırında buluştuk, bazen de gönüllü doktorlarımızla sağlık taramaları yaparak ve kadınlara hijyen kitleri dağıtarak devam etti ilişkimiz. Kentimize gelen bu misafirlerimizle yerel ve eşit yurttaşlık ilişkisi geliştirmeye çalıştık.”

MAYA’NIN TOHUMLARI TOPRAKLA BULUŞMUŞ OLDU

Çalışmalarına, giderek yeni yol arkadaşlarının da katıldığını söyleyen Gültekin, derneklerinin kuruluş aşamasını ise şöyle anlatıyor: “Temel anlamda yürüttüğümüz faaliyet, burada kurulan aktivist örgütlülüğü de güçlendirdi. Bu soruna bir yerinden temas etmek isteyen duyarlı insanların varlığıyla birlikte de elbette gönüllülerimizin sayısı artış göstermeye başladı. İlk başlarda yürüyen temel insani yardım malzemeleri desteğimizin, bir sadaka kültürü oluşturmaması ve insanların uzun süreli gelişiminin bir noktada sekteye uğramasına yol açacağı düşüncesi karşımıza çıktı. Bununla eş zamanlı olarak, bölgede temas kurduğumuz ailelerden önemli bir geri dönüş aldık; ailelerin en büyük talebi çocuklarının temel eğitme erişimi ve uzun süreli bir yaraya yol açacak olan dil ve iletişim probleminin çözülmesi oldu. Bu nedenle Mahalle Evi kapsamında iki sınıf oluşturarak, çocuklara Türkçe Dil Eğitimi verdiğimiz Yaz/Kış Okulu faaliyetine başlamış olduk. Yaptığımız çalışmaların kentte yaratmış olduğu farkındalık ile yerel ortaklarımız da oluşmaya başladı. Akdeniz Belediyesi, Mersin Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi ve Mersin Tabip Odası ile birlikte çocuklar için ilk ders zilini çalmış bulunduk. Malya’nın hikayesi, Malya’nın tohumları toprakla buluşmuş oldu. Yapmış olduğumuz çalışmaların kendi kimliğimiz ve kurumsal yapımızla devam edebilmesi için Şubat 2017 tarihinde Maya Derneği’ni kurduk. Ve bugüne kadar yaklaşık 200 çocuk bu çalışmadan faydalanmış oldu’’

'BU GÜVEN VE TALEBE İLGİSİZ KALAMAZDIK'

Kayyımın gelmesiyle 2017’nin sonlarına doğru artık Adanalıoğlu Mahalle Evi’ni kullanamayacaklarını öğrendiklerini ve binadan çıkartıldıklarını aktaran Gültekin, bu süreçte yeni bir yer arayışına girdiklerini anlatıyor: “Yürütmüş olduğumuz çalışma devam ederken, ortaklarımızdan olan Mersin Akdeniz Belediyesi’ne kayyum atandı. Çalışmalarımızı sürdürdüğümüz Adanalıoğlu Mahalle Evi’ni bir süre daha kullanmış olsak da, sonrasında bizden binadan çıkmamız istenildi. Gerekçe olarak; Halk Eğitim’in binaya taşınması ve Sodes Projesi’ni uygulayacak olmaları öne sürüldü. ‘Bize artık ihtiyaç olmadığı, öğrencilerimizin okullara kayıtlarının yapılacağı’ söylendi. Bu süreçte İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığımız görüşmemizden bir sonuç alamadık ve çalışmalarımızı durdurmak zorunda kaldık. Ama mahalleye gidip gelerek öğrencilerimizin durumları hakkında bilgi alabiliyorduk.

Maalesef öğrencilerimizin ya okullara kaydının yapılmadığını ya da okullara kaydı yapılan öğrencilerimizin büyük sıkıntılar çektiklerini gözlemledik. Bu çocuklar bizim oraya her gidişimizde, Yaz/Kış Okulu’nun tekrar açılıp açılmayacağını soruyorlardı. Hatta aileler gerekirse kendilerinin de para toplayabileceğini, çalışabileceklerini ve destekleriyle faaliyete geçmemizi istediklerini ifade etmekteydiler. Biz bu mağduriyetin daha fazla devam etmemesi adına, çalışmalarımızı başka bir boyuta taşıma kararı aldık. Bu kapsamda Adanalıoğlu bölgesinde çocuklar ve kadınlar için bir merkez açma düşüncemizle hareket ederek, küçük bir dükkan tuttuk. Şimdi sadece dört duvardan oluşan bu binayı ayağa kaldırıp, yeni yaşam alanımızı yaratmaya çalışıyoruz. Duyarlı tüm kesimlerle ve gönüllülerimizle yan yana gelerek bu dört duvar mekanı, çocukların umutları ile renklenen bir yaşam alanına çevirmek için kolları sıvıyoruz. Ayrıca kadınlar içinde bu mekanda çamaşırhane kurma gibi bir amacımızda bulunuyor. Bu sayede kadınlar, çamaşırları merkezimizde yıkanırken çadır hayatının dışına çıkarak kurs, eğitim ve sosyal faaliyetlerden de yararlanmış olacaklar.

'DESTEKÇİLERİMİZİN KATKILARINA GÜVENİYORUZ'

Bu çalışmalar için herhangi bir kuruluş ya da programın fonundan faydalanmadıklarını ifade eden Gültekin destek verebilecek gönüllülere dayanışma çağrısı yapıyor: “Adanalıoğlu bölgesi oldukça perişan durumda. Kış koşulları ve yağmurlar ile birlikte orada yaşamaya çalışan insanların ve çocukların durumu içler acısı halde. Bizler de ne kadarsa o kadar, bu alana temas etmeye çalışıyoruz. Koşulların iyileştirilmesi için uğraşıyoruz. Çalışmalarımıza en başından bu yana destek veren gönüllülerimiz, destekçilerimizin katkılarına güveniyoruz. Bunun için yaptığımız çağrıya ilgisiz kalmayacaklarından eminiz. MAYA Derneği olarak tüm insanların temel hak ve özgürlüklerinin sağlanması adına savunuculuk yaparak, maya çalmaya devam edeceğiz…’’