Kyi'den Arakan açıklaması: Neden göç ediyorlar bilmiyoruz!

Aung San Suu Kyi ulusa sesleniş konuşmasında her türlü insan hakları ihlalini kınadıkları söyledi. Arakanlı Müslümanların 'neden göç ettiklerini bilmediklerini' belirten Suu Kyi, uluslararası gözlemcileri Myanmar'a davet etti.

Abone ol

DUVAR - Myanmar hükümeti Bangladeş'e sığınan Arakan Müslümanlarının ülkeye geri dönebileceklerini duyurdu. BM'nin New York'ta gerçekleşen Genel Kurulu'na katılmayan Myanmar'ın fiili lideri Aung San Suu Kyi bunun yerine televizyonlardan yarım saatlik bir demeç verdi. Suu Kyi, başkent Naşpiydaw'da yaptığı konuşmada komşu ülkeye sığınan Rohingyaları ülkeye kabul etmeye hazır olduklarını söyledi ve yabancı devletlerin temsilcilerini durumu bizzat gözlemleyebilmeleri için huzursuzluklara sahne olan Arakan vilayetine davet etti.

Bölgedeki köylerin çoğunun şiddet olaylarından etkilenmediğini belirten Nobel Barış Ödüllü Aung San Suu Kyi Arakan sakinlerinin büyük bölümünün kaçış kervanına katılmadığını söyledi. Aung San Suu Kyi karşılıklı suçlamaların bulunduğunu ve toplu kaçışın nedenlerini araştıracaklarını bildirdi. Myanmar'ın fiili lideri ülkedeki her türlü insan hakları ihlalini kınadıklarını sözlerine ekledi. Aung San Suu Kyi, "Eyalette barış, istikrar ve hukukun üstünlüğünü yeniden sağlamak amacımıza bağlıyız" diye konuştu.

'ARAKANLI MÜSLÜMANLAR' TERİMİ KULLANILMIYOR

Çatışmaların ortasında kalan siviller için de derin bir üzüntü duyduğunu söyleyen Suu Kyi, Müslümanlarla konuşarak neden ülkeyi terk ettiklerini sormak istediğini dile getirdi.

5 Eylül'den bu yana bölgede "hiç silahlı çatışma yaşanmadığını ve operasyon yapılmadığını" söyleyen Suu Kyi, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Toplu göçün nedenini merak ediyoruz. Kaçanlarla olduğu gibi, kaçmayanlarla da konuşmak istiyoruz. Arakan'da evlerinde kalan ve göçe katılmayan çok sayıda Müslüman olduğuna ilişkin çok az şey biliniyor."

Suu Kyi, konuşması sırasında sayıları 1.1 milyona ulaşan Müslüman azınlıklar için "Arakanlı Müslümanlar" tanımını kullanmadı. Myanmar hükümeti, Arakanlı Müslümanları ısrarla bir azınlık olarak tanımayı reddederek 'Bengalliler' olarak bahsediyor. Myanmar Dışişleri Bakanı ve devlet danışmanının konuşmasından sonra BM'nin İnsan Hakları Birimi'nin Myanmar'daki veri toplama kurulunun müdürü Marzuki Darusman BM'nin İnsan Hakları Konseyi'ne yaptığı açıklamada ekibinin ülkeye girişine izin verilmediğini ifade etti.

ORDU YÖNETİMDE HÂLÂ ETKİN

Geçmişte askeri cuntaya karşı Aung San Suu Kyi'le dayanışma gösterip Nobel Barış Ödülü'nü vermiş olan Batı devletleri son günlerde Suu Kyi'ye yönelik hayal kırıklıklarını ifade ediyorlar. Öte yandan 'gölge devlet başkanı' olarak da anılan Aung San Suu Kyi'nin orduya karşı elinde ne kadar güç bulundurduğu hâlâ bir tartışma konusu. 1962 yılından beri yönetimi elinde tutan askeri cunta 1989 yılından beri Aung San Suu Kyi'yi çeşitli zaman aralıklarıyla ev hapsinde tutuyordu. 2008 yılında cunta yönetimi, şaibeli bir anayasa referandumu yaptı. Bu referanduma göre demokrasi "disiplinli bir şekilde" gelişecekti ve ordu bu şekilde parlamentodaki koltukların dörtte birini garantiledi. Uluslararası baskılar sonucu Aung San Suu Kyi'ye yönelik ev hapsi kalıcı olarak 2010 yılında kaldırıldı. 2015 yılındaki seçimleri de Aung San Suu Kyi'nin lideri olduğu Ulusal Demokrasi Birliği (NLD) Partisi kazandı. Anayasaya göre  Suu Kyi yasaklı olduğu  için 2016'dan sonra kendisine devlet danışmanı adı altında bir mevki verildi. Bu arada ordu da savunma ve sınır koruyuculuğuyla beraber İçişleri Bakanlığı'nı da elinde tutuyor. Bu ordunun polis teşkilatını da kontrol ettiği anlamına geliyor. Askerler devlet bütçesinin yüzde 14'ünü elinde tutuyor.

Bu arada hem devlet katında hem de halk arasında Arakanlı Müslümanların azınlık değil 'kaçak göçmen' oldukları söylemi içselleştirilmiş durumda. Rohingyalara yönelik halktan destek ve empati çok düşük seviyelerde. Hem devlet hem de Müslüman cepheden servis edilen sahte fotoğraflar da gerilimin yükselmesine katkıda bulunuyor. Son olarak Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu'na (ARSA) ait olduğu iddia edilen bir fotoğrafın 1971 yılında Bangladeş'te çekildiği ortaya çıktı. Müslümanlarla dayanışma gösteren bazı grupların yayınladıkları katliam fotoğrafları da sahte çıktı. (Dış Haberler)