Kuzgun Acar’ın Kuşlar'ı Sabancı Müzesi'nde

Kuzgun Acar’ın 3 yıl sonra restorasyonu tamamlanan eseri Sabancı Müzesi’ne konuk oluyor.

Abone ol

DUVAR - Heykel sanatçısı Kuzgun Acar’ın, 1967 yılında İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’na (İMÇ) yerleştirilen ve 46 yıl burada asılı duran ‘Kuşlar - Soyut Kompozisyon’ adlı eseri, SÜ Sakıp Sabancı Müzesi’nde sanatseverlerle buluşacak.

Zaman içinde gördüğü tahribat nedeniyle 2013 yılında Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı tarafından izinle yerinden çıkarılıp korumaya alınan eser, 3 yıllık bir restorasyon çalışması sonrası ilk kez bir müze ortamında sergilenecek.

İnşa edildiği 1967-68’den itibaren sanatın kamusal alanda, ticari bir yapı çerçevesinde varlık göstermesi konusunda özel ve öncü bir nitelik taşıyan İMÇ’nin cephesinde sergilenmek üzere üretilen ‘Kuşlar-Soyut Kompozisyon’ eseri, Kuzgun Acar’ın ölümünün 40’ıncı yılında Sakıp Sabancı Müzesi’nde gerçekleşecek bu özel projeyle sergilenecek.

KUZGUN ACAR KİMDİR?

Libya kökenli Ayşe Zehra Hanım ile Nazmi Acar Bey'in oğlu olarak 28 Şubat 1928 günü İstanbul’da dünyaya geldi. Yoksul bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirdi. Sultanhahmet Ticaret Lisesi’ni bitirdikten sonra 1948’de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi heykel bölümüne girdi, Rudolf Belling’in öğrencisi oldu. Daha sonra Ali Hadi Bara ve Zühtü Müridoğlu’nun atölyesine geçerek öğrenimini onların yanında tamamladı.

Öğrencilik yıllarında Bara’nın sanat anlayışından etkilenerek soyut çalışmalara yöneldi ve soyut heykele tutku derecesinde bağlandı. 1953 yılında mezun olduktan sonra serbest çalışmaya başladı ve aynı yıl ilk kişisel sergisini düzenledi. Demir, çivi, tel ve ahşap malzeme ile heykeller üretti.

Çivilerle gerçekleştirdiği bir çalışması, 1961’de Paris Bienali’nde birincilik kazandı. Bu birincilik, hayatında bir dönüm noktası oldu. Çünkü ödülle birlikte yabancı sanatçılar ayrılmış iki burstan birisini kazanmıştı. Kuzgun Acar, aldığı bursla Fransa’ya gitti. 1962 yılında Paris Modern Sanatlar Müzesi’nde sergi açtı, sergideki bir yapıtı ve iki deseni müze tarafından satın alındı.

Paris’te geçirdiği bir yıldan sonra İstanbul’a dönen sanatçı, çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Heykeli, işhanı ve otel gibi yapılara bir süsleme unsuru olarak katmak için girişimlerde bulundu.

1962 yılında 23. Devlet Resim ve Heykel Sergisi'nde, Demir Heykel'iyle birincilik ödül kazandı. Fransa'da Havre Müzesi'nde ve Lacloche Galerisi'nde 1962 ve 1963 yıllarında iki kişisel sergi düzenledi. 1966 yılında ise Rodin Müzesi’nde eserlerini sergiledi Avrupa sanat çevrelerinde de tanındı.

1966 yılında yaptığı İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’ndaki "Kuşlar Heykeli" ile Ankara Kızılay Meydanı’nda bulunan Emekli Sandığı Gökdeleni’nin cephesine yaptığı tunçtan kabartma "Türkiye Heykeli" sanatçının önemli çalışmalarıdır. Sinema ile de ilgilenen sanatçı, 1966 yılında "Sinema Tanık" topluluğu içine yer aldı. Tamamlamadığı belgesel filmler çekti.

60’lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi’ne girmesinden sonra yapıtlarına alıcı bulamaz hale gelince balıkçılık, meyhanecilik gibi işler yaptı.

1968 yılında Mehmet Ulusoy’un başlattığı sokak tiyatroları için masklar da üreten Acar, 1975’te Mehmet Ulusoy daveti ile Paris’e giderek Ulusoy tarafından sahnelenen Kafkas Tebeşir Dairesi adlı oyun için masklar üretti. Savaştan kalma eski çelik ve lastik malzemeleri kullanarak üretilen bu 140 adet mask, onun önemli çalışmalarındandır.

Sanatçının yapıtları arasında DİSK-Maden-İş’in Gönen’deki eğitim ve dinlenme tesislerinin duvarına yaptığı duvar heykeli, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'ne alınan üç metal heykeli, Gülhane Parkı'na konulan "50. Yıl Heykeli", ölümünden kısa bir sürt önce tamamladığı Antalya'daki Haşim İşçan Anıtı, Bayrampaşa Belediyesi için hazırladığı Mustafa Kemal Anıtı yer alır.

Sanatçı, Marmara adasına konulması tasarlanan bir anıt hazırlamaya başladı, ancak tamamlayamadı. Acar, bir duvar rölyefi üzerinde çalışırken merdivenden düştü ve beyin kanamasını nedeniyle 4 Şubat 1976 günü 48 yaşında hayatını kaybetti.