Kuşlar iki uç yöne doğru evrimleşiyor

Kuşların şehir hayatına uyum konusunu nasıl çözdüklerini inceleyen araştırmacıların ulaştığı sonuç: İki hayatta kalma yolu var ve ikisi de iki uç noktayı temsil ediyor...

Abone ol

DUVAR - Frontiers in Ecology and Evolution dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, kuşlar insanlığın giderek artan kaotik şehirlerinin zorluklarıyla iki şekilde başa çıkabiliyor: Ya daha büyük bir beyinle ya da daha sık üremeyle.

Onlar için şehirlerde hayatta kalmak o kadar zor ki artan kentleşmeyle birçok kuş türü yok olmaya mahkum kalıyor. Ancak ilginçtir ki bazı kuşlar bu yeni ortamlarda hayatta kalabiliyor, hatta gelişebiliyor. Bu mücadelede hangi türlerin başarılı olup hangilerinin olmadığını anlamak hem koruma programları geliştirmek hem de insanların şehirlerini hangi türlerle paylaştığını öğrenmeleri adına önemli. Göteborg Üniversitesi'nde doktorasını tamamlayan, aynı zamanda Göteborg Küresel Biyoçeşitlilik Merkezi'nde araştırmacı olan Dr. Ferran Sayol şöyle diyor: "Şehirler birçok kuş türü için zorlu ortamlardır, bu nedenle biyoçeşitlilik oranı doğal ortamlardan çok daha düşüktür. Şehirlerde hayatta kalabilen türler önemlidir çünkü bunlar çoğu insanın günlük yaşamında denk gelip etkileşim kurabileceği türlerdir ve şehirlerimizdeki kentsel çevre üzerinde önemli etkileri olabilir."

Geçmişteki birçok araştırma, daha büyük beyinli kuşların birtakım avantajlara sahip olduğunu göstermiştir. Bu kuşlar yeni besin kaynakları bulabilir ve insan yapımı tehlikelerden küçük beyinli kuşlara göre daha iyi kaçabilir. Ancak araştırmacılar, güvercin gibi küçük beyinli bazı türlerin şehirlerde nasıl olup da gelişebildiğini henüz açıklayamadılar.

Kuşların kentsel yaşama uyum sağlamasını sağlayan etkenleri araştırmak için Sayol ve takım arkadaşları, kuşların beyin ve vücut boyutunu, maksimum yaşam sürelerini, küresel dağılımlarını ve üreme sıklıklarını içeren veritabanlarını analiz etti. Dünyadaki 27 şehirde 629'dan fazla kuş türünün ayrıntılı bilgilerini içeren mevcut veritabanlarını ve müze koleksiyonlarını inceledi.

Yapılan araştırmada beyin boyutunun sahiden de önemli bir rol oynadığına dair bulgulara ulaşıldı. Ancak kuşların kentsel yaşama adapte olmasını sağlayabilecek tek etken bu değil. Sayol şöyle söylüyor: "Kuş türlerinin kent sakinleri olabilmesi için iki farklı yol tespit ettik. Birincisi, karga ya da martı gibi büyük beyinleri olan türlerin şehirlerde yaygın olduğunu biliyoruz çünkü beynin büyüklüğü bu türlere yeni bir ortamın zorluklarıyla başa çıkma konusunda yardımcı oluyor. Ayrıca, güvercin gibi küçük beyinli türlerin, yaşamları boyunca çok sayıda üreme girişimine sahip olması durumunda kentsel yaşamda son derece başarılı olabileceğini gözlemledik."

İKİ UÇ NOKTA

İkinci yol, bir türün gelecekteki üreme başarısını bugünkü hayatta kalma şansı üzerine kuran bir durum. İlginçtir ki, araştırma, iki hayatta kalma yolunun da iki uç noktayı temsil ettiğini göstermektedir çünkü şehirlerde yaşayabilme olasılığı en düşük türler, vücutlarına göre ortalama beyin boyutuna sahip kuş türleridir. Ancak bekleneceği üzere, doğal ortamda her iki yol da daha az yaygındır.

Araştırmacılar, bu adaptasyonların gelecekte kentsel kuş topluluklarının davranışını ve yapısını nasıl değiştireceğini anlamak için çalışıyor. Sayol'un çalışması, türlerin kentsel yaşama uyum sağlayabilmeleri için birden fazla yol olduğunu vurguluyor. Giderek gelişen kentsel yaşamımızın, yaban hayatına mensup komşularımız üzerindeki etkilerini göz önüne alırken hem üreme stratejilerini hem de beyin boyutlarını dikkate almak önemli olacaktır.

Sayol şöyle diyor: "Biz çalışmamızda genel bir modele ulaştık. Ancak gelecekte, bunun arkasındaki mekanizmaları anlamak hem olayı aydınlatacak hem de ilgi çekici olacaktır. Mesela türler için akıllı olmanın hangi yönlerinin yararlı olduğu gibi. Bazı türlerin şehirlere daha iyi adapte olmasını ve hatta şehirlerden kendi çıkarları doğrultusunda yararlanmasını sağlayan şeyleri anlamak, araştırmacıların şehirler büyümeye devam ettikçe biyoçeşitliliğin nasıl değişeceğini tahmin etmelerine yardımcı olacaktır." (Kaynak: Evrim Ağacı)