Kürt müziğinde yeni soluk: Ruken Yılmaz

Sanatçı Ruken Yılmaz'la müzikal yolculuğunu konuştuk. Yılmaz, "Her şey nenemin kulağıma okuduğu Kürtçe ezgilerle başladı" dedi.

Abone ol

Mahir Fırat Fidan

DUVAR - Kürt müziğin dikkat çeken isimlerinden Ruken Yılmaz, anonim bir eser olan 'Nêrgiz'i yeniden yorumladı ve klip eşliğinde dinleyicilerle buluşturdu.

Geleneksel Kürt müziğine ait ezgileri kendine has üslubuyla yorumlayan ve aynı zamanda müzik öğretmenliği yapan Yılmaz, yakın zamanda 'Depo Derave' adlı tekli çalışmasını yayınladı. Yılmaz'ın tekli çalışmasının yanı sıra daha önce de  'Zelî' ve 'Akustik EP' adlı albümleri yayınlandı.

Nurhak Kılagöz ve Engin Cengiz’le beraber yaptığı çalışmalarla dikkatleri üzerine çeken Ruken Yılmaz’la müzikal yolculuğunu konuştuk.

'AİLEMİN DESTEĞİYLE KENDİMİ DAHA FAZLA ŞARKI SÖYLER HALDE BULDUM'

Küçük yaşlardan beri müziğe ilgi duyduğunu söyleyen Yılmaz, müzikal yolculuğunu şu sözlerle anlatıyor: “Bir aile dostumuzun bu yeteneğimi fark edip aileme söylemesiyle ve ailemin (özellikle babamın) desteğiyle kendimi daha fazla şarkı söyler halde buldum. İlk sahne deneyimimi 12 yaşımda gitar çalmaya başlayarak, okul müzik grubuna dahil olup yaptığımız konserlerle yaşamış oldum. Böylelikle tam olarak müzikal yolum netleşmiş oldu. 2017 yılında Koma Asiyan grubuyla yolumuzun kesişmesiyle Kürtçe müzik yapmaya başladım. Ardından 2008 yılında Marmara Üniversitesi Müzik Öğretmenliği bölümünü kazandım. 2010 yılından itibaren de Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) bünyesinde çalışmalarımı sürdürmeye devam ediyorum."

'HER ŞEYİN EN BAŞINDA NENEMİN KULAĞIMA OKUDUĞU EZGİLER VAR'

Geleneksel Kürt müziğiyle yollarının nasıl kesiştiğini anlatan Yılmaz, “Sahnede ilk geleneksel müzik okumalarım, ‘Şahiya Stranan’ projesiyle gerçekleşti. Proje sürecinde okuduğum eserlerle olumlu geri dönüşler alıyordum. Tüm bu olumlu geri dönüşlere rağmen geleneksel müzik yapma konusunda ciddi bir istek ve iddiam oluşmamıştı. Fakat geçen yıl temmuz ayında Dersim’e gidişimizle ve orada ‘Çu Çem’i yeniden yorumlamamla beraber müzikal yolculuğum yeni bir boyut kazandı ve bu yönlü çalışmalarımı yoğunlaştırdım. Fakat her şeyin en başında nenemin kulağıma okuduğu ezgiler var. Örneğin 'Xeribe' eserini ilk nenemden dinlemiştim. Bugün içinse nenemin bize stranlar okuduğu günlere geri döndüğümü hissediyorum. Yani yeni bir yola girmiş değil de, eskiden fark etmeden yürüdüğüm yolları, şimdi yeniden keşfederek yürüyorum diyebilirim” ifadelerini kullandı. 

'UMUT ŞİİRİNİN EN KIYMETLİ YANI, KIZILKAYA'NIN DÖRT DUVARLARA RAĞMEN 'UMUT' HALİNİ BU KADAR ETKİLİ TARİF ETMESİ'

Şimdiye kadar tek Türkçe kaydı olan Ruken Yılmaz, bu bestenin hikâyesini, “Münevver Kızılkaya’nın sözlerini yazdığı bu şiir, hem ilk bestem hem de Türkçe kayıt altına aldığım ilk müziğim olma özelliğini taşıyor. Kızılkaya, cezaevinde yazdığı bu şiiri on yıl önce bestelemem için bana vermişti. Uzun yıllar yayınlama fırsatı bulamadığım bu eseri, dört duvarlardan yaşamın her alanına uzanan tecrite karşı bedenini açlığa, ölüme yatıran siyasi tutsaklardan, annelerin sokağa taşan direnişinin bende yarattığı karşılığa bir nebze de cevap olabilmek adına Nurhak Kılagöz’ün de desteğiyle kayıt altına almaya karar verdim” sözleriyle dile getirirken, “Umut” adlı bestesinin kendisi için ne kadar önemli olduğunun ise şöyle anlattı: “Bu şarkının, daha doğrusu bu şiirin benim için en kıymetli olan yanı da Münevver Kızılkaya’nın (ki onun gibi binlerce tutsak vardı) dört duvarlara rağmen yaşama dair ‘umut’ halini bu kadar güzel ve etkili tarif etmesiydi. Elbette umut her insan için başka anlamlar taşır. Kimi için yeniden varoluş, kimisi için direniş… Bana sorarsanız umudun en güzel tarifi nedir diye, size söyleyeceğim bu cümleler olacaktır:

'Bir sözcük söyleyeceğim tutunacak dalın olacak,
Yaşama dair ne varsa içinde olacak.
Bataklıkta yetişen lotus çiçeği gibi kire inat,
Tertemiz kalacak.'"

'NEWROZ, DİRENİŞİN KARANLIĞA KARŞI YAKTIĞI EN AYDINLIK GÜNÜN ATEŞİDİR'

Newroz’da Cizre’de sahne alan Yılmaz, Newroz’un Kürt halkı için önemine dikkat çekerek, seslendirdiği ezgilerle beraber sahnedeki hislerini “Newroz, başta Kürt halkı olmak üzere, tüm ezilen, mağdur edilen halklar için direnişin, umudun, karanlığa karşı milyonların yaktığı en aydınlık günün ateşidir. Özellikle bu Newroz’da Cizre halkıyla buluşmak, hep birlikte aynı ezgileri okumaktan dolayı büyük mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. Son beş yılda yaşanan acılara, yıkımlara karşı başta anneler ve kadınlar olmak üzere halkın coşkusu, katılımı çok etkili ve büyük bir cevaptı. Geçmişten bugüne, sanatın, özelde müziğin, toplumların ortak duygu ve motivasyonunu, umudunu diri tutma noktasında her zaman güçlü bir etkisi olmuştur. Cizre halkıyla hep bir ağızdan aynı ezgileri, aynı coşku ve heyecanla söylediğimiz anda da bu etkinin önemini yaşadık” sözleriyle anlatıyor.

Ruken Yılmaz, en son yaptığı şarkı ve klip çalışması ise şöyle anlatıyor: “Son çalışmamız olan Nêrgiz eseri, birçok kişi tarafından yorumlanmış anonim bir ezgi. Biz de bahar ayının coşkusunu ve neşesini müziğe yansıtmaya çalışarak yeni bir düzenlemeyle birlikte dinleyicilere ulaştırdık."