Kürt meselesi Diyarbakır’da tartışılıyor

Tahir Elçi Vakfı’nın düzenlediği “Kürt Meselesi” başlığı altında gerçekleştirdiği etkinliğin ilk gününde "eşit vatandaşlık sorunu" konuşuldu. Etkinlik yarın da devam edecek.

Abone ol

DİYARBAKIR - Diyarbakır’da Tahir Elçi Vakfı tarafından “Kürt Meselesi” başlığında panel düzenlendi. “Eşit Vatandaşlık Sorunu ve Sokağa Çıkma Yasaklarından Bugüne" başlıkları altında 2 gün sürecek olan panelde ilk gün “Eşit Vatandaşlık Sorunu” üzerine akademisyen Sevilay Çelenk, avukat Mahsuni Karaman, gazeteci Gökçer Tahincioğlu, Hak İnisiyatifi’nden Reha Ruhavioğlu konuşmacı olarak katıldı. Bir otelde düzenlenen ve moderatörlüğünü Prof. Dr. Aziz Yağan’ın üstlendiği panele yaklaşık 100 kişi katıldı.

Çözüm sürecinin bittiği 2015’ten sonra Kürt meselesinin başka bir düzleme evrildiğinin belirtildiği panelde, içinde bulunulan koşullarda Kürt meselesinin yeniden ele alınmaması ve çözüm için tartışılmasının hedeflendiği vurgulandı.

KARAMAN: YARIN KÜRTÇE KONUŞMAK YASAKLANABİLİR

Konuşmacılardan avukat Mahsuni Karaman, vatandaşlık meselesinin kardeşlik kavramı ile değil, eşitlik kavramı ile ele alınmasını gerektiğini söyledi. Karaman, “Ama bazen bu bile yeterli olmuyor. Norm düzeyinde anayasal eşitlik sağlayabilirsiniz ama pratik asli olandır” dedi.

Kürtlerin hiçbir hakkının anayasal güvenceye sahip olmadığını belirten Karaman, “Yarın Kürtçe konuşmak yasaklanabilir çünkü Kürtçe konuşmayı güvenceye alan hiçbir yasa yok. TRT Kurdî kapatılabilir çünkü o da yasal değil” şeklinde konuştu.

TAHİNCİOĞLU: ÇÖZÜLEBİLECEK BİRÇOK ÇOCUK ÖLÜMÜ AYDINLATILMADI

Gazeteci Gökçer Tahincioğlu, cezasızlık politikasının Türkiye’ye has bir sorun olduğunu belirterek dosyalar üzerinden delil karartmadan birçok hukuksuz işleyişe dikkat çekti.

Tahincioğlu, “Adalete erişimin en önemli vatandaşlık ölçütlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de bu konuda olumsuz birçok örnek var. Bir bölgede daha fazla olumsuz örnek var. Hukukçu veya güvenlik uzmanı bile olmadan çözülebilecek birçok çocuk ölümleri aydınlatılmadı. Ya da 1990'lı yıllarda bölgede JİTEM eliyle gerçekleştirilen köy ve kent boşaltmaları ve katliamları dosyalarının çoğu zaman aşımı ile sonuçlandı" dedi.

ÇELENK: EŞİTLİK DİRENME HAKKI VERİR

Akademisyen Sevilay Çelenk kendi diline erişimi engellenen kişinin hayatının her alanında dezavantajlı olduğunu ifade ederek, konuyla ilgili örnekler verdi ve bu durumun dilin düşmanlaştırılması meselesiyle ilgili olduğunu söyledi.

Çelenk, “Kürtçe sahiden de böyle bir yasağın ötesine geçen bir durum. Kürt siyasetinin düşmanlaştırılması, Kürt siyasetçilerin tutuklanması, atanan kayyımlarla birlikte bütün süreçlerle düşmanlaştırmayı görebiliyorsunuz. Eşitlik direnme zemini verir, direnme hakkı verir. Kardeşlik bu duruma imkan vermiyor” diye konuştu.

RUHAVİOĞLU: KÜRT MESELESİ ETNOPOLİTİK BİR MESELE

Hak İnisiyatifi’nden Reha Ruhavioğlu ise Kürt meselesinin etnik bir sorundan çok etnopolitik bir sorun olduğunu söyledi.

Ruhavioğlu, “Kürt meselesi yüzyıllık mesele, etnopolitik mesele. Kürt meselesi çok daha uluslararası bir mesele. Türkiye askeri çözüme başvuruyor yine. Türkiye neyi inkar ettiyse, neyi kabul ettiyse ulus devlet mantığıyla yaptı. İslam algısı ulusçuluk lehine değişti. Bu nedenle Türk'e hak olan şeyi özne Kürt olunca kabul etmiyorlar. Bütün siyasi fraksiyonlar tek renge dönüşüyor Kürt meselesinde” dedi.

Konuşmacılar panelin sonunda katılımcıların sorularını da cevapladı.

Etkinlik yarın “Sokağa Çıkma Yasaklarından Bugüne” isimli oturumla devam edecek. Yarınki programa Fırat Aydınkaya, Cuma Çiçek, Ramazan Demir ve Mehmet Emin Aktar panelist olarak katılırken, oturumun moderatörlüğünü de Vahap Coşkun üstlenecek. (DUVAR)