Kuraklığa karşı önce kadınlar ve gençler

Ortadoğu ve Kuzey Afrika aşırı sıcaklığın doğrudan sonuçlarını yaşıyor. Gençler kuraklık yüzünden Eş-Şebab gibi örgütlere kayıyor. Kadınlar ve gençler gene de kendi çözümlerini üretebiliyor. Nasıl mı? Hepsi Yeşil Gündem'de...

Abone ol

DUVAR - Avrupa'da yaşanan sıcak dalgaları çok sayıda bilimsel makale ve rapora konu oluyor. Bu hafta da Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) "Arap Ülkelerinde İklim Değişikliğine Uyum" başlıklı bir rapor yayınladı. UNDP söz konusu raporunda Tunus, Mısır, Cibuti, Sudan ve Somali gibi Kuzey Afrika bölgesinde bulunan ülkelere eğiliyor.

UNDP tarafından mercek altına alınan ülkeler iklim değişikliğinin ve buna bağlı olarak yaşanan aşırı sıcakların etkisini doğrudan üstünde hissediyor. İlk olarak su stresi çeken 20 ülkeden 14 tanesi Ortadoğu Kuzey Afrika (MENA) adıyla anılan bölgede yer alıyor. Bölgedeki su kaynaklarının oranı yıllık olarak düşen yağış oranının sadece yüzde 6'sına tekabül ediyor. Bu noktada dünya ortalamasında bu oran yüzde 38.

KURAKLIK EŞ-ŞEBAB'I GÜÇLENDİRİYOR

Buna ek olarak bölgede arazi ve suyun yanlış, çarpık kullanımı da örneğin yüzde 4 gibi gayet yüksek bir ormansızlaşma seviyesine sebep olabiliyor. Kömür ve Arap zamkı (akasya zamkı) gibi kaynakların çıkarımı ve üretimi için yeşil alanlar yok ediliyor. Dakikada 230 dönümlük bir arazi 2016 yılı verilerine göre. MENA bölgesinin nüfusu 407 milyon, bugün bölgede 100 milyon kişinin yoksullukla mücadele ediyor. 2050 itibarıyla bu rakamın 635 milyona ulaşması bekleniyor.

MENA bölgesi, 2011 ve 2016 yılları arasında yoksulluk oranlarının artış gösterdiği tek bölge olarak kayıtlara geçmiş durumda. Böylesi bir durum mesela Somali gibi zaten kırılgan ülkelerde El Şabab gibi örgütlerin de büyümesine sebep oluyor. Kuraklık kaynaklı gıda güvencesizliği ve işsizlik yüzünden gençler, kitleler halinde El Şabab'a katılıyorlar. Bugün yapılan projeksiyonlarda bölgedeki su tedariki 1960'lardaki seviyenin sadece yüzde 15'i kadar olabilecek. MENA halkının yüzde 90'ı kurak, yarı kurak ve yarı nemli iklimlerde yaşıyor.

BAŞARI HİKAYELERİ DE VAR 

Bu kadar iç karartma faslından sonra UNDP bu sorunlarla ilgili muhtelif çözüm önerileri de sunuyor. UNDP'nin yaratıcı çözüm listesine vakıf olabilmek için belki de büyük değil de küçük düşünmek gerekiyor. İlk önerilerden biri özellikle Kenya'da başarılı sonuçlar elde edilmiş olan kum barajlarında mevsimsel bir nehir birikintisi üzerine 1 ila 5 metre boyunda bir duvar veya dayanıklı, sızdırmaz bentler inşa ediliyor. Bu rezervuar sisteminde su yüzeyde kalıyor, kum örtüsü aşağı çöküyor. Böylelikle su kumların aralarından sızabiliyor, akışı kesilmiyor.

Somali'deki özerk Puntland hükümeti kum barajı projesiyle ödül kazandı ve bu uygulama diğer kalkınma örgütleri tarafından da uygulamaya başlandı. Cibuti'de sis toplama adı verilen bir teknikle nemli ormanlık arazilerden su ihtiyacı sağlanabildi. Gene Cibuti'de ve Somali'de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) tarafından sağlanan Yeşil İlim Fonu (GCF) ve Az Gelişmiş Ülkeler Fonu (LDCF) vasıtasıyla kadınlar ve gençlere verilen mikrokredilerle kadınların sahibi olduğu küçük işletmeler teşvik ediliyor. Bu paralarla yeniden ormanlaştırma, el sanatları gibi yatırımlarda kullanılıyor. Kadınlara tasarruflu sulama teknikleri ve su kaynakları yönetimi konusunda eğitim veriliyor. Gençlere istihdam olanakları sağlanarak El Şabab gibi örgütlerden uzak durmaları sağlanıyor. Aynı şekilde Sudan'da Güneş enerjisiyle çalışan sulama pompaları ve yemek pişirme fırınları üretilebildi. Böylece ormanları yok eden biyoyakıtlara yüklenilmesine gerek kalmadı.

Bütün bu projeler oldukça fakirleşmiş MENA bölgesi ülkelerinde, az gelişmiş ülkeler için ayrılmış olan fonlarla gerçekleştirildi, gerçekleştiriliyor. Sıcaklar bizi bu derece bunaltıyorsa, ki bunaltıyor, daha beterini görmemek için kolları sıvamamız gerekebiliyor olabilir. Üstelik elimizde onlardan daha fazla imkan varken...