Kılıçdaroğlu’na ‘linç’ girişimi davası: 'Elimi yukarıdan aşağı doğru indirerek kalabalıktan çıkmaya çalışıyorum'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na yönelik 2019'da yaşanan linç girişimi davasında üçüncü duruşma görülüyor. Sanıklar olay günü yaşananları 'kalabalıktan çıkmak' için yaptıklarını iddia etti.

Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik Ankara Çubuk’taki linç girişimine ilişkin davanın üçüncü duruşması Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Duruşmaya; CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile milletvekilleri de katıldı. Duruşmada CHP aracına verilen zararın 24 bin 597 lira 45 kuruş değerinde olduğu açıklandı.

İddianameye göre Kılıçdaroğlu’na yönelik “Kahrolsun PKK, yuh” diye slogan atan ve Kılıçdaroğlu’nun linç girişiminden kurtulmak için sığındığı köylü Rahim Doruk’a ait evin önünde bekleyen grup içinde yer alan sanık Abdullah Gündoğdu, cenaze törenini televizyondan öğrendiğini ve Altındağ’daki evinden Çubuk’a gittiğini söyledi. Gündoğdu, 'Kılıçdaroğlu’nu görmediğini ve sadece PKK’ye karşı slogan attığını' savunarak, “Orada olayı uzaktan izledim. Kılıçdaroğlu ve beraberindekilere hakarette ve fiziki temasta bulunmadım” dedi. Gündoğdu, Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evin bulunduğu yere gidip gitmediğini yönelik soruya “Kalabalık vardı. Nereye geldiğimizi bilemedik. Sürüklendik. Ben de uzaktan toplananlarla birlikte izledim” yanıtını verdi.

'SENDELEDİM, KASTİ OLARAK YAPMADIM'

Gündoğdu’ya kendisinin de yer aldığı olay görüntüleri izletildi. Gündoğdu, hakimin “Kendini görüyor musun?” sorusuna “Net bir şekilde göremiyorum” yanıtını verdi ve görüntü yaklaştırılınca “Ben değilim hakimim” dedi. Gündoğdu’ya fotoğraflar da gösterildi ve fotoğraftaki kişinin kendisi olduğunu ancak görüntüdeki kişinin kendisi olmadığını savundu. Hakim “Aynı kişi ama” yanıtını verdi. Gündoğdu, hakimin “Elini niye kaldırdın?” sorusuna “Sendeledim, kasti olarak yapmadım” karşılığını verdi.

CHP avukatı Celal Çelik, linç girişimi sırasında Gündoğdu’nun saldırgan tutum içinde olduğunu ve kolluk ifadesinde Kılıçdaroğlu’na yönelik hakareti kabul ettiğini hatırlattı ve sanığın suçunun delillerle sabit olduğunu belirtti. Gündoğdu ise hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, “Ben suçsuzum efendim. Bizim tek şeyimiz bu vatanın polisine, askerine şey yapan PKK’ya karşı tekbirler dile getirmek” dedi.

'DÜŞMEMEK İÇİN TUTMUŞ OLABİLİRİM, KENDİSİNİ GÖRSEM TANIMAM'

İddianameye göre CHP Ankara Milletvekili Levent Gök’ün ceketini ense kısmından tutarak iten ve Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evden çıkmasını engelleyen grubun içerisinde yer alan sanık Cahit Köse, kendini şöyle savundu: “O kargaşada Levent Gök’ün olduğundan dahi haberim yok. Düşmemek için tutmuş olabilirim. Kendisini görsem tanımam. Bizim siyaset ile işimiz yok... Taş veya sopa kullanmadım. Sadece ‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’ diye bağırdım. Benden kaynaklanan bir zarar varsa karşılarım. O kadar insanın vurması varken, benden bir şey yoksa neden karşılayayım?”

Dosyadaki görüntülerin izletildiği Köse, hakimin “(Gök’ün) Ceketinden çekmeye çalışıyorsun” sözüne “Ellerimi uzatmamın sebebi arkadan iteklenmem ve öne doğru yol açmak istemem” diye yanıt verdi. Görüntülerin izletilmeye devam ettiği Köse, “Orada ben vurmadım bile. Vuranları gördüm, ama tanımıyorum” dedi.

CHP Avukatı Çelik, “Sanık selanın cumartesi günü okunduğunu ve cenazenin pazar gününe ertelendiğini söyledi. Tutanağa geçmesini istiyorum” dedi. Köse’nin bu sözleri de tutanağa geçirildi.

İddianamede Kılıçdaroğlu, CHP milletvekilleri Levent Gök ve Yıldırım Kaya’ya saldırmaya çalıştığı iddia edilen sanık Celil Ekşi, cenaze sırasında bir topluluk oluştuğunu ve iteklendiğini belirterek, “Ondan sonra zaten Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanındaydım. Oradan çıkmaya çalıştım. Kemal Kılıçdaroğlu trafik aracına bindirilmeye çalışıldı” dedi. Ekşi, kendisine olay görüntüleri izletilirken “(Kılıçdaroğlu trafik polisi aracına bildirilmeye çalışılırken) Burada özel harekatlar itekliyordu, ben çıkmaya çalışıyordum. Gözüm ameliyatlı, darbe almaktan çekiniyordum” diye kendini savundu. Ekşi, Kılıçdaroğlu’na vurmaya çalışmadığını dile getirdi ve hakimin “Neden kalabalığın olduğu yerden çıkmaya çalıştın” sorusuna “Ben de bilmiyorum ama her defasında oradan çıkmaya çalıştım” diye yanıt verdi.

Ekşi, Gök ve Kaya’ya da saldırmadığını dile getirdi. CHP avukatı Çelik, sanığın vekillere ve Kılıçdaroğlu’na saldırmaya çalıştığını belirterek, “Özel bir çaba gösterilmediği sürece orada genel başkanımıza ulaşmasının imkanı yok” dedi.

'HALKIN PSİKOLOJİSİYLE TAŞ ATMIŞIM, HATIRLAMIYORUM'

İddianamede CHP aracına taş attığı ve Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evden çıkmasını engellediği öne sürülen sanık Cevdet Sarıtaş, “Elimde taş görünüyor ama şehidin üzüntüsüyle araca vurup, vurmadığını hatırlamıyorum” savunmasını yaptı. Görüntülerin izletildiği Sarıtaş, hakime; “Efendim o anda halkın psikolojisiyle atmışım, hatırlamıyorum” sözleri ile araca taş attığını kabul etti.

'ELİMİ YUKARIDAN AŞAĞI DOĞRU İNDİRME HAREKETİYLE KALABALIKTAN ÇIKMAYA ÇALIŞIYORUM'

İddianamede Levent Gök’e sol yumruğuyla vurduğu ileri sürülen sanık Erhan Kökmen, “Ben kesinlikle Levent Gök’e vurmadım, kendisini tanımıyorum. (Yuhalamaya) Hatırlamıyorum ama katılmış olabilirim” dedi. Kökmen, hakimin “Vurdun mu?” sorusuna “Hayır, elim değmedi” diye yanıt verdi. Görüntülerin izletildiği Kökmen, hakimin “Gördün mü kendini, elini savurdun. Ne yapıyorsun o sırada?” sorusuna “Elimi yukarıdan aşağı doğru indirme hareketiyle kalabalıktan çıkmaya çalışıyorum. Vurma kastım, yok” dedi. CHP avukatı Çelik, sanığın kalabalıktan çıkmaya çalışmadığını ve vurduğunu belirtti.

İddianamede Kılıçdaroğlu ile CHP’lilere “Hainler dışarı” diye bağırdığı ve Kılıçdaroğlu’na sol eliyle vurduğu anlatılan sanık Gazi Yalama, Kılıçdaroğlu’nun sığındığı eve kalabalıkla gittiğini söyledi. Hakimin, “Niye gittin?” sorusuna, Yalama; “Kalabalık, takıldık. Gittik” diye yanıt verdi. Kılıçdaroğlu’na yönelik “Yuhh dışarı” diye evin önünde sloganlar atıldığını belirten Yalama, kendisinin bağırmadığını savundu.

'BİRİ ÖLDÜRSE ÖLDÜRECEK MİYDİN?'

Hakimin Kılıçdaroğlu’nun evi önünde neden beklediğine ilişkin “Birisi öldürse sen de öldürecek miydin?” sorusuna, Yalama; “Bekledim, kalabalık. Kılıçdaroğlu’nun evde kaldığı sürede bekleme nedenim kalabalığa uymamdır” yanıtını verdi. Yalama olay anında eli yukarıda olarak çekilmiş fotoğrafını “Şehitler ölmez, vatan bölünmez’ sloganı atıyordum” diye açıkladı. Yalama, elini Kılıçdaroğlu’nun kafasına doğru indirdiğini ancak vurmadığını kaydederek, “Yuhalama yaparken elimi ileri doğru indirdim, kaldırdım. Vurmadım” dedi.

ERKEK: ARKA PLANDAKİLER ADALETİN KARŞISINA ÇIKARILAMIYOR

Duruşma devam ederken CHP’nin Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel açıklama yaptı. Dava sürecini değerlendiren Erkek, “Siyasi tarihimizin kara bir lekesi olan Çubuk linç girişimi davasının duruşmasındayız. Bu dava yargı bağımsız olmadığı için Çubuk’ta asliye ceza mahkemesinde görülüyor. Bu davanın Ankara Adliyesi’nde ağır ceza mahkemesinde görülmesi gerekir. Organize, planlı taammüden öldürmeye teşebbüs eylemiyle karşılaştık. Bu aslında demokrasiye yönelik ağır bir saldırıydı.

Bu saldırıyı organize edenler dışarıdan Çubuk’a getirilmişti. Burada bazı sanıklar yargılanıyor ama gerçek sanıklar, arka plandakiler adaletin karşısına çıkarılamıyor. Tüm adaletsizlikleri adaletle ortadan kaldıracağız. Bu iktidar değişmediği sürece adalet hiçbir yerde tecelli etmeyecek. Soma’da, Çorlu tren katliamı davasında Çorlu’da da Ankara Gar Katliamı davasında da Berkin Elvan’da da adalet tecelli etmeyecek. Bu adaletsiz düzeni mutlaka değiştireceğiz. Bu davanın da sonuna kadar takipçisi olacağız" diye konuştu.

ÖZEL: ORADA TOPLANAN TAŞLARIN, ÖNCEDEN İSTİFLENMİŞ SOPALARIN SAHİBİ ORTADA YOK

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise, “Biz salonda sanıkların gözünün içine bakıyoruz. Onlar bizim gözümüzün içine bakamıyorlar. Büyük bir utanç var ellerinde, alınlarında. Bugüne kadar bazı siyasiler tarafından şımartılan ‘mert insan, sert insan’ denilenlerin hakim karşısında savunmalarını gördük. Bütün Türkiye dışarıdan toplanmış, Çubuk’un da adını karalayan bu linç girişimindeki faillerin gerçek yüzlerini gördü.

Orada toplanan taşların, önceden istiflenmiş sopaların sahibi ortada yok. Hepsi ‘ben yapmadım ben görmedim’ diyor. Hepsi ‘biri beni arkadan ittirdi’ diyor ama o arkadan ittiren ortada yok. Biz o arkadan ittireni biliyoruz. O şeytanlaştıran, kutuplaştıran, hedef gösteren, kendi siyaseti için kendisinden başka herkesi terörist gibi gösteren kirli siyasettir. Biz azmettiriciyi biliyoruz. O azmettirici siyaseten tükenmişliğin önüne geçebilmek için her türlü yalana, iftirayı kendi siyasetini güçlendirebilmek için kullanmaktadır.

Kemal Kılıçdaroğlu Artvin Şavşat’ta PKK’nın 1 askeri şehit ettiği saldırıdan kurtulmuş kişidir, PKK’nın hedefidir. Adalet Yürüyüşü’nde öldürülmesi için IŞİD’in minibüs aldığı, içine bombaları koyduğu, saldırıya giderken yakalandığını İçişleri Bakanlığı açıklamasından öğrendiğimiz IŞİD’in hedefindeki kişidir. Her şehit cenazesinde vardır.

Buradaki gözü dönmüşleri azmettirenlerden tarih önünde hesap soracağız. Bu mahkemenin gecikmesine kimse sevinmesin geciktikçe daha özgür bir Türkiye’ye yaklaşıyoruz. Oyalandıkça yargının bağımsız olduğu başka bir süreç geliyor. Hem bu içeridekilerden hem azmettirenlerden burunlarından fitil fitil getirerek hesap soracağız" diye konuştu.

NE OLMUŞTU?

Hakkari Çukurca'da vefat eden Piyade Er Yener Kırıkçı'nın, 21 Nisan 2019 Pazar günü Akkuzulu Köyü'ndeki cenaze törenine katılan Kılıçdaroğlu ve beraberindeki CHP heyetine yönelik linç girişimi yaşanmıştı. Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimine ilişkin Çubuk 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılanan davanın ilk duruşması 30 Kasım 2020’de, ikinci duruşması 1 Mart 2021'de yapıldı. Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Osman Sarıgün “Unuttum, çok zaman geçti” demişti. Sanık Vahit Delibaş ise “Kılıçdaroğlu’nu öldürmek isteseydik, zaten çıkamazdı. O kadar kalabalık vardı” diye kendisini savunmuştu. Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evden çıkmasını engelleyen grup içinde yer alan sanıklardan Halis Daştan da, "Hiçbir şey hatırlamıyorum, hiçbir şeye katılmadım" ifadelerini kullanmıştı. Sanık Engin Üce ise "Kalabalıkta yumruk filan yok. Zaten iteleniyoruz. Sadece itelemeyle alakalı oraya karıştım" savunmasını yapmıştı. İlk iddianamedeki 36 kişi hakkındaki davaya, 21 kişi daha eklendi. Linç girişimine ilişkin 10 çocuğun yargılaması ise ayrı yürütülüyordu. Çocukların 18 yaşını doldurması ile onlar da ana dosyaya eklendi ve toplam sanık sayısı 67’ye çıktı. (ANKA)