KESK Ankara'ya yürüyor: Bu hükümet emekçilere sırtını dönmüş

Üyelerine yönelik baskı, ihraç ve sürgünlere karşı İstanbul'dan Ankara’ya yürüyüş başlatan KESK, İzmit’te basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında konuşan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, “Bu yürüyüşümüz, bu ülkede güvenceli çalışma koşullarının sağlanması için, bu ülkenin emekçileri ekonomik güçlük yaşamadan, insanca yaşanacak bir ücrete kavuşsun diye” dedi.

Abone ol

Ogün Akkaya

KOCAELİ - Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, (KESK) üyelerine yönelik ihraç, sürgün ve baskılara karşı Ankara’ya yürüme kararı aldı. "Çalışma hakkımı, işimi istiyorum" sloganıyla İstanbul'dan Ankara'ya gerçekleştirilecek yürüyüş, bugün Mecidiyeköy’de bulunan Cevahir İş Merkezi önünden başlatıldı. Yürüyüş sırasıyla Kocaeli, Yalova, Bursa ve Eskişehir’i kapsayacak. Yürüyüş eylemi, Ankara’da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın önünde gerçekleştirilecek kitlesel basın açıklamasıyla son bulacak.

İzmit’te bulunan İnsan Hakları Parkı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasında "İşimi, ekmeğimi geri istiyorum", "İhraçlara, açığa almalara ve baskılara teslim olmayacağız" ve "KHK’ler gidecek, biz kalacağız" yazılı pankart açıldı, "AK Parti’ye kul, sermayeye köle olmayacağız" sloganı atıldı.

‘BİZ ÜRETİYORUZ, YÖNETEN DE OLMAK İSTİYORUZ’

Yoğun kar ve yağmur yağışı altında gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, yaptıkları yürüyüşün tüm işçiler için güvenceli ve insanca yaşama koşulların sağlanabilmesi için gerçekleştirildiği belirtti.

Gezen, “Eğitim, sağlık, çalışma seyahat ve seçme seçilme haklarımız gibi en temel vatandaşlık haklarımız gasp edilmiştir. Belediyelere atadıkları kayyumlar yetmiyormuş gibi kalkıp bir de burada onlarca yüzlerce emekçilerin haklarını çiğnediler. İşçileri, işlerinden sorgusuz sualsiz attılar. Yönetemedikleri, ele geçiremedikleri yerlere ya kayyum atayarak ya da onları yasalarla oynayarak almaya çalıştılar. Biz üretiyoruz, yöneten de olmak istiyoruz. Dolayısıyla bu yürüyüşümüz bu ülkede güvenceli çalışma koşullarının sağlanması için, bu ülkenin emekçileri ekonomik güçlük yaşamadan, insanca yaşanacak bir ücrete kavuşsun diye” ifadelerini kullandı.

‘SAĞLIK HİZMETLERİNE VE AŞIYA ERİŞMEK İÇİN TORPİL BULMAK ZORUNDAYIZ’

Yürüttükleri mücadelenin aynı zamanda barış, emek ve laiklik mücadelesi olduğunu dile getiren Gezen, iktidarın bütün kamusal hizmetleri piyasaya açtığını söyledi.

Gezen, “Zenginlere ve sermayeye öncelik veriliyor. Bugün sağlık hizmetlerine ve aşıya erişmek için torpil bulmak zorundayız. Pandemi ile birlikte paketler çıkardılar. Hiçbir pakette halkın, emekçinin yararına tek bir satır çıkmadı. Bu hükümet emekçilere sırtını dönmüş. Tamamen sermayenin diktasını emekçilerin üzerinde kabul ettiren bir iktidar. Bu yüzden her gün biraz daha faşizm dikta ediliyor. İktidarın bu yapı tekliflerine karşı çıktığımız için bu noktadayız” dedi.

‘İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI DEDİLER ALTINDAN DAHA BÜYÜK HAK KAYIPLARI ÇIKTI’

HDP’nin kapatılması için iddianame hazırlanması, HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi ve İstanbul Sözleşmesi’nin feshine de değinen Gezen, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"‘İnsan Hakları Eylem Planı’ dediler, ‘Yeni anayasa’ dediler altından daha büyük hak kayıpları çıktı. Bunları ne zaman ağızlarına alsalar, emekçilerin haklarının yoksullaşacağını deneyimlerimizden biliyoruz. Ömer Faruk Gergerlioğlu gibi KHK’lilerin haklarını her koşulda savunan bir milletvekilinin vekilliği hukuksuzca düşürüldü. Hemen arkasından HDP’ye kapatma davası açıldı. Bugün bizlerin mücadelesi emekten yana bir rejimin kurulması, bir arada barışın sağlanması ve laik demokratik bir cumhuriyetin olması mücadelesinden asla ayrı değildir. Bir gece kararıyla, Cumhurbaşkanı'nın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. Kadınların karşı karşıya kaldığı şiddet ortada. Bu ülkede son bir günde altı kadın öldürüldü. Sırf cinsel yönelimi farklı diye translar, LGBTİ+ bireyler öldürülüyor. Bu ayrımcı dile asla müsaade etmeyeceğiz."