Kazı başkanı Taşkıran: Karain 400 bin yıllık arşiv

Karain Mağarası’nda insan izlerinin 400 bin yıl geriye gittiğini söyleyen Kazı Başkanı Taşkıran, “Karain tam bir paleolitik arşiv niteliğinde. Mağarada yerleşim kesintisiz şekilde devam etmiş" dedi.

Abone ol

ANTALYA- Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde, tarihi şimdilik 400 bin yıl önceye uzanan Karain Mağarası’nda yürütülen kazılara başkanlık yapan Prof. Dr. Harun Taşkıran, Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Topluluğu’nun birlikte düzenlediği Akdeniz Arkeoloji Söyleşileri’nin konuğu oldu. 1946’dan bu yana arkeoloji kazıların sürdürüldüğü mağaranın prehistorik bir arşiv olduğunu, İlk Paleolitik Çağ'dan bu yana bütün dönemleri kesintisiz olarak barındırdığını söyleyen Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Taşkıran, buluntuların 100 bin yıl daha eskiye gidebileceğini belirtti. 38 yıldır Karain’de çalıştığını dile getiren Taşkıran, eylül ayında emekli olarak kazı başkanlığını yeni bir isme devredeceğini de duyurdu.

TÜRKİYE’DEKİ TEK NEANDERTAL

Karain Mağarası’nın Prof. Dr. İsmail Kılıç Kökten tarafından keşfedildiğini ve ilk arkeolojik kazının 1946’da başlatıldığını aktaran Taşkıran, 1973’e kadar aralıklarla devam ettiğini söyledi. Kökten’in vefatından sonra 10 yıl ara verildiğini aktaran Harun Taşkıran, 1985’ten itibaren Prof. Dr. Işın Yalçınkaya başkanlığında modern ve sistemli kazıların yeniden başlatıldığını hatırlattı. Yalçınkaya emekli olduktan sonra 2015’ten itibaren de asistanı olan kendisinin başkanlığında kazıların sürdüğünü vurgulayan Taşkıran, Karain Mağarası’nın Türkiye’de Neandertal iskelet parçaları bulunan tek mağara olduğunun altını çizdi.

KAZILAR 2 GÖZEDE DEVAM EDİYOR

Denizden yaklaşık 480 metre yüksekte yer alan ve paleolitik çağlardan Roma dönemine kadar sürekli kullanılan mağarada 7 göze bulunduğunu belirten Taşkıran, kazıların B ve E gözelerinde yoğunlaştığını kaydetti. E gözünde 12 metrelik bir katman olduğunu ve bütün paleolitik dönemleri kesintisiz olarak verdiğini söyleyen Taşkıran, B gözünde ise epipaleolitik ve neolitik tabakaların yer aldığını açıkladı. Neolitik dönemin genel olarak insanların mağara dışında yerleşimler kurduğu, tarımın başladığı çağlar olarak tarif edildiğini anımsatan Taşkıran, “Fakat Karain’de neolitik dönem de var. İnsanlar bu çağlarda da mağarada yaşamaya devam etmişler. Karain bu anlamda da özgün bir kazı alanı” şeklinde bilgi verdi.

KARAİN KAZILARI ÇOK MEŞAKKATLİ

Dış duvarlarında Roma çağından kalma kitabe ve nişler bulunan mağarada 35 kişilik ekiple yürütülen kazı çalışmalarının son derece meşakkatli olduğunu dile getiren Taşkıran, dişçi aletleri, küçük mala ve fırça yardımıyla çıkarılan dolgu toprağın, kovalarla 470 basamak aşağıdaki laboratuvara götürüldüğünü anlattı. Mağara kazılarının diğer kazılardan farklı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Taşkıran, “İğneyle kuyu kazmak gibi santim santim ilerliyoruz. Çok ince ve titiz bir çalışma gerektiriyor, çünkü çok eski dönemleri çalışıyoruz. Geriye dönük hiçbir şeyin gözden kaçmaması gerekiyor. Tüm kazı toprağı üç farklı elekte elenip, yıkanıyor kurutuluyor ve içindeki bütün kültürel kalıntıları ayıklanıyor. Çalışmaların uzun yıllardan bu yana devam etmesinin nedeni budur” diye konuştu. (DUVAR)