Katar’dan OPEC kararı: Petrole değil LNG'ye bak!

Körfez ülkesi Katar, OPEC’ten 2019’da çekileceğini duyurdu. OPEC’teki üretim oranı sınırlı olan Katar bu kararıyla kendisine abluka uygulayan Suudi Arabistan’ı zor durumda bıraktı. Bunun yanında doğalgaz üretimine ağırlık vereceğini ifade eden Doha, Washington ve Camberra’ya 'piyasayı size kaptırmam' mesajı vermiş oldu.

Abone ol

ANKARA - Katar Enerji Bakanı Saad el Kaabi Katar’ın Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nden (OPEC) 1 Ocak 2019 itibariyle OPEC’ten çekileceğini duyurdu. Katar’ın bu kararı OPEC ve enerji piyasalarında yankı buldu. Petrol fiyatları bu duyurunun ardından yüzde 5 arttı ve Brent cinsi ham petrol 62 dolara çıktı. Kararın 6 Aralık’ta yapılacak OPEC toplantısı öncesi gelmesi dikkat çekici. Katar’ın bu kararında hem siyasi hem de enerji piyasasındaki rekabet etkili oldu.

KATAR OPEC’TEN NEDEN AYRILIYOR?

Katar Enerji Bakanı Saad el Kaabi yaptığı açıklamada Katar’ın kararında 'teknik sebeplerin etkili olduğunu' ifade etti. Katar petrolden ziyade enerji piyasasında 'sıvılaştırılmış doğalgaz' (LNG) devi olarak biliniyor. El Kaabi tam da bu noktaya vurgu yaptı ve Doha’nın şu anda 77 milyon ton olan LNG üretimini 110 milyona çekme hedefini hatırlatarak doğalgaz üretimine ağırlık vermek istediklerini açıkladı. Doğalgaz üretimi öncelikli olacağı için de 'petrolün ikincilleştiğini' ifade etti. Bu nedenle de “OPEC’ten çekiliyoruz” dedi. Ancak dikkat çekici olan OPEC'te Katar gibi doğalgaz üreten başka ülkelerin de bulunması... Bu ülkeler petrol üretimlerini ikincilleştirseler bile böylesi radikal adımlar atmaktan kaçınıyorlar. Peki Katar’ın bu keskin kararı gerçekten de 'teknik sebepler'e mi dayanıyor? Enerji Bakanı'nın 2017’den bu yana Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Katar’a dönük yaptırımları ve ablukasına yaptığı vurgu durumun 'teknik sebepler'den ziyade siyasi boyutuna dikkat çekiyor. Kararın zamanlaması dikkate alındığında Katar, örgütten çekilerek Suudi Arabistan ile beraber kendisine abluka uygulayan ülkelerin politikalarından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Kaşıkçı cinayeti sonrasında Suudi basınının "Katar’ın kendilerine komplo kurduğuna" dönük yorum ve manşetleri de kararda etkili olmuşa benziyor. Bu yoruma göre Suudi Arabistan’ın "OPEC lideri" olarak örgüt üyelerini dışlaması ve kendi siyasi hesaplarını OPEC’ten üstün tutmasına karşı Katar’ın yapacak başka bir şeyi kalmadı. Peki Katar’ın çekilmesi OPEC’teki dengeleri değiştirir mi?

AĞIRLIĞI NE KADARDI?

OPEC 1960’ta petrol üreticileri arasında özellikle çok uluslu şirketlere karşı üretici ülkeleri güçlendirmek için oluşturuldu. Örgüt Suudi Arabistan, İran, Kuveyt, Irak ve Venezuela tarafından Bağdat Konferansı’yla kuruldu. Katar 1961’de katıldı. Yani örgütün eski üyelerinden biri.

OPEC'i önemli kılan, 15 üyesiyle beraber küresel petrol arzında kilit merkezlerden birisi olması. Son dönemlerde örgütün küresel petrol piyasasında ağırlığı arttı ve daha önce petrol pastasında yüzde 33’lerde olan payı yüzde 40’lara yaklaştı.

OPEC verilerine göre Katar’ın bu pastadaki payı ise Ekim 2018 itibariyle günlük ortalama 609 bin varil. 2018’in ilk on ayında Doha, 600 bin varil günlük üretim yaptı. Bu veriler dikkate alındığında Katar’ın petrol üretimi OPEC içinde son sıralarda yer alıyor. Örneğin OPEC’in lideri Suudi Arabistan’ın 2018’in ilk on ayındaki üretim ortalaması günlük bazda 10 milyon varil. Ekim 2018’de Suudi Arabistan günlük bazda 10,600 milyon varil petrol üretti. Bunun yaklaşık 8 milyon varili ihraç ediliyor. Üretim düzeyi örgütte ülkelerin ağırlığını ve kararlara etkisini belirleyen en önemli etken. Örneğin Suudi Arabistan’ın üretimi onu doğal olarak örgütün lideri konumuna getirdi. Buna karşın Katar petrol üretimiyle yalnızca Suudi Arabistan’ın değil, İran, Irak, Kuveyt gibi ülkelerin de gerisinde kalıyor. Dolayısıyla OPEC’te Katar’ın varlığı sembolik açıdan önemli ancak üretim açısından hayati değil. Geçtiğimiz ay ABD yaptırımlarına maruz kalan İran’ın günlük üretimi 3,800 milyon varil düzeyindeydi.

LNG PİYASASINDA KIZIŞAN REKABET VE KATAR’IN KARARI

Katar, dünyanın en büyük doğalgaz sahası, North Dome’u İran ile paylaşıyor. Doha bu sahada daha çok LNG üretimi yapıyor. Katar’ın üretimi öyle dikkat çekici ki ülke, küresel enerji piyasasının lideri konumunda. Doha’nın üretim ve ihraç verileri bu isimlendirmenin de temel nedeni. Uluslararası Gaz Birliği 2017 verilerine göre Katar, 81 milyon ton LNG ihraç etti. Bu veriler uyarınca Katar, küresel LNG piyasasının neredeyse yüzde 30’unu elinde tutmuş oluyor. En büyük rakibi Avustralya, 2017’de 56.2 milyon ton LNG ihraç etti. Bu oranla Avustralya LNG piyasasının yüzde 22’sine sahip. Onu Malezya ve Nijerya takip ediyor.

Katar, önümüzdeki üç yılda doğalgaz üretimini yüzde 30 düzeyinde artırmak istediğini sık sık dile getiriyor. Doha’nın hedefi 2020’de toplam 110 milyon ton gaz ihraç etmek. Enerji Bakanı'nın basın açıklamasında 'doğalgaz alanına odaklanmak istiyoruz' demesinin nedeni de konulan bu çıta.

Katar’ın hedeflerini artırması ve doğalgaz üretiminde kamçılanmasının nedeni küresel piyasada doğalgaza olan talepteki artış. Doğalgaz 2017’de küresel enerji talebinin yüzde 25’ini karşılıyor. Bunun yüzde 10’u LNG’den sağlanıyor. Doğalgaz üreticilerinin, “üretimi artırın, basın gaza” demesinin en önemli nedenlerinden biri, Çin ve Hindistan başta olmak üzere tüketim cephesinden gelen talep. Bu talep, 2023’te doğalgazın küresel enerji piyasasındaki payının yüzde 35-40’lara çıkması demek. Uluslararası Enerji Ajansı 2023 Projeksiyonu'na göre 2017’de 391 milyar metreküp (bcm) olan LNG tüketiminin 2023’te 505 bcm’e çıkması öngörülüyor. Bu talebin yüzde 60’ı Güney Kore, Japonya ve Çin’in olduğu Asya Pasifik’ten geliyor.

Talebin en fazla artacağı ülkeyse dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin. Çin’in doğalgaz talebinin 2017-2022 arasında yüzde 60 artması öngörülüyor. Bu oranla Çin dünyanın en büyük doğalgaz ithalatçısı olacak. İşte bu noktada Uzakdoğu'nun devine kimin en fazla gaz satacağı rekabeti var.

LNG’DE ÇETİN REKABET: GEMİLER YOLA ÇIKSIN

Küresel olarak doğalgaza olan talep, özellikle bunun LNG alanından gelmesi, LNG üreten ülkelerin stratejilerini derinden etkiliyor. Hali hazırda Katar’ın LNG piyasasındaki en büyük rakibi Avustralya. Ancak rekabetin çetinleşmesinin nedeni eski üreticiler değil, piyasaya hızla giriş yapan yeni bir rakip: ABD! ABD kaya gazı devriminden sonra küresel LNG piyasasına süratle giriş yaptı ve yönünü tüketimin merkezi Asya Pasifik’e çevirdi. ABD’nin 2017’deki LNG ihracatı 8.9 milyon ton. İhracatının ilk sırasında Meksika var. Onu Asya Pasifik takip ediyor. ABD 2020’de 17 milyon ton gaz ihraç etmeyi hedefliyor ve bunun büyük bir kısmını, anlaşmalar yapmaya başladığı, Güney Kore, Japonya, Çin ve Hindistan’a satmak istiyor. Söz konusu ithalatçılar Katar’ın da LNG sağladığı ülkeler. Tam da bu nedenle Doha, kendi pastasını Washington’a kaptırmak istemiyor. Üstelik sadece ABD değil Avustralya da, “üretimi artırın, gemileri doldurun” diyerek stratejisini güncelledi.

Uluslararası Enerji Ajansı'na (IEA) göre 2023’te LNG’de üç büyük aktör Katar, ABD ve Avustralya olacak. Aktörlerin adları tamam, ancak payları belli değil. Bu nedenle her üç ülke de Asya Pasifik’e dönük projeksiyonunu güncelledi ve üretimi artırmaya koyuldu. Üretimi artırmak, fiyatı indirmek, siyasi krizleri fırsata çevirmek dahil aktörler çeşitli stratejilerle hareket ediyor. Örneğin ABD-Çin ticaret savaşının başlamasının ardından Çin, ABD’den LNG alımını askıya aldı. Bu boşluğu Katar doldurdu ve Çin ile 20 yıllık LNG tedarik anlaşması yaptı. Ancak G-20’de Çin ile ABD’nin üç ay boyunca ticaret savaşına mola verme kararı Katar’ın gelecek hesaplarına etki ediyor. Bu nedenle Doha elini çabuk tutmak zorunda.

Sonuç olarak Katar’ın OPEC’ten çekilmesi, bunun 6 Aralık’taki OPEC toplantısı öncesinde gelmesi, petrol üretimi açısından tehlike çanlarının çalması anlamına gelmiyor. Katar’ın OPEC’teki varlığı üretim oranları uyarınca sembolik öneme sahip. Ekonomik etkiden ziyade ilk defa bir Körfez ülkesinin OPEC’ten ayrılması açısından önemli. Nitekim Katar da seçtiği duyuru tarihi açısından stratejik davrandı ve Suudi Arabistan ile 'Arap koalisyonu'nun kendisine uyguladığı kuşatmaya dikkat çekti. Dahası Rusya ve OPEC arasında üretimi düşürme kararına gölge düşürdü. Ancak etkisinin siyasi ve sınırlı olacağı kesin. Katar aslında bu kararla lider olduğu LNG alanında rakiplerine mesaj verdi. ABD ve Avustralya’ya “gerekirse petrol üretmem LNG’de payımı size kaptırmam” dedi. Dolayısıyla gelişmeleri LNG piyasası üstünden takip etmek daha yol gösterici olacak.