Karanlığın Vaizi: Aleister Crowley

Crowley, yalnızca toplumun geleneksel dinlerden uzaklaşacağını ve ezoterik bir inanç olan Horus’un Aeon inancını kucaklayacağını öngörmekle kalmadı, bu değişiklikleri gerçekleştiren dinamiğin de bir parçası oldu.

Abone ol

DUVAR- 1877 yılının Kasım ayında Londra’da bulunan Gilbert ve Sullivan Tiyatrosu’nda “The Sorcerer” (Büyücü) operası gösterime girmişti. Bir büyücünün yanlış uyguladığı bir aşk iksiri, ortaya çıkan kaos ve güçlü bir büyünün kullanımı nedeniyle ödenmesi gereken bedel hakkında esprili, eğlenceli bir hikayeydi. Opera büyük ilgi görmüştü; zira, doğaüstü ve gizemli hikayelere aç olan bir kültüre sunuluyordu. Buradan yalnızca 160 kilometre uzakta Edward adında iki yaşında bir çocuk yaşıyordu. Edward, kuşağının en meşhur ve en rezil büyücüsü, sihirbazı ve gizemli figürü olmak için doğmuştu ve yakında herkes onu tanıyacaktı.

Edward Alexander Crowley, Victoria döneminin ortalarında, 1875 yılında İngiltere-Leamington’da dünyaya geldi. Popüler bir bira fabrikasının sahibi olan başarılı bir ailede doğmuştu. “Crowley Ale” markası sevilmekteydi ve belki de “Crowley” isminin karga (Crow-) kısmının doğru telaffuz edilebilmesi olması için etiketin üzerinde bir karga çizimi bulunuyordu.

Edward yıllar sonra, adını Aleister olarak değiştirdi ve bu, benzersiz bir isimdi.

ŞEYTANA MI TAPIYORDU?

Crowley’i araştıran herkes, onun ne kadar ışıltılı olduğunu ve “karşıt” olmaktan ne kadar hoşlandığını bilmektedir. Eğitim sürecinde “İncil’in derin araştırmalarını” gerektiren yoğun bir dini tarikat olan “Plymouth'un Yeni Kardeşleri” grubunda bulundu. Bu atmosferde büyümek, kendisine Kutsal Yazı’ya erişim sağladığı gibi, içten içe hissettiği bunun dar bir dini öğreti olduğu fikrini de sağlamlaştırmıştı.

Öte yandan, Şeytan’ın boynuzlu, toynaklı ve canavar benzeri görüntüsü, bir Doğa temelli Yunan efsanesi karakteri olan Pan’ın tasviriyle vücut bulmuştur. Crowley’nin Şeytan’a inanmadığını söylemek mümkün değilse de onun açısından yalnızca Doğa’nın kudreti ve yaratma gücü, toplumsal alanda saygı uyandıran bir olgudur.

Kendisini “Canavar” olarak adlandırmıştı. Tahminen eski çağlara ve modern dinlerin inkâr ettiği Tanrı ve Tanrıça kavramına, doğaüstü yaratıklara geri dönüşüyle ilgili yaklaşımından kaynaklanıyordu. Aynı zamanda cinselliği ve kendi cinselliğini benimseyerek bunları kendi eseri olan Büyü kültüne dahil etti. Böylece hedonistik (hazcı) bir sapkın olma konusunda şöhret kazandı. Kötülük tutkusu taşımıyordu ve genellikle barışı övüyordu; ancak yine de ithamlardan kurtulamadı.

Hakkında yaratılan efsaneler, belki de kendi şöhret tutkusu nedeniyle, amacının ötesine taşmıştı.

GİZLİ TARİKATLAR

Crowley, yirmili yaşlarının sonlarında, beğenilen, sosyal çevrede yükselmiş, merak edilen ya da lanetlenen birçok ezoterik (gizemci) gruba katıldı. Arthur E. Waite'in eseri olan “Kara Büyü ve Paktlar Kitabı”ndan esinlenen Crowley, 1898'de “Büyük Beyaz Kardeşlik” olarak bilinen Altın Şafak Hermetik Cemiyeti’ne katıldı. Bu gizli topluluktaki üyeler seçkin ve güçlü toplum kesimlerden oluşuyordu. Orada törensel büyü ve ilaçların ritüel kullanımı ile tanıştı.

1899’daysa eski George Pickingil adlı cadılar meclisinin üyesi olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte, sorumsuz tavrı ve eşcinselliğe olan eğilimleri (ki o zamanlarda şok edici, hatta mide bulandırıcı olarak görülüyordu) nedeniyle uzun süre eleştirildi. Topluluğun bir rahibesi daha sonraları onu “kirli, kötü niyetli ve kısır bir canavar” olarak tanımlayacaktı.

Crowley ayrıca, çeşitli gruplarla ilişkiye geçerek ve birkaç yüksek rütbeli Masonla iyi ilişkiler kurarak bir Mason oldu. Crowley, otobiyografisinde, İskoç Locası’nın 33’üncü (yani en üst) derecesini Meksika’da bulunduğu süreçte kazandığını aktarmaktadır.

Ünlü Mason yazar Mark Yarker’ın yardımıyla Crowley, Anglo-Sakson Locası’nda, Fransa’da ve ‘Cerneau’ İskoç Riti’nde Masonik dereceler elde etti. Birçok Mason örgütü tarafındansa bahsi geçen Masonik organların hiçbiri geçerli kabul edilmediği için asla resmi bir Mason olarak kabul görmedi.

AJAN 666

Crowley hakkında hilekâr olduğunu resmeden çeşitli karikatürler basında yayınlandığı zaman, kendisi bir kara büyücü, satanist ve uyuşturucu bağımlısı olarak ifşa edildi ve “Dünyadaki En Kötü Adam” olarak adlandırılmaya başladı. Bununla birlikte, sınıflandırılamayan belgeler, bunun İngiliz istihbaratının bir temsilci olarak çalışmasını engellemediğini de ortaya koyuyordu. Bu, İngiliz Kraliyeti’nin meşhur okültistlerin -karanlık sanatlarla ilgilenen kişilere verilen sıfat- hizmetlerini kiraladığı ilk sefer değildi; bu tür ilişkilerin ünlü bir örneği olarak John Dee ve Kraliçe I. Elizabet arasındaki bağlantı örnek gösterilebilir.

Crowley’nin casusluk kariyeri konusundaki en önemli çalışma Richard B. Spence’in “Ajan 666” adlı eseridir. Gizli Ajan 666, İngiliz, Amerikan, Fransız ve İtalyan arşivlerinden toplanan belgeleri kullanıp sansasyonel biçimde Crowley’in Lusitania adlı geminin batırılmasında önemli bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. İspanya hükümetini deviren bir komplo, İrlanda ve Hindistan’ın milliyetçi kalkışmalarının engellenmesi ve 1941 yılında Rudolf Hess’in uçuşu da Crowley’nin etkin olduğu operasyonlar olarak aktarılır.

II. Dünya Savaşı sırasında Crowley, Alman yanlısı makaleler yayınladığı “The Fatherland” (Atayurdu) adlı bir Alman dergisinin editörlüğüne başladı. Daha sonra bu yazıların saçma ve tuhaf olduğunu iddia ederek, dergi olarak, nihayetinde İngilizlerin davasına yardımda karar kıldılar. Crowley, müttefiklere yardım amacıyla çoğu kişinin reddettiği birçok fikir öne sürdü. Sonraları görevden alınmış olsa da bu fikirlerden biri hayata geçirildi. Bu fikir çerçevesinde, Almanya kırsalında, savaşın yakında gerçekleşecek korkunç sonucunu anlatan ve Nazi liderliğini Şeytan olarak tasvir eden gizli broşürler dağıtıldı. İletişim, propaganda ve kamuoyunun yönetimi alanında gerçek bir uzmandı.

EMEKLİLİK DÖNEMİ

Crowley, New England bölgesiyle de bağlantılıdır ve Newfound Gölü’nün ucundaki New Hampshire’daki Hebron’a yakın bir yerde bulunan küçük bir kulübeye yerleşti. 1913-1918 yılları arasında Crowley ile birlikte bazı astroloji kitapları yazmış olan Evangeline Adams isimli bir arkadaşına ait olan bir evde yaşadı.bir   1916 yılında Crowley, her türlü gizli ve esrarengiz şeyi yapmakla suçlandığı “büyülü emeklilik” döneminin bir parçası olacak dört ayını o evde geçirdi.

Orijinal ve hâlâ özel olan 200 yıllık o ev hâlâ yerinde durmaktadır. Bu mülkte, ana bina ve Adams’ın kendisi için bir çalışma alanı olarak inşa ettiği ikinci küçük bir beyaz bina vardır. İronik olarak, ev doğrudan bir kilisenin yanında bulunmaktadır.

Bugün Crowley, yanlış anlaşılmış bir mistik deha ya da kaba bir şarlatan, ruhanî aydınlanma dönemi için bir peygamber, “doğru” insanlığın ya da uyuşturucu bağımlılığının vaizi, cinsel özgürlük hareketinin öncüsü, yahut Anti-Christ’in (Tanrı Düşmanı) şeytani bir habercisi olarak anılıyor. Manevi görüleri gerçek miydi yoksa binlerce takipçisi için bir şov muydu? Bu soruyu bugün cevaplamak pratik olarak imkânsızdır. Crowley gençlik yıllarında ünlü olmak ve tarihin gidişatını değiştirmek istiyordu ve kendi yolunda her iki hedefe de ulaşmıştı. Kendine özgü karakteri, onu bir kült simgesi haline getirmekle kalmıyor, felsefi ve ezoterik eserleri bugün ana akım kültür ve maneviyatı etkileyen önemli bir güç olarak varlığını sürdürüyor.

Crowley, yıllar geçtikçe silinip giden tarihsel figürlerin aksine, 21. yüz yılda giderek artan bir etkiye sahiptir. Ancak bu sadece şansın ya da doğal gelişimin bir sonucudur. Crowley ve O.T.O. (dahil olduğu gizli cemiyetlerden birisidir) İngiliz ve Amerikan hükümetlerinin üst düzey üyeleri ile bilim, hukuk ve kültür alanındaki etkili isimlerle ilişkilerini sürdürdü. Illuminati topluluğuna dahil olan dünya seçkinleri, Crowley’nin “Thelema” adlı eseriyle mükemmel bir uyum içinde yaşamaktadırlar. Bu bağlantılar, çalışmalarının popüler kültürde yaygınlaştırılmasını ve kabul edilmesini kolaylaştırmıştır. Crowley, yalnızca toplumun geleneksel dinlerden uzaklaşacağını ve ezoterik bir inanç olan Horus’un Aeon inancını kucaklayacağını öngörmekle kalmadı, bu değişiklikleri gerçekleştiren dinamiğin de bir parçası oldu. Yeni Aeon inancı, aynı zamanda Illuminati’nin “aydınlanmış” bir elit tarafından yönetilen laik bir dünya düzenine dair Crowley’nin yaşlılık planları ile de örtüşmektedir. Semboller farklı olabilir; ancak temelde yatan felsefi plan aynıdır.

Kaynaklar:

https://www.gaia.com/article/who-is-aleister-crowley

http://www.atlasobscura.com/places/aleister-crowley-s-magickal-retirement

http://www.openculture.com/2014/03/aleister-crowley-the-wickedest-man-in-the-world.html

http://listverse.com/2012/09/22/10-facts-about-the-great-beast-aleister-crowley/