Kalın’dan Boğaziçi eylemleri yorumu: Cumhurbaşkanı'nın yetkisinin sorgulanması sağlıklı değil

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, Melih Bulu’nun okullarına rektör olarak atanmasına karşı yaptığı eylemleri değerlendirdi. “Cumhurbaşkanı'nın bir yetkisinin sorgulanması, bunun tartışmaya açılması noktasına getirilmesi, siyaset açısından da üniversite açısından da sağlıklı bir durum değil” ifadelerini kullanan Kalın, “Yeni sistemde bütün üniversitelere rektörler böyle atanıyor” dedi.

Abone ol

DUVAR- Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın CNN Türk yayınına katılıp gündemi değerlendirdi. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasına karşı başlattıkları eylemlerden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla yaşanan ‘sözde cumhurbaşkanı’ polemiğine, ABD’nin yeni başkanı Biden’la ilişkilerden erken seçim ve Cumhur İttifakı, WhatsApp veri politikası ve Covid-19 aşısına kadar bir çok konuda soruları yanıtladı. Boğaziçi eylemlerine ilişkin “Cumhurbaşkanının bir yetkisinin sorgulanması, tartışmaya açılması sağlıklı bir durum değil” ifadelerini kullanan Kalın, özetle şu değerlendirmeleri yaptı:

‘YENİ SİSTEMDE BÜTÜN ÜNİVERSİTELERE REKTÖRLER BÖYLE ATANIYOR’

-(Boğaziçi öğrencilerinin eylemleri) Rektör atanması meselesinde Cumhurbaşkanı'nın bir yetkisinin sorgulanması, bunun tartışmaya açılması noktasına getirilmesi, siyaset açısından da üniversite açısından da sağlıklı bir durum değil. Özellikle de bir partinin bunu politize edip kendi siyasi gündemine eklemlemeye çalışması, Boğaziçi Üniversitesine de oradaki öğrencilere de haksızlık."
- "Cumhurbaşkanı burada yasalar çerçevesinde bir takdirde bulundu. YÖK belli isimler getirdi, o da onların içinden bir tanesini seçti. Şimdi bu itirazı yapan öğrenciler ve onlara destek veren diğer çevreler, 'Biz rektöre değil bunun atama usulüne karşı çıkıyoruz' diyorlar. Yeni sistemde bütün üniversitelere rektörler böyle atanıyor.

‘MEŞRUİYETİNİ TARTIŞMAYA AÇMAKTIR’

-(‘Sözde Cumhurbaşkanı tartışması) Kılıçdaroğlu'nun 'sözde cumhurbaşkanı' ifadesi son derece tehlikeli bir ifadedir. Bu, seçilmiş bir cumhurbaşkanının meşruiyetini tartışmaya açmaktır. Bu, bir kere Cumhurbaşkanı'na son seçimlerde oy veren 26-27 milyon insana bir saygısızlıktır. Milli iradeyi yok sayan bu tür yaklaşımlar, cumhuriyete ve demokrasiye karşı bir tehdittir, bir tehlikedir"
- Milletimiz, 15 Temmuz'da darbecilere nasıl cevap verdiyse, bundan sonra bu yola tevessül edecek kişilere de zikri, fikri, pozisyonu, apoleti, siyasi kimliği ne olursa olsun gerekli cevabı mutlaka verecektir.

Sayın Kılıçdaroğlu bu üslupla Cumhurbaşkanımız hakkında konuşmaya devam ettiği müddetçe görüşmenin imkanı söz konusu olmaz tabii ki. Bu sadece kişisel bir mesele de değil.

‘CUMHUR İTTİFAKI SAĞLAM BİR ŞEKİLDE SÜRECİ DEVAM ETTİRECEK’

- (Erken seçim) "2023 seçimlerine 2,5 yıl var ve erken seçim diye bir şey söz konusu değil. Erken seçim bizim gündemimizde yok. Seçimler 2023'te, zamanında olacak. O zamana kadar da Cumhur İttifakı sağlam bir şekilde, gayet güçlü bir şekilde bu süreci devam ettirecek…
Siyaseti ve devlet kurumlarını sağlam zemin ve temeller üzerinde inşa etmemiz gerekiyor. Bunun için milletin iradesi esastır, sandığa gitmek esastır. Milletin onay vermediği hiçbir yapının, modelin yaşayamayacağını herkesin kabul etmesi esastır.
'Bu sistemden memnun değiliz, 50+1 bizi zorlayacak' diye bir tereddüt, bir güven eksikliği asla söz konusu değil.

‘BİDEN EKİBİ YENİ BİR SAYFA AÇMAK İSTEDİKLERİNİ İFADE EDİYOR’

- Biden, Obama'nın başkan yardımcısıyken, Türkiye'ye 4 kere gelmiş, bölgeyi bilen birisi. Bizim geçiş ekibiyle şu ana kadar yaptığımız temaslar gayet olumlu. Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmek istediklerini, yeni bir sayfa açmak istediklerini ifade ediyorlar.

- (Amerika'daki olaylar) Bu kitleyi Trump ortaya çıkartmadı ama onları kanalize etti. Amerika'da bu kitle hep vardı. Kendini beyaz olarak tanımlayan, Hıristiyan, anti-Müslüman, göçmen karşıtı, genellikle kırsal kesimde yaşayan, kendince milliyetçi, silah kullanmayı seven, bireysel özgürlüklerine düşkün bir kitle var. Bu kitle şu anda Cumhuriyetçi Partinin önünde de bir sorun olarak duruyor.
- Aynı şekilde FETÖ konusunda, burada adım atması gereken taraf ABD. Kongreye giren o insanların vandalizmini darbe olarak niteleyen Amerikalı siyasiler, Türkiye'deki 15 Temmuz darbesini herhalde daha farklı okuyacaklardır.

‘KAPATACAĞIM WHATSAPP'I’

-(WhatsApp veri politikası) Ben de buna destek oluyorum. Ben de büyük ihtimalle kapatacağım WhatsApp'ı. Onay vermeyeceğim. Bir Avrupa vatandaşına sağladığı istisnayı bana neden sağlamıyor? Veya benden istediği şeyleri neden onlardan istemiyor? Burada ne oluyor? Hangi bilgileri nereyle paylaşacak, beni hangi kümenin parçası olarak görüyor? Son tahlilde bunu eşit vatandaşlar olarak alıp kullanmıyor muyuz?
-(Kovid-19 aşısı) Aşı geldiği andan itibaren vatandaşlarımızın aşı olma konusunda bir tereddüt göstermelerine gerek yok. İlk planda sağlık çalışanları, 65 yaş üstü ve diğer vatandaşlarımız belli bir program çerçevesinde aşılanmaya başlayacak. Bu konuda bilimsel araştırmalar hangi istikameti gösteriyorsa o yönde çalışmalar da yoğunlaştırılarak devam edilecek.
- "Vize serbestisi 2013'te çözülmesi beklenen bir konuydu. Burada Türkiye'ye büyük bir haksızlık yapıldı. AB ile ilgisi olmayan Latin Amerika'dan ve Orta Doğu'dan bazı ülkeler sisteme dahil edilirken, Türkiye'nin dışında tutulması başka şeyleri akla getiriyor. (AA)