Kadınların tarihi bu müzelere emanet!

Dünyadan kadın müzeleri bir araya geldi. Savaştaki cinsel sömürüyü belgeleyen Tokyo’daki, “Women Active Museum on War and Peace” müzesini, Watanabe anlattı.

Abone ol

DUVAR - “Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı” sona erdi. Salt Galata’da üç gün süren konferans boyunca dünyanın dört bir yanından müze direktörleri, sanatçılar ve kadın hakları aktivistleri bir araya geldi.

Danimarka Kadın Müzesi Direktörü Merete Ipsen, Avrupa Birliği desteğiyle yürütülen “She Culture” projesi kapsamında diğer kadın müzeleri ile birlikte çalışan, kadın ve toplumsal cinsiyet müzeleri için rehber niteliğinde bir konsept geliştiren müze hakkında bilgi verdi. Ipsen, “Kadınlar dünyanın yarısını temsil etse bile eril uygulamalar üstün görülüyor. Bu sebepten kadınlar kendilerini azınlık gibi hissediyor. Ancak kadınlara da homojen bir grup olarak yaklaşmamak gerekir. Bütün müzelerde daha çok toplumsal cinsiyete odaklanma sorumluluğu vardır. Biz, müze olarak 2016 yılında kadın tarihinden çok, toplumsal cinsiyet tarihine odaklanmaya karar verdik. Tüm toplumsal cinsiyetler için yaşam koşulları değişiyor. Bu yüzden kılavuz ilkeler sürekli yenilenmeli ve geliştirilmelidir. Erkekler için feminist konuları ilginç hale getirmek gerek” dedi.

Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı, 3 gün boyunca Salt Galata'da gerçekleşti.

'GÖRÜNMEZ KILINMIŞ OBJELERİ TOPLUYORUZ'

İsveç Kadın Müzesi direktörü Maria Perstedt, 2014 yılında İsveç’in Umeå şehrinde açılan, tarih, kimlik, toplumsal cinsiyet ve güç alanındaki algıları tartışmaya açan müzeyi anlattı. Perstedt, “Tarih, erkekler için erkekler tarafından yapılmış. Tercihen beyaz, Hıristiyan ve üst kademelerde bulunan erkekler tarafından yazılmış. Biz müzemizde hep görünmez kılınmış, hiçbir zaman kaydedilmemiş, koleksiyonu yapılmamış ve farkına varılmamış objeleri topluyoruz. Politik bir mekan olma amacındayız” diye konuştu.

YILDA DÖRT SERGİ

Yeni Zelanda’daki “Girl Museum (Kız Çocuğu Müzesi)” kurucularından Ashley E. Remer, kız çocuklarının hakları için eyleme geçme ve kendi hikayelerini paylaşma olanakları sunduklarını ifade etti. Remer, “İnternetin talepkar olduğunu biliyor ve sanal sergiler kurmayı önemsiyoruz. Girişimlerimiz esnasında binlerce sanal ziyaretçimiz oldu. Normalde yılda 2 sergi hayal etmiştik, ancak şimdi yılda üç dört sergi ve yan projeler üretiyoruz” dedi.

SAVAŞ ORTAMINDAKİ KADIN SÖMÜRÜSÜ BU MÜZEDE

Japonya’dan gelen Mina Watanabe, savaş ve ihtilaf hallerinde kadınların cinsel sömürüsüne odaklanan Tokyo’daki “Women Active Museum on War and Peace (Savaş ve Barış Üzerine Aktif Kadın Müzesi)” müzesi hakkında konuştu. Tarihte yer verilmemiş kadın hikâyelerini belgeleyen müzenin İkinci Dünya Savaşı sırasında işlenen cinsel suçlara yer verdiğini belirten Watanabe, “Cinsel şiddete maruz kalıp hayatta kalan kadınlar sorumluluk almayı reddeden Japon hükümetinden tazminat talep etti. Japon ordusunun seks köleliği sisteminin büyüklüğünü tarif edebilmek için yapılan harita, sağ kalanların ifadeleri, tanık beyanları ve dokümanlarla oluşturuldu. Bu kadın mahkemeleri müzenin kurulması için bir başlangıç noktası oldu. Muhafazakarlardan tepki alacak bile olsak bu yaşananları unutturmamak en büyük sorumluluğumuz” dedi. (HABER MERKEZİ)