Kadınlar, deprem koşullarında umudu diri tutanlar

Makineye atılan çamaşır ve bulaşıklar, anında ulaştığımız tuvalet ve 7/24 sıcak suya eriştiğimiz duşlarımız var… Peki deprem bölgesinde nasıl yaşanıyor? Hatay’da afetten etkilenen kadınlar anlatıyor.

Abone ol

Gözde Kazaz*

Kahramanmaraş Depremlerinin etkilediği tüm bölgede, 2 milyon 400 bin kişinin resmî ya da gayri-resmî barınma alanlarında yaşadığı tahmin ediliyor. Barınma alanlarındaki nüfusu en kabalık il ise Hatay.

İnsani yardım kurumları deprem bölgesinde barınma, hijyen ihtiyaçları, temel gıda ve içme suyu, ev eşyası, ruh sağlığı ve psikososyal destek yani günlük yaşamdaki temel her türlü ihtiyacı afetten etkilenen kişilere sağlamak için çalışmaya devam ediyor. Hayatın ‘normal’e dönmesi içinse hâlâ hayli vakit var gibi görünüyor.

ÇOK ŞÜKÜR HAYATTAYIZ AMA

Hatay’da konuştuğumuz insanlar için hayat 6 Şubat saat 4:17’de durmuş gibi. Maşuklu mahallesinden Gülden şöyle ifade ediyor: “6 Şubat saat 4’e kadar her şeyimiz vardı, arabamız, evimiz… Şimdi her şey enkaz altında… Gene de çok şükür hayattayız.”

Barınma alanlarında yaşayan milyonlarca kişi için her geçen gün yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Örneğin kadınlar ve kız çocukları için ayrılmış alanlar yetersiz. Ergenler, yaşlılar, bekâr kadınlar, hane reisi kadınlar ve engelli kadınlar da dahil olmak üzere kadın ve kız çocuklarının özel ihtiyaçları hâlâ karşılanmayı bekliyor. Kalabalık ailelerin yaşamak zorunda olduğu çadırlarda kadınlar için mahremiyet ihlalinden toplumsal cinsiyet temelli şiddete varan güvenlik riskleri bulunuyor. Öte yandan, sahadaki acil durum ekiplerimizden gelen bilgiler, ev içi yükün çadırlarda da kadınların ve kız çocuklarının üzerinde kaldığını, yaşanan travmaların katmerlendiğini gösteriyor. Hayata Destek acil durum raporlarında da kayda düştüğümüz gibi, psikolojik ilkyardım oturumlarında görüştüğümüz birçok kadında depresyon belirtileri bulunuyor. Kadınlar, kaygı ve korkularının eşleri dâhil kimse tarafından duyulmadığını, bu nedenle yoğun tartışmalar, yalnızlaşmayla karşı karşıya kaldıklarını söylüyor.

Biz Hayata Destek olarak, Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş başta olmak üzere, depremden etkilenen bölgelerde insani yardım çalışmalarına devam ediyoruz. İhtiyaç analizlerimizi yaparken önceliklerimizden biri de kadınlar ve kız çocuklarının durumu. Barınma ihtiyaçlarını sağlamak için çadır dağıtıyoruz; çocuklara psikososyal destek, yetişkinlere psikolojik ilk yardım ve bireysel psikolojik destek sağlıyoruz; gıda, hijyen, hane temizliği, kıyafet gibi temel ihtiyaçları temin etmeye çalışıyoruz. Özellikle odaklandığımızsa, deprem bölgesinde hâlâ büyük bir eksiklik olduğunu gözlemlediğimiz su, sanitasyon ve hijyen koşullarını iyileştirilmesi. Yani çoğunluk kırsaldaki gayri resmî barınma alanlarına su depoları, seyyar tuvaletler, seyyar duşlar kuruyoruz; gezici çamaşır yıkama ünitemizi ihtiyacın en yoğun olduğu yerleri önceliklendirerek mahalle mahalle gezdiriyoruz. Ayrıca kadınlar ve kız çocuklarının özel ihtiyaçlarını gözeterek hazırladığımız kişisel bakım paketleri de dahil farklı ihtiyaçlara yönelik hijyen paketleri dağıtıyoruz.

KÜÇÜK MÜDAHALELER, BÜYÜK ETKİLER

Hatay’da afetten etkilenen kadınlarla yaptığımız sohbetler, küçük müdahalelerin bile hayatlarında nasıl bir etki yarattığını gösteriyor. Seyyar çamaşır yıkama ünitemizi takip ederek Antakya’nın kuzeyindeki Maşuklu Mahallesi’ne varıyoruz. Ünite geniş bir çimenlik alana kurulmuş, alanın hemen yanında 10-15 çadırlık bir barınma alanı var. Ekiplerimizin ihtiyaç listesine adını yazdırmış olan kadınlar, ellerinde poşetlere, karton kolilere konulmuş çamaşırlarıyla sıraya girmiş bekliyorlar. 8 çamaşır makinesi ve kurutma makinesinin yer aldığı ünitenin mahalleye gelişi belli ki memnuniyet yaratmış, herkesin yüzü gülüyor. O kadınlardan biri de yıkanmış çamaşırlarını, dağıttığımız leğene koymuş çadırına doğru yola koyulmaya hazırlanan Nadire, bizi görünce duruyor, sohbete başlıyoruz. Nadire’nin evi, ilk depremlerde ağır hasar almış, 20 Şubat günü yaşanan 6,4 büyüklüğündeki ikinci depremde tamamen yıkılmış. Önce ailesiyle şehirden ayrılmış, Niğde’ye gitmişler. Fakat sonra “ne yaşayacaksak kendi toprağımızda yaşayalım” diyerek Hatay’a, mahallelerine geri dönmüşler. "15-20 gün önce döndük. Evimiz enkaz, hiçbir şeyimiz yoktu. Hayata Destek'ten çadır, temizlik malzemeleri aldık. Başımızı sokacak yerimiz oldu. Şimdi de bu çamaşırhane yüzümüzü güldürdü.” diyor. Elindeki leğen, su bidonu ve sele için de ayrıca teşekkür ediyor, “çok iyi düşünmüşsünüz.” diyor. Ekibimizden görevli arkadaşımız Su, Nadire yanımızdan uzaklaşırken çamaşır ünitesiyle beraber sele, leğen, bidon gibi malzemelerin dağıtımı yapılırken bu yorumu çok duyduklarını belirtiyor. Torbalarla taşınan kirli çamaşırlar, tertemiz halde, ihtiyacı olanlara leğenlere, selelere konup teslim ediliyor.

YIKAMAK VE YIKANMAK İÇİN SU

Çamaşırları yıkanırken konuştuğumuz bir başka kadın da Meryem. Yanında 9 yaşındaki ikizleriyle gelmiş, bir de 2,5 yaşında üçüncü çocuk var çadır alanında koşuşturan. Ellerini göstererek anlatıyor Meryem; “Valla bu çamaşır makineleri bize o kadar iyi geldi ki anlatamam. Yani baksana, ellerimiz yara bere içinde, çamaşır yıkamaktan mahvoldular. Baya insanız burada. Bayağı çok çamaşır çıkıyor. Bir de çocuklarımız var tabii. Düşünün ne kadar çok çamaşır yıkamak gerekiyor. Hele benim o küçüğüm var ya, çok elbise kirletiyor. Eskiden her gün makine çalışırdı evde, çocuklar kirletirse atardık makineye yıkardı. Ama ya şimdi…”

Deprem bölgesinde kadınlara acil ihtiyaç nedir diye sorduğumuzda, ağız birliğiyle iç çamaşırı diyorlar. Çadırların arasında dolaşırken bir kadın yanımıza yaklaşıyor, kısık sesle “nasıl söyleyeyim, bak depremden beri hâlâ aynı sutyeni kullanıyorum. İhtiyacım büyük.” Diyerek derdini dile getiriyor. Hem insani yardım çalışanlarımızın bir kısmının, hem de mahallenin ihtiyaçlarını aktaran ‘odak kişilerimizin’ kadın olmasına bu yüzden büyük önem veriyoruz. Kadınların ihtiyaçlarını görünür kılmak, tüm insani yardım planlamamızda kadın katılımını sağlamak önceliğimiz. Küçükdalyan Mahallesi’nde yaşayan Derya da odak kişilerimizden biri. Yaklaşık 20 çadırın yer aldığı mahallesindeki ihtiyaçları bize aktarma görevini gönüllü olarak üstlenen genç kadın, yıkımın yoğun yaşandığı bu mahallenin görece iyi durumda olan sayılı evlerinden birinde yaşıyor. Derya, diyabet ve astım hastası annesinin ve babasının bakımından da sorumlu. İlk günler, konuştuğumuz çoğu kişi gibi unutulmaz zorluklarla geçmiş onlar için de. Ailesinde hayatını kaybeden olmasa da, “günlerce sandalye üstünde, araba içlerinde yaşadık.” diyor. İlk depremden iki hafta sonra ilk defa eve artık banyo yapabilmek için girmeye niyetlendiklerini, tam o gün ikinci depremi evde yaşadıklarını ve apar topar yeniden dışarı taşındıklarını anlatıyor. Bu mahalleye kurduğumuz su deposu ve seyyar tuvalet, hayatlarını bir nebze olsun kolaylaştırmış: “Buraya en yakın su kaynağı 20 dakika uzaklıkta. Arabamız yok, yolu yürüyerek gidip suları bilek gücümüzle taşımamız gerekiyor. Su almak bizim için zordu. Hayata Destek ekibi geldi, ihtiyaçlarımızın ne olduğunu sordular ve ertesi gün de bu ihtiyaçları karşıladılar. Çamaşırlarımızı, bulaşıklarımızı yıkayamıyorduk, su deposu getirdiler. Mobil çamaşır yıkama ünitesi de geldi buraya.”

YEMEK VE İÇMEK İÇİN SU

Maşuklu’da yaşayan Esra da iki küçük kızı, eşi ve eşinin ailesiyle, temin ettiğimiz çadırda kalıyor. Evleri ağır hasarlı değil ama içinde yaşamaya korkuyorlar. “Gün içinde duş, tuvalet gibi ihtiyaçlarımızı evden karşılıyoruz, başka şansımız yok. Ama dışarda yaşıyoruz, çadırda yatıyoruz. Bizim imkanımıza sahip olmayanlar da var. Evleri tamamen yıkılmış olanların duş tuvalet imkânları hiç yok, seyyar tuvalet var bir tane ama yetmiyor.”  İçme suyu hâlâ bir sıkıntı. Hem Esra’dan hem de diğer Hataylılardan duyduğumuz, içme suyunun belirli noktalarda dağıtıldığı. Ama aracı olmayanlar, küçük çocuğu olup bırakamayacak durumdakiler, yalnız yaşayanlar için içme suyu temini büyük bir sorun.

Depremin ilk günlerinde hem arama kurtarma çalışmalarının hem de yardımların ulaşmasında yaşanan sorunlarla sıkça gündeme gelen Samandağ yıkımın en derinden hissedildiği yerlerden. Bölgeye aracımızla girdiğimizde önümüze sürekli brandalar çekilerek kapatılmış sokaklar çıkıyor. Brandanın arkasında uzanan sokağa baktığınızda zaten yolun bir enkaz yığınıyla kapalı olduğunu görüyorsunuz. Sanki depremin üzerinden iki ay değil de iki gün geçmiş…

Samandağ’ın Atatürk Mahallesi en çok hasar alan, en çok kayıp yaşanan dört mahalleden biri. Burada kendi kurdukları çadırda yaşayan sınıf öğretmeni Nuray, kurduğumuz su deposunun nasıl bir işlevi olduğunu anlatıyor: “15 gün oldu bu su tankı geleli. Meyve-sebzeyi, elimizi-yüzümüzü yıkamak için kullanıyoruz; gerçekten hayatımızı değiştirdi diyebilirim.” Nuray’ın komşusu Figen de hasarlı evlerinin arkasındaki ahıra, evin su deposundan çektikleri suyla el yordamı kurdukları banyoyu gösteriyor. “İlk iki haftadan sonra vücudumuza su ancak böyle değdi. İnsan yokluğa düşünce sahip olduklarının kıymetini anlıyor.”  diyor. Şimdi, onlar da rahatça yıkanabilmek için mahalleye yeni getirdiğimiz duş ünitesinin kurulumunun bitmesini bekliyor.

KENDİNE AİT BİR ÇADIR

Hatay’da görüştüğümüz kimse başka bir yere gitmeyi düşünmüyor. Belirsizliklerle dolu geleceğe inat, evini, tarlasını terk etmek istemiyor. Su tankının başında bulaşıkları yıkarken tanıştığımız Gül de “başka yerde yaşayamayız.” diyenlerden; “Eşim senelerce yurtdışında çalıştı. Ben burada bahçe ektim. Çocukları büyüttük. Artık yaşlılığımızda gün yüzü göreceğiz, huzura ereceğiz dedik, başımıza bu felaket geldi. Çocuklarımızın, bizim evimizi beraber çalışıp yaptığımız 4 ev de yıkıldı. Ama canlı çıktık işte. Şimdi çadırdayız. Şükür hayattayız. Yine sıfırdan başlıyoruz. Çok zorluk var tabi. Bulaşık bile bir dert. Bu su deposu çok işimizi görüyor. Yıkama, temizleme için her türlü su ihtiyacında buraya geliyoruz."

Gül ablanın dediği gibi hayat buralarda sıfırdan başlıyor; her şeye rağmen… Hatay’ın kadınları tüm yaşam enerjileriyle, yıkıntılar arasında baharı selamlıyor. Kadınlar bir afet sonrasında bütün imkan ve şartlara rağmen her alanda emeğini ortaya koyuyor, hayatı yeniden kurma umudunu diri tutuyor. Biz de sahada bu yeniden kurulan yaşamı destekleyebilmek için hayata destek olmaya devam ediyoruz.

*Hayata Destek İletişim Uzmanı / Hatay