Jeffrey Sachs: 'ABD hükümeti pandemi hakkında gerçek bir soruşturmayı engelledi'

Dünyaca ünlü bilim dergisi Lancet’in Covid-19 Komisyonu Başkanı Prof. Sachs, “Covid-19’un ABD laboratuvar biyoteknolojisinin ürünü olduğuna fazlasıyla ikna olduğunu” dile getiriyor.

Abone ol

DUVAR - İki ayda bir yayınlanan ünlü Amerikan dergisi Current Affairs, Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü unvanının yanı sıra BM Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı Başkanı olan ve dünyaca ünlü tıp dergisi the Lancet’in Covid-19 Komisyonu Başkanı olarak görev yapan Prof. Jeffrey Sachs’le bir söyleşi gerçekleştirdi.

Prof. Sachs, Covid-19 Komisyonu Başkanı sıfatıyla yaptığı araştırmalarda, halktan gizlenen aşırı derecede tehlikeli biyoteknoloji araştırmalarının hâlâ sürmekte olduğu, ABD’nin bu araştırmanın büyük kısmını desteklediği ve Covid-19’a neden olan SARS-CoV-2 virüsünün ortaya çıkışının tehlikeli bir virüs araştırmasının ters gitmesiyle gerçekleşmesinin mümkün olduğu sonucuna vardı.

Sachs, yapılan söyleşide, ABD Ulusal Sağlık Hizmetleri kurumunun [NIH] ve pek çok bilim insanının Covid-19’un kökenleriyle ilgili yapılması gereken araştırmaları engellediğini, bu tür kurumların özel biyoteknoloji şirketleriyle gizli araştırmalar yürütmekte ve desteklemekte olduğunu, tüm toplumun pandemiyle ilgili bilgilere engel olmaksızın ulaşmaya hakkı olduğunu vurguluyor.

Sachs’in aktardığı kadarıyla, pandemi esnasında biyoteknolojik araştırmaları destekleyen güç odakları toplumu manipüle etmek amacıyla sürekli olarak Çin’in Wuhan kentindeki pazarı işaret etti; buna karşın, alternatif bir görüş olan virüsün bir araştırma laboratuvarından sızmış olması ihtimali her seferinde kati biçimde reddedildi ve bu ihtimalin konuşulması her fırsatta engellendi. Covid-19 Komisyonu Başkanı, karşılaştığı direncin, bizzat başkanlığını yürüttüğü komisyona dek sızdığını, birlikte çalıştığı bilim insanlarının laboratuvardan sızma ihtimalini sumen altı etme çabaları nedeniyle komisyonu dağıtmak zorunda kaldığını aktarıyor.  

'VİRÜS LABORATUVARDAN SIZMIŞ OLABİLİR'

Prof. Jeffrey Sachs, kamuoyunda baskın biçimde destek gören doğal yolla yayılma iddiası karşında ikinci hipotezi gündeme taşırken şunları belirtiyor:

“Şimdi, alternatif hipotez nedir? Alternatif hipotez oldukça basit. Ve bu, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’de SARS benzeri virüsleri toplamak, laboratuvarda değiştirmek ve potansiyel olarak çok daha tehlikeli virüsler yaratmak konusunda çok fazla araştırma yapıldığı. Ve SARS-Cov-2 olarak adlandırılan Covid-19’a neden olan özel virüs, virüsü daha tehlikeli hale getiren genetik yapının bir parçasına sahip olması nedeniyle dikkat çekici. Ve genomun bu parçasına ‘furin bölünme bölgesi’ denir. Şimdi, ilginç ve endişe verici olan şey, gayet aktif bir şekilde devam eden ve teşvik edilen araştırmanın, ne olacağını görmek için SARS benzeri virüslere furin bölünme bölgeleri yerleştirmesiydi.”

Sachs, bu ihtimalin gözden uzak tutulmaması gerektiğini söylerken, kamuoyunun dikkatinin sürekli biçimde bir Çin’deki bir pazar yerine yönlendirilmesinin altında farklı niyetler yatıyor olabileceğinin altını çiziyor.

Aktardığına göre, salgının resmen duyurulduğu ilk günlerde, 1 Şubat 2020’de NIH’den bir grup virologla yaptığı görüşmede, sağlık yetkilileri, Covid-19 virüsünün laboratuvardan çıkmış olma ihtimali üzerinde durmuşlar. Onları bu fikre yönlendiren bulgu, SARS-Cov-2 virüsünde, aslında orada bulunmaması gereken ‘furin bölünme bölgesinin’ var olmasıydı. Buna karşın, aynı bilim insanları, iki gün sonra verdikleri demeçlerde hep bir ağızdan “Hayır, virüs tamamen doğal” yanıtını vermeyi tercih etmişlerdi.

Sachs bu noktada, bu görüşü savunan bilim insanlarını eleştirerek, virüsün doğal olduğunu ileri süren kişilerin New York Times gazetesinde yayınlanan verilerin hiçbirine sahip olmadan bu görüşü ileri sürmelerinin ve Ulusal Sağlık Hizmetleri kurumunun da bu iddiaya destek vermesinin bilimsel temellerle bağdaşmadığını, ayrıca, kendilerine de hiçbir şey danışılmadığını söylüyor ve bunun sürdürülen manipülasyon gayretinin bir parçacı olduğunu ima ediyor.

'BİRÇOK GİZLİ ARAŞTIRMA DEVAM EDİYOR'

Sachs, Current Affairs dergisinden Nathan Robinson’ın, bu virüsle ilgili gizli biyoteknoloji araştırmalarının sürüp sürmediğine ilişkin sorusuna şu yanıtı veriyor:

“Öyle olduğuna inanmak için çok büyük nedenlerimiz var. Ve açıkçası, bu soruyu sormadık bile. Ama öyle olduğuna inanmak için pek çok nedenimiz var; çünkü araştırmayı sürdüren bilim insanları bu araştırmayı sevdiler. Ve bunun neden bu kadar önemli olduğunu kamuoyuna açıkladılar. Ve bu araştırmanın neden devam etmesi gerektiğine dair başyazılar yazdılar. Ve devam etmesi gerektiğini söyleyerek hibe önerileri yaptılar. Ve hibe teklifleri yazma işinde olan bizler için, derinden rahatsız edici bir sonuç olan belirli bir hibe teklifinin reddedilmiş olması, daha sonra gerçekleştirilmediği anlamına gelmez. Ama NIH ne diyor? ‘Evet, bu ilginç bir soru. Neden kanıtlara ulaşamıyoruz?’ Bu soruyu sormuyorlar bile.”

“Dahası, Huanan pazarı hakkında konuşanlara benzer bilim insanları, devam etmekte olan araştırmayı tartışmıyorlar dahi. Bence bu yalnızca bir yanlış yönlendirme. El çabukluğu sanatı gibi. ‘Oraya bakma. Şuraya bak.’ Ama biliyoruz ki bu araştırmanın büyük bir kısmı sürmekteydi. Önde gelen bilim insanlarının röportajları var. Bizim araştırma önerilerimiz var. Yürüttüğümüz tartışmalardan bu araştırmanın yapılması niyetinin var olduğunu biliyorum (…) Söylemek istediğim şu ki; bu araştırmanın sürdürüldüğüne inanmak için çok büyük bir sebep var. Zira bu konuda yayınlanmış makaleler var. Bununla ilgili görüşmeler var. Araştırma önerileri var. Ama NIH konuşmuyor. Hiçbir şey sormuyor. Ve bu bilim insanları da hiç sormadılar. İlk günden beri, alternatifi gözden uzak tuttular. Ve alternatifi tartıştıklarında, araştırma programını tartışmıyorlar.”

'ARTIK TARTIŞMA ZAMANI GELDİ'

Sachs, pandeminin başlamasının üzerinden iki buçuk yıl geçtikten sonra, artık alternatif hipotezi tartışma zamanının geldiğini ifade ediyor. Tehlikeli virüsler üzerinde yapılan araştırmalarla ilgili 2014 yılında bir moratoryum çıkarılarak araştırmaların bir süreliğine durdurulduğunu hatırlatıyor.

2017 yılında bir grup bilim insanının, kamuoyuna yönelik demeçlerinde, Dünya üzerinde pek çok tehlikeli virüs bulunduğunu ve acil biçimde bunlara karşı tedbirler geliştirebilmek için araştırmalar yapılması gerektiğini öne sürdüğünü aktarıyor. Sachs, bu araştırmalardaki tek amacın virüslere karşı ilaçlar geliştirmek olmadığını, aynı esnada virüslerin değiştirilerek daha tehlikeli bir hale getirildiğini söylüyor. Bunu yapmalarındaki amaç, sözde bu virüslerin yayılma potansiyelini test etmekti, diye ekliyor. Bunun yanı sıra, araştırmaların başlamasından çok kısa süre sonra Covid-19 virüsünün dünya genelinde yarattığı pandeminin ortaya çıktığına da dikkat çekiyor.   

Prof Sachs, ne olursa olsun yanıtlanması gereken bir grup sorunun hâlâ masada beklediğinin altını çiziyor. Öncelikle bu araştırmanın yapılıp yapılmadığının ve daha başka neler yapıldığının kamuoyu ile paylaşılmasını, araştırma notlarının ABD Senatosu’nda oluşturulacak yasal bağlayıcılığı olan bir komisyona sunulmasını, salgının geldiği aşama itibariyle artık laboratuvardan yayılma iddiası hakkında açık biçimde konuşulmasını talep ediyor.

Nathan Robinson’un Wuhan’daki araştırma laboratuvarı dışında da farklı laboratuvarların aynı araştırmaya dahil olduğunun konuşulduğunu hatırlatması üzerine, Jeffrey Sachs, kendi bildiklerini aktarıyor.

Sachs’in aktardığına göre, Wuhan’daki araştırmayı yürüten Çinli bilim insanları, Amerikalı bilim insanları tarafından ileri düzeydeki biyomühendislik teknikleri alanında eğitiliyor. Buna ek olarak, bu alanda herhangi bir sınırlamaya karşı olduğunu ifade eden pek çok ABD’li bilim insanı mevcut. EcoHealth Alliance adlı bir programın şemsiyesi altında toplanan bu laboratuvar ve araştırma şirketleri, Tony Fauci idaresindeki Ulusal Sağlık Enstitüleri’ne bağlı Ulusal Acil Sağlık Hizmetleri Fonu tarafından finanse ediliyor. Ve bu noktada NIH, bu karmaşık ilişkiye dahil oluyor. Sachs’in savunduğu kadarıyla, aralarındaki bağ, laboratuvarları gündeme getiren ihtimali konuşmalarını engelliyor.  

Sachs, var olan bu ve benzeri pek nedenden ötürü artık bu kurumlara olan güvenini yitirdiğini, biyo-savunma kılıfı altında pek çok tehlikeli araştırma yürütüldüğünü, bunlardan haberdar olması gereken halkınsa türlü bahaneler ileri sürülerek gerçeklerden uzak tutulduğunu ifade ediyor. Ve, SARS-Cov-2 virüsüyle ilgili gerçek ne olursa olsun, aşırı düzeyde tehlikeli patojenler üretecek düzeyde bir güce sahip olduğumuzu söylüyor.

Konuya ilişkin iki buçuk yıldır yürüttüğü araştırmasını özetleyen Sachs, söyleşiyi şöyle bitiriyor: “Bulduğum şey, şu anda bulamadığımız bir sürü veriye sahip olduğumuz. Ve Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası davalarından gelen bilgilere ve sızıntılara güvenmek zorunda kalmak istemiyorum; fakat bunlar inanılmaz derecede bilgilendirici olabilir. Açık, bağımsız bir bilimsel araştırma ve şeffaflık istiyorum. Bunu yapmanın bir yolu, mahkeme celbi yetkisi olan iki partili bir kongre gözetim soruşturması olacaktır. Laboratuvar kayıtlarınızı, defterlerinizi, virüs suşlarına ait veri dosyalarınızı vb. bize verin. Bağımsız bilim insanlarının tanımlamaları ve bize tam olarak bilgi türlerini anlatmaları için yanıtlanması gereken pek çok soru mevcut. Ne var ki şu anda hükümetin gerçek bir değerlendirme yapmamız gereken verileri gizlemeye uğraştığı bir ortamda çalıştığımızı biliyoruz.”

Kaynak: Current Affairs

Derleyen: Tarkan Tufan