İzmir’de 1 Eylül açıklaması: ‘Kanımızın son damlasına kadar barışı savunacağız’

Dünya Barış Günü dolayısıyla İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin düzenlediği kitlesel basın açıklamasında konuşan Barış Annesi Behiye Yalçın, “Kanımızın son damlasına kadar barışı savunacağız” dedi.

Abone ol

İZMİR - İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla kitlesel basın açıklaması düzenledi. Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen açıklamada “Savaşa, yoksulluğa, yolsuzluğa, kadın ve doğa katliamına karşı barışı savunuyoruz” yazılı pankart ile “Savaşa hayır”, “Faşizm yenilecek barış kazanacak”, “Savaş kaybettirir barış kazandırır” ve “Barış hemen şimdi” yazılı dövizler taşındı.

Açıklamada “Biji aşiti (Yaşasın barış)”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Faşizme karşı omuz omuza” ve “Susma haykır savaşa hayır” sloganları atıldı. Açıklamaya çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra HDP İzmir Milletvekilleri Murat Çepni ve Serpil Kemalbay da katıldı.

‘KANIMIZIN SON DAMLASINA KADAR BARIŞI SAVUNACAĞIZ’

Açıklamada ilk olarak konuşma yapan Barış Annesi Behiye Yalçın, “Biz barış ve eşitlik istiyoruz. Yıllardır bunu söylüyoruz. Artık anneler ağlamasın istiyoruz. Dünyanın her yerinde barış istiyoruz. Savaş ölümdür, katliamdır. Savaş annelerin gözyaşıdır. Biz artık annelerin gözyaşı aksın istemiyoruz. Biz tecrit kaldırılsın istiyoruz. Masa kurulursa barış da gelir. Masayı devirdiklerinde savaş oluştu. Kimse barıştan korkmasın. İnsanlara zarar veren savaştır. Savaşta anneler çocuklarını insanlar eşlerini kaybediyor. Biz barış diyoruz. Biz Kürt halkı barış isteyen bir halkız. Kürt halkına artık kimsenin cenazesi çuvallarda verilsin istemiyoruz. Hiçbir insan ve Kürt halkı bunu hak etmiyor. Kanımızın son damlasına kadar barışı savunacağız” dedi.

‘EMPERYALİST SAVAŞLAR NEDENİYLE İNSANLIK VE DOĞA BİR KEZ DAHA KIRIMLA KARŞI KARŞIYA’

Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklama yapan KESK İzmir Dönem Sözcüsü Nursel Yücesoy, "adeta adı konmamış bir Üçüncü Dünya Savaşı yaşandığını" belirterek, emperyalistler arası paylaşım savaşları nedeniyle insanlık ve doğanın bir kez daha büyük bir kırımla karşı karşıya kaldığını söyledi.

Yücesoy, “Emperyalist ülkeler, kendi çıkarları uğruna işgallerle, saldırılarla dünyayı kana bulamaya, gerici dikta güçlere zemin yaratmaya devam ediyorlar. Bir kez daha insanlık değerleri yerle bir ediliyor, doğa geri dönüşü olmayan tahribatlara maruz kalıyor, gözyaşı ve acılar dinmiyor. İşçi sınıfının, ezilenlerin büyük bedellerle elde ettiği eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dair kazanımlar bir bir gasp ediliyor. Sistemin yarattığı pandemiler dahi fırsata çevrilerek sosyal yaşam, cehenneme çevriliyor” diye konuştu.

‘SAVAŞ POLİTİKALARI YÜZÜNDEN HALK DERİN YOKSULLUK YAŞIYOR’

Tüm dünyada 1 Eylül vesilesiyle barıştan, demokrasiden, özgürlük ve eşitlikten yana söylem ve taleplerin yükseldiği bir günde, 1 Eylül 2016 gecesinde, hükümetin yayımladığı 672 sayılı KHK ile 50 bin 875 kamu görevlisini ihraç ederek "adeta kamu emekçilerine savaş açtığını" söyleyen Yücesoy, o günden bu yana demokratik hakların kullanımı karşısında yasaklama ve fiili müdahaleler gibi her türlü zor ve baskı aracının artarak devam ettiğini belirtti.

Türkiye’deki enflasyonist politikalar, yolsuzluklar ve savaş politikaları yüzünden halkın derin bir yoksulluk yaşadığını dile getiren Yücesoy, şöyle devam etti:

“Milyonlarca insan temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı gibi borç batağına sürüklenmiş durumda. Kuşkusuz savaş atmosferinin hakim olduğu her yerde, otoriterleşme kaçınılmazdır. Bu otoriterleşme ile birlikte hukuksuzluk ve adaletsizlik artmakta, hak ve özgürlükler kısıtlanmaktadır. Temel hak ve özgürlüklerden düşünce ve ifade özgürlüğü, haber alma ve iletişim özgürlüğü, yerleşme ve seyahat özgürlüğü, hatta yaşama hakkı gibi haklar kimi zaman keyfi olarak askıya alınmaktadır. Örneğin son dönemde konser ve festivaller 'orman yangını', 'açık havada etkinlik yasağı', 'alkol satışı' ve 'güzergah planı' gibi gerekçelerle iptal edildi.”

‘BARIŞ VE DEMOKRASİ TALEBİ EKMEK VE SU KADAR TEMEL İHTİYAÇ HALİNE GELDİ’

“Türkiye'de son dönemde keyfi gözaltılar ve tutuklamalar, işten çıkarmalar, iş güvencesinin ortadan kaldırılması, kadına yönelik ayrımcı politikalar ve şiddet, homofobiden beslenen şiddet ve cinayetler, Alevilere yönelik mezhepçi dayatmalar, laiklik karşıtı gerici politikalarda kaygı verici artış, çocuk istismarı, doğamızın talan edilmesi, iş cinayetleri ve daha nice insanlık onuruyla bağdaşmayan politika ve uygulamalar gündelik yaşamın parçası haline geldi” diyen Yücesoy, barış ve demokrasi talebinin ekmek ve su kadar temel ihtiyaç haline geldiğini söyledi.

KADINLAR 'TUTUM BELGESİ' AÇIKLADI: BARIŞ KADINLARI İNİSİYATİFİ KURULDU

Açıklamanın ardından alandaki kadınlar hazırladıkları tutum belgesini açıkladı. Barış Kadınları İnisiyatifi’ni kurduklarını açıklayan kadınların kürsüden konuşmalarına izin verilmedi.

Yaşanan durum tepkiyle karşılanırken, alandan açıklama yapan kadınlar şu ifadeleri kullandı:

“Biz kadınların bu savaş politikalarına karşı, kadına ve LGBTİ+'lara yönelik şiddete, tacize, tecavüze, makbul kadın politikalarına, ekolojik talana karşı yılların mücadelesiyle yükselen bir direnişi var. Önümüzde bir seçim var, seçim sürecinde ve seçimden sonra nasıl bir hükümet kurulursa kurulsun, kadınların ve LGBTİ+'ların yaşamını, hükümetlerin şu veya bu şekildeki günlük çıkarlarıyla heba edilemeyecek kadar önemli buluyor ve seçim malzemesi olmasını ret ediyoruz. Yerel ve küresel barış çabalarıyla ortaklık ve dayanışma içinde olacağız... Bulunduğumuz her alanda kadınlarla yan yana gelerek kadını ve barışı her zeminde konuşulur kılacağız. Evinde pazara gidemeyen ay sonunu zar zor getiren kadınların evine yansıyan savaş politikalarını konuşacağız. Savaşın açtığı yaralarımızı birlikte saracağız. Savaşa ve şiddete karşı barışı inşa etmenin yollarını ortaklaştıracağız.”

Açıklamaların ardından sanatçı Cevdet Bağca konser verdi.