İzmir Kent Hakkı Merkezi hedeflerini ve faaliyetlerini anlattı

İzmir Kent Hakkı Merkezi (İKHM), hedefleri ve faaliyetleri ile ilgili bilgi verdi. Toplantıda söz alan Aydın Arı, "Kent hakkı için mücadele yürüten herkesle iletişim içinde olma çabasındayız" dedi.

Abone ol

İZMİR - İzmir Dayanışma Akademisi (İDA) ile Centre for Democracy and Peace Research (CDPR) ortak girişimi olan ve Aralık 2020’den bu yana faaliyetlerine devam eden İzmir Kent Hakkı Merkezi (İKHM), hedefleri ve faaliyetleri ile ilgili düzenlediği kahvaltıda basın mensupları ile buluştu. Kahvaltıda Ayten Alkan, Aydın Arı, Bilge Martan ve Evren Çıldır'dan oluşan İzmir Kent Hakkı Merkezi (İKHM) ekibi proje hakkında bilgi verdi.

İlk olarak söz alan İDA akademisyenlerinden Ayten Alkan, aralık ayında dört kişi çekirdek ekip olarak bir araya geldiklerini ancak projenin 2016'ya kadar dayandığını ifade etti. 2016'da bu suça ortak olmayacağız bildirisini imzalayan yüzlerce akademisyenin ihraç edildiğini hatırlatan Alkan, "Burada bu yüzlerce insandan ikisinin hikayesi var ama arkasında İzmir Dayanışma Akademisi'nin hikayesi var" dedi. Centre for Democracy and Peace Research'e (CDPR) de değinen Alkan, Londra'daki bu vakfın İngiltere'deki bildiri imzacısı akademisyenler tarafından Türkiye'deki oluşumları ve akademisyenleri desteklemek üzere kurulduğunu söyledi. İzmir Kent Hakkı Merkezi projesini yazanların şu anda danışma ve izleme kurulu olarak kendilerine destek olduğunu belirten Alkan, altı haftada bir toplantılar yaptıklarını da belirtti.

PİLOT BÖLGE 'CUMHURİYET MAHALLESİ'

Projenin pilot bölge olarak İzmir'in Karşıyaka ilçesini seçtiğini belirten Alkan, "Proje kendine pilot ilçe olarak Karşıyaka ilçesini seçti. Karşıyaka ilçesinde pilot mahalle olarak ise Cumhuriyet Mahallesi seçildi. Cumhuriyet Mahallesi bir çok mahalleden dezavantajlı bir profil sergiliyordu. Saha çalışmalarına başladık. Sahada Cumhuriyet Mahallesi'nde yaşayan insanların ortak sorunlarını ortak ihtiyaçlarını tespit etmek gibi bir nihai hedefimiz var. Sorunlarını çözebilecek hukuki donanıma sahip olmalarını amaçlayan eğitim çalışması da yürütülüyor" diye konuştu.

Bu mahalledeki deneyimlerin yinelenebilir model olabilmesini umut ettiklerini söyleyen Alkan, "Başka mahallelerde de bu çalışmayı yinelemek gibi bir muradımız var" dedi.

'AMACIMIZ HUKUKİ ANLAMDA GÜÇLENMİŞ KİŞİLER ARKAMIZDA BIRAKABİLMEK'

Alkan'ın ardından söz alan Kent Hakkı Eğitim ve Savunuculuk biriminden sorumlu Evren Çıldır ise çalışma yapmayı düşündükleri mahallenin yapısı hakkında bilgi vererek, amaçlarının hukuki anlamda güçlenmiş kişiler arkalarında bırakabilmek olduğunu ifade etti. Çıldır, Mahallede çalışma yapmayı düşündüğümüz alan kadın ve çocuk ağırlıklı. Özellikle kentsel dönüşümde kadın ve çocuklarının taleplerinin görünür hale gelmesi ortaya çıkarılması ile ilgili çalışmayı yapmayı düşünüyoruz. Cumhuriyet Mahallesi bu anlamda ihtiyacı olan bir mahalle. Özellikle kadınların görünürlüğünün çok düşük olduğu, çocukların hiçbir donatı alanında kendilerini var edemediği bir yer. Amacımız şu biz orada olmadığımızda da hukuki anlamda kendilerini güçlenmiş, taleplerini ifade edebilecek bunun yollarını öğrenmiş kişiler arkamızda bırakabilmek" diye kaydetti.

Çıldır ayrıca insanların yaşadıkları sorunların çözümü ile ilgili bilgi edinebilmesi için oluşturacakları bir internet sitesi ile ilgili çalışmalarının sürdüğünü de belirtti.

'TÜRKİYE'DE YURTTAŞLARIN BİREYSEL YA DA KOLEKTİF HAKLARININ KOLAYCA İHLAL EDİLDİĞİ BİR ANLAYIŞ VAR'

Son olarak söz alan Aydın Arı ise Türkiye'de yurttaşların bireysel ya da kolektif haklarının kolayca ihlal edildiği bir anlayış olduğunun altını çizerek, yurttaşın içinde yaşadığı kente ilişkin karar mekanizmalarına katılmasını ve bunu kolektif yapmayı amaçladıklarını söyledi. Kent hakkı konusunda diğer platform ve yapılarla da ortaklaşabileceklerini ifade eden Arı, şunları belirtti;

"Kent hakkının kapsamına giren mücadeleleri yürüten diğer sivil toplum örgütleriyle, sendikalarla, siyasi partilerle kent hakkı için mücadele yürüten herkesle bir tür iletişim içinde olma çabasındayız. Zor bir süreç, Türkiye zor bir ülke. Türkiye'de demokratik katılım zor. Bu iş için yıllardır uğraşan örgütler var. Bir yerden bir yere herhangi bir mücadeleyi taşıyabilmek kolay değil. Demokratik mücadeleler bir yere ulaşmıyor, devlet ulaşmaları önünde değişik biçimlerde engel yaratıyor. Siyasi ortam bu engelleri yaratıyor"

İKHM NEDİR?

Aralık ayında faaliyetlerine başlayan İKHM, ülke düzeyinde haklar alanının daraltılmış olması karşısında yerel düzeyde demokratik ve özgürlükçü usullerle geliştirilebilecek ortak yanıtların, araçların, çözümlerin ve mekânların oldukça önemli olabileceği anlayışından yola çıktı. Kendini; hakları tehdit altında olan, sesi az duyulan ve güçsüzleştirilmiş kesimlerin haklarına odaklanan ve birlikte yönetmeyi hayal eden bir şehir projesi olarak tarif ediyor. Kent üzerinde söz sahibi olmaya ve kenti birlikte dönüştürmeye istekli bir oluşum. Kent üzerinde hep birlikte kafa yormayı, kentte daha adil bir yaşam için uğraşmayı ve kısıtlı kaynaklarla da olsa kalıcı çözümler üretmeyi arzuluyor. (DUVAR)