İYİ Parti'den Babacan açıklaması: Taahhütleri bizi ilgilendirmiyor

İYİ Partili Zorlu, Ali Babacan'ın dün yaptığı 'vatandaşlık tanımı' ve 'anadilde eğitim' açıklamalarının kendilerini ilgilendirmediğini Altılı Masa'nın ortak programlarında da yer almadığını söyledi.

Abone ol

DUVAR - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, vatandaşlık tanımını değiştirmek ve Kürtçeyi anadil olarak anayasaya koymak istediklerini açıkladı. İYİ Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu ortak açıkladıkları Anayasa taslağında bu ifadelerin yer almadığını, kendilerinin katılmadığını söyledi.

Kürşad Zorlu, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in uğradığı silahlı saldırıya ilişkin; “Ankara’da Türkiye’nin başkentinde bırakın siyasi görevlerini genç bir akademisyen bir suikasta kurban gitti. Derhal devletimiz tarafından sorumluların, katillerin ve varsa ardındaki güçlerin ortaya çıkarılması gerekir. Böylesine önemli bir konunun siyasete malzeme olmaması için önemli bir çaba sarf ettik. Bu menfur saldırının hemen ardından sayın genel başkanımız merhumun kederli ailesiyle görüştüler, konuyu birebir her aşamasıyla takip etmektedir. Biz de takipçisi olacağız" dedi.

İYİ Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Başdanışmanı Kürşad Zorlu, bugün partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin basın toplantısı yaptı.

ANKA'nın aktardığına göre Zorlu, 2023 yılına siyasi iktidarın öngörü hatalarıyla girildiğini belirterek, “Önümüzdeki dönemlerde ekonomimiz başta olmak üzere sorunlarımızın köklü bir çözümünün gerçekleştirilemeyeceği kanaatindeyiz. Dünyanın ilk 10 ekonomisini arasına girmek, 500 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmak ve kişi başı milli gelirin 25 bin dolara ulaşmasını sağlamak…Yanlış politikalarla bu hedeflerin çok uzağında bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Şimdi de 2053, 2071 yıllarından bahsediliyor" dedi.

'YOKSULLAŞMAYI YÖNETMEYE TALİP BİR İKTİDAR'

Türkiye’de asgari ücretin ortalama gelir ücretine dönüştüğünü belirten Zorlu, “Ortalama kişi başına gelirin altında gelir elde eden il sayımız 2004 yılında sadece 9 il, bugün daha doğrusu 2021’de 74 ile çıkmış. Bu korkunç bir artış. Esasında yoksullaşma Türkiye’nin bütününe doğru yayılıyor. Bu iktidar yoksulluğu ortadan kaldırmak yerine yönetmeye talip bir iktidar” dedi.

'BU BİLE SON 20 YILIN EN YÜKSEK ENFLASYONU… BUNU BİR BAŞARI OLARAK SUNUYORLAR'

TÜİK’in bugün açıkladığı enflasyon rakamlarını hatırlatan Zorlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“1,18’lik bir enflasyon artışı… Bugün hayatın içerisinde geçim derdi olan hiçbir insanın vicdanın bunu kabul etmediğini biliyoruz. Böyle olduğunu bile kabul etsek bu bir baz etkisi oyunundan başka bir şey değil. Açıkladıkları yıl sonu rakamı yüzde 64,3 bu bile son 20 yılın en yüksek enflasyonu… Bunu bir başarı olarak sunuyorlar. Bu enflasyon 1,8 değil de 13 puan bile çıkmış olsaydı 84,4 olan geçen ayki enflasyon rakamı 83,5’a gerileyecekti, baz etkisi dediğimiz şey bu. Fiyat artışları artmaya devam edecek. Böylelikle ortaya konulan yaklaşım bir saz etkisinden ibaret. Seçim gelirken bir saz ekibi kurulmuş.

Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre Aralık 2002’de ortalama memur maaşı 3,14 asgari ücret ediyormuş. O günler çabuk unutuldu. Temmuz 2022’yi esas aldığımızda 1,71’e gerilemiş asgari ücret oranlaması. Bugünkü zam oranları geçerli olursa yüzde 15,4 SSK ve Bağ-Kur emeklileri için yüzde 16,4 memur emeklileri için esas alınacak olursa 1,28’e gerileyecek. Bu gerçekten kabul edilebilir bir oran değil. Ömür boyu çalışmış bir SSK emeklisine bugünkü maaş 5 bin 359 TL, bir memur emeklisine de reva görülen 7 bin 709 TL’den ibaret, bununla insanlar nasıl geçinecek?”

TÜİK rakamlarına güvenin alt düzeyde olduğunu belirten Zorlu, İstanbul Ticaret Odası’nın tüketici enflasyonu artışının esas aldığın takdirde yüzde 36’lık bir zam yapılması gerektiğini vurgulayan Zorlu şöyle devam etti:

'MEMUR EMEKLİLERİ EN DÜŞÜK YÜZDE 55,6 ZAM ALMALIYDI'

“Bize göre esas olan ortalama memur ve emekli maaşlarının asgari ücret karşısında eriyişidir. Hızla asgari ücretin üstünde maaş alan kesimler kademe kademe asgari ücret tuzağına doğru ilerlemektedir. Biz, memur emeklileri için bu eriyişin daha fazla açılmaması, en azından sabit tutulması adına yüzde 55,6; SSK ve Bağ-Kur emeklileri için yüzde 54,6 oranının bugün vatandaşımızın en düşük zam olacağını düşünüyoruz.”

'ÖZEL OKULLARA İLİŞKİN KDV’NİN EĞİTİM VERGİSİNİN DE KALDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ'

Zorlu, özel okul öğretmenlerinin yaşadıkları hak kayıplarına ilişkin; “Bir özel okul öğretmeninin ortalama 10 bin TL olarak temel ücret aldığını kabul edersek bunun üzerine ilave olan yaklaşık 7 bin TL’yi özel okul devlete SGK primi ve vergi olarak vermekte. Öğretmenin alması gereken toplam ücretin yüzde 60’nı alabiliyor ancak. Bu kanun teklifimizle velilerimizi, öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve özel okul sahiplerini de gözeten bir teklif getiriyoruz. Devletin özel okul öğretmenlerinden aldığı SGK primi ve vergilerinin yüzde 50’sinin devlet tarafından karşılanmasını ve özel okullara ilişkin KDV’nin eğitim vergisinin de kaldırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

Zorlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in geçtiğimiz günlerde Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Başkanı ve akademisyen Sinan Ateş’in ailesiyle görüşüp görüşmediğine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

'BU BASİT BİR SALDIRI DEĞİLDİR'

“İnsan vicdanıyla yaşar, vicdan susarsa orada insanlık bitmiştir, sanıyorum en mükemmel adalet de vicdandır. Bu konuda İYİ Parti olarak en büyük temennimiz adaletin yerini bulması ve sağlanmasıdır. Bu hain saldırıyı kınıyoruz, lanetliyoruz. Bunun ötesinde de bunu bir basit saldırı, bir kayıp olarak değerlendiren yaklaşımları da reddediyoruz. Ankara’da Türkiye’nin başkentinde bırakın siyasi görevlerini, genç bir akademisyen bir suikasta kurban gitti. Derhal devletimiz tarafından sorumluların, katillerin ve varsa ardındaki güçlerin ortaya çıkarılması gerekir. Böylesine önemli bir konunun siyasete malzeme olmaması için önemli bir çaba sarf ettik. Bu menfur saldırının hemen ardından sayın genel başkanız merhumun kederli ailesiyle görüştüler, konuyu birebir her aşamasıyla takip etmektedir. Biz de parti olarak takipçisi olacağız.”

'BU TAHHÜTLER YER ALMAMAKTADIR'

Zorlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın, Anayasa'nın 66. maddesinde yer alan "Türk Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür" ifadesinin tekrar değerlendirilmesine ilişkin açıklamasının anımsatılması üzerine, "DEVA Partisi ile ortak yanımız Altılı Masa'da bulunuyor olmamız ve bu ortaklaşmamızın en büyük temeli güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistemi ülkemizde yeniden inşa etmek, adaleti ve liyakati esas alan bir yönetim anlayışını kurgulayabilmektir. Vatandaşımızın büyük beklentisi de bu yöndedir" diye konuştu.

Ortak anayasa değişikliği paketinin açıklandığını anımsatan Zorlu, 5 Ocak'ta liderlere sunulacak olan cumhurbaşkanı adayının seçilmesi durumunda uygulanacak hükümet programının hazırlandığını vurguladı. Zorlu, şunları kaydetti:

"Bunların her ikisinde de bu taahhütler yer almamaktadır. Bizi İYİ Parti olarak ilgilendiren yürüttüğümüz, paydaşı olduğumuz Altılı Masa'nın seçtirmek istediği cumhurbaşkanı ve uygulamak istediği hükümet programında neyin olup olmadığıdır. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Parti olarak Türkiye'nin güvenliği, birliği, cumhuriyet değerleri, Anayasa'nın ilk 4 maddesi gibi pek çok konuda görüşlerimiz açık ve nettir. Baştan bu yana bu konuda parti olarak durduğumuz yerde herhangi bir tartışmaya açık bir konu da bulunmamaktadır."

Ne olmuştu?

DEVA lideri Ali Babacan, sosyal medya hesabından dün yaptığı paylaşımda parti olarak hak ve özgürlüklerle ilgili vaatlerini paylaşmış ve şu ifadeleri kullanmıştı: 

"Herkesin kendini bu ülkenin eşit ve özgür vatandaşı hissetmesi, güçlü bir vatandaşlık anlayışının hakim kılınmasıyla mümkündür. Anayasamızın 66. maddesini, çağımızın gereği olarak, kapsayıcı bir anlayışla yeniden ele almayı teklif ediyoruz.”

Ortak ve resmi dilimiz Türkçeye ek olarak, eğitim ve öğretimde ‘anadilinin kullanılması ve geliştirilmesi hakkı’nı anayasal güvenceye kavuşturacağız. Anadilinde eğitimin önündeki engelleri kaldıracağız.”