İhmal Amca'nın 'ahh'ı ve kardeş masallar

İhmal Amca'yı okurken çocuklara duyduğu sevgiyi ve şefkati hissediyorsunuz. Kitaplarda Anadolu Masalları’nın ritmini, Keloğlan masallarının tadını alıyorsunuz. Dil su gibi akıyor, her cümle bir sonrakinin peşine takılıp akıp gidiyor.

Abone ol

DUVAR - 1915’in yıl dönümünün hemen ardından Ermeni masallarından, çocuk kitaplarından bahsetmek ne zor. Birçok duygu üşüşüyor insanın zihnine ve yüreğine. Ekim ayının başlarında ilk kez Gaziantep’e gittiğimde hissettiğim duygu gibi... Antep, katliamlardan sonra için için küstüğüm şehir. Hele 10 Ekim Katliamı’nın 2. yılı yaklaşırken, katliamcının gezdiği sokaklarda olmak öyle zordu ki. O beyaz arabanın Ankara’ya doğru yol aldığı yollarda olmak, kalpte sıkışma, midede kramp... Ama bir hakikatten bir de acıdan kaçış yok. Kentin her yanını saran Ermeni mimarisiyle karşılaşınca tekrar duvara çarptığımı hissetmiştim. Sanki yaşadığımız acı, yüzleşmediklerimizin acısıydı. Ermenilerin ahı, duvarlara sinmiş, iç içe geçmiş acıların ve tanıklıkların sonucuydu. Kim bilir...

Bu coğrafyada her şey katmanlı, en çok da acı. Tüm acıya eşlik eden yegâne şey ise kadim anlatılar. Masallar ve hikâyeler. Ne anlatmışlar diye daha yakından baktığınızda, aslında öğütlerin, korkuların, maceraların, kötülerin ve iyilerin, yoksulluğun ve acıların ne kadar benzeştiğini görüyorsunuz. Hele günümüzde binlerce çeviri kitap, derleme raflardayken incelemek, karşılaştırmak oldukça kolay. Ama sıra Ermeni kültürel ürünlere gelince ulaşabildiklerimiz bir elin parmaklarını geçmiyor. Biri çeviri, biri Türkiye’den derleme iki Ermeni Masalları kitabı bulunuyor Türkçe'de. Bir de İhmal Vartanyan var, İhmal Amca adıyla çocuklara masallar yazan... Ermenice yayın olarak ise Aras Yayıncılık'ın kitapları ve Anadolu Kültür’ün çift dilli kitapları var. Bir de listeye eklenmese eksik kalır diyebileceğimiz Kürt, Ermeni aşk masallarını bir araya getiren Aşîq u Maşûq.

İhmal Amca

İHMAL AMCA: GÜNEŞE VURGUN ÇOCUK, PENCEREME KONMUŞTU VE DİĞERLERİ 

İhmal Amca, asıl adıyla Vartan İhmalyan 1913 yılında Konya'da doğdu. 1915 Ermeni Soykırımı'ndan bulunduğu trenden tanıdıkları aracılığı inmesiyle kıl payı kurtuldu. O trendekilerin çoğu geri dönemedi. İhmalyan sonrasında TKP ile tanıştı; Varlık Vergisi, 5-6 Eylül badirelerini atlatacak olan İhmalyan, 1944 ve 1946'da iki kez tutuklandıktan sonra hayatına yurt dışında devam etti. Yaşamı Moskova'da sonlandı.

İhmalyan’ın yaşam hikâyesinin ötesinde bir de kendi adıyla seslenemediği çocuklara ulaştığı İhmal Amca kimliği var. O çocuklara masallar anlatan bir masalcı amca. Güneşe Vurgun Çocuk, Pencereme Konmuştu, Eşek Eşekken, Şeytan Uçurtması ve Boyalı Kırlangıç kitaplarını hediye etmiş çocuklara. Çocuk sevgisi taşan satırlarla ve ritmli bir dille yazmış tüm kitaplarını.

Şeytan Uçurtması’nda çocuklara şöyle sesleniyor:

“Sevgili çocuklar. Ben çocukken masal söyleyenim yoktu. Oysa deli olurdum masal dinlemeye. İşte ben bu kitaptaki masalları, çocukluğumun masala susamışlığı içinde, bir zamanlar kendimin de çocuk olduğumu unutmamaya çalışarak, her çocuğun bir gün büyüyeceğini, her an, hatta masalları okurken de büyümekte olacağını düşünerek, bir de çocukların büyüdüklerinde birbirlerini, doğruluğu, iyiliği sevmelerini isteyerek yazdım. Hoşunuza giderse ne mutlu bana.”

İhmal Amca'yı okurken çocuklara duyduğu sevgiyi ve şefkati hissediyorsunuz. Kitaplarda Anadolu Masalları’nın ritmini, Keloğlan masallarının tadını alıyorsunuz. Dil su gibi akıyor, her cümle bir sonrakinin peşine takılıp akıp gidiyor. Eşitlik, eşitsizlik, adalet, yoksulluk, hor görme gibi birçok konu elbette kitaplarında yer alıyor ama, öyle büyük harflerle değil, incelikle, zarafetle ve sıcacık. İhmal Amca kitaplarda bazen boyacı bir amca bazen kuklacı amca olarak kendine yer veriyor. Çocuklarla keyifli sohbetler ediyor, onlarla ekmeğini bölüşüyor. Bir çocuğun saçını okşar gibi yazdığı bu kitaplarda bir de “ahh çekiyor” İhmal amca. Ahh etmek yeri göğü sarsan, tüm doğayı seferber eden bir şey İhmal Amca kitaplarında. Bu ahh, acının sessiz gücünü de anlatıyor.

İhmal Amca, Yaşar Kemal ve Nâzım Hikmet gibi çocuklara hayatın içinden ama sevgiyle seslenen yazarlardan. Bir çocuğa pamuk şeker verir gibi İhmal Amca da okunmalı mutlaka.

AŞIQ Û MAŞÛG 

Aşıq û Maşûq, derleyen ve çeviren: Sarkis Seropyan, resimleyen: Zeynep Özatalay, 128 syf., Aras Yayıncılık, 2017.

Aşıq û Maşûq Ermenice kaynaklardan derlenmiş Kürt-Ermeni masallardan oluşuyor. Sarkis Seropyan’ın derleyip çevirdiği, Zeynep Özatalay’ın resimlediği kitapta üç masal bulunuyor. Bunlar “Siyamanto ve Xıçezare”, “Lur da Lur”, “Kral Lusig ve Sedev Hovig”. Kardeş masallar olarak aktarılan masalların ilk ikisi Kürt Masalı, sonuncusu ise bir Ermeni Masalı. Sarkis Seropyan’ın önsözünden de anlaşıldığı üzere bu masalların bu versiyonlarına sözlü gelenekte bugün ulaşmak bile zor. Bu sebeple Aşıq û Maşûq ayrıca kıymetli bir hazine.

Sözlü anlatımın anlatıldığı ortama göre performatif olarak değişmesi her seferinde anlatılan eserin dinleyicinin heyecanına, tepkisine göre yeniden biçimlenmesine neden olur. Belki de bu yüzden derleme eserlerin kimisinde heyecan uçup gider, kimisinde coşup gider. Bu değişkenlik yüzünden de derleme veya çeviri masallar her zaman otantik dilin tadını vermez. Oysa imkansız aşkları anlatan Aşıq û Maşûq’un en iyi yanlarından biri akıcı ve ahenkli dili. Sözlü kültürde aynı zamanda şarkı formunda aktarılan bu masallar, kitapta da başladığı gibi akıp gidiyor. Üç masaldan “Kral Lusig ve Sedev Hovig” Dersim Ermeniler’inden bugüne ulaşmış bir masal. İçinde de Munzur’un şifalı suyu akıyor masalın.

Kadim ve büyülü bir coğrafyadan seslenen masalların resimlerini Zeynep Özatalay çizmiş. Resimler tam da masalların ruhuna göre, rengârenk. Kadınlar ve erkekler geleneksel kıyafetler ve renkler içinde alabildiğine görkemli görünüyor. Özellikle kadınlar… Hayvanlar ve doğa ise onlara ahenkle eşlik ediyor.