Hollanda'da yaşayan Türkler kriz için ne diyor?

İki ülke arasında yaşanan krizden sonra, Hollanda’da gündelik hayat nasıl devam ediyor? Türkiyelilerin yoğun olarak yaşadığı Amsterdam-West'teki Bos en Lommerweg bölgesinde bu sorunun yanıtını aradık.

Abone ol

AMSTERDAM - Hollanda hükümetinin, Türkiyeli siyasilerin referandum mitinglerine izin vermeyeceğini açıklaması üzerine iki ülke arasında gerginlik yaşanmıştı. Aile ve Sosyal Politiklar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın sınır dışı edilmesiyle tırmanan kriz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bunlar nazi kalıntısı” sözleriyle geri dönüşü zor bir hal almıştı. Peki, iki ülke arasında yaşanan krizin etkisi devam ediyor mu? Aynı semtte yaşayan Türkiyeliler ve Hollandalılar ne düşünüyor, gündelik hayatlarına nasıl devam ediyor?

Amsterdam’da Türkiyelilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerden biri de Bos en Lommerweg. Bitişik nizam apartmanların zillerinde pek çok Türkçe isim görmek mümkün. Şehrin geneline yayılan bisiklet kültürü burada da kendini gösteriyor. Her yaştan kadın, erkek bisikletlerle ulaşımını sağlıyor.

'GÖSTERİLER TOPLUMUN GENELİNİ YANSITMIYOR'

Kebap restoranında çalışan Kemal Kaya, iki ülke arasında yaşanan krizin gündelik hayatı etkilemediği görüşünde.

İlk durağımız, İstanbul’dan geldiğimizi söyleyince çok sıcak karşılandığımız bir kebap restorantı. Restoranda çalışan 37 yaşındaki Kemal Kaya, Türkiye ve Hollanda arasında yaşanan krizin gündelik hayatı etkilemediği görüşünde. Kaya’ya göre, gündelik hayat ve ilişkiler normal seyrince devam ediyor. Ne Rotterdam’da ne de Amsterdam’da yapılan gösteriler toplumun genelinin düşüncesini yansıtmıyor. Gösterilerin çoğu, Kaya’ya göre sosyal medyadan bir araya gelen ‘heyecanlı’ gençler tarafından organize ediliyor.

'ÇİFTE VATANDAŞLIĞIMIZ TEHLİKEYE GİRDİ'

1980 yılından beri Amsterdam’da yaşayan Mehmet Gedik, Kaya’nın düşüncesine katılmıyor ve “Olaylar bizi çok etkiledi; fakat şu an etkisi eskisi kadar güçlü değil” diyor. Gedik, siyasi partilerin Hollandalı Türkleri sadece seçim zamanı hatırladığını ifade ediyor ve şöyle diyor: “Seçim zamanı gelip yurt dışındaki insanları bu şekilde kullanmalarına gerek yoktu. Biz nitekim yarı Holandalı yarı Türküz. Onların yaptığı şeylerden dolayı bizim çifte vatandaşlığımız tehlikeye girdi, yeniden araştırmaya aldılar. Türkiye’deki siyasi partiler bizi sadece seçim zamanı hatırlıyor ve haklarımızı da korumuyor.”

Gedik’e göre; Hollanda’da yaşayan genç kuşak bir önceki nesle göre daha radikal. Bu radikalliğin nedenleri şöyle açıklıyor: “Gerek burada yetiştikleri gerekse eğitimli oldukları için kendilerine daha çok güveniyorlar ve daha agresifler. Burada serbest yetişiyorlar ve her şeyi güzel öğreniyorlar. Bu da olayların gidişatını etkiledi.”

Mehmet Gedik, 1980 yılından beri Hollanda’da yaşıyor.

1980 yılından beri Hollanda’da yaşayan Mehmet Gedik “Biz nitekim yarı Holandalı yarı Türküz. Seçim zamanı gelip yurt dışındaki insanları bu şekilde kullanmalarına gerek yoktu” diyor.

'ONLARIN GÖZÜNDE İKİNCİ SINIF TOPLUMUZ'

20 yaşındaki Mustafa Arıcı, Hollanda’da doğup büyümüş. Şu sıralar bir yandan üniversiteye devam ediyor bir yandan da çalışıyor. Arıcı da gündelik hayatın normal devam ettiği düşüncesinde; fakat bir notu var: “Gündelik hayatımda bir etkisi olmadı. Ama Hollandalıların kafasında bir önyargı oluşmuş olabilir. Bir de zaten Hollandalılar bunu belli etmez, ırkçılıklarını arkanızdan yaparlar.”

Kendisinin şimdiye kadar herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadığını söylüyor, Arıcı; fakat annesi için durum aynı değil: “Bir defasında Hollanda’da bir gezi sırasında anneme laf attılar. Annem başörtüsü takıyor. Aslında buralarda her şey iyi gidiyor. Bir ırkçı tepkiyle direkt olarak karşılaşmıyoruz. Ama biliyoruz arkamızdan yapılıyor. Biz ‘ikinci sınıf’ bir toplumuz onların gözünde. Burada doğduğumuz halde burada yabancıyız, Türkiye’ye gidiyoruz Avrupa’dan geldi gözüyle bakılıyor. Türkiye’de de yabancıyız.”

'SİSTEM DEĞİŞİRSE İLERLEME ARTAR'

Hollanda’da doğup büyüyen 20 yaşındaki Mustafa Arıcı, oy kullanırken partiye göre değil; partinin vadettiklerine göre karar verilmesinden yana: “Bu yeniliği AK Parti yapmasa, başka bir parti yapsa ben onlara da oy veririm.”

Hollanda’daki seçimlerde, Türkiyeliler arasında rağbet gören Denk Partisi’ne oy vermiş, Arıcı. Denk Partisi’nin Hollanda’daki yabancıların haklarını koruyacağını ve yenilik getireceğini düşünüyor. Türkiye referandumunda ise ‘evet’ oyu kullanmış. Bu tercihinin nedenini şöyle açıklıyor: “Öncelikle buraya broşürler bırakıldı ve ben de okudum. Nelerin değişeceğini inceledim ve anayasa değişikliği kafama yattı. Buradan baktığımızda da bizzat gittiğimizde de Türkiye’de bir ilerleme görüyoruz. Sistem değişirse bu ilerleme daha da artabilir diye düşünüyorum.”

Arıcı, oy kullanırken partiye göre değil; partinin vaadediklerine göre karar verilmesinden yana: “Bu yeniliği AK Parti yapmasa, başka bir parti yapsa ben onlara da oy veririm. Ben öncelikle bakıyorum, Türkiye’yi kim ileriye götürüyor ve iyi şeyler yapıyor diye. Oyumu da buna göre veriyorum. Yoksa bu bir AK Parti olayı değil. Tabii ki Recep Tayyip Erdoğan’ın liderlik vasfına da güveniyorum. AK Parti’nin başındayken de kendisinin konuşmalarını takip ederdim. Ondan sonra partinin başına Binali Yıldırım geldi, O’nun için aynı şeyi söyleyemem. Konuşması pek kendini dinletmiyor açıkçası.”

'SOKAĞA ÇIKANLAR NEDEN SOKAKTA OLDUĞUNU BİLMİYORDU'

Bir Türk restoranında çalışan ve isimini vermek istemeyen bir kadın, “Daha önce verdiğimiz röportajlarda sözlerimiz doğru yazılmadığı için üstten emir geldi. Hiçbir kanala ya da kuruma röportaj veremiyoruz” diyor. Kendisine, diğer restoranlarda da kadınlarla konuşamadığımızı ve sadece erkeklerin konuştuğu bir haber yapmak istemediğimizi anlatıyorum. Bu açıklamadan sonra görüşlerini paylaşmayı kabul ediyor: “Protestolar sırasında ben de sokağa çıkıp birkaç gence sordum. Açıkçasını söylemek gerekirse neden toplandıklarını bile bilmiyorlardı. Ben Türkiye’deki problemlerin buraya taşınmasını kişisel olarak doğru bulmuyorum. Buradaki insanlarla kişisel olarak bir ilişkimiz var. Türkiye’de çıkan ‘evet’ de ‘hayır’ da bu ilişkiye yansıyor ve mutlaka etkileniyoruz.”

'KUTUPLAŞMA AŞIRI SAĞCILARA YARADI'

Yaklaşık 2 aydır Türklerin yoğun olarak yaşadığı Bijlmerdreef semtinde ikamet eden Roald Fekken, yaşananların kutuplaşmaya yol açtığını belirtiyor. Fekken de bu kutuplaşmanın aşırı sağcı partilere yaradığı görüşünde: “Türk bayraklarıyla çevrede dolaşan insanlar oldukça aktifti. Bu Hollandalıları şaşırttı ve daha milliyetçi bir hale getirdi. Bunun sonucunda da Türkleri kınayan siyasetçileri güçlü bir şekilde desteklemeleri gerektiğini hissettiler.”

Şehir plancısı Fekken’e göre; yaşananlar Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olmadığı söylemini kanıtlamak isteyenler için bir fırsat oldu ve bu söylem rağbet görmeye başladı. Türkler için de durum pek farklı değil: “Sanırım çok az sayıdaki Türk, Hollanda hükümetinin Türk çıkarlarını açık bir şekilde reddetmesine şaşırmıştır. Böylelikle, kendilerinin ayrımcılığa uğradığını ya da Türk kimliklerinin yeterince dikkate alınmadığını düşünen kişiler de Hollandalıya dönüşmelerinin beklendiğine dair düşüncelerine kanıt bulmuş oldular.”

Hollandalıların Türkiye seyahatlerini iptal ettiğine dair haberleri de sorduk Fekken’e. İddiayı doğruladı ve Türkiye seyahatini iptal eden arkadaşlarının olduğunu söyledi. Fekken, Türkiye öngörülemez bir yer haline geldiği için biraz daha endişelendi olduğunu belirtiyor: “İnsanlar Türkiye’de gazetecilerin tutuklandığını, bireylerin siyasi uyuşmazlıklar sebebiyle hapsedildiğini duydukça ülkenin daha az demokratik ve istikrarsız bir yer haline geldiğini sezmeye başladılar. Avrupa son 70 yıldır istikrar içerisindeydi. Fakat yanı başında, büyük bir ülkenin böyle bir şey yaşıyor olması insanları tedirgin ediyor.”

Roald Fekken: Bizim basınımız da aşırı uçlara dikkat çekmeyi seviyor. Basın, burada yaşayan Türklerin kesinlikle entegre olmadığından bahsediyor. Fakat günlük hayatta çevrenizdeki Türklere bakacak olursanız aslında birçoğunun son derece uyum sağladığını göreceksiniz.

'HOLLANDA MEDYASININ TÜRK RESMİ YANLIŞ'

Fekken, olayların ve iki toplumun birbiri için oluşturduğu imajın bu hale gelmesinde medyanın önemli bir rolü olduğu kanısında: “Bizim basınımız da aşırı uçlara dikkat çekmeyi seviyor. Basın, burada yaşayan Türklerin kesinlikle entegre olmadığından bahsediyor. Fakat günlük hayatta çevrenizdeki Türklere bakacak olursanız aslında birçoğunun son derece uyum sağladığını göreceksiniz. Çoğu Flemenkçe konuşuyor, işlerini yönetiyor ve yüksek pozisyonlarda çalışıyor. Dolayısıyla bu resim doğru değil!”

Merkezi İstatistik Enstitüsü’nün araştırmasına göre Amsterdam'da yaşayan Türkiyelilerin eğitim düzeyi ve aylık ortalama gelirleri Rotterdam ve Lahey’de yaşayan Türkiyelilere göre daha yüksek. Bugün, Amsterdam’da 40 bin civarında Türkiyeli’nin yaşadığı tahmin ediliyor.