HES projesi Genç ve Lice arasındaki 'Grenoble’ı tehdit ediyor

Genç ve Lice sınırlarındaki Sarım Havzası'nda HES yapılmak isteniyor. Havzayı Fransa’daki Grenoble bölgesine benzeten Sarım Havzası Derneği Başkanı Turhallı'ya göre proje doğa ve 100 köy için yıkım.

Abone ol

DİYARBAKIR- Bingöl Genç ile Diyarbakır Lice arasında kalan Dicle Havzası Sırım Çayı'nda, birtakım insanlar 2010 yılında bazı ölçümler yapıyorlar. Merak edip ne yaptıklarını soran köylülere, “Suyun debisini ölçüyoruz” cevabını veriyorlar. “HES mi yapılacak?” sorusuna da olumsuz cevap veriyorlar: “Devlet her şeyi kayıt altına alır. Bu suyun debisini kayıt altına alıyoruz.”

Böyle diyorlar, işlerini bitirip gidiyorlar. Ancak köylülerin içine kuşku düşmüş bir kez. Yetkililerle görüşüyorlar. Yetkililer böyle bir çalışmadan haberdar olmadıklarını söylüyorlar.

İZİNSİZ YAPILAN YOL

2014 yılında bir yol yapılıyor. Kim yapıyor? Devlet mi? Köylüler yeniden yetkililerin kapısını çalıyorlar. “Bizim böyle bir yoldan haberimiz yok” cevabı alıyorlar. Şirket çalışanları, yazılı bir bildirimde bulunmadan “O tarafta çalışacağız” demiş ve yol yapımına başlamışlar.

Bu bilgileri Sarım Havzası Çevresi Doğal ve Kültürel Mirasın Korunması Derneği Başkanı Emin Turhallı veriyor. Turhallı, yol yapımı için “İzinsiz ve hukuksuz” diyor ve ekliyor: “Yol yapmak için ağaçları kestiler, çevreyi kirlettiler, doğayı tahrip ettiler ve bunların hepsini hukuksuz yaptılar. Köylülere sormadan, kimseden resmi izin almadan yaptılar.”

GENÇ'TE YAPILAN TOPLANTI

Emin Turhallı’nın anlattıklarına göre, Silvan Elektrik Üretim LTD. ŞTİ. tarafından yapımı planlanan Birsu Hidroelektrik Santrali ile ilgili çalışmalar 2010 yılından bu yana yürütülüyor.

Santral çalışmaları yürütülürken bölgedeki yaklaşık 100 köyün sakinine herhangi bir bilgi verilmemiş. Kaymakamlık ve Valilik gibi resmi kurumlar da “Bize yazılı bir başvuru yapılmadı” diyerek köylülere elle tutulur bir bilgi vermemişler. Aralık 2020'de Genç'te şirket yetkililerinin yaptığı toplantıya kadar. Yetkililer bu toplantıda santralle ilgili bilgiler vermiş, çevreye zarar verilmeyeceğini, 105 kişinin santral yapımında istihdam edileceğini anlatmışlar.

Dernek Başkanı Turhallı, “Kendileri anlattılar, kendileri dinlediler” diyerek toplantıyı eleştiriyor. Toplantı için belirlenen yer hatalıdır” diye söze başlayıp şunları söylüyor: “Projeden en çok etkilenecek olan köylerde yapılması gereken toplantı, ilçe merkezinde yapılarak köylerde yaşayan halkın toplantıya erişimi engellendi. Pandemi koşularında ilçe merkezine erişim toplu taşımanın taşıdığı riskler nedeniyle uygun değildi. Toplantı, katılmak isteyen 65 yaş üstü insanların sokağa çıkma yasaklı olduğu saatlerde yapıldı. Bu durum halkın proje hakkında bilgilenmesinin önünü kestiği gibi, proje hakkında olası itirazların, fikirlerin bakanlık ve şirket yetkililerine ulaşmasını engelledi.”

'TAHRİBAT BÜYÜK OLACAK'

Bölgedeki 100 köyün tarım ve hayvancılıkla geçindiğini belirten Emin Turhallı, Sırım Havzası hakkında şu bilgileri paylaşıyor: “Projenin planlandığı alan, Bingöl’den Diyarbakır’a uzanan Sarım Havzası'nın suladığı bir alandır. Bu havza, meyve ve sebze üretimi açısından bölgede adeta bir vaha. Pek çok çeşit ürünün yetiştiği bölgede sulu tarıma dayanarak üretim yapılıyor. Halkın geçim kaynağının önemli bir kısmını oluşturan tarımsal üretim sayesinde, proje sahasında ceviz, elma, kuru ve taze fasulye, tütün, buğday, arpa, üzüm ve daha pek çok sebze, meyve ve tahıl yetişiyor. Proje sahası, aynı zamanda hayvancılık ve arıcılık bakımından da son derece elverişli bir bölge.”

Turhallı bu köylerde yetişen ürünleri abartmıyor, hakikaten damak tadına düşkün olanlar, Lice’de yetişen domates, fasulye gibi ürünler için sıraya giriyor.

Sarım Havzası’nın iklimi ve doğasının çok güzel olduğunu söyleyen Emin Turhallı, havzayı Fransa Alpleri'ndeki Grenoble bölgesiyle benzerliğinden söz ediyor: “Grenoble Fransız turizminin bel kemiği, başta bal ve ceviz olmak üzere doğal ürünler coğrafyası. Sarım Havzası da aynen böyle bir güzellik ve özelliğe sahiptir.”

Soruyorum, Fransa’ya hiç gitmediğini söylüyor Turhallı. Ama Fransa’da, Grenoble civarında yaşayan akrabalarının olduğunu, bilgileri onlardan ve internetten edindiğini anlatıyor. Sarım Havzası’nın tıpkı Grenoble gibi büyük bir doğa turizmi potansiyelini sahip olduğunu da sözlerine ekliyor.

'TARIMSAL ÜRETİMİ TAMAMEN BİTİRECEK'

Emin Turhallı, HES’in bölgede yaratacağı tahribatı ise şöyle anlatıyor: “İlk aşamada inşaat sırasında kalkacak toz, ekili diki alanlarda hasara, verim düşüşüne neden olacak. Asıl felaket proje bittiğinde yaşanacak. Santrallerin çalışmaya başlamasını takiben tarımsal üretim ve halkın kullanımı için yeterli su kalmayacaktır. Zaten ciddi bir kuraklığın yaşandığı bölgemizde, -ki kuraklık artık küresel bir sorun- var olan akarsuların da hidroelektrik santraller eliyle tüketilmesi bölgedeki tarımsal üretimin tamamen bitmesi anlamına gelecektir.”

KÖYLÜLER İMZA TOPLADI

Ülkenin çeşitli yerlerinde kurulmuş olan hidroelektrik santralleri hatırlatan Turhallı, bu projeler uygulanırken derelerin doğal yatağının değiştiğini, geriye can suyu olarak bile su bırakılmadığını belirtiyor, projede yer alan baraj ve santrallerin kurulacağı akarsuda ve kollarında yaşayan canlıların yaşamlarının da sona ereceğinin bir gerçek olduğuna dikkat çekiyor.

Turhallı ve bölge köylerinde yaşayan insanlar, itirazlarını dile getirmek ve taleplerini sunmak üzere toplantılara katılmışlar, avukat tutmuşlar, imza toplamışlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere birçok kuruma dilekçe vermişler.

Emin Turhallı
'DAĞLARIMIZ RÜZGÂR TÜRBİNLERİ İÇİN UYGUN'

Emin Turhallı birçok ülkede HES’lerin yasaklandığını belirterek, “Madem enerji diyorsunuz dağlarımız yenilenebilir enerji kaynaklarına uygundur, rüzgar türbinleri kurun” diyor: "Sağgöze köyündeki Şevşin Dağı’ndan üst kısımlardaki Merkin Yaylası Dağı’na kadar uzanan sırtta kurulacak rüzgâr türbinleri ile Sarım Havzası’nda kurulacak 10 barajdan daha fazla elektrik üretebilir.”

'KAR YAĞMAZSA PINARLAR AKAR MI?'

Baraj yapılan yerlerde kar yağmadığını söyleyen Turhallı, “Kar yağmazsa pınarlar akar mı?” diye soruyor ve ekliyor: “Bu havza kuruduğu zaman Diyarbakır, Bingöl ve çevre iller de etkilenecek. İklim değişikliği meydana gelecek. Bölgedeki köylüler hayvancılık, arıcılık, bahçede yetiştirdiği meyve ve sebzeden geçiniyor. Baraj yapılırsa hepsi göç etmek zorunda kalacak."

Sarım’da HES’e karşı olduklarını ısrarla tekrarlayan Turhallı, “Sadece kendimiz için değil, HES’i yapmak isteyenlerin geleceği için de karşı çıkıyoruz. Çünkü HES, ekolojik dengeyi bozuyor ve bütün dünyayı, HES’leri yapanları da ilgilendiriyor. Su, onlar için hayatidir” diyor.