Hekimler nöbette: Ankara’daki sağır kulaklar duymuyor, kör gözler görmüyor

Hekimler günlerdir hakları için ‘Beyaz Nöbet’ tutuyor. Talepleri karşılanmadığı takdirde g(ö)reve gidecek olan hekimler, “Ankara’daki sağır kulaklar duymuyor, kör gözler bizleri görmüyor” diyor.

Abone ol

ANKARA- Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) sağlık çalışanlarının özlük haklarını içeren düzenlemenin Meclis’e getirilmesi için başlattığı ve 4 Şubat tarihine kadar sürecek olan “Beyaz Nöbet” eylemi TTB Genel Merkezi’nde devam ediyor.

Meslek odalarının, sendikaların, sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi partilerin destek verdiği “Beyaz Nöbet”e farklı illerdeki tabip odalarının üyeleri de katılıyor. Aynı zamanda düzenlenen oturumlar ve söyleşilerle hekimlerin yaşadığı sorunlara çözüm önerileri tartışılıyor, atılması gereken adımlara dair çağrılar dile getiriliyor.

‘KARANLIĞA KARŞI ÖNLÜĞÜMÜZÜN BEYAZINA SAHİP ÇIKIYORUZ’

TTB, "Beyaz Nöbet" eylemi hekimlerin özlük hakları lehine sonuç vermediği takdirde, 8 Şubat tarihinde "Beyaz G(ö)rev"e gidecek. TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve farklı illerden nöbete katılan tabip odası başkanları, Beyaz Nöbet’in bir gününü TTB Genel Merkezi’nde takip eden Gazete Duvar’a eylemlerini anlattı. 

Toplumun demokratik mücadele hattına ihtiyacını Beyaz Nöbet sürecinde gördüklerini belirten TTB Başkanı Fincancı’ya göre nöbet dayanışmanın açığa çıktığı bir süreç olarak yaşandı. Türkiye’de gücünü emeğinden alan kesimlerde hareketlenmenin olduğunu, farklı iş kollarında çalışanların üretimden gelen güçlerini kullanmaya başladıklarını ifade eden Fincancı, “Toplumda inanılmaz bir korku iklimi var. Herkes suçlanıyor ve bunun ucu bucağı yok. Böyle bir ortamda ses çıkarmak kolay değil. İnsanlarda umutsuzluk varken birileri buna karşı ses çıkardığında korku bulutları dağılıyor. Biz de karanlığa karşı önlüğümüzün beyazına sahip çıkıyoruz. Korkmuyoruz ve susmuyoruz, kararlıyız” dedi. 

‘HAYATTA KALMAK İÇİN MÜCADELE VERİYORUZ’

AK Parti tarafından sağlık çalışanları ile hekimler arasındaki iş barışını bozacak düzenlemenin Meclis’e getirilip sonrasında rafa kaldırılmasını değerlendiren Fincancı, taleplerinin ekonomiyle sınırlı olmadığını, güvenli çalışma ortamı, korona virüsü nedeniyle vefat eden sağlık çalışanları ve sağlıkta şiddete karşı yasa talep ettiklerini söyledi: “Ekonomik taleplerimiz tabii ki var. Genç meslektaşlarımız şu an açlık sınırının altında çalışıyor. Asgari ücretin yarısı kadar emekli maaşı alan meslektaşlarımız var. Hayatta kalmak için inanılmaz bir mücadele veriyoruz. Bugüne kadar bize parça parça ödemeler verdiler. Niteliğimize bakmadan performans sistemi gibi sistemlerle ödeme yaptılar. Biz bunları istemiyoruz. Biz insanca yaşayacak ücret istiyoruz. Sağlık çalışanlarının kıdemleri ve emekleri doğrultusunda verilecek insanca yaşayacak ücretle çalışma barışını kurabiliriz.”

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı

SAĞLIK BAKANI KOCA HEKİMLERİN KAMUOYU OLUŞTURMASI YÖNÜNDE TAVSİYELERDE BULUNUYOR

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın hekimler arasındaki görüşmelerde, hekimlerin talepleri için kamuoyu oluşturulması yönünde tavsiyelerde bulunduğunu belirten TTB Başkanı Fincancı’ya göre Meclis’in işlevsizleştirildiği durumda karar mekanizması en yukarıda ve en yukarısının hekimlerin kararlı olduğunu görmesi gerekiyor. 

Randevu taleplerine olumlu yanıt vermeyen Sağlık Bakanı Koca’nın Beyaz Nöbet’e de destek vermesini isteyeceklerini, ancak bunun da gerçekleşmeyeceğini belirten Fincancı, “Sağlık Bakanı Özel hastane sahibi bir insan. Dolayısıyla ne yazık ki çıkarları gereği iktidarın karar mekanizmalarında inanılmaz bir bağımlılık haliyle malül. Aynı şey Milli Eğitim Bakanı için de geçerliydi. Bunların seçimlerinde de özen gösteriliyor belli ki. Bağımlı olabilecek kişiler seçiliyor ki bağımlı olsun, gelip bizim yanımızda nöbet tutamasın” diye konuştu. 

SAĞLIK MECLİSLERİ KURULACAK, G(Ö)REV SÜRELERİ UZAYACAK

Hekimlerin g(ö)reve çıkmak zorunda olduğunu en iyi toplumun bildiğini, ekonomik krizden etkilenen vatandaşların hekimleri de anladığını söyleyen Şebnem Korur Fincancı şöyle devam etti: “İnsanlar aç kaldıklarını, doğalgazı kıstıklarını söylüyorlar. Hekimlerin de bundan farklı olmadığı aşikâr.  Biz ekonomik durumun yanı sıra çalışma koşullarımız, şiddetle karşı karşıya kalışımız, bunun getirdiği tükenmişlikle de g(ö)rev’e gidiyoruz.  

8 Şubat’taki g(ö)revin ardından 14 Mart’a kadar olan süreçte Sağlık Meclisleri oluşturarak toplumla bir araya geleceğiz. Bu buluşmaların ardından hazırladığımız raporları siyasi partilere sunacağız ve il bazında mitingler organize edeceğiz. Üretimden gelen gücümüzle, daha uzun süren g(ö)revlerle süreç ilerleyecek. Hazırlanan raporları da siyasi partilere sunmayı hedefliyoruz. Önümüzde bir seçim olacak ve o seçime giderken partilere ‘biz böyle bir sağlık sisteminde seçime gidiyoruz’ diyeceğiz.”   

‘ANKARA’DAKİ SAĞIR KULAKLAR, KÖR GÖZLER BİZLERİ DUYMUYOR, GÖRMÜYOR’

“Beyaz Nöbet”e katılan İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı sağlık çalışanlarının daha önce de ciddi sorunları olduğunu ama pandemi sürecinin bu sorunları görünür hale getirdiğini anlattı. Çamlı, “Ekonomik koşullarımız, çalışma ortamlarımız ve özlük haklarımız için taleplerimizi dile getirdik ama Ankara’daki sağır kulaklar, kör gözler bizleri duymuyor, görmüyor” dedi.

İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı

Sağlık Bakanlığı’nın TTB’nin randevu talebine hala cevap vermediğini hatırlatan Çamlı, yürüttükleri eylem süreci sonrasında Meclis’e gelen yasa teklifine dair ise şunları kaydetti: “Alelacele ve özensiz, plansız, adaletsiz bir yasa tasarısı Meclis’e geldi. İş barışını bozacak birçok hüküm içeren ve sağlığı bir bütün olarak görmeyen bu teklif bizzat hükümet tarafından da geri çekildi. Bizler geri adım atmayacağımızı, taleplerimizden vazgeçmeyeceğimizi, bununla ilgili yasanın mutlaka Meclis’e gelmesinin gerekli olduğunu defalarca dile getirdik. Sağlık emek meslek örgütleri ile beraber 15 Aralık’ta bir günlük uyarı grevi yaptık ama hala bir cevap alabilmiş değiliz. Buna karşın bir oyalama var. ‘15 Ocak’ta gelecek, üzerinde çalışılıyor, şu tarihte gelecek’ diye. Biz de artık oyalama değil hakkımızı istiyoruz. 8 Şubat’ta son defa bir günlük grev etkinliği yapacağız. Bu grev etkinliği sağlık emekçilerinin haklı ve meşru taleplerinin kamuoyuna net bir şekilde duyurulması ve net kararlılığımızı ülkeyi yönetenlere gösterilmesi açısından çok önemli.”

‘MEŞRU VE HAKLI TALEPLERİMİZİN DİNLENMEMESİ BİZİ TÜKENME NOKTASINA GETİRDİ’

Sağlık alanının yanı sıra ekonomik ve siyasal alanlarda da ciddi sorunların yaşandığını belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Çamlı, “Sıkıntılı günler geçiriyoruz. Sadece sağlık emekçileri değil, diğer emekçilerin de ekonomik sıkıntılar yaşadıklarını biliyoruz” dedi. TTB tarafından başlatılan eylem sürecinin diğer emekçiler için de güçlendirici bir yanı olduğunu ifade eden Çamlı sözlerine şöyle devam etti: “Sorunları ancak dayanışma ile, birlikte mücadele ederek aşabiliriz. Kötü yönetilen pandeminin bütün yükü, en başından beri sağlık emekçilerine yüklenmiş durumda. Bizler hiçbir şekilde söz hakkı alamadığımız, pandemiye dair önerilerimizin, düşüncelerimizin dinlenmediği, görüşlerimizin kabul edilmediği bir süreçte, ne yazık ki pandeminin bütün yükünü taşıdık ve başından beri özveri ile çalıştık. Yaşamlarını riske atarak sağlık hizmeti vermiş bir ekibiz. Ancak buna karşın bu süreçte yüzlerce, binlerce sağlık emekçisi korona virüsü hastası oldu. Beş yüzden fazla arkadaşımızı kaybettik. Korona virüsü hala meslek hastalığı değil. Meşru ve haklı taleplerimizin dinlenmemesi bizi tükenme noktasına getirdi. Mücadele etmek zorundayız. Ankara’da olmaktan, dayanışma yükseltmekten onur duyuyoruz. Bundan sonra da kararlı bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Mardin Tabip Odası Başkanı Volkan Binbaş

‘TOPLUMUN SAĞLIK İHLALLERİYLE YAŞADIĞI SORUNLARA DİKKAT ÇEKMEK İSTİYORUZ’

“Beyaz Nöbet” tutan bir diğer isim ise Mardin Tabip Odası Başkanı Volkan Binbaş oldu. Eylem sürecini sadece hekimler için değil, tüm sağlık çalışanları için gerçekleştirdiklerini belirten Binbaş, düşük ücretler karşısında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunları dile getirmeye devam edeceklerini söyledi. “Sağlıkta dönüşüm”ün de yarattığı sorunlara dikkat çeken Binbaş şunları kaydetti: “İnsanlar artık sağlık hizmetinin bir tüketicisi halinde görülüyor. Kışkırtılmış sağlık hizmeti talebi nedeniyle, sağlık emekçileri çok büyük risk altında çalışıyorlar. Bu zaten uzun süredir devam ediyordu, pandemi de sağlık emekçilerinin iş yükünü ve risklerini katlayarak arttırdı. Özellikle insanı ve toplumcu sağlık politikalarını hayata geçirmek gerekiyor. Taleplerimizden biri de bu. Toplumun sağlık hakkı ihlalleriyle yaşadığı sorunlara dikkat çekmek istiyoruz. Eylemlerimiz devam edecek. 8 Şubat’ta görev başında olacağız. Üretimden gelen gücümüzü kullanarak hizmeti durduracağız. Kimseden lütuf beklemiyoruz. Hakkımızı istiyoruz. Hakkımızı alana kadar da mücadelemiz devam edecek.”