HDP’li Bakırhan: Seçim yasasını değiştirdiklerine pişman olacaklar

Seçim kanunu teklifinin gölgesinde partiler de hareketlendi. HDP’li Tuncer Bakırhan seçime birden fazla formülle hazırlandıklarını belirterek, “Seçim yasasını değiştirdiklerine pişman olacaklar” dedi.

Abone ol

ANKARA - Meclis’e getirilip kabul edilen seçim kanunu değişikliği, muhalefetin oluşturduğu altılı masanın çalışmaları, HDP’nin üzerine çalıştığı ‘Demokrasi İttifakı’ ve erken seçim tartışmalarıyla geçen günlerde partilerin mutfaklarını yoğun bir mesai bekliyor.

HDP Sivil Toplum Kuruluşları ve Siyasi Partilerle İlişkiler Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tuncer Bakırhan’a göre iktidar kanadı seçim kanununda değişiklik yaptığına pişman olacak. Birden fazla formüllerinin olduğunu belirten Bakırhan, kuracakları ‘Demokrasi İttifakı’nın sadece sol ve sosyalist partilerden oluşmayacağını, toplumun geniş kesimlerini kapsayacağını söyledi.

‘TEMSİLDE ADALET SİSTEMİNİ ORTADAN KALDIRDILAR’

HDP’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tutumundan ittifak çalışmalarına, seçim yasasındaki değişiklikten bunun olası etkilerine kadar birçok başlıkta sorularımıza yanıt veren HDP’li Bakırhan, “Sadece Kılıçdaroğlu değil, kim olursa olsun bizi ikna etmesi gerekiyor. Sonuçta Türkiye’nin geleceği oylanacak” dedi.

AK Parti ve MHP’nin Meclis’e getirdiği seçim kanununda değişiklikler getiren yasa teklifi kabul edildi. Siz bu teklifi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Teklifi olumsuz değerlendiriyoruz. Bitmiş, çaresiz kalmış, tükenmiş iktidar bloğunun seçim hileleriyle kendilerini ayakta tutma girişimi. Tamamen AKP ve MHP’yi önceleyen, onların çıkarları doğrultusunda hazırlanmış maddeler. İnsanların her anlamda rahatsız oldukları iktidar bloğunun seçim hileleriyle, seçim yasası değişiklikleriyle bir yere varamayacaklarına eminim. Temsilde adalet sistemini tamamen ortadan kaldırdılar. Geçmişteki antidemokratik noktalarına rağmen mevcut yasa içerisinde ittifak halinde bulunan partiler oy oranlarına göre milletvekilli çıkarabiliyorlardı. Bunun da önünü kestiler. Kürt hareketinin parlamentoya girmemesi için çıkarılan seçim barajı da bu vesileyle 7’ye düşürdü. Bunu da bizi düşünerek değil MHP’nin kendisi baraja takılacak durumda olduğu için bunu yaptılar.

ARTIK OY DÜZENLEMESİ: BİZİ OLUMLU ETKİLİYOR

MHP için bu barajın yüzde 10’dan 7’ye düşürüldüğü değerlendirmeleri yapıldı. Baraj algısının HDP’yi güçlendirdiği, iktidarın bunu engellemeye dönük adım atmak için barajı düşürdüğü yorumları da yapılıyor. Buna katılıyor musunuz?

Çoklu hesap yaptıkları ortada. Muhtemelen bunu da gözetmişlerdir. HDP, politik tabana sahip bir parti ve motive olmakta zorlanmıyor. Ortak oldukları MHP kamuoyu yoklamalarında yüzde 10’un altında gözüküyor. Biraz onları tutma ve katkı amacıyla çıktığını düşünüyorum.

Seçim kanunundaki teklifte en dikkat çeken madde, ittifak içinde artık oyların hesaba katılmaması maddesi oldu. HDP bu düzenlemeden nasıl etkilenecek?

Bizi olumlu etkiliyor. Biz HDP çatısıyla girdiğimiz 2018 seçimlerindeki sonuçları çalıştık. Buna göre 10’a yakın vekil sayımız artıyor. Önümüzdeki dönem ne yapacağımızı, nasıl seçime gireceğimizi partimizdeki kurullarda, ittifak kuracağımız güçlerle tartıştıktan sonra karar veririz.

‘KEYFİ OLARAK PARTİLERİN SEÇİME GİRMESİNİ BİLE ENGELLEYEBİLİRLER’

CHP, 2018 sonuçlarına göre bu karşılaştırmanın yapılmaması gerektiğini, bugün tablonun farklı olduğunu, muhalefetin güçlendiğini belirtiyor. 2018 gerçekliğinden uzaklaştık mı? Bir de HDP güncel anket yaptırıyor mu? Sonuçlar nasıl geliyor?

CHP’nin değerlendirmesi doğru. AKP de MHP de 2018’deki güçlerini korumuyorlar. Önümüzdeki günlerde daha da düşük oy oranlarına ineceklerine eminim. Bu son yasayla birinci partiye avantajlar sağlanıyor. Ben onların bu avantajı kaybettiklerini düşünüyorum. Denize düşen yılana sarılır misali çözüm aramaya çalışıyorlar. Bu yasadan sonra yapacakları kamuoyu yoklamalarında beklediklerini bulamazlarsa daha farklı şeylerle de karşılaşabiliriz. Keyfi olarak partilerin seçime girmesini bile engelleyebilirler. Partilerin örgütlü oldukları kentlerde örgütlü olmadıklarına yönelik kararlar çıkarabilirler.

‘AKP’DEN KOPAN MUHAFAZAKÂR KÜRT SEÇMENİN BİRİNCİ ADRESİ HDP OLDU’

Çok sık olmasa da yaptırdığımız anketlerde de dışımızdaki anketlerde de HDP oylarını artırarak devam ediyor. Bizim baraj sorunumuz görünmüyor. Bu çoklu krizle birlikte partiye ciddi bir yönelim olduğunu da görüyoruz. AKP’den kopan muhafazakâr Kürt seçmenin birinci adresi biz olduk. Olmaya da devam ediyoruz.

‘SONBAHARA DOĞRU BİR SEÇİM OLABİLİR’

İktidarın bir adım atabileceğini belirtiyorsunuz. Kâğıt üzerinde bu yasa değişikliğinden sonuç alınamazsa özellikle erken seçim olabileceği konuşuluyor. Siz erken seçim bekliyor musunuz?

İhtimal dahilindedir. Çünkü AKP’nin başta ekonomik kriz olmakla birlikte, 1 buçuk yıl sonrasını görebileceğini düşünemiyorum. Zamlar bunun en iyi göstergesi. AKP bu yasayla muhalefeti oyalamaya çalışırken diğer taraftan da erken seçime hazırlanıyor. Merkez Bankası tarafından para basılacağını, asgari ücret, 3600 ek gösterge gibi konularda bir düzenleme yaparak seçime gideceklerini düşünüyorum. Sonbahara doğru bir seçim olabilir.

‘MÜCADELE İTTİFAKI TABİİ Kİ SEÇİMİ GÖREBİLİR’

Sonbahara doğru bir seçim olacaksa seçim hattına da girdiniz o halde.  HDP öncülüğünde sol sosyalist partilerle uzun süredir ‘Demokrasi İttifakı’ çalışması yapılıyor. Masanın büyüyebileceği ifade ediliyor. Bu çalışmalar ne durumda, masa büyüyecek mi? 

HDP'nin bir 'Demokrasi İttifakı' hedefi var. Ama bu çalışma demokrasi ittifakı çalışması değil. Bir mücadele birliği ve ortaklığıdır. Yoksulluğa, çatışmaya, savaşa karşı Türkiye’nin ilerici sol sosyalist çevrelerin mücadelesini hedefleyen bir birliktelik. Bu seçimi görmeyecek mi? Tabii ki seçimi görebilir. Bu tabii ki büyüyebilir. Bu bir ‘Demokrasi İttifakı’ değil mücadele ortaklığı ve birliğidir. Bu bir seçim ittifakına evirilebilir. Seçimi gündemini alabilir. Millet ve Cumhur İttifakı gibi bir ittifak değil.

‘İTTİFAKIMIZ SADECE SOL VE SOSYALİST PARTİLERLE KURULMAYACAK’

Fakat kamuoyunda öyle bir algı oluşmadı. “Bu kadar sol sosyalist parti bir araya gelince seçim konuşulmuyor mu” deniyor. Bu masa seçime dönük daha somut adımlar mı atmalı?

Bu masa seçim sürecinde de büyük oranda bir arada kalabilir. Biz Demokrasi İttifakı’nın çerçevesini bu masadan daha geniş tahayyül ediyoruz. Bizim ittifakımız sadece sol, sosyalist partilerle kurulacak bir ittifak olmayacak. Biz halklarla, inanç gruplarıyla, çevre örgütleriyle, kadınlarla, ezilenlerle, emekçilerle daha geniş bir kapsama sahip olacağız. Şu anki çalışmamız sol sosyalist partilerin sahada daha çok AKP zulmü karşısında mücadele birliğini ortaya koyuyor. Tabii ki seçim ittifakına bu masa da dahil olabilir. Burada bir sorun olacağını düşünmüyorum. Mücadele masasındaki güçler de genişleyecek ve 7’liyle sınırlı kalmayacak. Görüşmeler, katılmak isteyenler ve görüşülecek olanlar var. Sadece siyasi partilerle bu masa yetinmeyecek ve genişletecek. Seçim gündeme gelince masa bunu da değerlendirecektir.

‘DEMOKRASİ İTTİFAKI ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE HDP’NİN YOĞUN ÇALIŞACAĞI BİR ALAN’

Demokrasi İttifakı, mevcut iki bloğa alternatif ve gölgesinde kalmayacak. Türkiye’deki temel meseleleri çözebilecek bir iradeye sahip olabilecek bir güçten bahsediyoruz. Biz sadece Millet ve Cumhur İttifakı dışında bir seçenek değiliz.  Biz ikisinin de alternatifiyiz. Kapsamıyla, farklılığıyla, savunduklarıyla Demokrasi İttifakı, önümüzdeki günlerde HDP’nin yoğun olarak çalışacağı bir alan.

‘TEK BİR OYUN BOŞA GİTMEDİĞİ FORMÜLÜ TARTIŞACAĞIZ’

Sözlerinizden HDP’nin ittifak kuracağını anlıyoruz. Bu ittifak nasıl şekillenecek? Son seçim kanunu değişiklikleri ittifak sürecini etkileyecek mi?

Tabii ki seçim yasasıyla birlikte, bir ittifak altında bütün partilerin yan yana kendi amblemleriyle seçime girmesi biraz anlamsızlaştı. Bu oyunun boşa çıkarılması için ittifak yapacağımız güçlerle birlikte en iyi ve doğru sonucu, tek bir oyun dahi boşa gitmediği bir formülü yaratacağız. Muhtemelen Millet İttifakı da bunu tartışıyor.

‘SEÇİM KANUNUNU DEĞİŞTİRDİKLERİNE PİŞMAN OLACAKLAR’

Bu formüller kesinleşmese de bugün masada birden fazla formül var değil mi?

Bugünden itibaren çok detaylı birden fazla formül var. Aslında seçim kanunu yasasını değiştirdiklerine pişman olacaklar. Türk tipi başkanlık sisteminde nasıl beş yıl içerisinde tarumar oldularsa, onu değiştirmeye çalışıyorlarsa bu seçim yasasını da çıkardıklarına pişman olacaklar. En azından kendi cephemizden, ittifak bileşenlerimize dayalı olarak bunu belirtmek istiyorum. Önümüzdeki 2-3 ay başka yasalarla da karşılaşabiliriz çünkü yaptıkları değişiklikler de onları kurtarmıyor. Çünkü doğalgazı ödeyen vatandaş oy kullanacak. Türkiye toplumunu apolitik, sonsuz bağlı gibi değerlendirmek çok yanlış. AKP teşhir oldu.

HDP KAPATILIRSA: BİR PARTİYE KARAR VERMİŞ DEĞİLİZ

HDP’ye yönelik kapatma davası devam ediyor. Kapatma olursa HDP’nin Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’yle seçime gireceği ifade edildi. HDP kapatılırsa seçime bu partiyle mi girecek?

Bu tür haberler tam bizim gerçekliğimizi yansıtmıyor. Biz kapatılma davası açıldığı günden beri çeşitli seçenekleri masada bulunduruyoruz. Seçim sürecine eğer girilirse bu seçeneklerden hangisinden daha iyi sonuç alındığını görürsek onu değerlendireceğiz. Henüz bir partiye karar vermiş değiliz. Çoklu seçenek olduğunu belirtmek isterim.

‘ALTILI MASANIN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇOK YETERSİZ’

Muhalefetin oluşturduğu altılı masada ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e ilişkin ortaklık sağlandı. Bu masanın çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu masada eksik olan bir şey var mı?

Masanın kendisi kıymetli olabilir. Türkiye’de bugüne kadar kamplaştırılan, kutuplaştırılan çevrenin bir arada bulunması olumlu. Ama o masanın kendisinin, Türkiye’nin sorunlarına dönük ortaya koyduğu çözüm önerileri çok yetersiz. Türkiye toplumunun beklentilerini karşılamıyor. Bu masanın daha demokratik, daha cesur ve daha sorunların adını koyan bir tutum almasını beklerdik. Masa kendisi bir anlam ifade ediyor olabilir ama biz bu masanın bir tarafı ve içinde de değiliz. Tam tersine iktidarın masasına olduğu gibi bu masayla da sahada kıran kırana bir mücadele üretiyoruz. Biz bu iki masanın da karşısında daha demokratik bir zemini örgütlemeye çalışıyoruz. Bu, altılı masayı önemsemediğimiz, kimi konularda görüş alışverişinde bulunmadığımız anlamına gelmiyor. Biz bütün partilerle görüşmek isteriz, görüşürüz.  Türkiye değişecekse bu masaların da önemi var.

‘KİLİT PARTİYİZ’

HDP son yerel seçimlerde açıktan ittifak yapmadı ama aldığı tutumlarla sonuçlarda kilit rol üstlendi. Bu seçimlerde de kilit parti HDP mi?

Bu tartışılmaz bir gerçeklik. Kilit partiyiz. Yerel seçimlerde biz AKP’nin pervasızca, hiçbir kural, kaide tanımadan Kürt siyasal hareketine dönük yapmış olduğu saldırılara bir cevap olarak tavrımızı ortaya koyduk. Halkın iradesini tanımayan, demokratik Kürt siyasetini cezaevine koyan, bölgede kolluk güçleriyle terör estiren, demokrasiden uzaklaşan bu anlayışa çok iyi bir ders verdiğimize eminim.

‘HDP’NİN VARLIK GEREKÇESİ SADECE ERDOĞAN KARŞITLIĞI DEĞİL’

Bazen karşıdakine, oyun bozana, kuralsızca yaklaşana cevap vermek için bir diğeriyle uzlaşmak, anlaşmak gerekmiyor. Bu her zaman olacak bir yaklaşım değil. Bu vesileyle Millet İttifakı’nı da uyarmış oluyoruz. HDP’nin varlık gerekçesi sadece Tayyip Erdoğan ve AKP karşıtlığı değil. Bizim de ideallerimiz, iddiamız, bu ülkeyi demokratik yönetme iddiamız var. Bu sadece yerel seçimde bir mesajdı ve sonuç aldı.

‘HDP’SİZ, KÜRTLERSİZ 50+1’İN SAĞLANMAYACAĞI KESİN’

Sonuç alan bu seçimlerdeki “mesaj” önümüzdeki seçimlerde tekrar ortaya konacak mı?

Önümüzdeki günler daha çok tartışmaya gebe günler olacak. Bizim parlamento seçimlerinde iki bloktan da beklentimiz yok. Türkiye’nin en geniş toplumsal siyasal güçleriyle ortaklaşmayı önümüze hedef olarak koyacağız. HDP üzerine düşen ne varsa yapacak. Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimi tartışması var. Yüzde 50 artı 1 oy gibi madde orada duruyor. İşte tam bu noktada HDP’nin temsil ettiği güç dikkate alınmadan yüzde 50+1’in sağlanamayacağı kesin. Eylül ayında bir ‘tutum belgesi’ yayınladık, 81 milyonla empati kuran bir metindi. Böyle bir metin ortadayken, cumhurbaşkanı olmak isteyen, böyle bir iddiada bulunan kişi ve onu destekleyen kurumlar bu metini görmezlerse zaten bir değişim, dönüşüm yaratmayacakları kesin. Cumhurbaşkanı olacak kişinin müzakere belgesi üzerine ne düşündüğü çok önemlidir. 81 milyonun kapsayacak kişinin tutum belgemiz hakkında ne düşündüğü bizim için çok önemlidir.

‘TUTUM BELGESİ MÜZAKERE METNİMİZDİR’

Siz cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi adayınızı çıkarabilirsiniz. Bu bir seçenek. Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının da bu tutum belgesine dönük adımı sizin için önemli.

Bir yaklaşımı olması gerekiyor. Güvenilirlik ve taahhüt de önemli. Bu bir müzakere metnidir. Tutum belgesini yayınladıktan sonra bütün siyasi partileri dolaştık. Tek bir maddesine itirazları olmadı. “Bizi çok cesaretlendirdi” diyenler oldu. Uzun tartışmalardan sonra oluşturulan bu belge bir Edirneli’nin bir Karslı’nın tutumudur. Bir Kürt’ün, Türk’ün, Alevi’nin, Sünni’nin tutumudur. Biz her vatandaşın gelecek tahayyülüne uyan bir belge yayınladık. Dolayısıyla bu tutum belgesi bizim müzakere metnimizdir. Yarın aday olacak kişi ve onu destekleyecek kurumların bu tutum belgesine nasıl baktıklarına bakarız.

‘SİZİ BİLİYORUM, TANIYORUM DEMEK YETERLİ DEĞİL’

Bu metne uyduğunu belirten Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı, üç cümle kursa, bu cümleler ne olsa biz bu metne uymayı taahhüt ettiğini anlarız?

“Bütün farklılıklarıyla herkesin eşit yurttaş olduğunu”, “Türkiye’nin artı değerinin liyakata dayalı eşit şekilde dağıtılacağı sistem oluşturulacağını” söylemesi gerekiyor. Adil, eşitlikçi, demokrat, herkesi kapsayan bir adaya niye yok diyelim? Israrla HDP’nin programı gibi düşünsün, yapsın gibi bir derdimiz yok. Biz Türkiye’nin demokratikleşmesinin nasıl Kürt sorunuyla bağlantılı olduğunu düşünüyorsak, Kürt sorunun çözümünün de demokratikleşmeyle sağlanacağına inan bir siyasi partiyiz. Demokratikleşme doğru bir şekilde tarif edilirse biz orada kendimizi görürüz. Ama, “Sizi tanıyorum, dertlerinizi biliyorum” demek yeterli değil. 

Kürtleri ve Kürt sorununu dile getirmeyen bir cumhurbaşkanı adayına desteğiniz yok o halde?

Kesinlikle. Tek başına onlar değil ama bunlar çok önemlidir. Bütün sorunların anası Kürt sorunudur.

‘KILIÇDAROĞLU’NUN BEYEFENDİ OLMASI BİZİM İÇİN YETERLİ DEĞİL’

Millet İttifakı içerisinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı öne çıkıyor. Kılıçdaroğlu’nun adaylığına HDP ve HDP’li seçmen nasıl bakıyor?

Kişi ve kişilik olarak bizim bir şey deme durumumuz yok. Ama dediğim gibi Kılıçdaroğlu’nun makul, beyefendi ve dürüst olması bizim için yeterli değil. Yaklaşımı demokratik ilkelerde ortaklaşması bizim için önemlidir. Bizim söylemlerimiz sadece Kürt ve bölge merkezli değil. Türkiye’yi kapsıyor. Adayın kişiliği elbette önemlidir, geçmişi elbette önemlidir ama bu yeterli değil.

‘BİZİ İKNA ETMELERİ GEREKİYOR’

Sözlerinizden hareketle Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olursa HDP ve HDP’li seçmene bir şeyler söylemesi gerekecek.

Bizi ikna etmesi gerekiyor. Sadece Kılıçdaroğlu değil, kim olursa olsun bizi ikna etmesi gerekiyor. Sonuçta Türkiye’nin geleceği oylanacak. Aday olacak kişi ve çevrelerinin cesur olması gerektiğini düşünüyorum. Bu ülkede farklılıklar var. “Kürtler farklıdır.” Bunu kabul etmek lazım. Kürtlerin farklılıklarından kaynaklı ortaya çıkan değerlerinin korunması, geliştirilmesi, yaşatması. Bu zor bir şey değil. 

‘HDP’NİN KENDİSİ TÜRKİYE’DİR’

Cumhurbaşkanı adayının sizi ikna etmek için de bakması gereken metin ‘tutum belgeniz’ o halde?

Evet orasıdır. Belgeye dair tutum bizim için önemli. HDP hiçbir yere mahkûm değil. Bizim seçmenimiz Türkiye’nin değil dünyanın en politik seçmenidir. Karşınızda, 11 partisi kapatılmış ama ısrarla partisiyle yürüyen dünyanın en politik en mücadeleci partisi var. Türkiye’yi önceliyoruz.  HDP’nin kendisi Türkiye’dir.

ERDOĞAN TUTUM DEĞİŞTİRİRSE: ÇOK KÖTÜ ŞEYLER YAŞANDI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aday olduğunda, Kürtlere, HDP’ye yönelik bakış açısını değiştirirse ne olur?

Çok kötü şeyler yaşandı, ciddi travmalar oluştu. Yaşadığımız şeyler çok kolay üstü örtülecek şeyler değil. Cezaevi görmeyen, işten atılmayan, davası olmayan neredeyse Kürt illerinde insan kalmadı. Bunların kısa süre içerisinde çözülmesi için hangi söylemi vaadi gerçekleştirir doğrusu insanın aklına bir şey gelmiyor. Çok zor. Keşke geri dönüş olsa ama mevcut ittifakı, yaklaşımı bu durumu imkansız kılıyor. Biz sadece Millet İttifakı’na çağrı yapmıyoruz. Biz aday olacaklara çağrı yapıyoruz. Burada HDP’nin tavrı çok değerlidir.

‘TOPLUMUN YARARINA HER ŞEYİN YANINDA HDP OLACAK’

Seçimlerin ardından HDP’nin Meclis’teki rolünü nasıl öngörüyorsunuz?

Her iki blok da Meclis’te tek başlarına çoğunluğu sağlayamayacak gibi. Bu kesin. Kısa bir cümle: HDP, Türkiye emekçi ve yoksulların lehine sonuçlanacak her şeyin yanındadır. Bizim Meclis’teki rolümüz bu olacaktır. Türkiye toplumunun yararına olan her şeyin yanında HDP olacak.