Hayalleri olan çocuğu, hedefe dönüştürmek

Çocuklar kendi haklarının öznesidir. Kendini ilgilendiren her türlü karar alma sürecinde aktif katılımcı olması en doğal hakkıdır. Sonuç olarak, bu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda da bir çocuk hayalini paylaştı diye hedef haline gelmiştir.

Abone ol

Dilek Kumcu*

Çocuk hakları alanında çalışıyorsanız ya da çocuk haklarına dair biraz kafa yormuşsanız sadece 23 Nisanlarda gündem olan güzellemelere mesafeli oluyorsunuz. Bugünün çocuklarının, geleceğin yetişkinleri bakış açısına hapsedilmesine isyan ediyorsunuz. Ve 23 Nisanlarda çocukların “metalaştırıldığı” her etkinlikten, çalışmadan uzak duruyorsunuz. Bu anlattığım sadece kendi deneyimim değil, Türkiye’de çocuk hakları alanında çalışan hak savunucularının hali.

Bu yazıyı yazmama sebep bugün NTV canlı yayınına katılan bir çocuk “Ben Almanya Köln Üniversitesi'nde okumak istiyorum. Tıp okumak istiyorum. Ondan sonra da belki Alman vatandaşı olurum” diyor. Sunucu önce gülüyor, hayır diyor, tekrar gülüyor ve “hayır” diyerek reddediyor. Sosyal/alternatif medyada “Gazeteci: Akademik olarak hayalin ne? Çocuk: Alman vatandaşı olmak” şeklindeki paylaşımlardan sadece bir tanesi on binlerce beğeni ve yayının üzerinden yaklaşık üç saat geçtiğinde binden fazla yorum almıştı. Bu yorumların hepsini değerlendirmek elbette çok güç ancak İçişleri Bakanı'na çocuğun araştırılması gerektiğini, okulun Alman özendirmesi yapıp yapmadığının muhakkak bakılması gereken bir alan olduğu, ailesinin FETÖ’cü olabileceğini söyleyen (elbette anonim) hesaplardan, milli şuur oluşturmadaki eksikliklere kadar uzanan yüzlerce yorum.

KENDİ HAKLARININ ÖZNESİ OLARAK ÇOCUK

Meselenin birkaç şekilde düşünülmesi gerektiğini söyleyenler de var elbette. Bu görüşlerde sağlıkta şiddet en çok öne çıkan başlık. Çocuğun tercihinin ülkeye dair umudu kalmamasından, ülkedeki çocuk hakları ihlallerinden, eğitim sisteminin yetersizliğinden kaynaklı olduğunu ileri sürenler olduğu gibi Twitter’da #alman altında “biz olduk da noldu Alman vatandaşı” gibi yorumlar da mevcut.

Gazetecinin, canlı yayında çocuğun neden tıp eğitimi almak istediğini ya da Köln Üniversitesi'ni neden düşündüğünü sormak yerine milli egemenlik bayramında vatandaşlık ile ilgili kısmı reddetmesiyle daha çok dikkat çektiği aşikar. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin (BMÇHS) yorumlanması ve uygulanmasını izlemeyle görevli Çocuk Hakları Komitesi “Çocuk ve Medya” konulu genel görüşmesinde özetle, çocukların medyaya bizzat katılmalarını ve çocuklarla iletişim kurabilen bir medya olmasını vurgular. Sadece bir günlük göstermelik etkinlikler yerine her türlü medyada çocukların yer alması konusunda güçlenmeye ihtiyaç olduğu kesin. Halihazırda sosyal ve diğer medyadaki tüm yazılanların, haberleştirmelerin yayındaki çocukların erişimine de açık olduğu dikkate alınarak kullanılan haber dilinin de çocuk hakları odaklı olması önemli.

Çocuklar da birer birey. Ve en az yetişkinler kadar hangi ülkede yaşamak istediklerini, hangi mesleği yapmak istediklerini, hangi kültürleri tanımak istediklerini belirleme hakları var. BMÇHS çocukların görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkını ve bu görüşlere de yaşları ve olgunluk derecesi dikkate alınarak gereken özenin gösterilmesini düzenler. Türkiye Cumhuriyeti bu sözleşmeye taraftır. Çocuklar kendi haklarının öznesidir. Kendini ilgilendiren her türlü karar alma sürecinde aktif katılımcı olması en doğal hakkıdır. Sonuç olarak, bu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda da bir çocuk hayalini paylaştı diye hedef haline gelmiştir.

*Avukat