Haşim Kılıç: Yeni sistem isteyenler bile şikâyete başladı

Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç: İstikrarsızlık bahanesiyle yeni sistem isteyenler bile kısık sesle şikâyet etmeye başladı.

Abone ol

DUVAR - Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Ali Babacan'ın kuracağı yeni partide yer alacağı iddialarının ardından ilk kez konuştu. Sivil Siyaset Hareketi’ne bir röportaj veren Kılıç, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) üye olduğu süreçte ortaya çıkan tartışmalar, başörtüsü meselesi ve siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin verilen kararlara yönelik değerlendirmelerde bulundu.

1990 yılında Anayasa Mahkemesi’ne seçilme sürecinin çok sıkıntılı geçtiğini anlatan Kılıç, "Esasen yabancısı olduğum bir kurumda görev yapmanın çok sancılı geçeceğini düşünerek, istekli gittiğimi söyleyemem. Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Bey’in yaptırdığı çok titiz araştırmadan sonra Sayıştay’ca seçilen üç kişi arasından beni tercih etmiş olması, atandığım görevin ne denli önemli olduğunu ve başarılı olmanın dışında hiçbir alternatif olmadığını seçilmem sonunda kopan gürültüden anlamış oldum" dedi.

Hukukçu olmaması nedeniyle AYM’ye üye seçilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a saldırı kampanyası başlatıldığını söyleyen Kılıç, şunları ifade etti:

"Şüphesiz kampanyanın esas nedeni bu değildi. Zira 1982 Anayasası’na göre AYM’ye üye seçilebilmek için hukukçu olmak şart değildi. Sayıştay’dan, Danıştay’dan, Üniversitelerden ve yüksek yönetici kontenjanlarından seçilecek olanlar da hukukçu olmak gibi bir zorunluluk öngörülmüyordu. Bu Anayasal gerçeği şahsıma savaş açanların bilmemesi mümkün mü? Asıl amaç, çevresinde dini inancı biraz baskın olarak tanınan birini dönemin en etkili silahları olan tarikatçı, şeriatçı ithamlarıyla linç ederek etkisiz hale getirmekti. Linç edemediler; aksine, başarılı olmam için hızımı daha da arttırdılar. Yirmi beş yıl görev yaptığım AYM serüveninin bu gerçeği onayladığını düşünüyorum. Ülkemin gerçekleri hiç değişmiyor. Farklı düşünenlerin, farklı inananların, bir şekilde bedel ödeyecekleri bir ülkede yaşadığımı unutmamalıydım."

'BAŞÖRTÜSÜ SADECE BİZİM AİLENİN SORUNU DEĞİLDİ'

Kılıç, “Tepkilerin bir nedeni de eşinizin başörtülü olmasıydı” şeklinde gelen soruya ise “Eşimin başörtülü olması sadece bizim ailenin sorunu değildi. Genel olarak tüm Türkiye’de kız öğrencilerin başörtü ile üniversitelere girmeleri adeta rejim sorunu haline getirilmişti. Başörtü bir simge, bunu takanlar ise şeriatın ayak sesleri olarak anlam kazanıyordu” cevabını verdi.

Kılıç, Türkiye’de bugün yaşanan sorunların köklerinin başörtüsü gibi anlamsız yasaklarda aranması gerektiğini söyledi.

Siyasi parti kapatma davalarında AYM’nin iyi bir sınav vermediğini de belirten Kılıç, "Siyasi hayatın vazgeçilmez unsuru olan siyasi partilerin uzun ömürlü olmamasının en önemli nedenlerinden birisi yaşanan darbeler ise, diğeri de AYM’nin kapatma kararlarıdır. Siyasi partilerin kısa ömürleri, demokratik kültürün ve uzlaşma yollarının gelişmesine engel olurken, günün sonunda sistem arayışlarının ortaya çıkmasına da zemin hazırlamıştır. İstikrarsızlığı gerekçe göstererek, sistem değişikliğinin şart olduğunu öne sürenler, ne olduğunu hâlâ anlayamadığımız getirdikleri ‘yeni sistemin’ sorunları çözemediğini kısık sesle de olsa dile getirmeye başladılar" dedi.