Gülüstü Salur: Yaşlılar en çok bağımsızlıklarını özlüyor

65+ Yaşlı Hakları Derneği Başkanı Dr. Gülüstü Salur, sokağa çıkma yasağı uygulanırken yaşlıların yekpare bir kitle olarak değerlendirilmesini eleştirdi. "Yaşlılar en çok bağımsızlıklarını özlüyor" diyen Gülüstü Salur şöyle konuştu: "65 yaş üstü bireylerin ihtiyaçlarını ve ikamet ettiği bölgenin koşullarını merkeze alan bir düzenleme yapılması gerekiyor. Yerele özgü çözümler, genel bir çözümden daha iyi sonuç verecektir.” 

Abone ol

İçişleri Bakanlığı genelgesiyle 21 Mart tarihinde 65 yaş üstü bireylere getirilen sokağa çıkma yasağının gevşetilmesi gündemde. 7,5 milyon kişiyi ilgilendiren düzenlemeyi Gazete Duvar’a değerlendiren 65+ Yaşlı Hakları Derneği Başkanı Dr. Gülüstü Salur, yaşlıları yekpare bir kitle olarak ele alan uygulamaların, uzun vadede sürdürülebilir olmadığını vurguluyor. Salur, “65 yaş üstü bireylerin ihtiyaçlarını ve ikamet ettiği bölgenin koşullarını merkeze alan bir düzenleme yapılması gerekiyor. Yerele özgü çözümler, genel bir çözümden daha iyi sonuç verecektir” diyor.

Korona virüsü önlemleri kapsamında 65 yaş üstü için getirilen sokağa çıkma yasağı 21 Mart’tan bu yana devam ediyor. İçişleri Bakanlığı’nın 81 ile gönderdiği genelgeyle duyurulan yasağın amacı, risk grubundaki yaşlıları Covid-19 salgınından korumak, vaka sayısının ve tedavi gereksinimlerinin artmasını engellemek olarak açıklanmıştı. 24 Nisan Cuma günü AK Parti MYK’da ve bakanlıklarda yapılan toplantıda, bu yasağın gevşetilmesi gündeme geldi. Hayata geçirilmesi planlanan yeni düzenlemeye göre, hafta sonlarında uygulanan sokağa çıkma yasağı sırasında 65 yaş ve üstü kişiler 3 saat süreyle dışarı çıkabilecek.

Bir aydan uzun bir süredir devam eden sokağa çıkma yasağı yaklaşık 7,5 milyon kişiyi etkiliyor. Yaşlılar, bu süreçte kendisini ev hapsinde ve başkalarına muhtaç hissediyor. 65+ Yaşlı Hakları Derneği Başkanı Gülüstü Salur, “Yaşlılar en çok bağımsızlıklarını özlüyor” diyor.

Gülüstü Salur.

Yaşlılıkla ilgili hak temelli çalışmalar yapan 65+ Yaşlı Hakları Derneği, sokağa çıkma yasağının gevşetilmesi kararıyla ilgili bir açıklama yayınladı. Yasağın tüm yaşlıları tek bir grup olarak ele aldığına dikkat çeken açıklamada, “Bu kişiler arasında, yaşamak için çalışmak zorunda olanlar da var. Başlangıçta ve olayın aciliyetine uygun olarak, tek kalemde şekillendirilen yasak kararının, bu geniş kitlenin farklı durum ve ihtiyaçlarına uygun şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor” ifadelerine yer verildi.

Açıklamayı Gazete Duvar’a değerlendiren dernek başkanı Dr. Gülüstü Salur, yaşlıları yekpare bir kitle olarak ele alan bir düzenlemenin uzun vadede sürdürülebilir olmadığını vurguluyor. Salur’a göre, 65 yaş üstü bireylerin ihtiyaçlarını ve ikamet ettiği bölgenin koşullarını merkeze alan bir düzenleme yapılması gerekiyor:

“Genel sokağa çıkma kısıtlaması günlerinde, günün belli saatlerinde, kendi mahalleleriyle sınırlı olarak ve temel hijyen önlemlerine dikkat ederek sokağa çıkmalarına izin verilmeli. Burada üç saatle sınırlı bir çerçeveden çok yerel idarelerin kendi ihtiyaçlarına özgü biçimde geliştirdiği uygulamalar olmalı. Her mahallenin, her ilçenin kendi ihtiyaçlarına göre kurumları var. Pandemi kurulları ve Vefa Destek Grupları yaşanan sorunları sahada birebir görüyorlar. Yerele özgü çözümler genel bir çözümden daha iyi sonuç verecektir.”

Yasağın ardından tek başına yaşayan ve ihtiyaçlarını karşılayacak yakını bulunmayan 65 yaş üstü bireylere destek vermesi için valilik ve kaymakamlık bünyesinde Vefa Sosyal Destek Grupları oluşturuldu. Salur, kurumların ve kişilerin özveriyle çalışarak bu süreci yürüttüğünü belirtiyor: “Ama bunun sürdürülebilmesi çok kolay olmayacaktır. Hem maddi olarak hem de organizasyonel olarak.”

'ÖZEL İHTİYACI OLAN YAŞLILARA İSTİSNA GETİRİLMELİ'

Sokağa çıkma yasağıyla birlikte “evde hapis kalma” durumuyla baş etmek zorunda bırakılan 65 yaş üstü kişilerin ruh sağlığı bozulabiliyor. Bununla beraber bu koşulların, yaşlıların genel sağlık durumunu da etkileyebileceği, bağışıklık sistemi üzerinde yeni bir baskı oluşturabileceği de belirtiliyor. Ayrıca sokağa çıkma yasağının özel ihtiyaçları olan yaşlılar için bir istisnası bulunmuyor. Salur bilişsel, psikolojik ve fiziksel rahatsızlıkları nedeniyle özel ihtiyaçları olan yaşlılar için acilen istisna getirilmesi gerektiğini anlatıyor ve burada 9 Nisan tarihli İçişleri Bakanlığı genelgesiyle, “özel ihtiyaçları olan çocuk ve gençler” için getirilen istisnaya benzer bir düzenleme yapılabileceğini belirtiyor:

“Örneğin ileri derece demans hastaları sokağa çıkma yasağını kavramakta zorluk çekiyorlar. Hele de bu yasak sadece bir yaş grubuna yönelik olunca. Sokakta insanlar var ve siz ona “Sen çıkamazsın” diyorsunuz. Hastalarımız bunu kişisel bir kısıtlama, bir baskı olarak konumlandırmakla karşı karşıya kalıyor ve bu durum onları üzebiliyor.”

'KARANTİNANIN SEBEBİNİ KENDİNİZE HATIRLATIN'

Salur, izolasyon günlerinde alınan tüm tedbirlerin kendi sağlığımızı ve toplum sağlığını korumak için olduğunu belirtiyor ve şöyle diyor: “Karantinanın, yani bu sınırlamanın baştaki sebebi neydi bunu mutlaka hatırlayalım. Bu sebep hala geçerliyse başka birilerinin yasaklamasına gerek kalmadan hepimiz kendi tedbirlerimizi almakla mükellefiz.”

NE YAPMALI?

Covid-19 salgını devam ettiği sürece 65 yaş üstü bireyler için evde izolasyon temel koruyucu önlem olarak öne çıkıyor. Salur, sosyal etkileşimi büyük ölçüde sınırlandıran bu süreçte yaşlıların iyilik halini devam ettirmek için aile, akrabalar ve komşulardan oluşan yakın koruma çemberinin üzerine düşen sorumlulukların arttığına dikkat çekiyor.

“Bu çemberde yer alan kişilerin, bugüne kadar yaptıklarından farklı ve yeni neler yapabileceklerini düşünmeleri, yaratıcı yeni yollar bulmaya çalışmaları gerekiyor: Yaşlılarla oyun oynayalım, hobi geliştirelim, balkona çiçek ekelim, eve kedi alalım... Ama her şeyden önce, yaşlının bir birey olduğunu, oturacak bir köşe, bir kap sıcak yemek, yatacak yataktan öte ihtiyaçları olacağını hep aklımızda tutalım.”