Göktepe'nin ablasına Gülmen ve Özakça'yı 'anma' davası!

Meryem Göktepe'ye, açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı 'anma' cezası verildi. Gülmen ve Özakça için 'anma' ifadesini kullanan savcılıktan ise 'sehven' açıklaması geldi.

Abone ol

DUVAR - KHK ile ihraç edildikleri işlerine dönebilmek için başladıkları açlık grevi eylemini sürdüren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın işlerine iadesi için İstanbul’da basın açıklaması yapan 33 kişi hakkında dava açıldı. Sanıklar arasında, gözaltında işkenceyle öldürülen Evrensel muhabiri gazeteci Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe de yer aldı.

Gülmen ve Özakça’nın işlerine iadesi için Kadıköy’de yapılan basın açıklamasına polis, izinsiz olduğu gerekçesiyle müdahalede bulunmuştu. Bu olayla ilgili olarak savcılık iddianame hazırladı. 33 sanık hakkındaki iddianamede polisin uyarılarına rağmen basın açıklamasının sürdüğü, buna karşılık polisin orantılı müdahaleyle grubu dağıttığı ifade edildi. Sanıkların ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmayarak suç işledikleri kaydedildi.

Milliyet'te yer alan habere göre, iddianamede, Gülmen ve Özakça için, “Bu isimdeki şahısları anmak” ifadesi kullanılması dikkati çekti. Açlık grevini sürdüren Gülmen ve Özakça için neden hayatta değillermiş gibi “anma” ifadesinin kullanıldığı anlaşılamadı ama savcılık kaynakları “sehven” bu ifadenin yazıldığını bildirdi.

OLMAYAN SORUŞTURMA İDDİANAMEDE

Dosyadaki polis fezlekesinde de “kopyala-yapıştır” yapıldığı ortaya çıktı. Fezlekede, sanıklardan Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe hakkındaki kısımda, “DHKP-C terör örgütünün mahalli yapılanması olan Gülsuyu yapılanmasında faaliyet gösteren şahısların yakalanmasına yönelik çalışmalarda 7 Ekim 2013’te 15 şahısla birlikte yakalandığı ve gözaltına alındığı, emniyetteki işlemlerden sonra sevk edildiği İstanbul 1 Nolu Hakimliği’nce tutuklandığı” ifadeleri yer aldı.

Meryem Göktepe hakkında bu şekilde yürütülen bir soruşturma, yapılan gözaltı işlemi ve verilmiş tutuklama kararı bulunmuyor. Göktepe’nin Gülsuyu operasyonuyla bir ilgisinin de olmadığı anlaşıldı. Başka bir sanık hakkında da aynı bilgilerin sıralanması ise fezlekede “kopyala-yapıştır” yönteminin kullanıldığını ve dosyanın savcılığa bu şekilde gönderildiğini ortaya koydu.