Geçen haftanın hak ihlalleri (18-25 Temmuz): Bir gün herkes gözaltına alınacak

Bu hafta, cumhurbaşkanına hakaret, terör, makul şüphe, haber yapma, protesto hakkını kullanma gibi “rutin” gözaltılara bir yenisi eklendi. Muğla'da görülen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast davasında sanık asker Gökhan Güçlü'nün duruşmaya 'Hero' yazılı tişörtle gelmesi nedeniyle “lanetlenen” tişörtü giyen 10 kişi Terörle Mücadele kapsamında gözaltına alındı.

Abone ol

Şenal Sarıhan

Gazeteciler sipariş verdikleri pidecinin, parkelerini döşettikleri ustanın, gazetenin tirajının düşmesinin hakim karşısında hesabını verdi.

Şifresi yandaş medya tarafından çözülen HERO tişörtlerini giyerek "sübliminal" mesaj taşıyan “umarsız” vatandaşlar ve düğün konvoyunda zafer işareti yapanlar, güvenlik güçlerinin elinden kaçmayı başaramayarak gerekli tahkikatla gözaltına alındı. Böylece “Herkesin bir gün mutlaka gözaltına alınacağı” mesajı daha güçlü bir şekilde verildi.

Geçen haftadan "kalan" insan hakları savunucularının ikisi daha tutuklandı.

33 kişinin yaşamını yitirdiği Suruç Katliamı’nın Emniyet tarafından önceden bilindiği ortaya çıktı ama sadece 12 taksitle 7 bin 500 lira ödemek “ceza”sına çarptırılan görevlilere tabii ki yeni bir soruşturma açılmadı.

Milletvekillerinin kürsü dokunulmazlığı fiili olarak son buldu.

İçişleri Bakanlığı, açlık grevindeki eğitimcilerin “terörist” olduğunu ispatlamak için bu kez de bir kitap bastı. Bu “terörist”lere yardım edenlerden 72’si gözaltına alındı biri köyüne hapsedildi!

Valiler tekbir sesleri ile makamlarına oturdu, çocuklar yine tekbir sesleriyle sokaklarda yürütüldü, Hazine arazilerini 49 yıl Kuran kurslarının bedava kullanmalarının önü açıldı. Evrim Teorisi müfredattan sonra tıp fakültesinde de yasaklandı. “Dindar ve kindar” bir nesil için “cihad” öğrenmenin faydaları “matematik”in ise lüzumsuzluğu anlatıldı.

Gezi Direnişi düşmanlığı müfredata girerken, toplumsal hafızayı silmeyi kendine iş edinen kayyımlar eliyle bir yerin daha ismi değiştirildi. Şanlıurfa’nın Bozova İlçesi’nde bulunan Berkin Elvan Parkı’nın adı, 15 Temmuz Demokrasi Parkı olarak değiştirildi.

Tetikçi medya, insanları hedef haline getiren “haber”ler uydurmaya devam etti.

Festivaller bir kez daha yasaklandı.

13 köylünün ölümünden yargılanan Musa Çitil bir kez daha terfi ettirildi.

İşte 18-25 Temmuz haftasında Türkiye’de yaşanan hak ihlallerinden bazıları;

SUÇ: TERÖR ÖRGÜTLERİNE YARDIM DELİL: SİPARİŞ VERİLEN PİDECİ, PARKELERİ DÖŞEYEN USTA!

Bu hafta Cumhuriyet gazetesinin 12’si tutuklu 19 yazar, çizer, muhabir, avukat ve yöneticisi, sansürün kaldırılışı nedeniyle Basın Bayramı olarak kabul edilen günde ilk kez hâkim karşısına çıktı.

FETÖ-PKK- DHKP-C örgütlerine “üye olmamakla birlikte yardım etmek” suçlarından haklarında 7.5 yıldan 43 yıla kadar hapis cezası ile yargılanan Cumhuriyet çalışanlarının duruşması İstanbul 27'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.

Tutuklanmalarından 267 gün sonra mahkemeye getirilen Cumhuriyet çalışanları, gazetenin yayın çizgisinden, tirajlarının düşmesine, atılan manşetten, yapılan röportaja, okurun tepkisinin olup olmadığından, evinin parkelerini yaptırdığı ustanın ve sipariş verdiği pidecinin FETÖ’cü çıktığı iddiasına hukuk tarihinde yeri olmayan pek çok soruya yanıt veriyor.

MİLLETVEKİLLERİNİN “KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞI” ARTIK FİİLEN YOK!

AKP ve MHP'nin ortak hazırladığı TBMM İç Tüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair Teklif, TBMM Anayasa Komisyonu'nda kabul edildi.

Pek çok değişiklikle birlikte yeni içtüzük ile milletvekillerinin konuşma hakları hem süre olarak hem de içerik olarak kısıtlanıyor.

Yeni tüzük ile sadece üç dakika konuşma süresi tanınan vekillerin, 14, 15 ve 16'ncı maddelerle anayasal güvence altındaki kürsü dokunulmazlığı ve ifade özgürlüğü ortadan kaldırılıyor.

İÇİŞLERİ BAKANI “ADALETİN İŞLEYİŞİNE ZARAR VERİYOR”

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın KHK ile ihraç edildikleri işlerini geri almak talebiyle başlattıkları açlık grevi eylemleri 140 güne ulaşırken devletin birincil görevleri arasında yer alan “yaşam hakkını korumak” için herhangi bir olumlu adım atmayan hükümet yetkilileri, aksine, hak arama mücadelesini yasa dışı göstermek amacıyla hukuku hiçe saymaya devam ediyor.

“Adaletin işleyişine zarar verebilecekleri” gibi hukuk dışı bir gerekçeyle tutuklanmalarının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından terörist ilan edilen Gülmen ve Özakça bu hafta da bir kitapçıkla hedef haline getirildi.

İçişleri Bakanlığı Araştırma ve Etütler Merkezi tarafından basılan "Bir Terör Örgütünün Bi̇tmeyen Senaryosu - Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Gerçeği" isimli kitapta eğitimcilerin aslında terörist” olduğu kanıtlanmaya çalışılıyor.

Bu kitapçık ve daha önceki açıklamaları nedeniyle İçişleri Bakanı Soylu, TCK ve AİHS’de yer alan “Bir suçla itham edilen herkes yasalara göre suçluluğu ispat edilene dek masum kabul edilir” şeklinde ifade edilen masumiyet karinesini ihlal etmekle kalmayıp “Kesin bir yargı kararı verilmeden önce tanıkların beyanlarını veya bilirkişi mütalâalarını ve hüküm ve kararları etkilemek amacıyla baskıcı ve kötü niyetli yayınlar yapılmasını ve bunların açıklanmasını” önlemek amacıyla kurulan TCK 288'inci maddede ifade edilen “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçunu da işledi. Soylu bu tavrıyla "adaletin işleyişine zarar" vermeye devam etti.

72 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Öte taraftan “Nuriye ve Semih Yaşasın” eylemlerine polis orantısız bir güçle müdahale etmeye devam ediyor. Ankara Güvenpark’ta yapılmak istenen eylemde şiddet kullanan polis aralarında avukatların da bulunduğu 72 kişiyi gözaltına aldı.

POLİS KOL KIRDI

Polisin kullandığı şiddet nedeniyle eylemcilerden Zeynel Danacı’nın kolu kırıldı. Danacı’nın polis tarafından kolunun kırılması kameralara yansırken olay yerine ambulans gelmedi. Danacı’nın kolunun sinirlere yakın bir yerden kırılması nedeniyle felç kalabileceği belirtildi.

BU KEZ DE KÖY HAPSİ!

Gülmen ve Özakça’ya destek eylemleri yapanlar çeşitli şekillerde hapsedilmeye devam ediyor.

Kendisi de KHK ile ihraç edilen öğretmen Acun Karadağ’a verilen ev hapsinin ardından bu kez de tutuklu bulunan eğitimcilere destek için İzmir'den Ankara'ya yürüyen Adem Kızılçay'a ev hapsi cezası verildi. İzmir'de yaşayan Kızılçay'ın ikametgâhı Kastamonu'nun Aşağıkayı köyü olduğu için ev hapsi cezasını köyde çekmesine karar verildi.

SURUÇ KATLİAMI BİLİNİYORMUŞ VE ENGEL OLUNMAMIŞ

Bu hafta 20 Temmuz 2015'te Suruç'ta 33 kişinin yaşamını kaybettiği katliamın ikinci yıl dönümde ortaya çıkan bilgiler en hafif deyişiyle “ihmaller zincirini” ortaya koydu.

Katliama ilişkin hazırlanan müfettiş raporlarına göre kendini patlatan canlı bomba Abdurrahman Alagöz, emniyet istihbaratın takibindeydi. Bir saldırı düzenleyebileceği biliniyordu. Bu bilgi MİT'e verilmedi. Öte yandan bir istihbarat elemanı Suruç'taki patlamadan kısa bir süre önce Şanlıurfa'daki ünitesini arayıp Suruç'ta bomba patlatılacağı bilgisini verdi. Ancak tüm bunlara rağmen gerekli önlemler alınmadı ve IŞİD üyesi canlı bomba kendini patlattı ve 33 kişi can verdi, yüzlerce insan yaralandı.

Katliamdan 21 ay sonra ancak görülmeye başlayan davada ise biri tutuklu – o da başka bir davadan- üç sanık bulunuyor. Sanıklardan ikisi firari, sanık Yakup Şahin ise başka bir suçtan Sincan Cezaevi’nde olduğu için henüz sanık sandalyesine oturan olmadı.

“İHMAL DEĞİL KASIT VAR”

Ocak ayında görülen ve kamu görevlilerin yargılandığı davada dönemin ilçe emniyet müdürüne “görevi ihmal ve kötüye kullanma” suçundan 7 bin 500 TL para cezası verilmiş, ceza 12 takside bölünmüştü. Oysa beklenen, görevliler hakkında, katliamı bilmelerine rağmen yeterli önlemi alıp engellemedikleri için TCK’nin 83'üncü maddesi gereğince “Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçundan dava açılması idi.

“ANMAYA İSE İZİN YOK”

Öte taraftan Suruç’ta 33 kişinin can verdiği katliamı Ankara’nın “yasaklı bölgesi” Sakarya Caddesi’nde anmak ve bir basın açıklaması yapmak isteyen yurttaşlar gözaltına alındı.

“HERKES BİR GÜN MUTLAKA GÖZALTINA ALINACAK!”: HERO GÖZALTILARI

Bu hafta, cumhurbaşkanına hakaret, terör, makul şüphe, haber yapma, protesto hakkını kullanma gibi “rutin” gözaltılara bir yenisi eklendi. Memleketin dört bir köşesinden “Hero” yazan ve toplatılan tişörtleri giydikleri gerekçesiyle vatandaşlar gözaltına alındı.

Muğla'da görülen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast davasında sanık asker Gökhan Güçlü'nün duruşmaya 'Hero' yazılı tişörtle gelmesi nedeniyle “lanetlenen” tişörtleri giyenler Terörle Mücadele kapsamında gözaltına alındı. Zira Akşam gazetesi yine bir habercilik başarısı göstererek "Hero'nun şifresini çözerek!" "Hoca Efendi Razı Olsun" anlamına geldiğini duyurmuştu.

Buna rağmen “subliminal” mesaj içeren tişörtü giyen vatandaşlardan; Siirt şehir merkeziyle Baykan ilçesinde üzerinde 'Hero' yazısı bulunan tişört giyen iki genç, Adana’da yaşları 16-20 arasında değişen üç genç, Dikey Geçiş Sınavı’na giren bir kişi, Samsun’da bir vatandaş, Denizli’de 16 yaşında bir çocuk, Antalya’da sevgili bir çift gözaltına alındı.

ZAFER İŞARETİ YAPAN DÜĞÜN KONVOYUNA GÖZALTI

İstanbul Sultangazi’de bir düğün konvoyunda bulunan araçtakiler zafer işareti yapınca polis tarafından gözaltına alındılar. Gözaltına alınan düğün alayı için hazırlanan tutanakta “Şahıslara neden (zafer işareti) yaptıkları sorulduğunda eğlence amaçlı yaptıklarını beyan etmişlerdir” denildi.

TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU FİİLİ OLARAK SON BULDU

Bu hafta yaşananlar olaylardan bazıları Türkiye’nin laik sistemden nasıl bir hızla uzaklaştığını da bir kez daha gösterdi.

İKTİDARIN YENİ GÖZDESİ: İSMAİLAĞA CEMAATİ

Yeni Sakarya Valisi İlhan Balkanlıoğlu, Valilik binasında İsmailağa cemaati üyeleri tarafından tekbirlerle karşılanarak makamına oturtulduğu bu hafta basına yansıyan haberler arasındaydı.

KARTAL’DA ÇOCUKLAR TEKBİR SESLERİYLE YÜRÜTÜLDÜ

İstanbul Kartal’da İBB ve TÜRGEV ortaklığında düzenlenen yaz okulu etkinliği kapsamında küçük yaştaki çocuklar tekbir sesleriyle sokaklarda yürütüldü.

MATEMATİK BİLMEYEN CİHATÇI NESİL!

TBMM Milli Eğitim Komisyonu Üyesi ve AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından askıya çıkarılan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi’nin müfredat taslağında “cihat” konusunun zorunlu din dersi kapsamında öğrencilere anlatılacak olmasına yönelik açıklama yaptı. Çamlı, “Eğitim Bakanlığımız çok isabetli bir karar vermiş. Namaz dinin direğiyse, cihat çadırdır. Direksiz çadır bir işe yaramaz. Cihad bilmeyen çocuğa matematik öğretmenin faydası yok” dedi.

TIP FAKÜLTESİNDE DE EVRİM YASAĞI

Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı olan Mert Mercan’ın By Pass ameliyatlarında geliştirdiği yöntemi evrim argümanlarıyla anlatan makalesi Marmara Üniversitesi tarafından “sıkıntı yaşarız” gerekçesiyle basılmadı.

MALİYEDEN YENİ YÖNETMELİK: EĞİTİMDE KONTROL DİYANETE GEÇİYOR

Maliye Bakanlığı’nın yeni yönetmeliğine göre, vakıflar, eğitim faaliyetleri için Diyanet’ten görüş alacak. Ayrıca Diyanet’in onayı ile kamu taşınmazlarının Ensar, TüRGEV gibi dini vakıflara verilmesinin de önü açıldı.

KURAN KURSLARINA HAZİNE ARAZİSİ 49 YIL BEDAVA

Hükümetin daha önce torba yasayla Meclis’ten geçirdiği Kuran kursları ve dini yurtlara hazine arazisi tahsis edilmesine yönelik yasa Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bundan böyle hazine arazileri Kuran kursları ve dini yurtlara 49 yıllığına bedelsiz verilebilecek.

Tüm bu gelişmeler Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun fiili olarak son bulduğu anlamına geliyor.

OHAL KOMİSYONU NASIL ADALETİ SAĞLAYACAK?

KHK mağdurları için “etkili bir iç hukuk yolu” olacağı duyurulan ve ilan edilen tarihten aylar sonra nihayet çalışmalarına başlayan OHAL İnceleme Komisyonu’nun umulduğu gibi bir çözüm üretmeyeceği ortaya çıktı.

Komsiyon’a açığa alınan on binlerce kişi, askeri okul öğrencileri, işyerleri kapatıldığı için işsiz kalanlar ve taşeron işçiler başvuramıyor.

TÜRKİYE’DE GAZETECİ OLMAK

Bu hafta yayımlanan birden fazla rapor ve açıklamalar Türkiye’de gazeteci olmanın ne menem bir iş olduğunu ortaya koydu.

BİR YILDA 370 GAZETECİ GÖZALTINA ALINDI

Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Temsilciliği, yaptıkları çağrıda gazetecilerin serbest bırakılmaları gerektiğini söylerken bir yıl içerisinde 370 gazetecinin gözaltına alındığını anımsattı. Açıklamada sadece Temmuz ayının son 20 gününde 18 gazetecinin gözaltına alındığı belirtildi.

ÜÇ AYLIK BASKININ BİLANÇOSU

Çağdaş Gazeteciler Derneği Ankara Şubesi tarafından hazırlanan üç aylık (Nisan-Mayıs-Haziran) raporda ise; 8 internet haber sitesine erişimin engellendiği, ikisi yabancı 39 basın çalışanın gözaltına alınıp, bunlardan 26’sının tutuklandığı, 6 basın mensubunun darp edildiği ve hedef gösterildiği, 89 basın çalışanının işten çıkarıldığı ve gazetecilerin yargılandığı 39 davadan, 20’sinin sonuçlandığı; 15’inden hapis cezası çıktığı kaydedildi.

OHAL’DE HAPİSHANELER

Bu hafta yayımlanan İHD tarafından yayımlanan rapor da, OHAL’de hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini ortaya koydu.

İHD Hapishaneler Komisyonu’nun raporunda , OHAL sürecinde hak ihlallerinin sistematik hale geldiği vurgulanırken yaşananlardan bazıları şöyle sıralandı: “Ortak kullanım alanları, atölye ve kurslar sonlandırıldı. Telefon, aile ve avukat görüşleri kısıtlandı. Dışarıdan kitap, dergi vs. getirilmesi yasaklandı. Ortak kullanım alanları kaldırıldı. Sohbet kısıtlaması getirildi. Koğuş aramaları tacize dönüşerek tutukluların kişisel eşyalarına el konulma uygulamasına geçildi. Hastane sevkleri personel yokluğu gerekçesiyle gerçekleştirilmedi.”

KAYYIMLARLA SİLİNEN TOPLUMSAL HAFIZA

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun “Kayyım Raporu”nda da kaydedilen atanan kayyımların toplumsal hafızayı yok ederek yeniden inşa etme faaliyetlerine (Ağrı’nın Diyadin Belediyesi’nin tabelasındaki Kürtçe ismin silinmesi, Derik Belediyesi’nin üç dilli tabelasının kaldırılması ve bayrak asılması, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin tabelasının “Amed” yazısının olmadığı yenisi ile değiştirilmesi, Diyarbakır’daki Roboski Heykeli’nin kaldırılması, Cizre’de Orhan Doğan Anıtı’nın yıkılması, Van Gürpınar’da kütüphanenin kapatılması, Tahir Elçi isminin parktan kaldırılması, Mardin Kızıltepe’de Uğur Kaymaz Anıtı’nın kaldırılması, Ağrı Doğubayazıt’ta Kürt şair ve filozof Ahmedi Xani’nin heykelinin kaldırılması ve son olarak da Diyarbakır’da Cegerxwîn Kültür Merkezi'nin tabelasını indirilmesi) bir yenisi daha eklendi.

Şanlıurfa’nın Bozova ilçesinde bulunan Berkin Elvan Parkı’nın adı, 15 Temmuz Demokrasi Parkı olarak değiştirildi.

TETİKÇİ MEDYANIN BU HAFTAKİ HEDEFLERİ

Gazetecilik ve basın yayın etik kurallarıyla uzaktan yakından ilişkisi olmayan “yandaş medya” bu haftada gerçek ve akıl dışı iddialarla insanları hedef göstermeye devam etti.

Güneş, Büyükada'daki operasyonu manşetine, "İşte Zaman Ayarlı Kaos Planı" ifadeleriyle taşırken, insan hakkı savunucularının toplantısını, 24 Temmuz'da planlandığı iddia edilen kaos planının bir parçası ilan etti. Uydurdukları habere ise Cumhuriyet gazetesi davası için oluşturulan gazetecilerin WhatsApp'taki "24 Temmuz Birlikte Özgürüz" isimli dayanışma grubunu delil olarak gösterdiler.

Hak savunucularının toplantısını “10 CIA Ajanı” manşetiyle duyuran Akşam’ın hedefinde ise bu hafta tutuklanan CHP Milletvekili Enis Berberoğlunun kızı vardı. “Kızı da boş durmuyor” şeklinde manşet atan Akşam, "Baş döndüren kirli ilişki ağı" diye duyurduğu “haberde” Berberoğlu’nun kızının Mülteci Hakları Merkezi’nde olduğunu ve “Büyükada Casusları” dediği hak savunucularıyla “dirsek temasında” bulunduğunu söylüyordu.

GEZİ DİRENİŞİ DÜŞMANLIĞI MÜFREDATTA

MEB’in yeni müfredatında Gezi Direnişi de yer aldı. “2013 Gezi Parkı olayları arkasında yer alan iç ve dış güçlerin amaç ve hedefleri ile bu olayların Türkiye’ye etkileri” başlığıyla müfredata ekleyen MEB, bu ifadelerle eylemlere destek veren milyonlarca kişiyi hedef gösteren, düşmanlaştıran bir şekilde öğrencilere aktarmaya hazırlanıyor.

GEZİ SAVCISI: BU DAVAYI AÇARSAM HARİTADAN YER BEĞENMEK ZORUNDA KALIRIM

Bu hafta basına yansıyan bir haber yargı üzerindeki baskıları somut bir şekilde ortaya koydu. Gezi Parkı eylemleri sırasında, polisin attığı gaz fişeği sonucu gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya ile ilgili soruşturma dosyasının faili meçhul dosya olarak rafa kaldırılmaması için, ortaya çıkan delillerle dava açılması talebine Savcı’nın verdiği yanıt “yargı bağımsızlığı”nın Türkiye’de ne halde olduğunu gösterdi. Avukat Tolga Çakır’ın görüştüğü dosya savcısı “Ben bu davayı açarsam haritadan yer beğenmek zorunda kalırım” dediği öne sürüldü.

SENDİKA YÖNETİMİ İŞÇİSİNİ İHBAR ETTİ

İktidarın her fırsatta teşvik ettiği "muhbir vatandaş" kervanına bir sendikanın yönetimi de katıldı. DİSK’e bağlı Güvenlik-Sen Yönetimi, üyeleri hakkında cumhurbaşkanına hakaret ettikleri suçlamasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. İBB Güvenlik Emekçileri isimli facebook kapalı grup içerisinde sadece üyelerin görebileceği işçi paylaşımlarını ihbar eden ve gruba gözetim için polisi üye yaptığı öne sürülen sendika yönetimi, işbirlikçi sendikalar tarihine yeni bir halka eklemiş oldu.

ALPEREN OCAKLARI YİNE TEHDİT ETTİ

Mescid-i Aksa’da yaşananlar nedeniyle İstanbul’da Neve Şalom Sinagogu önünde ‘eylem yapan’ Alperen Ocakları üyeleri, ibadethaneye taş ve tekmelerle saldırdı: “İbadet özgürlüğünüzü engelleriz. Yarın da geliriz, buradan içeriye giremezsiniz” sözleriyle cemaati tehdit edenler hakkında tabii ki hukuki bir işlem yapılmadı.

Neve Şalom Sinagogu önünde gerçekleşen provakatif olayın ardından benzer bir olay Türkiye'nin en eski sinagogu olan Balat Ahrida'da meydana geldi.

İKİ İNSAN HAKKI SAVUNUCUSU DAHA TUTUKLANDI

Büyükada'da gözaltına alınan, daha sonra serbest bırakılan insan hakları aktivistlerinden Nalan Ekrem ve İlknur Üstün yeniden gözaltına alınıp tutuklandı. Böylece tutuklanan hak savunucularının sayısı 8’e yükseldi.

Öte taraftan Diyarbakır ve Adana’da “DTK soruşturması” kapsamında aralarında Eğitim Sen, TTB, SES yöneticilerinden, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) çalışanı Fırat Tursun, Diyarbakır Tabip Odası eski başkanlarından Dr. Selçuk Mızraklı, Dr. Şemsettin Koç ile Necdet İpekyüz, SES eski Diyarbakır Şubesi Başkanı Hülya Alökmen Uyanık, SES eski Diyarbakır Şubesi Başkanı ve DTK Divan Üyesi Saliha Aydeniz, DTK Sağlık Komisyonu üyeleri Zühre Taş, Erdal Balsak ve öğretmen Sadrettin Kaya gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 3’ü tutuklandı.

SON BİR YILDA 400 ÇOCUK İSTİSMARA UĞRADI VE BU SAYI YAŞANANLARIN SADECE YÜZDE 5’İ

Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği’nin ‘2016 Çocuk İstismarı Raporu’na göre, son 10 yılda çocuk istismarı vakaları yüzde 700 arttı. Raporda yer alan verilere göre; son 1 yılda 400 çocuk istismara uğradı. Son 10 yılda istismar vakaları ise 300 bini geçti. Çocuk istismarlarında faillerin yüzde 66’sı akraba iken vakaların sadece yüzde 5’i ortaya çıkıyor.

MUNZUR VE OVACIK FESTİVALLERİNE OHAL ENGELİ

Tunceli Valiliği, Munzur ve Ovacık festivallerini OHAL gerekçesiyle yasakladı. Valilik, festivallerin “Çeşitli gruplarca farklı amaçlara çekileceği, etkinliğin amacı dışına çıkabileceği, huzur ve güven ortamının bozularak kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlike oluşturabileceği” gerekçesiyle yapılmasına izin vermedi.

13 KÖYLÜNÜN ÖLDÜRÜLMESİNDEN YARGILANAN ÇİTİL’E BİR ÖDÜL DAHA

Mardin’in Derik ilçesinde, 1993-94 yıllarında, 13 köylünün öldürülmesinden yargılanan Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Musa Çitil, Resmi Gazete’de yayınlanan İçişleri Bakanlığına Ait Atama Kararları’yla bir kez daha "ödüllendirildi.” Çitil, Jandarma Genel Komutan Yardımcısı görevine getirildi.

Musa Çitil, 2015’teki Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla da terfi ettirilerek tümgeneral olmuştu.

*CHP Ankara Milletvekili – TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkan Vekili