'Gazze' eylemleri Almanya'da Yahudi karşıtlığı tartışması başlattı

İsrail-Filistin çatışmaları sürerken dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Almanya'da da Gazze'ye destek eylemlerinin yapılması ülke siyasetinde Yahudi karşıtlığı tartışmasına sebep oldu.

Abone ol

Yunus Ülger

ALMANYA – İsrail-Filistin çatışması 14'üncü gününde devam ederken, Almanya'da da son günlerde yapılan Gazze'ye destek eylemleri ülkede Yahudi karşıtlığı tartışması başlattı. 

Koalisyon hükümeti ve ana muhalefetten siyasetçiler, 'İsrail karşıtı' ve 'Hamas'a destek' gösterilerinin yasaklanmasını, okullarda ve uyum kurslarında Yahudi karşıtlığına karşı eğitimin artırılmasını talep etti. Federal Antisemitizm Araştırma ve Bilgilendirme Birliği'nin verilerine göre, son çatışmaların ardından ülkede 200 İsrail ve Yahudi karşıtı eylem kayıtlara geçti. Son olarak Berlin'de bir sinagoga molotof kokteylli saldırı yapıldı.

'ÖNCEKİ HÜKÜMET GÖRMEZDEN GELDİ'

Son dönemde yapılan eylemlerin odağı Berlin Eyaleti'nin Hıristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Başbakanı Kai Wegner, başkentteki eylemlerden, önceki Sosyal Demokrat Parti (SPD), Sol Parti (Die Linke) ile Yeşiller'den oluşan koalisyon hükümetini sorumlu tuttu.

Alman İkinci Televizyonu'nda (ZDF) konuşan Wegner, önceki hükümetin okullarda artan Yahudi karşıtlığını görmezden geldiğini ileri sürdü. “Okullarda Yahudi karşıtlığına bir son verilmeli” diyen Wegner, “Bu eylemleri yapanlar Berlinli gençler, bunları gözetim altına almalıyız” diye konuştu. Wegner, başkentte birçok göçmen derneğine eyalet yardımı yapıldığını belirterek, bunlardan Hamas'a destek olanlara yardımların kesilmesini istedi.

Berlin'de bir Yahudi lisesini ziyaret eden ana muhalefet CDU Federal Başkanı Friedrich Merz ise, “Berlin'in ortasında demir parmaklıklarla korunan bir okulda öğrenciler korkuyor. Bu olmaması gereken bir durum. Yahudi karşıtlığı ile mücadelede ülke genelinde siyasetçiler hatalar yaptı” ifadelerini kullandı. Merz, İsrail ve Yahudi karşıtı eylemlerin yasaklanmasını ve bunlara verilecek cezaların artırılmasını talep etti. 

'BU, BİZİM DEĞERLERİMİZİ YOK ETMEK DEMEKTİR'

SPD'li Başbakan Olaf Scholz da 'İsrail ve Yahudi karşıtı eylemlerin kabul edilemeyeceğini' söyledi. Scholz, bu eylemlere karşı güvenlik ve adli makamların gereğini yapacağını bildirdi.

'Trafik ışığı' koalisyon hükümetinin ortaklarından Hür Demokrat Partili (FDP) Federal Adalet Bakanı Marus Buschmann da konuya ilişkin açıklamasında, 'İsrail ve Yahudi karşıtı eylemlerin suç olduğunu' söyledi. Sosyal platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden bir açıklama yapan Buschmann, “Yahudilere karşı nefret söylemi, İsrail bayrağını yırtma, Hamas propagandası, ölen İsrailliler için alkış tutmak suçtur” ifadelerini kullandı.

'İsrail-Hamas savaşında ölen suçsuz kurbanların elbette anılacağını' belirten Buschmann, bununla birlikte İsrail ile Hamas'ı aynı kefeye koymanın yanlış olduğunu belirtti. Hamas'ın İsrail'i, dolayısıyla Ortadoğu'daki tek demokratik ülkeyi yok etmek istediğini savunan Buschmann, “Bu, bizim değerlerimizi yok etmek demektir” dedi.

'ALMANYA'DA YAHUDİ KARŞITLIĞI ARTMADI'

Almanya Yahudi Merkez Konseyi Başkanı Josef Schuster ise RND haber sitesine yaptığı açıklamada, Almanya'nın şu anda Yahudiler için güvenli bir ülke olduğunu söyledi.

“Araplardan çok AfD (faşist Almanya için Alternatif partisi) bana korku veriyor” ifadelerini kullanan Schuster, Alman güvenlik birimlerinin Yahudilerin güvenliği için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını söyledi. Adli makamların da son yıllarda Yahudi karşıtı suçlarda daha ağır cezalar verdiklerini hatırlatan Konsey Başkanı, 'güncel olarak İslam ülkelerinden gelenlerin Yahudiler için bir tehdit olmakla birlikte, bu ülkelerden gelen göçmenlerin Almanya'da Yahudi karşıtlığını artırmadığını' belirtti.

Schuster, “2015'te mülteci akınından sonra ben de kaygılıydım, ancak o zamandan bu yana Almanya'da Yahudi karşıtlığı artmadı” tespitini yaptı. AfD'nin güçlenmesini hatırlatarak, son yıllarda Almanya'da siyasi ortamın değiştiğini belirten Schuster, bunun sorumlusunun AfD olduğunu söyledi. Schuster, ülkede ırkçılık ve Yahudi düşmanlığına karşı mücadelede öğretmenlerin daha iyi eğitilmeleri gerektiğini de vurguladı.