Gazeteci Demir: Her harfe 6 gün hapisle yargılanıyorum

Haberleri ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek 10,5 yıl hapisle istemiyle yargılanan gazeteciler Sibel Hürtaş ve Hayri Demir'in davası 22 Kasım'a ertelendi. 20 yıllık adliye muhabiri olduğunu belirten Hürtaş, iddianamede neyle suçlandığını anlayamadığını belirtirken, Demir "Soruşturma konusu tweetlerim 111 kelime, 700 karakterden oluşuyor. Bunun için istenen ceza 10 buçuk yıl hapis. Yani her harfe 6 gün hapis cezası isteniyor. Gazetecilik bu kadar ağır bir suç mu?" diye sordu. Hâkim, davayı izlemek isteyen gazetecileri salondan çıkardı.

Abone ol

DUVAR - Gazeteciler Hayri Demir ve Sibel Hürtaş'ın 10 yıl hapis istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşması bugün Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.  Aralarında gazeteciler Hayri Demir ve Sibel Hürtaş'ın da bulunduğu kişiler, Afrin operasyonuna yönelik sosyal medyada paylaştıkları eleştiriler ve yaptıkları haberler nedeniyle yargılanırken, duruşmada mahkeme heyeti salona sadece 6 izleyici alınacağını söyleyerek gazetecileri dışarı çıkardı. Bunun üzerine avukatlar basın mensuplarının içeri alınmasını talep etti. Talebi reddeden mahkeme başkanı, "Ben istersem alırım" dedi.

Artı Gerçek'te yer alan habere göre duruşmada savunma yapan Hayri Demir, gazetecilik faaliyeti nedeniyle yargılandığını belirterek, "Ben 19 Ocak'ta  tweetler attım. Operasyon 20 Ocak'ta başladı. Afrin operasyonu başlamadan paylaştığım haberler ve tweetler operasyonu karalamak olarak değerlendiriliyor. Henüz başlamamış bir operasyonu attığım bir tweetle nasıl karalayabilirim? Soruşturma konusu tweetlerim 111 kelime, 700 karakterden oluşuyor. Bunun için istenen ceza 10 buçuk yıl hapis. Yani her harfe 6 gün hapis cezası ile yargılanıyorum. Gazetecilik bu kadar ağır bir suç mu" diye sordu. Demir savunmasını "Ben gazeteciyim ve gazetecilik suç değildir" sözleriyle bitirdi.

Daha sonra gazeteci Sibel Hürtaş’ın savunmasına geçildi. Sosyal medya hesabından hem muhaliflerin hem de iktidarın fikirlerini gösteren haber tweetleri olduğunu söyleyen Hürtaş, “Ben her iki tarafı da yayınlarıma taşıdım. Ama şimdi propagandadan yargılanıyorum Birinin haberlerini Twitterda RT etmek o görüşe katılmak anlamına gelmiyor. Ben haber vermek adına onları paylaştım” dedi ve ekledi: "Ben 20 yıllık gazeteciyim. Bunun uzun yılları bu koridorlarda geçti. Yargı adliye muhabiriyim. Ama kendi iddianamemi anlamıyorum. Okuyorum, neyle suçlandığını bilmiyorum. Benim 1 yaşındaki oğlumun fotoğrafı suç unsuru oldu. Gazeteci arkadaşımız Hrant Dink’in anmasına gittiğimiz fotoğrafı suç unsuru olmuş. Gördüğüm en tatlı suç unsuru. Gözaltına alındığında da mahkemede de neyle suçlandığımı sordum. Bir yanıt alamadım. Neyle suçlandığımı bilmiyorum. Burada gazetecilik yargılanıyor. Belki klişe olacak ama sözlerimi gazetecilik suç değildir diyerek bitiriyorum."

2 KİŞİYE TAHLİYE

Tutuklu sanık Lezgin Tekay ise hakkında gözaltı kararı olduğunu öğrenince hızlı bir şekilde emniyete giderek ifade vermek istediğini, ancak kaçma şüphesiyle tutuklandığını ve 8 aydır okuluna gidemediğini anlattı.

Tutuklu yargılanan Saim Serin, inşaat işçisi olduğunu belirterek, "Bir çocuğum var, şimdi okul açılacak. Eve ekmek götürecek kimse yok. Kızım şu anda travma yaşıyor ben olmadığım için. Ben sadece barış istedim, barış isteyen şeyler paylaştım, bunun neresi suç? Beraatimi istiyorum" dedi.

Savcının mütalaasını vermesinin ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Mahkeme heyeti tutuklu sanıklar Saim Serin ve Lezgin Tekay’ın yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edilmesine karar verdi. Tutuksuz yargılanan Sibel Hürtaş ve Hayri Demir’in ise yurt dışına çıkış yasaklarının devamına karar veren mahkeme, imza verme zorunluluğunun ise kaldırılmasına hükmetti.

Bengü Aslı Bayramoğlu, Bengü Aslı Bayramoğlu, Bilal Yapılmış, Hayri Demir, Hüseyin Gökdemir, Kemal Bülbül, Lezgin Tekay, Muhammed Barış Ceyhan, Nuray Çevirmen, Osman Konukçu, Saim Serin, Semire Sibel Hürtaş Cengiz ve Veysi Aydın'ın yargılandığı duruşma 22 Kasım'a ertelendi.