Fillerin gerilla tarzı yaşam savaşı

Son derece akıllı olan filler, avcılardan saklanabilmek için gerilla savaş taktikleri uyguluyorlar. Karada yaşayan en büyük memeli türü ve hacimsel olarak en büyük beyne sahip olan fillerin insan kökenli faaliyetler nedeniyle, soyları tükenme riskiyle karşı karşıya.

Abone ol

Michelle Simmons * 

Daily Mail gazetesinin yayınladığı bir araştırma raporuna göre, yeni sona eren 10 yıllık bir çalışma, Kenya’da görülen yasadışı avlanmadaki artışın, fillerin gece yaşayan bir tür haline gelmesine neden olduğunu ortaya çıkardı.

Hollanda’da bulunan Twente Üniversitesi’nden bir araştırmacı ve söz konusu araştırmanın ortak yazarı olan Festus Ihwagi, “Kaçak avlanma olaylarında yaşanan artış, fillerin soyunun tükenmesine neden olabilecek bir boyuta geldi,” diyor.

Afrika’nın doğusunda yaşayan filler yaşamsal alışkanlıklarını değiştirdiler ve yasadışı avcılardan kaçmak amacıyla geceleri seyahat etmeyi ve gün boyunca saklanma yönetmini benimsediler.

Ihwagi, “Genelde kaçak av olayları gündüzleri yaşandığından, gece-gündüz davranışlarını değiştirmeleri, yaygın avlanma seviyelerindeki yükselişin doğrudan bir sonucu gibi görünüyor,” diye ekliyor.

GÜNDÜZ YAŞAMAK ÇOK TEHLİKELİ

Ihwagi, bir sivil toplum kuruluşu olan “Filleri Koru” (Save The Elephants) derneğiyle birlikte, Kenya’daki Laikipa ve Samburu koruma alanları içinde ve çevresinde yaşayan 28 dişi ve 32 erkek filin gösterdiği davranışları gözlem altına aldı.

Dişi filler, “sürü” olarak adlandırılan ve genelde yavru fillerle birlikte sıkı bir ilişkiye sahip oldukları aile grupları içerisinde yaşıyorlar. Sürünün liderliği, sürü içerisindeki en yaşlı ve çoğunlukla en iri olan dişi bir fil tarafından, anaerkil gelenekle sürdürülüyor. Öte yandan, erkek filler daha ziyade yalnız ya da geçici olarak diğer erkeklerle birlikte yaşıyorlar.

Ihwagi, kaçak avcılığın fillerin davranışlarını ne yönde ve ölçüde değiştirdiğini tespit etmek amacıyla, iki farklı veri kümesine ilişkin sonuçları karşılaştırdı.

İlk veri, gün ve gece boyunca katedilen mesafeleri ve ikisi arasındaki oranı karşılaştırdı. İkinci veri, kaçak avcılığın az ya da çok oranda gerçekleştiği bölgeleri ve zaman dilimlerini tespit etmek için kullanıldı. Bu veriler, “Yasadışı Fil Avcılığı” programının veritabanından elde edildi. Ihwagi’ye göre bulgular, eşzamanlı olarak fillerin izlenmesi ve ölüm sebeplerinin tespit edilmesi hususunda bir “doğal laboratuvar” imkânı sunuyordu.

Özellikle dişiler bazında, kaçak avlanma seviyeleri ile eşzamanlı olarak, fillerin gece gözlemlenen hareketlerinde önemli bir artış yaşanıyordu.

2002-2012 arasındaki dönemde “en büyük kara memelileri”, küresel konumlama sistemi (GPS) cihazları kullanılarak on yıllık bir süre boyunca takip edildi.

RİSK BÖLGELERİNDEN KAÇIYORLAR

Agence France-Presse de (AFP), dişilerin gündüz aktivitelerini, tehlikenin düşük olduğu bölgelerle karşılaştırıldığında, yüksek tehlike bölgelerinde ortalama yüzde 50 azalttığının tespit edildiğini belirtiyor.

Filler, oldukça zeki hayvanlar; ancak yine de evrimsel bir zaman ölçeğinde geliştirdikleri geleneksel beslenme stratejileri ve çiftleşme davranışları, çevreyle uyum yeteneklerini sınırlayabilir.

Ihwagi, çok küçük yavruları olan dişi filler açısından, yavrularının aslan ya da sırtlanlara yakalanma riskinin geceleri daha yüksek olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, olgun fillerin gündelik sosyal yaşamlarında da bir değişikliği zorunlu kılıyor.

Araştırmacılar, GPS cihazlarından elde edilen gerçek zamanlı verilerin, gece yürüyüşlerinde beklenmedik bir artışın, fillerin tehdit altında olduğunu düşündürdüğü gibi, çevrecileri ve park korucularını uyarmak amacıyla bir erken uyarı sistemi olarak da kullanılabileceğini ifade ediyorlar.

Bu, fillerin gece-gündüz davranışlarındaki değişimleri konu alan ilk rapor değil. “Futurity.org” adlı site tarafından yayınlanan 2010 tarihli bir makalede, motorlu testereler, silah sesleri, kamyonlar ve çalışmakta olan işçiler gibi yakın çevrede meydana gelen insan faaliyetlerinin neden olduğu seslerin, fillerin rutin davranışlarını artık gündüz yerine geceleri gerçekleştirmesine neden olduğu belirtiliyor.

Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) fillerin nüfusunun 111 bin ila 415 bin civarında olduğunu açıkladı

.

KAÇAK AVLANMA SOYKIRIM BOYUTUNA ULAŞTI

Fillerin hayatındaki en büyük tehditlerden birisi de kaçak avlanma. IUCN’ye göre, on yıl önce başlayan kaçak avlanmadaki yükseliş, nüfuslarındaki azalmada ana etken durumunda. Filler, statü sembolü ve yatırım aracı olarak görüldükleri ülkelerden gelen fildişi talebinin yol açtığı yasadışı ticaret nedeniyle katlediliyorlar. STE tarafından yapılan bir araştırma, 2010 ile 2012 yılları arasında Afrika’da fildişi ticareti nedeniyle yaklaşık 100.000 filin öldürüldüğünü ortaya koyuyor.

Fil sayısındaki azalmanın bir diğer nedeniyse doğal yaşam alanlarının yok edilmesi. İnsanlar tarım ve altyapı çalışmaları nedeniyle koruma altındaki arazilere girdiklerinden, yaşam alanlarındaki kayıp git gide artıyor ve fillere yaşamaları için yalnızca çok küçük toprak parçaları kalıyor.

Yazının aslı Natural News  sitesinden alınmıştır.  (Çeviren: Tarkan Tufan)