Fars Dünyası: Su krizi, Tesettür ve İffet Yasası, seks kaseti

Fars Dünyası'nın gündeminde İran-Taliban arasındaki su krizi, İslami İrşad Dairesi Başkanı Rıza Segati’ye ait olduğu ileri sürülen seks kasedi ve İran'da gündeme gelen Tesettür ve İffet yasası var.

Abone ol

9 Mordad – 16 Mordad (31 Temmuz – 7 Ağustos)

İran bu sıralar hem iklim krizi hem de toplumsal bir krize dönüşen “başörtüsü” meselesi ile boğuşuyor. İklim krizi su kıtlığına neden olurken “Tesettür ve İffet” yasası, onaylanması halinde, İranlı kadınlar için infial yaratacağa benziyor. İlginç olan, kırk dört yıl önce varlığını dini değerler üzerine inşa eden ve meşruiyetini siyasal İslam’dan devşiren İslam Cumhuriyeti’nin geçtiğimiz hafta çarpıcı bir video ile çalkalanması... Kısa sürede sosyal medyada yayılan ve üst düzey bir devlet yetkilisine ait olduğu öğrenilen eşcinsel seks kasetinin yankıları sürüyor. Yine de tedbiri elden bırakmayan İran, “dışarıya” karşı sert gücünü göstermekten geri durmuyor ve savunma sanayide önemli atılımlar gerçekleştirmeye devam ediyor. İşte ayrıntılar…

'Su krizi derinleşiyor'

Hava sıcaklarının normallerin üzerinde seyretmesi, İran coğrafyasındaki su kıtlığını ve kuraklığı derinleştiriyor. Özellikle Sistan-Belucistan Eyaleti toz fırtınalarıyla şiddetlenen su krizinden ciddi bir biçimde etkileniyor. Eyalet geçtiğimiz ay içme suyu ve elektrik kesintileriyle de karşı karşıya kaldı. Araştırmalar, eyaletin yıllık 225 milyon metreküp içme suyu arzına rağmen hala 65 milyon metreküp su sıkıntısı yaşadığını ve acil önlem alınmazsa yakın gelecekte birçok sorunla karşı karşıya kalacağını gösteriyor. Tabnak raporuna göre; Sistan ve Belucistan Eyaleti’nin yüzde 90’ından fazlasında kuraklık yaşanıyor. Üç yılda, son yirmi yılın en eşi benzeri görülmemiş kuraklığının yaşandığı söyleniyor. Uzmanlar ülke genelinde yaşanan iklim krizinin, kuraklık ve sel felaketlerini arttırdığını, bunların yoğunluğu ve sıklığının kıtlığı tetiklediğini belirtiyor. Zira su krizi Sistan-Belucistan Eyaleti ile sınırlı değil. Kürdistan ve Huzistan Eyaletleri’nde de benzer problemler yaşanıyor. Tahran yönetiminin su kaynaklarını idare etmedeki yetersizliği geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da tepkilere yol açtı. Geçtiğimiz hafta ülkenin doğusunda ve batısında çeşitli illerde protestolar yaşandı. (Tabnak)

Su krizi İran-Taliban arasında da çatışmalara neden olmuştu

Esasen su krizinin tarihi 19. yüzyıla kadar götürülebilir. Ancak 1973 yılında taraflar arasında bir şekilde uzlaşma sağlanarak Hirmend Nehri Anlaşması imzalandı. Anlaşmaya rağmen 2001 ABD İşgali sonrası kurulan tüm Afgan hükümetleri ve 2021’den bu yana yönetimi elinde bulunduran Taliban, İran’ın su kıtlığı yaşayan Sistan-Belucistan bölgesine su akışına izin vermeyi reddediyor. Dolayısıyla su sorunu artarak devam ediyor.

Gerginliği tırmandıran asıl olay ise iki ay önce Sistan-Belucistan’daki bir sınır karakolunda yaşanan çatışma ve bir İranlı askerin Taliban tarafından öldürülmesi olmuştu. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Sistan-Belucistan Eyaletine yaptığı ziyareti sırasında Afgan yetkililerin İran’ın payına düşen suyu “derhal” sağlamaları gerektiğini söylemiş, İran halkının ortak Hirmend (Afganistan’da Hirmend) Nehri üzerindeki su hakkını ihlal etmemeleri konusunda Taliban’ı üst perdeden uyarmıştı. İran Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan da Taliban’a hem Afgan hem de Sistan-Belucistan halkının suya erişebilmesi için Kaceki Barajı’nın kapaklarını açması çağrısında bulunmuştu. Taliban, Kaceki barajında ​​suyun İran’a doğru akmasına izin verecek kadar su olmadığını savunmuş, Tahran ise bu iddiayı reddederek İran’dan bir teknik heyet barajı ziyaret edip bir rapor hazırlayana kadar bu iddiayı kabul etmeyeceğini söylemişti. Taraflar arasında tansiyonun yükselmesiyle savaşın eşiğine gelinmiş, iki İranlı sınır muhafızı hayatını kaybetmiş ve iki vatandaş da yaralanmıştı. Nihayetinde Afganistan Savunma Bakanlığı’nın diyalog çağrısı üzerine sular durulmuştu. Ancak su sorununu çözebilmek için Taliban’a karşı net bir adım atılmadığı ve su kaynakları doğru kullanılmadığı için toplumdaki huzursuzluk gittikçe artıyor.

'Sex kasedi ve çifte standart üzerine'

İslam Cumhuriyeti, geçtiğimiz günlerde bir devlet yetkilisine ait olduğu iddia edilen eşcinsel seks kaseti ile sarsıldı. Üstelik bu devlet yetkilisi İran’da, İslami değerleri yaymakla görevli Gilan Eyaleti Kültür ve İslami İrşad Dairesi Başkanı Rıza Segati’den başkası değildi. İddialar henüz doğrulanmadı ancak soruşturma başlar başlamaz Segati’nin görevinden alındığı duyuruldu. Yerine Abdülreza Ali Penah atandı. (Entehab Gazetesi) İran Kültür ve İslami İrşad Bakanı Muhammed Mehdi İsmaili, Segati’nin böyle bir skandal sonrası görevden alınmasının kimilerinin eleştirilerine yol açtığını, kimilerinin ise konu aydınlanana kadar doğru olanın yapıldığına inandığını belirterek, şöyle konuştu: “Bu olayın gündeme geldiği ilk andan itibaren çok şeffaf bir süreç işliyor. Olaydan önce kendisi hakkında herhangi bir olumsuz bildirim yoktu. Her halükârda bu menfur bir hadisedir ve kamuoyu bu konulara duyarlıdır. Takipçisi olacağız.” (Eghtesad News)

Segati’ye ait olduğu düşünülen video Almanya merkezli Radio Gilan Telegram kanalında yayınlandıktan sonra sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Burada dikkat çeken sosyal medya kullanıcılarının vermiş oldukları tepkilerdi. Kullanıcılar Segati’nin İslami değerleri yaymak üzere getirildiği makamda böyle bir ilişkiye girmesini “iki yüzlülük”, müesses nizamın sessizliğini ise “çifte standart” olarak yorumladı. Video Telegram’da “Lavat” (لواط‌) başlığıyla yayınlandı. Buradaki “Lavat” kelimesinin de Şii geleneğine ve İslam dinine dayanan genel bir algıyı ifade ettiği söyleniyor. Bu görüşe göre “aynı cinsle ilişki” kuran kişiye erkek ise “Lavat” denmekte. Buna göre kişi “tövbe etmez” ve “günahını terk etmezse” onu cezalandırmak için birkaç yol vardır. Farklı bir şekillerde öldürülmeli: Üzerindeki duvar yıkılır, ateşe verilir ya da bir dağdan aşağı yuvarlanır. Bazı sosyal medya kullanıcıları bu anlatı üzerinden idam taleplerini yeniler. Elbette birçok kişinin asıl rahatsız olduğu iki kişinin yaşadığı ilişki değil rejimin kendi içinde yaşadığı çelişkiler ve halka karşı uyguladığı “çifte standarttı”. (Radio Zamaneh)

Bu hadiseyi müesses nizama yönelik planlanmış bir saldırı olarak değerlendirenler, sızıntının hizipler arası çekişmelerden kaynaklanabileceğini düşünenler de vardı. Öyle ki Reformist din adamı Rahmetullah Bigdeli, Segati’nin sertlik yanlısı eski nükleer müzakereci Said Celili’nin çevresiyle yakın ilişkileri olduğuna işaret ediyordu. Celili’nin etrafındaki kişilerin de kendisini Segati’den uzaklaştırmaya çalıştığını vurguladı.

Son olarak bir grup, “bal tuzağı” (honey trap) olarak adlandırılan operasyonların ve evlilik dışı ilişki suçlamalarının muhtemelen bazıları tarafından muhalifleri itibarsızlaştırmak için kullanıldığını savundu. Seks kasetini ilk kez dolaşıma sokan Telegram kanalının kurucusu Peyman Behbudi ise Segati’nin videoda görüldüğü iddia edilen partnerinin kaseti sızdırdığını açıkladı. Ayrıca Behboudi daha sonra verdiği bir röportajda seks kasetini ilk alanın kendi Telegram kanalı olmadığını iddia etti. Yargı Erki Başkanı Gulamhüseyin Muhsini-Ejei 31 Temmuz’da olaylara dolaylı bir gönderme yaparak halkı “her gün çıkarılan ve yayınlanan söylentilere” inanmamaları konusunda uyardı. (Amwaj Media Farsi)

Bugün İran’da hala eşcinsel ilişki yaşamak suç sayılıyor ve yaşayanlara kırbaçlamadan ölüm cezasına kadar değişen birçok caydırıcılığı yüksek cezalar uygulanıyor.

Tesettür ve İffet Yasası Meclis’te

“Halk başörtüsü yasasından haberdar değil, 11. Parlamento 85. Maddeyi oyladı mı?”

Okuduğunuz başlık, İran’da reformist gazetelerden biri olan Etemad Gazetesinin Pazar günü yayınlanan manşeti.

Pazar sabahı İran İslami Şûra Meclisi’nde (Parlamento) milletvekilleri “Tesettür ve İffet Yasa” tasarısını gözden geçirmek üzere kapalı bir oturum gerçekleştirdi. Bu tasarının anayasanın 85. maddesine göre ortak bir komisyonda gözden geçirilmesi önerildi. Parlamentodaki İslam İnkılabı Hizbi’nin üyelerinden Ebulfezl Emuyi bu kapalı oturumun detayları hakkında şunları söyledi: “Yasa tasarısının 85. madde uyarınca yeniden gözden geçirilmesi önerildi. Bu öneri, hizip içerisinde oylandı ve üyelerin yüzde 73’ü, anayasanın 85. maddesine dayanarak tasarının görüşülmesine devam edilmesini kabul etti.” Meclis Başkanlık Divanı üyesi Ahmed Nadiri de şu açıklamalarda bulundu: “Muhtemelen İffet ve Başörtüsü yasa tasarısı önümüzdeki hafta meclis özel komisyonunda oylamaya sunulacak ve milletvekilleri bu talebi kabul ederse, İffet ve Başörtüsü yasasını incelemek üzere özel bir komisyon kurulacak.” Yasa tasarısı komisyon ve Anayasayı Koruyucular Konseyi’nden geçtikten sonra uygulama aşamasına geçilecek. (Entehab Gazetesi)

Ufak bir hatırlatma: Anayasanın 85. Maddesine göre, gerekli hallerde meclis 72. maddeye uygun olarak bazı kanunları çıkarma yetkisini kendi iç komisyonlarına devredebilir, bu durumda bu kanunların meclis tarafından belirtilen süre içerisinde deneme bazında uygulanması mümkündür.

Ahlak Polislerinin 16 Temmuz’da yeniden sokaklara dönmesi ve söz konusu tasarının önümüzdeki hafta meclisten geçmesiyle birlikte kadınları çok daha zor günlerin beklediğini söyleyebiliriz…

Deniz savunma teknolojileri gelişiyor

44 yıldır türlü yaptırımlarla karşı karşıya kalan İslam Cumhuriyeti, yerli ve milli savunma sistemlerini geliştirmeye devam ediyor. Geçtiğimiz cumartesi günü yapay zekâ teknolojisiyle üretilmiş füze, insansız hava aracı ve elektronik harp sistemi de dahil olmak üzere bir dizi yeni yerli savunma sistemi görücüye çıkarıldı.

İran Havacılık ve Uzay Sanayi Kurumu, Havacılık Endüstrileri Organizasyonu, Deniz Endüstrileri Örgütü, Elektronik Endüstrileri Teşkilatı, Savunma Bakanlığı ve Devrim Muhafızları Deniz Kuvvetlerine teknik destek ve enformasyon sağlayan bazı özel iştirakler tarafından geliştirilmiş bu sistem ve ekipmanlar büyük bir törenle Devrim Muhafızları Ordusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi. Törende Devrim Muhafızları Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami ve Devrim Muhafızları Ordusu Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Ali Rıza Tengsiri’nin yanı sıra birçok üst düzey askeri ve devlet yetkilisi katıldı.

Tuğamiral Tengsiri yeni seyir ve balistik füzelerinin; artırılmış menzil, azaltılmış hazırlık süresi, rotasyonel atış ve atış sonrası hedefi değiştirme ile yapay zekâ teknolojisini kullanabilme özelliklerinin mevcut olduğunu söyledi.

Tümgeneral Selami’nin törendeki bazı ifadeleri ise dikkat çekiciydi. İran’ın askeri kabiliyetleri konusunda bugüne kadar basına yansıyanların buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu ima etti: “Düşmanın hesaplarında isabetli olabilmesi için bazen artan gücümüzün bir kısmını gösteriyoruz.” Elde edilen başarıların büyük bir kısmını yaptırımlara borçlu olduklarını söyleyerek devam eden Selami, “Onlarca yıl süren direnişin ardından nihayet ayağa kalkmayı başardık. Gelişmemizin ana nedeni düşman olmuştur.” dedi. (Keyhan Gazetesi, 6 Ağustos)