Erdoğan'ın mektubu Putin'e nasıl gitti?

İşadami ve eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar, Genelkurmay Başkanı Hulisi Akar, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev... Bu üç isim Rusya ile ilişkilerin yeniden normalleştirilmesinde kritik bir rol oynadı ve mektup diplomasisinin önü açıldı.

Abone ol

DUVAR - Uçak kriziyle kopan Türkiye-Rusya ilişkilerinde bu gün kritik gelişmelerin yaşanması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 15 Temmuz darbe girişimi ardından ilk yurtdışı seyahatini Rusya'ya yaptı.  Erdoğan bu gün, Petersburg'ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşecek.

Hürriyet'ten Murat Yetkin, bugünkü köşesinde Rus SU-24 savaş uçağının Türk F-16’ları tarafından 24 Kasım 2015’te Suriye sınırında düşürülmesiyle kopan ilişkileri yeniden başlatmak için nasıl bir diplomasi yürütüldüğünü yazdı. Yetkin'in yazdığına göre bu diplomasinin baş aktörleri arasında eski bakan ve işadamı Cavit Çağlar, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ve Genelkurmay Başkanı Hulisi Akar da var.

'PUTİN NUH DİYOR PEYGAMBER DEMİYOR'

Yetkin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya ile ilişkileri yeniden normalleştirmeye karar vermesinin ardından yaşananları şöyle anlattı:

Yıllardır Rusya ile iş yapan kıdemli işadamlarının tamamı devredeydi. Aralarında Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile görüşen de olmuştu ama sonuç alınamamıştı. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan Nükleer Güvenlik Zirvesi için ABD’ye gittiği sırada, 30 Mart’ta Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in devreye girmesi söz konusu olmuştu ama Putin ‘Nuh diyor, peygamber demiyordu’.

HULİSİ AKAR BİR İMKANDAN BAHSETTİ

İşte o günlerde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar Cumhurbaşkanına Rusya ile buzları çözecek yeni bir imkândan bahsetti.

- Orgeneral Akar, işadamı Cavit Çağlar’ın Rusya’nın özerk Dağıstan Cumhuriyeti’nde yatırımları olduğundan söz etti. Çağlar, bölgenin Cumhurbaşkanı Ramazan Abdulatipov ile Süleyman Demirel hükümetinde Devlet Bakanı olduğu 1990’lardan tanışıyordu. Abdülatipov o dönem Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in yardımcılarındandı. Akar ise Çağlar’ın bakanlığı sırasında Genelkurmay Başkanı olan İsmail Hakkı Karadayı’nın başyaveriydi.

'ÇAĞLAR GÜVENİLİR KİŞİYDİ'

- Çağlar hem siyasetçi, hem işadamı olarak geçmişte devletin gizli operasyonlarında görev almıştı. Örneğin PKK lideri Abdullah Öcalan’ı CIA ile ortak operasyonla teslim almak üzere Kenya’ya giden MİT ekibini taşıyan uçak, Çağlar’ın özel uçağı olmuştu. Türkiye’nin Haydar Aliyev’e Nahçıvan daha sonra Bakü’de iken aktardığı yardımlarda Çağlar’ın rolü olmuştu. Evet, 2000’lerde mali sorunlar nedeniyle yargılanmış, zor durumda kalmıştı ama devlet işlerinde güvenilir bir kişiydi. Şimdi bu bağlantıyı da yeniden toparladığı işleri sayesinde kurmuştu.

- Akar, Erdoğan ve Cumhurbaşkanının Dış ve Güvenlik İşleri Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın’a, Çağlar’ın Abdulatipov aracılığıyla Putin’e bir kanal açtığını bu kanalın değerlendirilebileceğini anlattı. Erdoğan, Akar’ın verdiği güvence ile operasyona yeşil ışık yaktı. 30 Nisan’da İstanbul Tarabya’daki Huber Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde Erdoğan, Akar ve Çağların katılımıyla bir toplantı yapıldı. Putin, Erdoğan’dan sözlü değil, yazılı bir beyan bekliyordu. Putin’in dış ve güvenlik konularındaki başdanışmanı ve özel temsilcisi Yuri Uşakov, bu konuda yetkili irtibat kişisi idi. Erdoğan, Akar’ın da verdiği bilgilerle yeşil ışık yaktı, operasyon başladı. Türkiye adına yetkili irtibat görevlisi de Büyükelçi Kalın olacaktı.

MEKTUBU KALIN YAZDI

- Bu gelişmeyle birlikte Kalın mektup taslağını kaleme almaya başladı. Bu işte Rusça’ya vakıf iki tercüman ona yardımcı oluyordu. Ayrıca Çağlar’ın Rusya işlerinde yardımcı olan tercümanı da devredeydi. Mektubun yazılması İngilizce üzerinden değil, Türkçe-Rusça üzerinden yapılacaktı. Bu aşamadan sonra temaslar Kalın, Çağlar, Abdulatipov ve Uşakov arasında yürütülecekti; Kremlin’le en üst düzeyde irtibat kurulmuştu.

- Çağlar’ın iş seyahatleri görüntüsüyle yürüttüğü mekik diplomasisi Mayıs’ın üçüncü haftasında hızlandı. Mektup Ankara ve Moskova arasında gidip geliyor, kelimelerin üzeri çizilip yerine yenileri yazılıyor, virgüllerin yeri değiştiriliyor, anlamlar değişiyordu.

'ACİL' KODUYLA GELEN TELEFON'

- Kazakistan’ın Ankara Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev 22 Haziran akşam saatlerinde “Acil” koduyla iftara hazırlanan İbrahim Kalın’ı aradı. Nazarbayev St Petersburg’ta Putin ile görüşmüştü. Mektup gelirse, Putin el sıkışmaya hazırdı. Kalın konuşmayı derhal Erdoğan’a aktardı. Ancak Erdoğan mektubu göndermeye hala hazır değildi. Özür ve tazminat içeren bir mektup yazmak istemiyordu; bu Türkiye’nin sınırlarını savunmak için özür dilediği ve tazminat verdiği anlamına gelirdi.

- Bir gün sonra, 23 Haziran’da Erdoğan tam Güney Doğu’dan gelen aşiret reislerine iftar vermek üzereyken Kazak büyükelçi Tüymebayev yine “Acil” koduyla aradı Kalın’ı. Nazarbayev, Şangay İşbirliği Örgütü toplantıları için Özbekistan’ın başkenti Taşkent’e gitmişti. Orada Putin ile konuşmuştu. Mektup biraz yumuşatılabilirdi. Ertesi sabah Putin ile yeniden görüşeceklerdi. Zirve o gün, 24 Haziran’da Taşkent saatiyle 13.00’te bitiyordu. Eğer mektup gelirse konu kapanacaktı. Nazarbayev kötü gün dostluğunu gösteriyordu.

AKAR BEŞTEPE'YE ÇAĞRILDI

- Erdoğan Genelkurmay Başkanı Akar’ı Beştepe’ye çağırdı. Akar gece 23.00’ü gece Külliye’ye gitti. O arada Kalın, Rusça tercümanları ve Kazakistan büyükelçiliği elemanları mektupta son rötuşları yaptılar. Özür ve tazminat çıktı. Rusça “izvinite” denecekti. Rusça sözlüklerde karşılığı “Mazur görün, kusura bakmayın, af edersiniz” demekti, “Özür dilerim” demek değildi. Tazminat yerine ise öldürülen pilotların ailesine yardım etme sözü verilecekti. Erdoğan mektubu bu haliyle Akar’ın da önünde imzaladı.

- Kazakistan büyükelçiliğine haber verildi ve Kalın, devlete ait bir yolcu jetiyle 24 Haziran Cuma günü sabaha karşı saat 03.00’te mektubu Putin’e iletmek üzere Esenboğa’dan havalandı. Saat 04.00’te Çağlar ve ekibini almak üzere İstanbul Atatürk havalimanına indi. Çağlar beraberinde –Hulusi Akar’ın da tanıdığı- emekli subay danışmanı ve kendi tercümanıyla uçağa bindi, ama uçak kalkamıyordu, çünkü geçilecek ülkelerden uçuş izni gelmemişti. Dışişleri devreye girdi.

UÇAK UÇUŞ İZNİ OLMADAN KALKTI

- Ama zaman daralıyordu, Taşkent saatiyle 13.00’ten önce mektubu ulaştırmalıydılar, yoksa fırsat kaçabilirdi. Kalın risk alarak uçuş izni olmadan uçağı kaldırdı. Gürcistan’dan uçuş izni Gürcistan hava sahasına girmeye 20 dakika kala, Azerbaycan izni Gürcistan hava sahasında, Türkmenistan izni ise Azerbaycan hava sahasında uçarken geldi. Zamana karşı nefes nefese bir yarış yapılıyor, bütün yazışmalar uçaktaki Wi-Fi sistemi sayesinde Whatsapp üzerinden yürütülüyordu.

- Türkmenistan hava sahasındayken ciddi bir sorun ortaya çıktı. Çok sayıda devlet başkanını Şangay Zirvesi nedeniyle ağırlayan Özbekistan hava sahasını güvenlik nedeniyle kapatmıştı. O saatte kimseye ulaşılamıyordu. Bunun üzerine Nazarbayev, Özbekistan sınırına yakın Çimkent’e inebilecekleri, orada Kazakistan Cumhurbaşkanlığına ait bir helikopterin kendilerini alıp Taşkent’e getirebileceğini, helikopteri gönderdiği mesajını uçağa iletti.

NAZARBAYEV YİNE DEVREDE

- Ancak daha ciddi bir sorun vardı. Uçak Türkmen hava sahasında iki saate yakın turlamıştı ve bir saat kadar yakıtı kalmıştı. Durum sıkışıyordu. Bunun üzerine Nazarbayev bir kez daha devreye girdi. Ev sahibi Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov’a giderek Türkiye’den özel misafirleri geldiğini ve uçuş izni verilmesini istedi. Kerimov da uçuş iznini verdi.

- Bunun üzerine uçak pek az yakıtı kalmış halde yerel saatle 12.15 civarında Taşkent’e indi. Kalın ve Çağlar hemen Zirvenin yapıldığı kongre merkezine gittiler. Nazarbayev girişte onları bekliyordu. Hemen üst kattaki toplantı salonuna girdiler. Nazarbayev mektubun Rusçasını istedi, dikkatle okudu, “Olmuş bu” dedi. Rus Devlet Başkanı Putin’in de yan odada olduğunu o zaman öğrendiler. Nazarbayev’in haber vermesi üzerine Putin’in danışmanı Uşakov yanlarına geldi. Nazarbayev Uşakov’a “Bence uygun” dedikten sonra Türk heyetine “Benim işim bitti, hayırlı olsun” dedi ve ayrıldı.

- Uşakov mektubu Putin’e sunmak üzere yana geçerken Türk heyeti de büyükelçiliğe gidip beklemeye karar verdi; ortalarda görünüp dikkat çekmek istemiyorlardı. Ancak daha binadan ayrılmadan Uşakov, Kalın’ı aradı. “Başkanımız olumlu karşıladı” dedi, “Türklerin pozisyonuna daha yakın gibi, ama kabul.”

KİM AÇIKLAYACAK?

- Heyetler yeniden oturdu, yol haritası çıkardı. Uşakov, “27 Haziran Pazartesi biz açıklayacağız” dedi. Kalın açıklama metnini önceden görmek istediğini söyledi, Ruslar kabul etti. Ayılarak Taşkent Büyükelçisi Namık Güner Erpul’un davetiyle Türk büyükelçiliğine geçtiler. O sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kalın’ı aradı. Cuma namazına gitmeden önce bilgi almak istiyordu. Kalın anlattı, Erdoğan “İyi. Hayırlı olsun. Akşam detayları görüşürüz” cevabı verdi. Kalın ve Çağlar saat 17.00’de Taşkent’ten ayrıldı.

- 27 Haziran sabah saatlerinde, Türkiye bir gün önce Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun Roma’da İsrail ile normalleşme konusunda sağladığı mutabakatı konuşurken, Ruslar taslağı gönderdi. Cumhurbaşkanlığı itiraz etmedi. Ruslar açıklamayı söz verdikleri gibi yaptılar. Putin 29 Haziran Çarşamba günü bakanlarını toplayıp kameralar önünde Türkiye ile normalleşmenin başladığını ilan etti.