Erdoğan: Alır sizi de cezaevlerine tıkarız

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Bursa'da yaptığı konuşmada, "Türkiye'de FETÖ örgütüne mensup olan veya onlarla bağlantısı olanlar, eğer sizler gelip bildiklerini anlatmayacak olursanız kusura bakmayın; sizi nerede bulursak bulalım, alır sizi de aynen o cezaevlerine tıkarız" dedi.

Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Bursa'da yaptığı iki ayrı konuşmada idam konusunu bir kez daha gündeme getirdi. İdamın parlamentodan geçmesi durumunda onaylayacağını yineleyen Erdoğan, "Kişilere karşı işlenen suçu devlet olarak biz affedemeyiz. En son 15 Temmuz ihanetini yaşadık mı? Ama ondan önce bu milletin önüne duvar gibi örülen çok önemli bir yanlış vardır. Tek parti döneminde bu millete yapılan en büyük yanlış, insanlarımızın tarihiyle, geçmişiyle, kültürüyle, medeniyetiyle bağlarının zayıflatılmasıdır" ifadelerini kullandı.

Bursa'da toplu açılış törenine katılan Erdoğan, konuşmasında özetle şunları söyledi:

FİZİKİ SINIRLARA SAYGI DUYARIZ

Bugün biz Suriye, Irak, Kırım, Batı Trakya, Bosna deyince birileri sanki uzaydan gelmiş gibi yüzümüze bakıyor. Hatta daha da ileri gidip tam bir cahil cesaretiyle 'Türkiye'nin Irak'la, Bosna'yla ilişkisi ne olabilir?' diyorlar. Halbuki bugün başka dünyalardan bahseder gibi sözünü ettiğimiz bu coğrafyalar bizim canımızın birer parçasıdır. Gaziantep'le Halep'i, Rize'yle Batum'u, Bursa'yla Üsküp'ü birbirinden farklı düşünmek mümkün mü? Bu şehirler fiziki olarak başka ülkelerin sınırları içindedir ama bizim gönül sınırlarımız oraları kapsayacak şekilde geniştir. Biz her ülkenin fiziki sınırlarına saygı duyuyoruz. Hiçbir ülkenin egemenlik hakkıyla ilgili en küçük sorunumuz bulunmuyor. Bizim derdimiz oralarda yaşayan kardeşlerimizin, oralarda bulunan ecdat yadigarı mirasın korunmasıdır.

YAT, YAT, UYU; UYU, UYU, YAT

Birileri de çıkmış bize geçmişimizi toptan unutturmaya çalışıyor. Biz unutsak da tarih unutmuyor. Karşımızdakiler hiç unutmuyor. Maalesef bir dönem bu büyük milleti kendi tarihinden, kendi geçmişinden koparmak için kasıtlı bir politika izlenmiştir. Uzun yıllar boyunca öyle çarpık bir eğitim sistemi uygulanmıştır ki ilkokulda, ortaokulda, lisede okuduğu kadarıyla tarihinden haberdar olan evladımız bu ülkenin ve bu milletin geçmişinin 90 yıldan ibaret olduğunu sanır. Bize ne okuttular biliyor musunuz? Şimdi artık yok tabii. 'Yat, yat, uyu. Uyu, uyu, yat'. Bizi öyle yetiştirmeye çalıştılar. Atalarımız bin yıl boyunca Malazgirt Zaferi ile Anadolu'ya girmişler sonra da Gazi Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışıyla yollarına devam etmişler. Böyle bir çarpık durumla karşı karşıya bizi bıraktılar.

BU SINIRLARI GÖNÜLLÜ KABUL ETMEDİK

Cumhuriyet bizim ilk değil, son devletimizdir. Bu devletin sınırlarını gönüllü olarak kabul etmiş değiliz, onu da söyleyeyim. Unutulmamalıdır ki cumhuriyeti kuran kadronun çok önemli bir bölümünün dahi doğduğu, büyüdüğü topraklar yeni devletimizin sınırları dışında kalmıştır. Neyi kast ettiğimi anlıyorsunuz değil mi? Uzun zamandır yaşadığımız kesintisiz savaşların, kayıpların etkisiyle biraz nefes alabilmek için o dönemde buna 'Tamam' denmiş olabilir. Asıl yanlış dönemin tartışmalı şartları içinde yapılan bu fedakarlığa teslim olup devlet ve toplum hayatını buna göre inşa etmeye çalışmaktır. İşte biz bunu kabul etmiyoruz. Böyle bir şey yok. Artık bu yanlış tarih ve medeniyet algısından vazgeçmek gerektiğini söylüyoruz"

YENİ DÖNEMDE ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM SİSTEMİ

Yeni dönemde önceliğimiz eğitim sistemi olacak. Coğrafyamıza verilen Türkiye ismi bizim için gurur kaynağıdır. Artık yeni nesillere tarihimizi, kültürümüzü, medeniyetimizi bu hakikatler ışığında öğretmeli daha doğrusu eğitim vermeliyiz. Müfredat ona göre hazırlanıyor. Ona göre de gençliğimizi yetiştireceğiz. Milli eğitim sistemimiz, hem millilik hem de eğitim öğretim boyutuyla ideal düzeye gelmeden hiçbir meseleyi çözemeyiz. İnşallah yeni dönemde önceliğimiz bu olacaktır.

ALBAYDAKİ BELGE FETÖ OPERASYONUNUN TEMELİ OLDU

15 Temmuz darbe girişimine yönelik açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Darbecilerin Bursa'daki temsilcisi konumundaki bir albayın cebinde ele geçirilen görev listesi, o gece savcıların ve hakimlerin FETÖ'ye karşı başlattığı operasyonun temel belgesi olmuştur. FETÖ denen ihanet çetesi, kurumlarda örgütlenip, arkasına dışarıdan da destek bulunca bu milleti ve bu vatanı esir alabileceğini sandı. Bunlar 3-5 kişi bir araya gelince kendilerini dev aynasında görmeye, bu kibirle de sağa sola saldırmaya başladılar. Zannettiler ki 'Biz 40 yıl Silahlı Kuvvetler'de, poliste, yargıda, devletin kurumlarında örgütlendik. Biz bundan sonra istediğimizi yapıp Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ele geçireceğiz'. 17-25 Aralık'ta denediler olmadı. Ondan sonra 15 Temmuz'da 3-4 günlüğüne tatile gitmiştim. Bir Bursalı kardeşimizin mekanındaydık. Orada bizi öldürmek için Marmaris'te adımı attılar.

ONDAN HOCA MOCA OLMAZ

Ne hocası, ne hocası? Ondan hoca moca olmaz. O, bu ümmeti birbirine düşürdü. Bu milleti birbirine düşürdü. Anneyi evladından, babayı evladından, kardeşi kardeşten ayıracak kadar bir alçak. Bunu yaptı. Şimdi de hepsi toparlandılar. Tek tek adalete hesap veriyorlar. Biz, devlet olarak adil davrandık, adil davranıyoruz. Yoksa bizim askerimiz, polisimiz bunlar ormana kaçtıkları zaman Marmaris'te yakaladıkları yerde onları öldürebilirlerdi. Ama öldürmediler, yargıya teslim ettiler. Bu millet bu kadar asil. Birileri diyor ki 'Bunlara biraz zulmediliyor'. Ne zulmü? Her şey adaletle götürülüyor. Hatalar, yanlışlar varsa bunları da zaten devletimiz her an düzeltmeye hazır. Ama adalete verdikleri hesap yetmeyecek. Bu ihanet çetesinin mensuplarının tüm ömürleri millete hesap vermekle geçecek"

YARIN BUNLARIN DA ELLERİNE SİLAH ALMAYACAĞINI KİM BİLEBİLİR?

Açık konuşuyorum. Ben şahsıma yönelik her türlü saldırıyı, ihaneti, hakareti affedebilirim. Ama milletime, ülkeme yönelik hiçbir ihaneti benim şahsen affetme, görmezden gelme, üstünü örtme hakkım yoktur. Çünkü FETÖ millete, ülkeye, kutsallarımıza ihanet etmiştir. Bunun için FETÖ ile kökünü kurutana kadar mücadele etmek boynumuzun borcudur. Birileri 15 Temmuz gecesi eline silah almamış olabilir. Ama eline silah alanların hepsi gücünü onlardan alıyordu. Yarın bunların da ellerine silah almayacağını kim bilebilir? İhanet virüsü vücuda girmiş zehir gibidir. Bir yerde kalmaz. Her hücreyi etkiler, aynen kanser virüsü gibi. Şimdi bu vücudu bizim bunlardan temizlememiz lazımB

17-25 Aralık hadisesine kadar bu örgütün gerçek yüzünü görmeyenleri anlayışla karşılamak mümkündür. Ama 17-25 Aralık'tan sonra örgütün içinde kalmaya devam edenler, ne yaptıklarını, niçin yaptıklarını bilerek, bedelini göze alarak, bu tercihte bulunmuşlardır. Hele 15 Temmuz'a rağmen bildiklerini anlatmayan ne kadar örgüt mensubu varsa asla masum değildir. Buradan sesleniyorum. Türkiye'de FETÖ örgütüne mensup olan veya onlarla bağlantısı olanlar, eğer sizler gelip bildiklerini anlatmayacak olursanız kusura bakmayın; sizi nerede bulursak bulalım, alır sizi de aynen o cezaevlerine tıkarız. Zihnini ve gönlünü Pensilvanya'daki şarlatana tapulamış olanların bu ülkeyle de bu milletle de bir irtibatı kalmamıştır.

MUSUL'DA AKTİF ROL ÜSTLENİYORUZ

Henüz tespit edilememiş olanlara ('FETÖ') sözüm şudur. Artık bu milletin yakasını bırakın. Bu milletin iliğini sömürmekten, sırtındaki kambur olmaktan vazgeçin. Dikkat ediniz, bu musibetten kurtuldukça Türkiye'nin önü açılıyor. İşte Suriye'de, Irak'ta olanları görüyorsunuz. Her geçen gün daha iyi. PKK terör örgütüne karşı tarihimizin en etkili operasyonlarını gerçekleştiriyoruz. Şu anda El Bab'a doğru yürüyoruz. Bütün mesele Irak'ta, Musul'da kurulmaya çalışılan mezhep savaşı senaryosunu bozmak için de aktif rol üstleniyoruz. Bugün Türkiye, 15 Temmuz sabahından daha güçlüdür

(BURSA-DHA)