Ekoloji hareketlerinden yerel seçimler için bildirge

Diyarbakır'da ekoloji hareketlerinden ortak açıklama: Belediye kaynaklarının artık dar bir kesime değil, halka ve doğaya aktarılması temel şarttır.

Abone ol

DİYARBAKIR - Diyarbakır’da bir araya gelen ekoloji hareketleri, 15 Aralık’ta düzenledikleri toplantının sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, yerel seçimlerde nasıl bir tutum alınacağı da ifade edildi.

Mezopotamya Ekoloji  Hareketi, DTK Ekoloji Komisyonu, HDP Ekoloji Komisyonu, Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi, Hevsel Bahçeleri’ni Koruma Platformu’nun çağrısıyla Ekoloji Birliği, Yeşil Sol Parti, HDK, Ekoloji Meclisi, EGEÇEP, İstanbul Kent Savunması temsilcileri ve akademisyenlerin katıldığı toplantı 15 Aralık’ta Diyarbakır’da yapıldı. 31 Mart yerel seçimlerinde nasıl bir tutum alınacağı da tartışılan toplantının sonuç bildirgesinde dikkat çekici noktalara değinildi.

Toplantıda 31 Mart yerel seçimlerinde demokrasi güçlerinin belediyeleri kazanmasının önemli olduğu tespiti yapıldı. Bildirgede, “Ülkedeki hak ve özgürlüklerin gelişmesi, doğa üzerindeki baskının azaltılması ve merkeziyetçi politikalara karşı yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Bu doğrultuda mücadele eden partiler ve adaylarla birlikte çalışacağımızı deklare ediyoruz. Bu kapsamda özgürlükçü, ekolojik toplumun hayat bulduğu, özyönetimi esas alan, yurttaşların aktif katılımının sağlandığı yerel yönetimlerin oluşturulmasını zorunlu görüyoruz” ifadeleri yer aldı.

EKOLOJİK BELEDİYECİLİK

Doğaya ve kente karşı işlenecek suçlarla mücadele edileceğine dikkat çeken bildirgede, yerel seçimlerde ekolojik bir belediyecilik siyaseti ortaya koyan adayları görmek istendiği, böylesi adaylarla gerekli dayanışmanın gösterileceği taahhüt edildi.

Ekoloji örgütleri yerel yönetimlerden olan taleplerini de şu şekilde sıraladı:

1. Belediye kaynaklarının artık dar bir kesime değil, halka ve doğaya aktarılması temel şarttır.

2. Kaynakların halka aktarılması ile temel ihtiyaç kadar su ücretsiz verilmeli, ücretsiz toplu taşıma, ücretsiz belediyecilik hizmetlerine geçilerek sosyal adalet için adım atılmalıdır.

3. Tarımın ana vatanı Anadolu ve Mezopotamya için gıda artık temel bir sorundur. Belediyeler üretici ve kentlinin ortak olacağı kooperatiflerin kurulmasını örgütlemeli, kaynak ayırmalı, yerel tohumlarla gıdada kendine yetebilen bir kent modeline geçerek tarım şirketlerine boyun eğmeden, halkına ucuz, sağlıklı gıda sunabilmelidir.

4. Küçük çiftçiliği desteklemek için, tarımda kullanılan makineler için halkla beraber çalışmalar yapılmalı, belediyeler, araç ekipmanları için tarım araçları hangarları kurmalıdır. Bu alandaki kooperatiflerle birlikte hareket edilmelidir.

5. Kentler enerjiye, çöpe ve binaya doymuştur. Şirketlerin ve tekelci sermayenin ihtiyaçlarına göre değil, yurttaşların ihtiyaçları önceleyen ve enerji tasarrufunu önemseyen enerji politikaları geliştirilmelidir. Enerji ihtiyacı kamu ve/ya enerji kooperatifleri eliyle sağlanmalıdır. Atık üretmeyen bir politika ekolojik belediyecilik ile mümkündür.

6. Yerel yönetimler, kapitalist üretimin ortaya çıkardığı iklim değişikliğine karşı mücadeleyi sosyal adaleti temel alarak başarmalı, kömür, petrol, gaz, asfalt ve betona bağımlılıktan kurtaran politikalar uygulanmalıdır.

8. Suyun ticari bir meta ve stratejik bir silaha dönüştürülmesine karşı suyun tüm canlılar için erişilebilir kılınıp, su kaynaklarının kullanım süreçlerinin ekoloji öncelikli ve demokratik katılımcı yöntemlerle yapılması gerekir. Suyu hapseden ve gasp eden şirket faaliyetleri, barajlar, maden ocaklarına karşı mücadele yürütülmelidir.

9. Dere, nehir ve göl yataklarındaki yapılaşmaya karşı mücadele edilmelidir. Zarar veren uygulamalar sökülüp atılmalıdır. Su havzalarının korunmasında, halkla beraber politikalar ve pratik uygulamalar geliştirmelidir.

10. Özelleştirme ve taşeronlaştırmaya son verilerek, daha önce özelleştirilen bütün hizmetlerin geri alındığı, halkçı ve sosyal belediyecilik anlayışına uygun olarak tüm hizmetlerin, belediye kurumları ve personeli tarafından yürütüldüğü, hizmetlerin piyasalaştırılmasına ve kâr aracı haline getirilmesine son verildiği, hizmetlerin halka ucuz, kaliteli ve sürekli bir şekilde ulaştırıldığı bir yerel yönetimden yanayız.