Eğlence merkezleri isyanda: Yalnız kaldık, unutulduk

Covid-19 salgınında vaka sayısı düşüşe geçtikten sonra kafeden alkollü restorana birçok işletme açıldı. Bar, gece kulübü ve pavyon gibi eğlence merkezlerinin ne zaman açılacağı ise belirsizliğini koruyor. Alkol satışı da yapmasına rağmen 1 Haziran’da açılan birçok işletme ile aralarında sadece ruhsat farkı olduğuna dikkat çeken Çankaya İşletmeciler Derneği Başkanı Salih Yaluğ, mağdur olduklarını belirtti, “Şu anda unutulduk ve yalnız bırakıldık gibi hissediyoruz” dedi.

Abone ol

ANKARA - Hükümetin, Covid-19 salgını sürecinde açıkladığı ‘normalleşme adımları’ kapsamında kafeterya, restoran, kıraathane gibi birçok işletme 1 Haziran tarihi itibariyle faaliyete geçti. Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı tedbirlere uymak kaydıyla açılan işletmeler bu dönemde tam kapasite ile çalışamıyor. Öte yandan, eğlence mekanları olarak ruhsatları düzenlenen, bar, birahane, gece kulübü ve pavyon gibi işletmelerin ise ne zaman tekrar faaliyete geçeceği bilinmiyor.

Mekanlar arasındaki ruhsat farklılığından kaynaklı sorun yaşandığını ve hükümetin ‘eğlence mekanları’ olarak adlandırılan işletmelere dair adım atmasını talep eden Çankaya İşletmeciler Derneği Başkanı Salih Yaluğ, “Şu anda unutulduk ve yalnız bırakıldık gibi hissediyoruz. Tek istediğimiz ne zaman açılabileceğimiz söylensin ki biz de kendimizi ona göre hazırlayalım. Gerekirse başka işler bulalım ya da mekanlarımızı farklı işlere çevirelim. Bizler bunu bilmek ve duymak istiyoruz” dedi.

‘RUHSATLARDAKİ TANIMLAMALARDAN DOLAYI SORUN YAŞANIYOR’

1 Temmuz itibariyle düğün salonu, gösteri merkezi ve sinema gibi işletmeler gerekli önlemleri alarak yeniden faaliyete geçebilecek. Kafe ve restoranların da faaliyette olduğu süreçte ‘eğlence mekanlarına’ yönelik açıklama yapılmadığını ifade eden Çankaya İşletmeciler Derneği Başkanı Salih Yaluğ, sorunun ruhsatlardaki farklılıklardan kaynaklandığını söyledi. Normalleşme sürecinde açılan mekanların ruhsatlarının ‘içkili lokantalar ve içkili restoranlar’ şeklinde düzenlendiğini ve salgın öncesinde de gece 01.00’e kadar faaliyette bulunabildiğini belirten Yaluğ şunları kaydetti:

“Eğlence mekânı olarak hükümetin tabir ettiği mekanlar barlar, gece kulüpleri, birahaneler ve pavyonlar. Bunlar sabaha karşı 4’e kadar ruhsatı olan işletmeler. Normalleşme sürecinde açılan yerlerin ruhsatları ise içkili lokantalar ve içkili restoranlar. Bunların bire kadar ruhsatı var. Bire kadar ruhsatı olan yerler açabilir, 4’e kadar ruhsatı olan yerler açamaz diyorlar. Biz bu ruhsatları yıllar öncesinde aldığımızda böyle bir ayrım yoktu. Örneğin benim işletmem 155 metrekarelik bahçem var, masa düzenim var. Yiyecek hizmeti sunumu yapabilecek mutfağım var. Sadece bar ruhsatım olduğu için ben dükkanımı açamıyorum. Türkiye’nin her yerinde işletmeler bu sorunu yaşıyor. Bu karmaşadan dolayı insanlar dükkanlarını açamıyorlar.10-15 yıl önce bar ruhsatı almış birisi ama sadece yemek ve alkol satıyor. Bu kişi açamıyor. Bu ruhsatlardaki tanımlamalardan dolayı sorunlar yaşanıyor.”

‘ANKARA’DA 3 BİN İŞLETMEDEN BİNE YAKINI MAĞDUR’

Ankara’da üç bine yakın alkol satışı yapılan işletmenin olduğunu, her üç işletmeden birinin bar, gece kulübü, birahaneyi niteleyen ruhsata sahip olduğunu ifade eden Yaluğ, “Ankara’da yaklaşık 3 bin işletmeden bine yakını mağdur” dedi.

Normalleşme sürecinde işletmeler arasında ayrım yapılmaması gerektiğini ifade eden Yaluğ, “'Salgın nedeniyle kapatılmış olan işletmeler, ruhsatı ve sınıfı ne olursa olsun açık alanlarının olması, masa düzenlerinin olması yiyecek servisleri yapılabilmesi ve Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı Covid-19 tedbirlerinin tamamına uyması şartıyla açılabilir’ deselerdi bizler mağdur olmazdık. Böyle olsaydı şu an kapalı olan performans sergilenen mekân diyecekti ki, ‘Bu dönem performans yapamayacağım, söylediklerine göre masa alayım, masa düzeni kurayım ve yemek çıkartayım. En azından birkaç ay böyle hayatta kalmaya çalışırım’. Eğer bunu yapsalardı ayrım kendiliğinden ortadan kalkacaktı” diye konuştu.

‘MEKANLARINI AÇAN ARKADAŞLARIMIZ DA TABLONUN İYİ OLMADIĞINI SÖYLÜYOR’

İşletmelerin eski koşullarına dönmesinin uzun süreceğini ifade eden Yaluğ’a göre normalleşme adımları kapsamında işletmelerini açabilenler de durumlarından memnun değil:

“Eskiye dönmek çok ama çok uzun zaman alacak. Hepimiz bunun bilincindeyiz. Şu anda mekanlarını açan arkadaşlarımız, dostlarımız çok zorlanıyorlar. Açalım istiyoruz ama mekanlarını açan arkadaşlarımız da tablonun iyi olmadığını söylüyorlar. İnsanlar hala tedirginlik yaşıyorlar. Eski alışkınlıklarına insanların dönmeleri uzun zaman alacaktır. Şu anda herkes normal zamanda yaptığı işin yüzde 25’ini ancak yapabiliyor. Bu işin bir de psikolojik tarafı var. Mekanlarını açamayanların şu anda amacı yok. Dün ile bugün aynı. Yarın kalkacağız bugünle aynı. Biz en azından işimize gitmek, kazanabileceğimiz kadar kazanıp çarkımızı çevirmek istiyoruz. Derdimiz bu.”

‘ÇALIŞANLARIN BİR KISMI 90 GÜNDÜR EVDELER’

İşletmelerin açılamaması nedeniyle çalışanların da zorluk yaşadığını, açılmaları halinde kapasitenin azaltılması nedeniyle eski personel sayılarıyla çalışamayacaklarını ifade eden Yaluğ şunları söyledi:

“Çalışanların bir kısmı yaklaşık 90 gündür evdeler. Devletin verdiği kısa çalışma ödeneği ve işverenlerin üzerini tamamladığı kadarıyla geçinmeye çalışıyorlar. Bu insanlar aldıkları maaştan daha fazla aldıkları bahşişlerle hayatlarını geçindiren, gelirlerini yükselten insanlardı. Şu anda hiçbiri buna sahip değil ve geçinmekte zorlanıyorlar. Kısa çalışma ödeneğine dair devlet geçtiğimiz günlerde formül değiştireceğini ve süreyi uzatacağını açıkladı ama nasıl formül bulacaklar onu da bilmiyoruz. Şu anda herkes kapasitesini sosyal mesafeye göre ayarladığı zaman işletmelerin kapasitesi yüzde 50 düşüyor. Bu kapasite oranı düşünce personelinizin de tamamını çalıştırma olanağınız yok.”