Eczaneler krizde: 'İlaç bulamayan hasta bizi tehdit ediyor'

Türkiye’nin dört bir yanında ilaç bulamayan hastalarla eczacılar karşı karşıya kalıyor. Ergani’de eczacılık yapan Remzi Yıldırım, “Hasta öfkesini bize boşaltıyor, darp edilme endişemiz var” diyor.

Abone ol

Ardıl Batmaz

DİYARBAKIR - Türkiye’de hemen hemen her gün bir ya da birkaç ilaç ‘bulunmayan ilaçlar’ listesine giriyor. Diyarbakır ve çevresinde etkili olan grip salgınıyla da beraber başta çocuk antibiyotiği olmak üzere ağrı kesicilerden ateş düşürücülere, kanserden diyabete, tansiyondan epilepsiye kadar pek çok hastalıkta ilaca ulaşım güçleşti.

Diyarbakır Eczacılar Odası Başkanı Mahmut Sert, Diyarbakır ve bölgesinde her dört ilaçtan birinin olmadığını söyledi. Durumun, halk sağlığı açısından alarm verdiğini belirten Sert, ilaç sıkıntısı nedeniyle eczacılar ile vatandaşın karşı karşıya kaldığını ifade ediyor.

Ergani’de eczacılık yapan Remzi Yıldırım da ilaç bulamayan hastalar tarafından zaman zaman tehdit edildiklerini söylüyor.  

Remzi Yıldırım, bulunamayan ilaçlar nedeniyle hastalar ve hasta yakınları ile karşı karşıya kalmaktan dertli. 

‘HASTA ÖFKESİNİ BİZE BOŞALTIYOR’

Sert, Eskişehir’de bir eczacı ve kardeşinin, ilaç bulamayan bir hasta yakını tarafından şiddete uğradığını hatırlattı. Sert'in bu sözleri üzerine hastalar ile eczacılar arasındaki diyalogları yerinde gözlemlemek üzere Kardelen Eczanesi’ne uğradık. Diyarbakır’ın Ergani ilçesine bağlı çarşı merkezinde yer alan Kardelen Eczanesi, 2016’dan beri Remzi Yıldırım ve kardeşi tarafından işletiliyor.

Yıldırım, beni görür görmez konuya giriyor: “Nöbetçi olduğumuz zamanlar ciddi tepkilerle karşılaşıyoruz. Hasta gidiyor yoğunluktan dolayı hastanede bir saat bekliyor. Buraya geldiği zaman ister istemez orada atamadığı öfkesini bize boşaltıyor. Burada hastayı ikna ediyor, çevredeki eczanelere gönderiyoruz ya da telefon açıp ilaç varsa biz gidip alıp hastaya veriyoruz. Özellikle nöbet günlerinde bu çok daha zor oluyor. Bazen sineye çekebiliyoruz, bazen çekemiyoruz.”

Yıldırım ile konuşmamız esnasında çocuğu ve kendisi için öksürük şurubu almak isteyen bir hasta geliyor. Yıldırım, şurubun stoklarında olmadığını belirtiyor, hasta ise “Nereye baksak yok, biz ne yapacağız, hastalarımız ne yapacak?” diye tepki gösteriyor. Hastayı sakinleştiren Yıldırım, başka eczaneleri aramaya koyuluyor. Birkaç telefon görüşmesinin ardından aldığı olumsuz cevabı iletiyor hastaya.

‘DARP EDİLME ENDİŞEMİZ VAR’

Hastanın çıkmasıyla birlikte “Bu aldığımız en ılımlı tepkiydi” diyor Yıldırım. "Aldığınız en sert tepki neydi?" sorusuna şu cevabı veriyor: “Bizim de Eskişehir’de yaşanan olay gibi darp edilme endişemiz var. Nöbetçi olduğumuz bir gün ilaç bulamayan hasta bizi tehdit etti. Başlarda ne yapacağımızı bilemedik, sakinleştirmeye çalıştık ama fayda etmedi. Biz de dozunu aşarsa polisi çağıracağımızı söyleyince geri adım attı. Yoksa ciddi şeyler olabilirdi. Genelde gün içinde hastalar öfkelenerek bir şeyler diyor ama bizim diyebileceğimiz hiçbir şey olmuyor. Sineye çekiyoruz ve sabırla bekliyoruz.”

‘BU İŞİ ÇÖZERSE HÜKÜMET ÇÖZER’

Tam da o sırada eczanenin kapısından içeri ilaç mümessili giriyor. Mümessil, son gelen zamlardan sonra sorunun düzeleceğini umduklarını ancak düzelmediğini, vatandaşın eczacıya, eczacının mümessile, mümessilin de bir üstüne tepki gösterdiğini söylüyor. “Böyle bir silsile var” diyen mümessil, “Bizim elimizde olan bir şey değil, bizi aşan bir durum. Eczacı da haklı” diyor.

Mümessil, ilaç bulunamamasıyla ilgili bilgi verirken, eczacı Yıldırım kardeşi söze giriyor: “Şimdi herkes biliyor, büyük lokmacılar iç pazara vermiyor ilaçları. Adam ‘burada zarar ediyorum’ diyerek dışarı gönderiyor. “Mümessil de bunu onaylayarak “Tabii ki, ihracat yapıyorlar, bunun da etkisi var. Dışarıya göre Türkiye’de ilaçlar daha ucuz, adam ihraç edince daha iyi kazanıyor, iş gücünden kurtuluyor” diyor.

Eczacı Yıldırım, mümessile bir ilaç soruyor. Mümessil elindeki cihazdan stoklara baktıktan sonra “Gözükmüyor stoklarda” diye karşılık veriyor.

İlacın stoklarda olmamasının yarattığı gerginlik üzerine mümessil “Bu işi çözerse hükümet çözer” ifadelerini kullanıyor.

Kapıdan içeri girecek hastalara ne diyeceğini düşünen Yıldırım, bana yönelerek “Gel sana ‘yok listesi'ni" göstereyim diyor. Bilgisayardaki listeyi aşağıya kaydırdıkça kaydırıyor. Listenin sonu gelmeyecek gibi olunca eczacı Yıldırım “Göz ilaçları, çocuk antibiyotikleri, psikiyatri ilaçları, tansiyon ilaçları… 400-450 ilaç vardır herhalde abi listede” diyor.

Remzi Yıldırım, bulunmayan ilaç listesini gösterip "400-450 ilaç vardır herhalde" diyor. 
‘KRİZİN SEBEBİ BAKANLIK’

Peki, hastalar ile eczacıyı, eczacıyı da mümessil karşı karşıya getiren ilaç yokluğunun sebebi ne? Diyarbakır Eczacılar Odası Başkanı Mahmut Sert, bu sorunun sebebini, senelerdir yaptıkları uyarılara rağmen doğru bir ilaç temin politikası izlemeyen Sağlık Bakanlığı’na, ilacın üretim maliyetlerindeki artışa, ilaçta dışa bağımlılığa bağlıyor.

Bakanlığın, İlaç Fiyat Kararnamesi’nde belirlediği kur farkı ile gerçek kur arasında uçurum olduğundan ilaç firmalarının birçok ilacı Türkiye’ye göndermediklerini ya da sınırlı gönderdiklerini sözlerine ekliyor. Sert, yerli ilaç üreticilerinin ise yurt dışından aldıkları ilaç hammaddesine ulaşımda güçlük yaşadığını vurguluyor.  

‘ÇÖZÜM DOĞRU BİR İLAÇ TEMİN POLİTİKASI GELİŞTİRMEK’

Sert, bu durumun, ilaçtan daha fazla kâr etmek isteyen fırsatçıları ortaya çıkardığını söyleyerek şunları ifade ediyor: “Ülkemizde ucuz fiyatla aldıkları ilacı daha yüksek fiyatlarla diğer ülkelere satan ihracat depoları olduğunu biliyoruz. Sorun çözülmezse, vatandaşın kullanması gereken ilaçları daha fazla kâr elde edebilmek için yabancı pazarlara satan, halk sağlığı ile oynayan fırsatçılarla daha çok karşılaşacağız. İlaç yokluğunun sebebi, ilacı ticari bir meta olarak gören ilaç şirketleri, tüm uyarılarımıza rağmen ilaç temini konusunda bir çözüm üretmeyen Sağlık Bakanlığı, eczanelerimize eşit ve hakkaniyetli bir dağıtım yapmayan ecza depolarıdır” diye konuşuyor.

Sert’in çözüm önerisi ise ‘İlaç Fiyat Kararnamesi’nin tümden değiştirilmesi ve doğru bir ilaç temin politikasının geliştirilmesi... Sert, her sene sonunda ilaç krizini yaşandığını, kalıcı bir çözüm üretilmediği için bu sorunun her yıl ağırlaşarak karşımıza çıktığını belirtiyor.

‘HALK SAĞLIĞI TEHLİKE ALTINDA’

İlaç yokluğunun halk sağlığını tehdit ettiği konusunda defalarca uyarılarda bulunduklarını söyleyen Sert, uyarılarının dikkate alınmadığını anlatıyor. Sorunun, sadece ilaç yokluğu olmadığını söyleyen Sert, “Aynı zamanda hastalıkların tedavisinde kullanılan yeni nesil ilaçlar da ülkemize gelmiyor ve hastalarımız bunlardan faydalanamıyor. İlaca erişim ve tedavinin sağlanması temel bir insan hakkıdır, taviz verilemez. İlaç yoksa doğru tedavi de olamaz” diyor.