Dünyayı karbon vergisi mi kurtaracak?

Karbon emisyonunun radikal oranda azaltılmasında tek yol olarak karbon vergisi gözüküyor. Ancak bu verginin hayata geçmesi için tüm dünyanın hemfikir olması gerekiyor. Örneğin Paris Antlaşması’na dahil olan Almanya’da araba endüstrisi, anlaşmanın parçası olmayan ABD ile nasıl rekabet edeceği endişesinde. Verginin amacı fosil kaynaklı tüketimin azaltılması. Dar gelirli kesimin gaz, elektrik, gıda gideri artacak. Yani ezilen yine en alttakiler olacak.

Abone ol

Ayşegül Dikenli Williams

LONDRA - “Greta bir ekonomi uzmanı mı? Kafam karıştı... Önce bir üniversiteye gitsin ve ekonomi okusun, sonra gelip bize akıl versin“ demişti ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Davosta’ta geçtimiz aylarda yapılan Dünya Ekonomik Forumu’na seslenen Greta Thunberg’e.

İklim kriziyle ilgili her çıkışa karşı sıkça duyduğumuz bir ‘yetişkin’ yanıtı bu; “sizi gidi ekonomi bilmezler“. Yani ‘gerçekçi ol imkansızı isteme’ demeye getiriyor ekonomi bilen ‘yetişkinler’.

İşin romantik yanını bir yana bırakırsak, küresel iklim krizi, varolan ekonomik düzeni tepetaklak edecek bir sürecin de sinyallerini veriyor. Peki bu çok çetrefilli, ancak üniversitelere giderek anlaşılabileceği iddia edilen ekonomik gerçekler neler? Benim gibi sıradan, ekonomi eğitimi almamış biri anlayabilir mi? Yoksa hazine bakanının dediği gibi hepimiz önce ekonomi okuyup sonra mı konuşmalıyız?

Y kuşağına göre dünyanın en endişe verici meselesi küresel iklim krizi. Bunu savaşlar, çatışmalar, gelir dağılımdaki eşitsizlik ve ayrımcılık takip ediyor. ABD Hazine Bakanı'nın Greta’yı bilgisizlikle suçlamasına en samimi savunma sağolsun Almanya Başbakanı Angela Merkel’den gelmişti. Greta’yı ve gençlerin sabırsızlığını anlamamız gerektiğinden dem vuran Merkel, “Biz yaşlılar -65 yaşındayım- gençlerin sabırsızlığını pozitif ve yapıcı yönden algılamalıyız“ deyip ABD’nin şok edici bir kararla 2017’de Paris İklim Anlaşması'ndan geri çekilişini de eleştirmişti.

PARİS ANTLAŞMASI'NDAN GERİ ADIM

Hatırlayacağımız üzere 2017’deki başkanlık kampanyaları sırasında popülerliğini artırmak için 2015’de imzalanan anlaşmadan çekileceği anonsunu veren Trump, anlaşmanın ABD ekonomisini baltalayacağı gerekçesini öne sürmüştü. Bu keskin çıkışa muhafazarlardan bile tepki gelmişti. Tabi ki Trump’a oy veren kesimin önceliği iklim krizi değildi ve bunu seçim kampanyasında vurgulayarak ekonomik gelişmeye ağırlık vereceği demogojisinin altını çizmişti Trump. Ve çok da başarılı olmuştu. Yine o kısır döngüye gelip tosluyoruz; halk ne isterse o mu, yoksa halka rağmen mi?

KARBON VERGİSİ

Ekonomiye, benim gibi sıradan insanların anlayabileceği ekonomiye dönecek olursak; kulağımızın alışması gereken terimlerden biri de karbon vergisi. Bu bir nevi çevre kirliliği vergisi. Nasıl sigara içimini azaltmak için vergi artırıldıysa, karbon emisyonunu azaltmak için de benzer bir yöntemin uygulanması. Tabi buna en büyük tepki fosil yakıtı üreten ya da kullanan şirketlerden geldi ve gelmeye devam ediyor.

Bu verginin hayata geçmesi için dünyadaki tüm devletlerin bu konuda hemfikir olması gerekiyor. Çünkü kimse sadece kendi ekonomisini vurmak istemiyor. Örneğin Paris Antlaşması’na dahil olan Almanya’da araba endüstrisi, anlaşmanın parçası olmayan ABD ile nasıl rekabet edeceği endişesinde. Sadece şirketler değil; bu olası vergiden tüketici de payını alıcak. Hatta en çok da alt gelir grubundaki tüketici. Verginin amacı fosil kaynaklı tüketimin azaltılması. Dar gelirli kesimin gaz, elektrik, gıda gideri artacak. Tüm bunlar dikkate alınarak geçişin yavaş ve aşamalı uygulanması öneriliyor. Yani ezilen yine en alttakiler olacak.

Karbon emisyon vergisinden elde edilecek gelirin alternatif enerji kaynaklarına aktarılması kulağa hoş gelse de iklim vergisi ödeme fikri hiçbir zaman popüler olmayacak. Ancak bu teori, karbon emisyonunun radikal oranda azaltılmasında tek yol olarak görünüyor.

Tekrar gençlere, özellikle de benim favori gencim, eğitimine verdiği bir yıllık ara önümüzdeki Ağustos’ta dolacak olan Greta’ya dönecek olursak “Küresel ısınmayı 1.5 derecenin altında tutmak içim karbon emisyonun yılda yüzde 15 azaltılmasının şart olduğunu anlamak için üniversiteye gitmek gerektiğini sanmıyorum“ diyerek Hazine Bakanı'na yanıt vermişti. Ekonomiyi, ekonomi okumayanlara ‘siz anlayamazsınız’ diye kestirip atmak yerine gençlerle diyalog aşamasına geçmiş oluruz umarım Ağustos’a kadar.