Dünyanın ilk yazarı kimdi?

Dünyanın bilinen en eski yazısının tarihi 5 bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Enheduanna adıyla bilinen prenses, rahibe ve şairin ilk yazıyı yazan kişi olduğu belirtiliyor.

Abone ol

Charles Q. Choi

Bilinen en eski yazı, günümüzde büyük kısmı Irak’ta kalan eski Mezopotamya’da, 5 bin yıldan daha önce yazıldı. Peki, ismi bilinen bu ilk yazar kimdi?

İLK YAZI BİR SÜMER KENTİNDE YAZILDI

ABD’nin Los Angeles kentinde bulunan Getty Müzesi’ne göre, arkeolojik keşifler, tarihte bilinen en eski yazının M.Ö. 3 bin 400 civarında Basra Körfezi yakınlarındaki ‘Sümer’ adıyla bilinen antik bir Mezopotamya bölgesinde icat edildiğini ortaya çıkardı. Biritish Library’nin kaydettiği kadarıyla, ‘çivi yazısı’ diye bilinen bu yazı türü sivri uçlu bir aletin ıslak kile bastırılmasıyla kama şeklindeki işaretler biçiminde yazılıyordu.

New York’taki Metropolitan Sanat Müzesi’nde doktora sonrası küratörlük görevini yürüten Erhan Tamur, çoğu insanın epik Yunan şairi Homeros, lirik şair Sappho ya da tarihçi Herodot gibi antik dönem Yunan entelektüellerini tarihte bilinen ilk yazar olarak alıntılayabileceğini söylüyor. Ne var ki Tamur, Live Science’a verdiği demeçte, bu figürlerden neredeyse bin yıl önce, Enheduanna adıyla bilinen bir prenses, rahibe ve şairin yaşadığını belirtiyor.

Yale Üniversitesi’nde Asur uzmanı olarak görevini sürdüren Benjamin Foster ise verdiği demeçte, “[Tarihteki] İlk yazar derken, kendi ismiyle bildiğimiz ve var olan bir metinle bağlantı kurabileceğimiz ilk yazar olduğunu kastediyoruz” diyor ve ekliyor: “Mezopotamya edebiyatının büyük kısmı söz konusu olduğunda yazarların ismini bilmiyoruz ama o [Enheduanna] bir istisna.”

Tamur aynı zamanda, Enheduanna’nın M.Ö. 2 bin 334 yılından M.Ö. 2 bin 279’a kadar yaşayan Akad Kralı Sargon’un kızı olduğunu belirtiyor. Tamur, New York’taki Morgan Kütüphane ve Müzesi’nde Ekim 2022’de başlayan ve Şubat 2023’e dek sürecek olan “Yazan Kadın: Enheduanna ve Mezopotamya’nın Kadınları, M.Ö. 3400-2000” başılıklı, Enheduanna’yı konu alan bir serginin eş küratörü.

İMPARATORLUĞU TAHKİM ETMEK İÇİN RAHİBE OLDU

M.Ö. 2 bin 300 yılı civarında, Kral Sargon, kuzey Mezopotamya’nın Akad kültürü, güney Mezopotamya’nın Sümerleri fethettiği dönemde Mezopotamya’nın büyük kısmını kendi idaresi altında birleştirdi. Tamur bu olayın, dünyanın ilk imparatorluğunun ya da devletlerin tek bir otorite altında toplandığı yapı olan Akad İmparatorluğu’nun önünü açtığını belirtiyor.

Sargon, yeni imparatorluğunu pekiştirme uğraşının bir parçası olarak, kızını Sümerlerin ay tanrısı olan Nanna’nın Sümer kenti Ur’daki baş rahibesi olarak görevlendirdi. Tamur, bu rolü üstlendiği zaman Sümerce’de “yüksek rahibe, cennetin süsü” anlamına gelen ‘Enheduanna’ ismini aldığını aktarıyor.

Tamur, Ay Tanrısı’nın baş rahibesi ve babasının Ur kentindeki temsilcisi olarak, “Bariz biçimde, Ur şehrinde büyük önem taşıyan bir şahsiyetti” diyor ve ekliyor: “Ve bütün bu sorumlulukların yanı sıra şiirler de yazdı.”

The Conversation adlı sitede bir makalesi yayınlanan ve Sydney Üniversitesi’nde Asur uzmanı olan Louise Pryke’nin aktardığı kadarıyla, modern dünya, Enheduanna’yı ilk kez 1927 yılında, İngiliz arkeolog Sir Leonard Woolley’nin Ur’da yaptığı kazılar esnasında gün yüzüne çıkarılan bir kaymaktaşı diskin kalıntıları sayesinde öğrendi. Normalde ABD’nin Philadelphia kentindeki Penn Müzesi’nde korunan diskte, yönettiği tapınakta Nanna’nın kızı Sümer tanrıçası İnanna’ya bir sunak ayırdığı için, Enheduanna ön tarafta görüntüsüyle ve arka tarafta ismiyle tasvir ediliyor.

Enheduanna’nın yazdığı şiirlerden birkaçı Nanna’yı onurlandırıyor. Öte yandan, Enheduanna’nın şiirlerini 2001 yılında ‘Inanna, Lady of Largest Heart’ [İnanna, En Büyük Kalbin Sahibesi] adıyla İngilizceye çeviren Jungcu analist Betty De Shong Meador’a kalırsa, rahibe, yaşadığı yer sabah ve akşam yıldızı Venüs olan İnanna ile çok daha fazla ilgileniyordu.

EDEBİ YARATININ İLK ÖRNEĞİ

Tamur, Enheduanna’nın yazdığı şiirlerde, İnanna’nın, aşk ve savaş tanrıçası Akadlı muadili İştar ile bir tutulduğunu ifade ediyor. Meador, rahibenin yazılarında hem yıkım hem de cömertlik yeteneğine sahip “İnanna hem zalim ve acımasız hem de sevgi dolu ve kibardır” dediğini aktarıyor.

Enheduanna’nın şiirleri, onu zorla görevden almaya çalışan -büyük ihtimalle- Ur Kralı Lugalanne’ye karşı yürüttüğü mücadele ve benzeri otobiyografik ayrıntılar bağlamında zengin içeriğe sahip metinlerdi. Tamur, “Enheduanna, otobiyografik ayrıntıları anlatısına eklediğini bildiğimiz ilk yazar” diyor ve ekliyor: “Yanı sıra, kendisi, bizlere bu şiirleri nasıl yazdığına ilişkin bir şeyler anlatan ilk yazar. Dünya edebiyatında binlerce yıl boyunca kullanılacak olan bir metaforu -bilindiği kadarıyla- ilk kez kullanarak, edebi yaratım eylemini bir doğuma benzetiyor.”

Yazının orijinali Live Sciense sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)