Dünya Forum: Laura Bassi / Tarihteki ilk kadın profesör

İtalyan fizikçi ve akademisyen Laura Maria Caterina Bassi tam günü bilinmemekle beraber, 1711 yılının Ekim ayının sonlarında dünyaya geldi. Bassi, Avrupa’daki bir üniversitede fizik alanında profesörlük kazanan ilk kadın olarak tanınır ve dünyada bilimsel bir alanda üniversite yöneticiliğine atanan ilk kadın olarak kabul edilir. Laura Bassi, Newton’un bilimsel yaklaşımının İtalya’da yayılmasına olanak sağlarken, aynı zamanda toplumsal alana da çok büyük katkılarda bulundu.

Abone ol

Laura Maria Caterina Bassi, Ekim 1711’de zengin bir İtalyan ailesinin çocuğu olarak Bologna’da dünyaya geldi. Doğduğu dönemde henüz İtalya devleti kurulmadığından, ‘Papalık Devletleri’ adındaki ülkenin bir vatandaşıydı. Ebeveynleri Giuseppe Bassi ve Rosa Cesarei idi. Babası Bolognalı bir hukukçu ve avukattı. Çocukluğunda birçok hastalık yaşadı ve bu süre boyunca, zamanının çoğunu okuyarak geçirdi. Babası özel ve üst seviyede bir eğitim alması için büyük bir çaba gösterdi ve bu sayede 13 ile 21 yaşları arasında, tıp fakültesindeki bir profesörden dersler aldı. Öğretmeninin adı Gaetano Tacconi’ydi. Kimi araştırmacılar, Bassi’nin bu yıllar boyunca gelişmiş bir doğal tarih, anatomi, mantık, kimya, hidrolik, metafizik, cebir, geometri, antik Yunan, Latin İtalyan, Fransız ve filoloji alanlarında dersler aldığını ifade eder.

Bassi, öğretmeni Tacconi’nin bilim alanında genel kabul gören Descartes yanlısı kartezyenci* bir bilim anlayışına odaklanma isteğine karşın, Newtoncu bilim anlayışına yönelik doğal bir yönelim taşıyordu. Bu nedenle zaman içerisinde öğretmeniyle bir ayrışma yaşamaya başladı. Bu dönemde kuzeni Lorenzo Stegani ona Latince, Fransızca ve aritmetik alanlarında dersler verdi.

FELSEFE DOKTORASI YAPAN İKİNCİ KADIN

Tacconi, 1731’de, Bassi’nin gelişimini ele almak üzere kendi üniversitesindeki filozofların yanı sıra Bologna Başpiskoposu Lambertini’yi de davet üniversiteye etti. Lambertini ve filozoflar, Bassi’nin birikiminden ve bilimsel anlayışından çok etkilendiler. Bassi’nin dehasına ilişkin söylentiler şehirde hızla yaydı ve 1732 yılında Lambertini tarafından düzenlenen halka açık kutlamaların merkezinde kendisine özel bir yer verildi. Etkinliklere yalnızca üniversitenin eğitim kadrosu ve öğrencileri değil, aynı zamanda kentin siyasi ve dini figürleri, Bologna Başpiskoposluğu, şehrin yaşlıları, senatörler ve sulh hakimleri de katıldı. Bunların dışında, Bologna’nın bütün kadınları ve tüm soyluları da bu etkinlikte yer almıştı. Bologna halkı Bassi’nin başarılarını hep birlikte kutluyordu.

20 Mart 1732’de Bassi, Bologna Bilimler Akademisi’ne onursal üye olarak başvurdu ve ilk kadın üye olarak akademiye kabul edildi. Felsefe doktoru derecesi alabilmek için bilimsel tezlerini şehrin önemli bir merkezi olan ‘Palazzo Pubblico’da (Halk Meydanı) savundu. Diplomasını aldığı 12 Mayıs’ta, Bologna’da elde ettiği başarılar karşısında yaşadığı heyecan, düzenlenen kutlamalar ve onuruna yayınlanan şiirlerle doruğa ulaşmıştı.

Laura Bassi 27 Haziran’da suyun özellikleri hakkında bir tez dizisi yayınladı ve bu tezler sonrasında üniversitede fizik profesörü olarak görev yapmaya hak kazandı. Laura Bassi, kendisinden elli dört yıl önce, 1678’de Elena Cornaro Piscopia’nın başarısından sonra, felsefe doktorası kabul edilen ikinci kadın oldu.

AKADEMİNİN EVE YOLLADIĞI BİLİM İNSANI

29 Ekim 1732’de Bologna Üniversitesi, Bassi’ye felsefe profesörlüğü teklifinde bulundu ve aynı zamanda Bilimler Akademisi’ne üye olarak kaydedildi. Verdiği ilk ders “Tüm canlıların doğal bir unsuru olarak su” başlığını taşıyordu.

Bologna Üniversitesi

Her ne kadar tarihteki en parlak kadın bilimcilerden birisi olsa da akademi için bir kadının özel hayatı büyük önem taşıyordu. Bu nedenle Bassi’nin üniversitedeki çalışma hayatı, hayâl ettiği şekilde gerçekleşmeyecekti. Üniversite yönetimi, Bassi’ye büyük değer atfetmekle birlikte, üniversitede ders vermesini uygun bulmuyordu. Akademinin ikiyüzlü tavrı karşısında daha fazla ilerleyemeyen ve kendisine çalışmalarını evinde yürütmesi mesajı verilen Bassi, 1738 yılında bir doktor ve aynı zamanda üniversite profesörü olan Giovanni Giuseppe Veratti ile evlendi. Yıllar geçtikçe Laura ve Giovanni sekiz çocuk dünyaya getirdi. Maalesef bunlardan yalnızca beşi yetişkinliğe ulaşabildi.

Laura Bassi, Newton fiziğinin en erken savunucularından biriydi ve derslerinde Newton’un “Principia” adlı eserinde bahsedilen öğeleri temel alıyordu. 1740 yılında Başpiskopos Lambertini, XIV. Benedict adıyla yeni Papa ilan edildi. Papa 1745 yılında düzenli olarak araştırma sunması istenen ve 25 bilim insanından oluşan, “Benedettini” adı verilen özel bir grup kurmak için Bologna Bilimler Akademisi’ni yeniden düzenledi. Bassi, Papa XIV. Benedict’le 25. Benedettini olabilmek için görüşmeler yaptı. Ne var ki, akademi açısından bir kadının böylesi bir onura lâyık görülmesi oldukça tartışmalıydı. Bu nedenle XIV. Benedict, Bassi’yi Benedettini grubuna kabul etti ama diğer üyelerin aksine, Bassi’ye oy kullanma hakkı tanınmadı.

Büyük bir iltifatla karşılanan fakat akademide ders vermesi onaylanmayan Bassi, 1746’dan 1777’ye kadar yerçekimi problemlerinden elektriğe varana dek her yıl bir adet resmi tez verdi. Toplamda, üniversiteye en az otuz bir tez vermişti. Üniversitede düzenli olarak ders veremediği için 1749 yılında kendi evinde özel dersler ve deneyler gerçekleştirmeye başladı. Bu durum, üniversitenin kısıtlamalarından uzaklaşıp yeni fikirleri keşfetmesine de olanak sağlayacaktı.

BÜYÜK BİLİMSEL VE TOPLUMSAL KATKILARI

Akademinin birçok görev talebinde bulunduğu Bassi, zaman içerisinde üstlendiği sorumluluklardaki artış ve üniversite adına halka verdiği dersler nedeniyle düzenli bir maaş artışı talebiyle üniversiteye bir dilekçe vermeyi başardı; oysa ki üniversite onu bir “bilim gönüllüsü ev hanımı” statüsünde görmekteydi. Bassi’nin talebi kabul edildi ve bu sayede daha gelişmiş donanımlar alabilmek için yeterli kaynağa sahip oldu. Bassi, dilekçesine yanıt olarak Bologna Üniversitesi tarafından bin 200 Liret’le, o tarihte ödenen en yüksek maaşa hak kazanmıştı.

1766’daki programına ek bir öğretim pozisyonu ekledi. O yıl, Montalto Koleji’ndeki öğrenciler için deneysel fizik alanında öncü rolünü üstlenmişti. Kolej, Bologna Üniversitesi gibi geleneksel bir öğrenim kurumu değildi. Bu nedenle, Bassi bilimsel çalışma ve öğretim alanlarında üniversiteye oranla daha serbest bir çalışma alanı kazanmıştı.

Bassi’nin bilim alanına yaptığı temel katkılar, iki matematik tezi de dahil olmak üzere çeşitli bilimsel konulardaki makaleler aracılığıyla olsa da en başarılı olduğu alan fizikti. Onun yaşadığı dönem, henüz fiziğin Descartes ve Newton’un görüşleri arasında bölünmüş olduğu bir zamandı. Bassi, güçlü bir Newton destekçisiydi ve derslerini öğrencilerine Newton fiziğini tanıtmak amacıyla tasarlamıştı.

1772 yılında deneysel fizik bölümü başkanı Paolo Balbi aniden öldü. Bassi’nin eşi Verratti, uzun süredir Balbi’nin asistanıydı; ancak Bassi bu boşluğu ancak kendisinin doldurabileceğine inanıyordu. Bu görev için başvuruda bulundu ve 1776 yılında, 65 yaşındayken Bologna Bilimler Akademisi tarafından deneysel fizik bölümü başkanlığına atandı. İki yıl sonrasında, 20 Şubat 1778’de kocasından ve çocuklarından ayrılarak, hayatını tamamen bilime adadı ve akademik alanda kadınların maruz kaldığı ayrımcılığa karşı büyük bir mücadelenin öncülüğünü üstlendi.

DEĞİŞİME ÖNCÜLÜK ETTİ

Bassi, büyük ölçüde bir Avrupa üniversitesinde resmi olarak öğretmenlik yapan ilk kadın olduğu için hatırlansa da aynı zamanda öğretmeyi seçtiği konularda da öncülük ediyordu. Newton’cu dünya görüşü, doğa güçlerinin doğaüstü güçlere tabi olduğu görüşünün aksine, doğa güçlerinin nicelleştirilebilen, tahmin edilebilen ve zaman zaman kontrol edilebilen doğal yasalara tâbi olduğunu savunuyordu. Bassi, Newton fiziği ve onun doğal felsefesini İtalya’ya tanıtan en önemli figür haline gelerek, 28 yıl boyunca Newton fiziği üzerine dersler verdi.

Kariyeri boyunca Bassi, birçok alanda bilimsel araştırmalar sürdürdü. Çoğunluğu fizik ve hidrolik alanlarında olmak üzere toplam 31 makale yayımladı. Bilimsel çalışmaları önemli gelişmelere yol açamasa da kariyeri, kazandığı akademik pozisyon ve gördüğü toplumsal saygı, Batı toplumundaki gerici ve baskıcı anlayış karşısında büyük bir başarıydı. Esas olarak doğal felsefeye odaklanmış olmasına rağmen, ilgi alanı alabildiğine genişti. Temelde elektrik çalışmalarıyla ilgileniyordu. Bunun yanında şiirler yazdı ve kuzeni Lazzaro Spallanzani’ye biyoloji alanındaki deneylerinde yardımcı oldu.

Bassi, tanınmış bir kadın olarak hayatı boyunca değer gördü. Papa ile bağlantılara sahip ve Voltaire gibi ünlü hayranları olan bir kadın profesördü. Günümüzde artık pek hatırlanmasa da Bass’yi benzersiz kılan şey, kazandığı ödül ve iltifatları doğru biçimde kullanmasıydı. Onun amacı, yaşadığı kentin bilimsel topluluğunda kendine yer açmak, araştırma ve öğretim yoluyla entelektüel yaşama katkıda bulunmaktı. Bassi, modern çağın insanına ilham kaynağı oldu ve tüm kadınlar için bir rol model haline geldi. Başarılarla ve takdirle geçen bir yaşamın ardından, Laura Bassi 20 Şubat 1778 günü Bologna’da hayata veda etti. Ardında bıraktığı miras, endüstri çağına girmekte olan Avrupa’da, özellikle de kadınlar için toplumsal alanda var olma mücadelesi için yol gösterici bir nitelikteydi.

*Descartes’ın fizik ve metafiziği (fizikötesini) kesin biçimde birbirinden ayırdığı ikici (düalist) anlayıştır. Descartes’a dek hâkim olan anlayış, Platon’un 'tekçi' felsefesiydi. Bu anlayışa göre soyut ve somut olan her şey tek bir varoluşun parçalarıydı.

Kaynaklar:

https://www.epigenesys.eu/en/science-and-society/women-in-science/663-laura-maria-caterina-bassi

http://www-history.mcs.st-and.ac.uk/Biographies/Bassi.html

https://scientificwomen.net/women/bassi-laura-13

http://www.essay.uk.com/essays/history/essay-laura-maria-caterina-bassi-the-first-woman-to-be-a-professor/

https://www.rcplondon.ac.uk/news/laura-maria-catarina-bassi

http://scihi.org/laura-bassi-university-chair/