Dünden bugüne hayatımızdaki mekanik makineler

Çeşitli mekanik ürünleri biriktiren Serhan Akkuş'la koleksiyon serüvenini konuştuk. Akkuş, "Özel müzeciliğin önü açıldığında geçmişin geleceğe aktarımının daha hızlı olacağını düşünüyorum" dedi.

Abone ol

İZMİR - 3 bin 500 adetin üzerinde irili ufaklı mekanik ürünleri biriktiren Serhan Akkuş’un koleksiyonu, telefon, radyo, fonograf-gramofon, plakçalar, mutfak gereçleri, fotoğraf makineleri, hesap makineleri, yazar kasalar, daktilo, bilgisayar ve çeşitli el aletlerinden oluşuyor.

2012 yılından beri kendi iş yerinde oluşturduğu bir alanda eserlerini sergileyen Akkuş’un tek isteği, tüm bu eşyaların bozulmadan, yok olmadan bir müzenin kalıcı parçası olabilmesi. En büyük hayali ise İzmir’i temsil eden tüm paydaşların birlikte oluşturduğu ortak akıl ile şekillenecek “İzmir Teknoloji ve Sanat Müzesi” benzeri bir oluşumda yer almak.

Akkuş bu amaçla, koleksiyonundan oluşturduğu parçalarla 2016 yılında Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi Geçici Sergi Salonu'nda, “Ses Kayıt Tarihi” ismi ile bir de sergi açmış. Sergide yer alan bazı mekanik ürünlerin Türkiye’ye daha önce hiç gelmemiş olması nedeniyle ziyaretçilerin yoğun bir ilgi gösterdiğini söyleyen Akkuş, "Bu paylaşım hem büyük bir keyif oldu hem de çok iyi bir tecrübe. Paylaşılmayan koleksiyonların hiçbir anlamı olmadığını ve kişisel eşya olmaktan ileri gitmeyeceğini düşünüyorum" dedi.

.

‘GEÇMİŞTEN GETİRDİKLERİ HİKÂYELERİ ONLARI DEĞERLİ KILIYOR’

Koleksiyonundaki eşyaların 1800’lü yıllardan günümüze kadar kullanılan, geçmiş teknoloji ve kültürlerin günümüze yansıması olduğunu söyleyen Akkuş, "Bu eşyaları benim için saklamaya değer kılan şey, geçmişten getirdikleri hikâyeler ve dönemine ait kullanım alışkanlıkları üzerine bize anlattıkları. Beni heyecanlandıran sadece ürünlerin taşıdığı sosyal ve kültürel değerler değil, aynı zamanda alırken yaşadığım deneyimler de o ürünün değerine değer katıyor. Onları sergilerken ziyaretçilerime kendi deneyimimi veya geçmiş hikâyelerini anlatmak, koleksiyoner olmanın en keyifli anlarını oluşturuyor. Bu ürünlerin arkasındaki hikâyelerin insanları etkileyip yakalaması durumunda ise keyif daha da büyüyor" dedi.

.

‘HER GEÇEN GÜN USTA BULMAK ZORLAŞIYOR’

Bu ürünlerin hikâyeleri ile birlikte yaşayabilmesi için ekstra bir çaba harcadığını da ifade eden Akkuş, sözlerine şöyle devam etti:

"Bakımları ve temizliklerini yaptıktan sonra sergilendikleri raflarda küçük notlar bulunduruyorum. İhtiyacı olan her ürünün bakımını planlayarak sırayla ustasına götürüyorum ve bakımdan sonra tekrar yerine koyuyorum. Maalesef her geçen gün usta bulmak zorlaşıyor ve yeni ustalar da yetişmiyor. Bu nedenle gün geçtikçe bu tip ürünler yok olmaya doğru gidecek ve bunu engellemek çok mümkün olamayacak. Buna engel olmak için bireysel olarak yapılacaklar da sınırlı zaten. Aslında merkezi yönetimlerin desteği ve çabasıyla olabilecek şeyler ama bu da çok zor görünüyor."

.

‘ÖZEL MÜZECİLİĞİN ÖNÜ AÇILMALI’

Koleksiyonerliği her anlamda geçmişi geleceğe taşıma yöntemi olarak gördüğünü söyleyen Akkuş, devamında şunları kaydetti:

"Mustafa Kemal Atatürk’ün çok önemli bir sözü var: 'Geçmişini bilmeyen toplumlar geleceğe yön veremez.' Bu söz genelde siyasi ve tarihsel olarak algılansa da aslında kültürel yanı daha ağır basıyor. Bu söz aynı zamanda kültürel yaşam, sanat ve sosyal yaşam da dahil tüm alanları çok iyi özetliyor. Bu nedenle toplayıcı koleksiyonerliği, aslında her anlamda geçmişi geleceğe taşıma yöntemi olarak görüyorum. Ama bu mutlaka 'paylaşarak' yapılmalı. Koleksiyonerlerin koleksiyonlarını kendine saklamayıp insanların ziyaretine bir şekilde sunması gerekiyor ki bunun yollarından bir tanesi de özel müze kurmak. Özel müzeciliğin önü açıldığında bu aktarımın daha hızlı ve etkin olacağını düşünüyorum. Geçmişi tüm yönleriyle, sosyal ve kültürel anlamda olduğu gibi alışkanlıklar özelinde de öğrenmek toplumsal gelişimin tespiti ve geleceğe bakabilmek anlamında çok önemli. Bu bakış, gelişmiş toplumlarda ekonomik katkı sağlanmasına bile sebep olabiliyor."

.

‘ESKİ ÜRÜNLER SAYESİNDE YENİ TEKNOLOJİLERE ULAŞABİLİRSİNİZ’

Koleksiyonculuğun bir diğer faydasının da ülke gelişimi için teknoloji aktarımını sağlaması olduğunun altını çizen Akkuş, "Şöyle ki, geçmiş dönem üretim teknikleri ve malzemeleri ile üretilen ürünlerin ulaştığı noktayı, güncel malzeme ve teknolojilerle tekrarladığınızda bazen bir çeşit inovatif ürüne ve hatta bazen de yeni teknolojilere ulaşabiliyorsunuz. Buna teknolojik gelişme de diyebiliriz. Bunu sağlayabilmek için elinizde geçmiş dönemlerde kullanılan ürünlerin kolaylıkla incelenebiliyor olması ve bunların bilim insanları veya tasarımcılara sunulabiliyor olması gerekiyor. Bu buluşmanın sonucunda, koleksiyonu yapılan ürünler bir anda ticari katma değer kazandıran bir araca dönüşebiliyor. Yaratıcılık ve geçmişin yorumlanması sonucu ulaşılabilecek noktaların sonu mutlaka yeniliğe ve keşfe dönüşüyor. Şu an ülkemizdeki en önemli eksik de bu bence" ifadelerini kullandı.

.

‘KOLEKSİYONERLİĞİ SADECE HOBİ OLARAK GÖRMEK DOĞRU DEĞİL’

Koleksiyonun ana konularından biri olan elektrikli veya mekanik ev gereçlerinin de tasarımcıların en yoğun çalıştığı alanlar olduğunu ifade eden Akkuş, son olarak şunları söyledi:

"Koleksiyonuma bir parçayı satın almamı körükleyen şey, eski olması dışında tasarımsal olarak da bana bazı değerler ifade edebilmesidir. Örneğin, 1950’lerde Braun markası, Dieter Rams adında bir mimar işe alır ve daha sonra onu baş ürün tasarımcısı olarak çalıştırmaya başlar. Rams, döneminin en ileri görüşlü tasarımlarını Braun’a kazandırarak markanın tüm dünyada bilinirliliğinin artmasına katkıda bulunur. Fakat asıl önemli olan nokta şu; günümüzde tasarımsal ve teknolojik yenilikleri ile bilinen Apple markasına ait tüm ürünlerin tasarımında Rams etkilerine rastlanmaktadır. Bunu daha net açıklamak gerekirse, günümüz Apple tasarımcıları geçmiş dönem ürünleri inceleyerek güncel tasarımları oluşturmuşlar ve markayı günümüzün en bilinen, en popüler markalarından birine dönüştürmüşlerdir. Özetle, koleksiyon yapma kavramını sadece hobi olarak görmek pek doğru değil. Hobi sonucu oluşan bu birikimlerin bir şekilde paylaşıma açılması çok önemli."