Dünden bugüne bir Ahmet Ağaoğlu yazısı

Ağaoğlu’na şampiyonluk ve kupalar için herkes minnettar. Camiayı doğru bir dille temsil etti. Zaman zaman yol kazaları olmadı değil ama Trabzonspor'u en doğru ifade eden başkan olarak akılda kaldı.

Abone ol

Aytekin Akay

Bir dönem sona erdi; Ahmet Ağaoğlu bıraktı. Geldiği dönem kulüp şartları da şimdiki durumlar da aşağı yukarı aynı. O zaman da milyon dolarlık yükün altına girmek cesaret isterdi.

Cesaretini ortaya koydu ve Trabzonspor camiasının en üstten en alta her kesiminden destek aldı.

İlk cümlesi, “Bana 3 sene sabredin” di. Dediği gibi de oldu. Bordo mavililer, Ağaoğlu ile 3 sene sonunda 40 sene unutulmayacak sevinçleri yaşadılar.

Trabzonspor’un şampiyonluğu geç gelmiş şampiyonluktur. Aynı zamanda, Ağaoğlu’nun kulübe başkan olması da o derece geçtir.

Ahmet Ağaoğlu, bu kulübe yukardan düşmedi. Kulübün geçmişinde var. 1993 Sadri Şener yönetimiyle camiaya adımını attı. Sonra Rus kulübü Chernomorets’i satın alan Trabzonlu işadamı olarak tanındı.

90’ların sonunda golfe merak saldı. Oradan Golf Federasyonu Başkanlığı ile vitrine çıkmaya başladı. Bir yandan gemi yapım işlerini ilerletti. İTÜ Denizcilik Fakültesi mezunu biri olarak yurt içi ve dışına ticari gemiler yapan firmasıyla sektörde büyüdü.

Denizcilik işiyle uğraşanlar golf oynarlar. En zenginlerin sporu. Ağaoğlu, 30’lu yaşlarından sonra hep bu çevrede yer aldı.

Aile kökleri Trabzon Köprübaşı olsa da her zaman İstanbul iş dünyasının bir adamı olarak hayatını sürdürdü. O dünyada Fenerbahçeliler, Galatasaraylılar ve Beşiktaşlılarla iç içe yaşadı. Böyle bir çevrede olsa da Trabzonspor tutkusunu muhafaza etti.

Aslında en büyük başarısı, Golf’te. Bu sporu tabana yayan adam Ahmet Ağaoğlu’dur. Bugün golf nedir, nasıl oynanır, nerede, kim oynar konuşuyorsak, cevabı başkan Ağaoğlu’dur.

Anadolu’nun en ücra köşelerinde kurulan golf kulüplerinde ve binlerce lisanslı sporcuda emeği çok. Bugün Antalya’da onlarca golf oteli var. Ve bu işin turizm, döviz geliri olacağını öngören isim Ağaoğlu’dur.

Golfü bir yerlere getirse de, onun hayali Trabzonspor’du. 1993’te Sadri Şener’le ilk yöneticilik deneyimini yaşadı. Tam 10 sene sonra bir kez daha yönetici oldu ama başkan olmak istiyordu.

2003'te Özkan Sümer ile Trabzonspor başkanlığı için yarıştı. Tercihli oy sistemiyle şahsi olarak Özkan Sümer’den daha fazla oy alsa da, Sümer yönetimine 6 isimle girmeyi başardı. Onun hayali, başkanlıktı. Kısa süre sonra Sümer istifa edince, potansiyel başkan adayı olarak ortaya çıktı. Herkes onun listesinde olmak istedi. Olaylar çıktı ve adaylıktan çekilerek İstanbul’a döndü.

2003 onun Trabzonspor’daki milatlarından biri. 2003’te başkan olsa, 2018’te başka biri başkan olacak. Şampiyonluk ve başarılar o adını bilmediğimiz başkanla yaşanacak ya da yaşanmayacaktı.

Ağaoğlu küsmüştü. Şehir de ona sahip çıkmadı. Ceketini aldı ve döndü. İşte o dönüşün dönüşü 15 sene. Yani 2018.

Trabzon’a gelmediği dönemlerde en yakın arkadaşı Ömer Sağıroğlu ile şehir ve takım hakkında bilgiler aldı. 15 yıl şehre ve camiaya küs bir adam “ben adayım” diyerek öne çıktı. Tanıyanlar şaşırdı, tanımayanlar “Bu kim?” dedi. Hatta onu inşaatçı Ali Ağaoğlu ile karıştıranlar bile oldu. Oysa akrabalıkları dahi yoktu.

2018’te birden nasıl geldiğini bilmiyorum ama kendisiyle bir anım var. Beşiktaş Fulya Aşçıoğlu Plaza’da asansörde kendisiyle karşılaştığımda, o kabinde hemen Trabzonspor’u düşünüp düşünmediğini sormuştum. Kendisi bana, yaşım 61 oluyor. Plakaya geldik, her şeyi bırakıyorum” demişti. Bu konuşmadan kısa süre sonra da Trabzonspor başkanı oldu.

Aslında 2003’te başkan olup katkı sunması gereken Ahmet Ağaoğlu, 15 sene gecikmeli Trabzonspor başkanı oldu. Kulüp ve ülke şartları o kadar farklıydı ki!

2018’ten 23’e, 5 sene, 4 kupa. Biri lig kupası ki, değeri çok. Hepimizi yeniden sahaya döndüren, “İstersek oluruz” fikrini hatırlatan bir şampiyonluğu onun başkanlığında yaşadık. Onun için Ağaoğlu şampiyon başkandır.

Böyle bir dönemde bırakması en çok da siyasete yoruluyor ki buna katılmıyorum. Siyasetin futbol dünyasındaki etkisini biliyoruz, o ayrı. İstisnasız tüm kulüpler siyasetle organik-inorganik bağ kurmak zorundadır. İşiniz devletle. Futbolu yöneten devlet.  

Ağaoğlu’nu gelişini, kulübe kaynak arayışlarını ve ürettiği kaynakları o mecradan okumak da mümkün. Dolaylı yoldan siyaset kurumu dense de ben ekonomik şartlara bağlıyorum.

Para yok. Para bitti ve kaynak bulmak zor. Ülke seçim döneminde ve büyük deprem felaketinin içinde. Bu ortamda Fenerbahçe ve Ali Koç olursanız başkanlık her türlü şarta rağmen sürer. Trabzon’da sürmez. Başkanın istifası, “Ben o parayı bulamam ve kulübü idare edemem” demek.

Ağaoğlu sonrası ne olur? Kulübü fiili olarak başkan gibi yöneten Ertuğrul Doğan, bundan sonraki başkan olabilir. Gerek maddi kaynak olsun gerekse teknik adam ve diğer idari işler olsun hepsinin altından kalkan Ertuğrul Doğan, yeni başkan olarak toplumun önüne sunulur.

Orası Trabzon, başka şeyler de olabilir mi? Olamaz diyemiyorum. Bekleyip görmek lazım.

Ağaoğlu’na şampiyonluk ve kupalar için herkes minnettar.

Camiayı doğru bir dille temsil etti. Zaman zaman yol kazaları olmadı değil ama genelde Trabzonsporluları en doğru ifade eden başkan olarak akılda kaldı.