Doksanlı yaşlarda yeni beyin hücreleri ürettiğimiz saptandı

Sonuçlanan yeni bir araştırma, Alzheimer’a yakalanma riski taşıyan insanların erken dönemde teşhis ve tedavi edilmesine yardımcı olabilecek nitelikte.

Abone ol

Ian Sample

İnsanlar, doksanlı yaşlarına gelinceye dek yeni beyin hücreleri (nöronlar) üretebilirler; ancak bilim insanlarının ifade ettiği kadarıyla, hastalık yakın zamanda ortaya çıkmış olsa bile, Alzheimer’a yakalanmış insanlarda yeni nöronların üretimi düşüyor.

Yeni bulgular, doktorların Alzheimer’ı daha erken bir aşamada teşhis etmelerine ve yeni beyin hücreleri üretimini artırabilecek alıştırma ve diğer müdahalelerden faydalanabilecek, en yüksek riski taşıyan insanları teşhis etmelerine yardım edebilir.

NÖROLOJİNİN TEMEL TARTIŞMALARINDAN BİRİ

Araştırma, sinirbilimcileri (nörologları) on yıllardır bölen bir mesele üzerine yapılan son çalışma. Bilim insanlarının bir kısmı, insanların yetişkinlikle birlikte beyin hücresi üretim kotasını doldurduğunu iddia ederken, diğerleri yaşlılık döneminde de yeni beyin hücreleri üretmeye devam ettiğimizi öne sürüyor.

İspanya’daki bilim insanları, sorunun çözülmesine yardımcı olabilecek araştırmalarında, 43 ilâ 87 yaşları arasında ölen 13 insanın bağışladığı beyin dokusu üzerinde bir takım deneyler gerçekleştirdi. Bu insanların tamamı da ölümlerinden önce nörolojik açıdan sağlıklıydı.

Madrid Özerk Üniversitesi’nde bir sinirbilimci ve çalışmaya katılan üst düzey bir bilim insanı olan Maria Llorens-Martin, sağlıklı beyinlerde yeni üretilmiş nöronlar tespit ederken, yaşın ilerlemesiyle birlikte üretimin sürekli biçimde azaldığını saptadı. İncelenen 40 ve 70 yaşları arasındaki beyinlerin bir bölümünde görülen yeni nöron sayısı, milimetre küp başına yaklaşık 40 bin ilâ 30 bin arasında düşüş gösteriyordu.

Yeni hücreler, beynin ‘dentate gyrus’ adı verilen bölgesinde üretiliyor. Bu bölge, öğrenme, hafıza, ruh hali ve duygular konusunda merkezi bir role sahip olan ‘hipokampüs’ bölgesinin bir parçası. Yeni beyin hücrelerinin üretimindeki kademeli düşüş, yaşlılıkla beraber yaşanan bilişsel gerilemeyle birlikte gelişiyor gibi görünüyor. Orta yaş çağında, ilerleyen her bir yılda ‘dentate gyrus’ta milimetre küp başına yaklaşık 300 nöron daha az üretildiği görülüyor.

97 YAŞINDA BİLE MÜMKÜN

Nature Medicine adlı dergide yayınlanan çalışma, bilim insanlarının yetişkin beyinlerin yeni nöronlar üretip üretmedikleri hususunda hemfikir olmamasının nedenlerinden biri olarak, farklı testlerin ve doku işlemesinin farklı sonuçlar vermesi olduğunu ortaya koyuyor. Llorens-Martin, “Aynı beyinlerde, dokunun işlenmesine bağlı olarak çok sayıda yeni olan ya da yeni olmayan nöron saptayabiliriz” diyor.

Sağlıklı bir beyin dokusunu inceleyen bilim insanları, ölümünden önce Alzheimer teşhisi konulmuş olan insanların beyinlerini gözlemlemeyi sürdürdüler. Bu defa, araştırmacılar 52 ilâ 97 yaşları arasındaki 45 hastadan alınan beyin dokusunu incelediler. Bu kişilerden ilk kez bu yaş diliminde beyin hücresi yenilenmesi görülen 97 yaşındaki bir kişi dahil olmak üzere, hepsinin ‘dentate gyrus’ bölgesinde yeni beyin hücreleri mevcuttu.

Ne var ki, Alzheimer’a yakalanmış hastalar yeni beyin hücresi oluşumuna dair kanıtlar ortaya koyarken, sağlıklı beyinlerle aralarında belirgin farklar da mevcuttu. Hastalığın ilk evrelerinde bile beyinleri, sağlıklı olanlara kıyasla yarı yarıya veya dörtte üç oranında yeni nöron barındırıyordu.

Llorens-Martin, “Bu bulgular, Alzheimer hastalığı alanında büyük önem taşıyor; zira sağlıklı kişilerde tespit ettiğiniz hücre sayısı her zaman, yaşlarına bakılmaksızın, Alzheimer hastalığına yakalanan insanlarda saptanan sayıdan daha yüksek,” diyor. “Fizyolojik yaşlanmadan farklı olarak, kimi bağımsız mekanizmaların, üretilen yeni nöron sayısında bir düşüşü tetikleyebileceğini düşündürüyor.” Yanı sıra, bu araştırmanın yalnızca beyinlerini bilimsel araştırmalar için bağışlayan insanların cömertliği vesilesiyle mümkün olduğunu sözlerine ekliyor.

GELECEKTE YENİ TEDAVİLERE KAPI ARALAYABİLİR

Llorens-Martin, gelecekte, beyin taramalarının yeni üretilen beyin hücrelerini saptayabileceğini ve bu sayede Alzheimer’ın en erken aşamalarında teşhis edilebileceğini ifade ediyor. Şayet kemirgenler üzerinde yürütülen çalışmalar bir öncü değer taşıyorsa, hastalık riski en yüksek düzeyde olan insanlar egzersiz, sosyalleşme ve bilişsel uyarıcılardan potansiyel olarak faydalanabilirler.

Londra’daki King’s College’da bulunan Nörojenez (yeni nöron üretim süreci) ve Zihinsel Sağlık Laboratuvarı Başkanı Sandrine Thuret, makalenin “mükemmel bir zamanlaması” olduğunu ve “yetişkin insan hipokampüsünde nörojenezin gerçekleştiğine dair başka bir güçlü kanıt” ortaya koyduğunu söylüyor.

Thuret, Alzheimer hastalığının, beyin zaten etkilendikten ve teşhis konulduktan sonra nörojenez sürecinin onarılmasıyla iyileştirilemeyeceğini ifade ediyor. Buna karşın, Alzheimer’ın ortaya çıkmasından önce bir işaret fişeği olarak nörojenez sürecinin kullanılma potansiyeli bulunduğunu sözlerine ekliyor. “Eğer nörojenezi koruyarak, Alzheimer’ın bilişsel semptomlarının birkaç yıl daha başlamasına engel olabilir ya da geciktirebilirseniz, bu harika olur,” diyor.

* Yazının aslı The Guardian sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)