'Doğadan Dokular' İzmirlilerle buluştu

Ressam Nuri Aslan'ın 'Doğadan Dokular' adlı kişisel resim sergisi, İzmir'deki Galeri A Sanat Galerisi'nde açıldı. Aslan, hazırlıkların 4 yıl sürdüğünü söyledi.

Abone ol

İZMİR - Ressam Nuri Aslan’ın 32 resminin yer aldığı 'Doğadan Dokular' sergisi, Galeri A Güncel Sanat Merkezi’nde İzmirlilerle buluştu. Sergi 13 Nisan tarihine kadar ziyaret edilebilir. 2013 yılından beri İzmir Resim Heykel Müzesi’nde resim dersleri veren ve kendi atölyesinde de sanat çalışmalarını sürdüren Aslan'ın kişisel sergisinde tuval üzerine akrilikle yaptığı çalışmaları yer alıyor.

'YARIŞMALARA KATILMAYI ETİK BULMUYORUM'

Şimdiye kadar yurtiçi ve dışında çok sayıda kişisel ve karma sergi açan Aslan, akademi yıllarında katıldığı birkaç yarışmadan sonra bu tür organizasyonlara katılmayı doğru bulmadığını söylüyor: "Akademi yıllarında ve sonrasında birkaç defa bu tür yarışmalara katıldım. Adil olmayan bir yaklaşım olduğu kanısına vardım. İyi bir sanat eserinin nasıl tayin edileceği çok geniş bir kavram olduğu için bir jürinin sanat eserine karar verecek yetkisi olduğunu düşünmüyorum. Bu bana kısıtlı bir çerçevede bir kişiyi değerlendirmek gibi geliyor. Jüride genellikle akademik düzeyde sanatçılar olur ve onlar kendi çizgilerine göre beğendikleri resmi seçer. Bir başkası başka bir resmi beğenebilir. Bu yüzden bazen çok iyi bir sanatçı, jüri tarafından elenebiliyor. Adil olmayan bir durum ortaya çıktığı için insan ister istemez karşı çıkıyor. Bu nedenle yarışmalara katılmayı etik bulmuyorum."

.

'DOĞADAN EDİNDİĞİM BİRİKİMİ DIŞA VURUYORUM'

Aslan 'Doğadan Dokular' isimli sergisinin hazırlık sürecini şöyle anlatıyor: "Serginin hazırlık sürecinden birikim olarak bahsedersek bu çocukluktan beri var olan bir şey. Ama resim sürecine ilişkin hazırlıklar 4 yıl sürdü. Bu seriyi hazırlarken tamamıyla doğadan beslendiğimi söyleyebilirim. İnsanın doğayla iç içe olduğu, en iyi özümseyebildiği, en iyi şekilde inceleyebildiği, nefes aldığı yer bir köy ya da küçük bir kasabadır. Şehirde doğaya tamamen yabancılaşmış bir insan topluluğu ortaya çıkıyor. Benim çocukluğum köyde geçtiği için doğayı iyi özümsedim. İklimin bile sanatçının üzerinde büyük etkisi vardır. Her sanatçının üzerinde mutlaka doğanın etkisi var. Yaşamının özellikle çocukluk ve gençlik dönemini köyünde geçirmiş biri olarak, doğal mekanların en bilinenlerinden kayalar, ağaçlar, dereler, tepeler, dağlar, ormanlar, patikalar ve onların renkleri, dokuları hayatımda önemli etkiler bıraktı ve hala da öyle. Otuz yıllık resim hayatımda kimi zaman dolaylı, kimi zaman direkt olarak beslendiğim kaynak bu saydıklarımın toplamından oluşan doğaydı aslında. Başka bir deyişle çocukluktan beri doğadan etkilenerek edindiğim birikimi resim diliyle dışa vuruyorum denebilir. Tablolarımda da bunun yansımasını görüyorsunuz."

.

'RESMİN KENDİSİ GERÇEK OLUYOR'

Serginin içeriği ile ilgili bilgi veren Aslan, nesnel dünyada karşılığı ve kaynağı olmayan resim tanımlamalarını çok gerçekçi bulmadığını belirterek, doğal mekanların hayatımız üzerindeki etkilerini şöyle anlatıyor: "Beni bu kanıya götüren tek şey doğadır. Resimler soyut gibi görünse de aslında doğa çıkışlı bir resim sergisi olarak bundan söz edebiliriz. Sanat tarihini incelediğiniz zaman Rönesans ve sonrası süreçte yığınlarca ana sanat ve ara sanat akımları çıkmıştır. Soyut sanat da bunlardan birisidir. Ama soyut sanat çoğu zaman çoğu ülkede resim yapan kesimlerce çok farklı bir pozisyona geldi. Niçin soyut yaptığını, soyutun ne olduğunu bilmeyen bir insan bile ben 'soyut resim yapıyorum' diyebiliyor. Aslında akademik düzeyde bir eğitimden bahsettiğimizde çok temel doğruları bilmek zorunda bir sanatçı ya da bir ressam. Onları bilmediğinde ortaya çarpık şeyler çıkar. Bir objeyi karşınıza koyduğunuzda, onu doğru çizemiyorsanız soyutlamayı da beceremezsiniz. Yani soyut, doğada var olan bir şeydir. Biz onu kendi yarattığımız süzgecimizden geçirdikten sonra ortaya koyduğumuzda doğadan kopuş olarak bir resim ortaya çıkmıyor. Tam tersine doğayı yeniden yaratma süreci başlıyor. Yani resmin kendisi bir gerçek oluyor. Dolayısıyla resme soyut adı koyduğumuzda aslında doğadan çıkışlı bir şey olduğunu bilmemiz gerekir. Çünkü İnsanın kendisi doğadandır. Onun yarattığı da doğadan olacaktır. Doğadan etkileşim başka bir şeye dönüşüp yeni bir gerçek olarak doğaya giriyor. Resmin kendisi gerçek oluyor. Dolayısıyla gerçekten yola çıkarak soyuta varmak yeniden gerçeğe dönmek gibi bir şey.’’