DİSK: İşçi, işveren ve hükümet acilen toplanmalı

Korona virüsüne karşı alınan tedbirler kapsamında okullar tatil edildi fakat bazı istisnalar dışında kamu çalışanları görevlerine devam ediyor. Özel sektörde ise pek çok alanda üretim süreci işverenin inisiyatifinde sürüyor. Uzmanlar virüse karşı bağışıklık sisteminin güçlü tutulması çağrısı yaparken meslek örgütü temsilcileri ücretlerin yetersizliğini korona virüsü üzerinden bir kez daha dile getirdi. DİSK ve KESK yöneticileri işçiler ve kamu çalışanları açısından korona virüsüne karşı atılması gereken adımları sıraladı.

Abone ol

ANKARA - Korona virüsü nedeniyle vaka sayısının her geçen gün arttığı Türkiye’de hükümetin aldığı önlemlere her gün bir yenisi ekleniyor. Okulların tatil edilmesi, eğlence merkezlerinin süresiz kapatılması kararlarına karşın kamu çalışanları ve özel sektörde çalışanlar açısından herhangi bir adım atılmadı.

Üretime ara verilen iş yerlerinde ücretsiz izin gibi uygulamaları kabul etmediklerini ifade eden Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Arzu Çerkezoğlu’na göre işçiler açısından atılması gereken çok sayıda adım bulunuyor. Virüse karşı koruma tedbirleri kapsamında kullanılan malzemelerin tüm kamu çalışanlarına ücretsiz sağlanması gerektiğini ifade eden Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik, atama bekleyen sağlık çalışanlarının atamasının bir an önce yapılması gerektiğini söyledi.

‘YETERLİ HİJYENİN SAĞLANMADIĞI İŞ YERLERİ VAR’

Korona virüsüne karşı uyarıların sıralandığı günlerde DİSK, örgütlü olduğu ve faaliyet yürüttüğü iş yerlerinde iş güvenliği ve iş sağlığı uzmanları aracılığıyla eğitimler vermeye başladı. Örgütlü oldukları iş yerlerinde büyük oranda eğitimleri tamamladıklarını belirten DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Sendikanın olmadığı ve örgütlü olmadığımız iş yerlerinde sorun ve sıkıntı devam ediyor. Denetimin olmadığı yerlerde genel olarak toplumda alınan tedbirlerin ne kadar yaşama geçirildiğine dair yeterli verilerimiz yok. Olumsuz koşullarda çalışanların bulunduğu, uzun çalışma saatlerinin uygulandığı, ara dinlenmelerin olmadığı, ortak kullanım alanları yemekhaneler ve tuvaletler gibi yerlerde yeterli hijyenin sağlanmadığı birçok iş yeri var. Bu anlamda da hem çalışanları hem de iş verenleri hijyen konusunda gerekli adımları atmaya çağırıyoruz” dedi.

‘AÇLIK SINIRININ ALTINDA ASGARİ ÜCRET KAYGILARI ARTTIRIYOR’

İşçilerin çalışma koşullarından ve işe gidiş geliş sürecinde kullanılan toplu taşıma araçlarından kaynaklı risklere dikkat çeken Çerkezoğlu, bu durumda çalışanların virüse karşı bağışıklık sisteminin güçlü olması gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’de genel olarak ücretlerin düşük olduğunu asgari ücretin de açlık sınırı altında olduğunu ifade eden Çerkezoğlu şunları kaydetti:

“Asgari ücretin açlık sınırının altına gerilediğini düşünürsek vücut direncini koruyacak birkaç temel faktör var. Bunlardan biri hijyen, diğeri barınmanın sağlanması diğeri de beslenme. Açlık sınırının altındaki asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği bir ülkede çalışanların büyük bölümü açısından vücut direncini korumanın mümkün olmadığını görmek gerek. Vücut direncinin yüksek olması için iyi beslenmek yani protein ve vitamin almak, yeterli miktarda et ve meyve sebze tüketmek gerekiyor.  Açlık sınırının altında asgari ücretin olduğu, bunun da ortalama ücret haline geldiği bir ülkede bu konuda kaygılarımız büyük.”

‘ÜCRETSİZ İZİN BİREYLERİN SAĞLIĞI İÇİN GÜNDEME GETİRİLMEMELİ’

Üretimin durdurulduğu ya da belli süre ara verildiği bir çalışma ortamında çalışanların ücretsiz izne çıkarılmasının kabul edilemeyeceğini belirten Çerkezoğlu, “Bu konuda kamusal bir politikaya ihtiyaç var. Bu olağan bir durum değil, kriz durumu ve bütün dünyada yaşanan bir pandemi. Üretimin durması gerekçesiyle ücretlerin ödenmemesi zaten çok düşük olan gelir düzeyini daha da aşağıya çekecek bir durum olur. Burada nüfusun 4’te 3’ünü oluşturan ücretlilerin hem bu virüse karşı direncini düşürecektir hem de toplumsal olarak yaygınlaşmasına, hiç istemediğimiz ölümlere yol açabilecektir. Böyle bir süreçte hem toplum hem de tek tek bireylerin sağlığı açısından ücretsiz izinler gündeme getirilmemelidir” dedi.

‘İŞÇİ, İŞ VEREN VE HÜKÜMET ACİLEN KORONA GÜNDEMİYLE TOPLANMALI’

Çalışma alanındaki tüm sorunları konuşmak için işçi, işveren ve hükümetin bir araya geldiği Ekonomik Sosyal Konsey’in Korona gündemiyle acilen toplanması gerektiğini ifade eden Çerkezoğlu, DİSK’in bu süreçteki diğer taleplerini şu sözlerle aktardı:

“Özellikle hijyen ve gerekli barınma koşullarının sağlanması açısından su ve doğal gazın belli kullanım bedelinde ücretsiz olması, kimsenin doğal gaz, elektrik ve suyunun kesilmemesi gerekiyor. Özellikle okulların tatil olması nedeniyle çalışan anne ve babalardan en az birine ücretli izin verilmesi gerekiyor. İleri yaş grubu daha risk altında olduğu için ve bunların büyük çoğunluğunu emekliler oluşturduğu için maaşlarının en az 3 bin lira civarına çıkarılması gerekiyor.”

‘ATAMA BEKLEYEN SAĞLIK ÇALIŞANLARI İSTİHDAM EDİLMELİ’

Üniversitelerin ve okulların tatil edilmesinin “geç de olsa” önemli bir adım olduğunu belirten KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik, “Ancak okulların tatil edilmesiyle ve kreşlerin kapatılmasıyla birlikte diğer kamu kurumlarında çalışan kamu emekçileri açısından mazeret izni verilmesi önemli hale geldi. Çocuk evde kalacağı için çalışanların mazeret izinlerinin kullandırılması gerekiyor” dedi.

Kalabalık yerlerde çalışan kamu çalışanları açısından dönüşümlü olarak çalışma, iş takiplerinin evden yapılması gibi formüller uygulanması gerektiğini belirten Bozgeyik, “Postanede çalışan binlerce kamu emekçisi de kamusal hizmetlerinin uygulanması, kargoların ve tebligatların iletilmesi gibi hizmetler nedeniyle risk altında. Tedbirler kapsamında PTT’de çalışan kamu emekçilerinin de 15-20 gün süre dahilinde mazeret izinleri kullandırılmalı. Sağlık sektöründe de çok yoğun personel ihtiyacı var. Atama bekleyen sağlık emekçilerinin bu süreçte istihdam edilerek sağlık hizmetlerinin hızlı olması noktasında tedbirler geliştirilmeli” ifadelerini kullandı.

‘KENDİMİZİ KORUYACAK KOŞULLARIMIZ YOK’

Türkiye’de uzun süredir ekonomik kriz olduğunu ve çoğu insanın yoksulluk sınırının altında ücretlere çalıştığını ifade eden Bozgeyik, “Hem insanca hem zorunlu gıda ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek ücret aldığımızı söyleyemeyiz. Kamu emekçileri açısından aldıkları ücretle iyi bir hijyenik ortamda barınma hem iyi bir beslenme ihtiyacını karşılayacak harcama olanağı yok. Vücudun kendini koruma, enfeksiyona açık hale gelmemesi noktasında alınan ücretlerle karşılaştırdığımızda yeterince kendimizi koruyacak koşullarımız yok” dedi.

KAMU ÇALIŞANLARINA DEZENFEKTAN ÜRÜNLERİ ÜCRETSİZ VERİLSİN TALEBİ

Kamu çalışanlarının hijyenik ortamda çalışması adına yetkilerin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini belirten Bozgeyik, kamu çalışanlarının virüsten korunması için gerekli dezenfektan ürünlerinin devlet tarafından ücretsiz karşılanması gerektiğini söyledi. Virüsün çok hızlı yayıldığını ifade eden Bozgeyik sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mümkün mertebe, polis, askeriye, sağlık ve ulaşım hizmetleri dışındaki kamu hizmetlerinin ertelenmesini talep ediyoruz. Özel sektörde çalışan işçiler ve kamuda sözleşmeli çalışanlar açısından da işverenlerin sözleşmeleri feshettiğine dönük duyumlarımız var. Dolayısıyla bu uygulamadan da derhal vazgeçilmeli. Hem kamu emekçileri hem işçiler açısından ekonomik anlamda kayıplar yaşanmadan izin hakları kullandırılmalıdır.”