DİSK, Çalışma Müdürlüğü'ne yürüdü: Zamları durdurun, ücretleri artırın

DİSK; zamların durdurulması, ücretlerin artırılması, vergi adaletinin sağlanması ve tüm güvencesiz çalışma biçimlerine son verilmesi talebiyle İstanbul Çalışma İl Müdürlüğü'ne yürüdü.

Abone ol

DUVAR - Enflasyon, başta asgari ücret olmak üzere maaşlara ocak ayında yapılan zamları şimdiden eritti. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) bu duruma karşı, 'Zamları durdurun, ücretleri artırın' çağrısıyla, İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü önünde kitlesel basın açıklaması yaptı.

ÇERKEZOĞLU: EMEKÇİLER YOKSULLAŞTI, BİR AVUÇ SERMAYEDAR KASASINI DOLDURDU

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, resmi enflasyonun yüzde 73'e tırmandığını, gıda enflasyonunun yüzde 130'a yaklaştığını belirterek, mevcut ekonomi politikasının emekçi kesimleri daha da yoksullaştırmak üzerine kurulduğunu söyledi. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin açıklamalarına dikkat çeken Çerkezoğlu, şöyle konuştu:

"Son 6 ayda, tam da Maliye Bakanı'nın dediği gibi dar gelirliler ve ücretiyle geçinenler, yani bu ülkenin en az dörtte üçü ağır biçimde yoksullaştı. Bir avuç zengin, bir avuç sermayedar ise kasasını doldurdu. Bu durum politik ve sınıfsal tercihlerin sonucu. Bu yıkımın karşısında derhal ilk olarak başta asgari ücret olmak üzere tüm ücretler artırılmalıdır. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun derhal toplanmasının önünde hiçbir mevzuat engeli yoktur. Bir engel varsa, o da AKP'nin politik ve sınıfsal tercihleridir.

BİLEREK VE İSTEYEREK YAPIYORLAR

Bunların hiçbiri tesadüf, ya da iş bilmezlik değil… Bilerek ve isteyerek yapıyorlar. Tam 6 ay önce bizler 'geçinmek istiyoruz' diyerek taleplerimizi yükseltirken, iktidarın gayet bilinçli bir politika izlediğini söylemiştik. Türk lirasını değersizleştirerek emeğimizi ucuzlattıklarını, ücretlerimizi bilerek ve isteyerek baskı altına aldıklarını savunmuştuk. Fakirden alıp zengine veren bir sistem kurduklarını söylemiştik. Emeği ucuzlatmak, halkı yoksullaştırmak, bir avuç ayrıcalıklıyı ise zengin etmek üzerine kurulu bu ekonomik modelin felaket getireceğini ifade etmiştik. Ve bizim emeğimizi uluslararası pazarlarda haraç mezat satılığa çıkarmaya kalkışanlara 'Bu ülke, bu halk, Türkiye işçi sınıfı satılık değil' demiştik.

KİM DOĞRU SÖYLEDİ, KİM HALKI KANDIRDI TARİH GÖSTERDİ

Onlar ise 6 ay sonra bolluk ve refah günlerinin başlayacağını iddia etmişti. Kim doğru söyledi kim halkı kandırdı tarih kısa sürede gösterdi: Küçük bir kesim dışında bugün bu topraklarda adeta bir yaşama savaşı veren herkes o 6 ay öncesini bile mumla arıyor.

BU İŞİN ŞAKASI YOK

Bu işin şakası yok. Türkiye toplumu artık sadece yoksullukla değil, açlıkla mücadele eden bir toplumdur. Sorunun çözümü istatistiklerle mücadele değildir. TÜİK’in enflasyonu hesaplamada kullandığı 20 yıllık verileri gizleyerek yapılmak isteneni biliyoruz. Hiç kimsenin inanmadığı bir enflasyon rakamı açıklayarak bizleri, işçileri, kamu emekçilerini, emeklileri daha düşük ücretlere mahkûm etmek istiyorlar. Emeğimizi daha da ucuzlatmak istiyorlar. Bunun adı hata değildir, bu teknik bir sorun değildir, bu milyonların ekmeğine, sofrasındaki son lokmalara el uzatmaktır. Bunun adı hırsızlıktır! Fakirden çalıp, zengine vermektir. Bizler fakirden alıp zengine veren bu düzene karşı da hakikat mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz.

Bu yıkımın karşısında derhal ilk olarak başta asgari ücret olmak üzere tüm ücretler artırılmalıdır. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun derhal toplanarak yeni asgari ücret belirlemesinin önünde hiçbir mevzuat engeli yoktur. Bir engel varsa, o da politik tercihlerdir. Derhal, acilen asgari ücret tespit komisyonu toplanmalı ve asgari ücreti artırmalıdır."

TALEPLER

Mevcut ekonomi koşullarında asgari ücretin artırılmasının da yetmeyeceğini belirten Çerkezoğlu, talepleri şöyle sıraladı:

🔸Yoksulluğu ve adaletsizliği büyüten bir ekonomik büyümenin bu ülkeye, bu halka, Türkiye işçi sınıfına bir faydası yoktur. Bu yüzden asgari ücret tespitinde sadece enflasyon değil büyüme oranı ve yoksulluk sınırı da esas alınmalıdır.

🔸 Asgari ücret üzerindeki sigorta pirim yükü azaltılmalı, işverenlere verilen SGK prim desteği işçiler için de sağlanmalıdır.

🔸 Asgari ücrete paralel olarak diğer tüm ücretler ve emekli aylıkları da arttırılmalıdır.

🔸En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine çekilmeli, EYT’lilerin emeklilik hakları verilmelidir.

Artık açlığa karşı bir mücadeleye dönüşen hayat pahalılığı karşısında milyonlarca işçiyi, emekçiyi, emekliyi, dar gelirliyi korumanın en acil yolu gelirleri artırmaktır. Ancak yetmez. Acilen alınması gereken diğer tedbirler şunlardır:

1-Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturalarına yapılan zamlar geri alınmalı, temel tüketim mal ve hizmetleri vergi ve kesintiden muaf tutulmalıdır. Tüm fiyatları doğrudan etkileyen akaryakıt üzerindeki vergi yükü düşürülmelidir.

2-Enflasyon karşısında eriyen ücretler üzerindeki vergi yükü azaltılmalı, kâr ve faiz gelirlerinin vergilendirildiği, çok kazananın çok vergi verdiği adil bir vergi politikası benimsenmelidir.

3-Yoksulluğu yenmek için güvenceli istihdam şarttır! Bugün başta belediyeler olmak üzere birçok iş kolunda çeşitli isimler altında devam eden tüm güvencesiz istihdam biçimlerine son verilmelidir. Kadrolu, güvenceli bir iş herkesin hakkıdır, belediye şirket işçilerine kadro verilmelidir.

4-İşçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grev hakkıdır. Bu hakların kullanımın önündeki tüm yasal ve fiili engelleri kaldırılmalıdır. (EKONOMİ SERVİSİ)

DİSK-AR: Asgari ücretin alım gücü 5 bin TL azaldı

DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR), mayıs ayına ilişkin ‘Asgari Ücret Raporu’nu açıkladı. Buna göre, 2022’nin ilk 5 ayında asgari ücretteki toplam alım gücü kaybı 5 bin 7 TL oldu. TÜİK'in yüzde 73 olarak hesapladığı enflasyon rakamının gerçeği yansıtmadığı belirtilen raporda şu değerlendirmede bulunuldu:

TÜİK, Mayıs 2022 dönemine ait Tüketici Fiyat Endeksi’ni (TÜFE) yıllık yüzde 73,5, 2022 yılının ilk beş ayı için yüzde 35,64 olarak açıkladı. Yıllık gıda enflasyonu ise yüzde 91,6 olarak açıklandı. Ancak bu enflasyon oranları, farklı gelir gruplarının gerçeğini yansıtmıyor. DİSK-AR tarafından yapılan hesaplamaya göre; asgari ücretlilerin gıda enflasyonu, Mayıs 2022’de yüzde 119-135 bandında gerçekleşti.

EMEK GELİRLERİ ENFLASYONUN ALTINDA KALIYOR

Enflasyon her ay tırmanırken işçiler, memurlar ve emekliler ise 6 ayda veya yılda bir zam alıyor. Böylece emek gelirleri enflasyonun altında kalıyor. Pahalılığın temel nedeni, ücretlerin geç artırılması ve resmi enflasyona endekslenmesidir. Nitekim bunun sonucunda asgari ücret ve diğer ücret gelirleri enflasyonun altında ezildi. 

YILLIK KAYIP 20 BİN LİRAYI BULACAK

2021 Aralık ayında yüzde 50,5’lik artışla 4 bin 253 TL olarak belirlenen net asgari ücret, 2022 yılında enflasyon karşısında hızla eriyor. 2022’nin ilk 5 ayı için asgari ücretin toplam alım gücü kaybı 5 bin 7 TL’yi buldu. Öte yandan asgari ücret artırılmazsa ve 4 bin 253 TL olarak uygulanmaya devam edilirse asgari ücretlinin 2022 yılı için kaybı en az 20 bin 726 TL olacak. 

‘Asgari ücret enflasyona karşı korunuyor’ iddialarına rağmen gerçek böyle değil. Asgari ücretli, son 5 yıldır resmi enflasyona dahi eziliyor. TÜFE’den daha yüksek seyreden gıda fiyatlarının ise çok daha altında kaldı. 

Asgari ücreti sadece enflasyonla karşılaştırmak yanıltıcı olacaktır. Ücret ve emek gelirlerinin artışları resmi enflasyona hapsedilmemeli. Enflasyon, alt sınır olmalı. Asgari ücretin kişi başına gayri safi yurt içi hasılaya oranı giderek düşmektedir. Ulusal gelirin artışına, ülkenin ekonomik büyümesine esas katkıyı sağlayan işçiler, memurlar ve emekliler bu büyümeden pay almalıdır."