DİERG rapor hazırladı: Eğitimde kapanmayan fark

DİERG, eğitimin büyük sorunlarla devam ettiği Diyarbakır, Hakkari ve Şemdinli ile ilgili rapor hazırladı. Raporda, örgün ve yaygın eğitimdeki sorunların tespiti ve çözüm önerileri yer aldı.

Abone ol

DİYARBAKIR- Diyarbakır Eğitim İzleme ve Reform Girişimi (DİERG), Diyarbakır, Hakkari ve Şemdinli'de eğitim 'eksikliklerinin' nedenlerini, bölgedeki eğitim ortamlarını, bileşenleri ve süreçlerini incelemek amacıyla rapor hazırladı. Raporda sorunlara çözüm önerilerinde de bulunuldu.

Raporun giriş bölümünde, “Bir devlet okulunda çalışan öğretmenler kendi çocuklarının eğitimi için özel okulu tercih ediyorsa (ki, bu; diğer çocuklardan daha seçkin hale getirici ve akademik yönden ayrışmayı sağlayıcı olabilir); o devlet okulu olanaksızlıklar, huzursuzluklar, çözümsüzlükler yüzünden iyi yönetilemiyor; dinamik ve öğrenen bir okul kültürü oluşturamıyor, her bir öğrenci ile gerektiği gibi ilgilenilmiyor ve sınıflarda ders anlatılmıyor olabilir mi? Özel okul çalışanı öğretmenler kendi çocuklarını çalıştığı okula kaydetmeleri için baskı, telkin vb. durumla karşılaşıyor olabilir mi?” gibi sorulara yer verildi.

'KAPANMAYAN FARK'

DİERG raporunda, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu içeren bölgemiz örgün ve yaygın eğitimde diğer bölgelerin gerisindedir. Sonuncu olmak, geride olmak önemli değildir; önemli olan diğer bölgeler ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri arasında kapanmayan büyük bir farkın olması ve bunun dile bile getirilmemesidir” tespiti yapıldı.

SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Liselere Geçiş Sistemi (LGS), Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Atlası, YÖK Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporu, PISA, TIMMS, TUİK İllerde Yaşam Endeksi’nin geriye dönük sonuçlarına yer verilen raporda, en kısa sürede müdahale edilirse bölgedeki başarının artacağı belirtildi. 

Eğitimdeki sorunların giderilebileceğine dikkat çeken raporda şu ifadeler yer aldı: “Diyarbakır’ın eğitimdeki sorunlarının tespiti, nedenlerinin analiz edilmesi ve çözüm yöntemlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu sorunlar sürekli, denetimli, esnek, şeffaf yöntemlerle, gönüllülükle ve işbirliği ile giderilebilir. Diyarbakır merkez ve çevre ilçelerdeki il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin her kademesinde sorumluluk almaya aday yeterlik ve inisiyatif sahibi öğretmenlerimiz mevcuttur. Buna rağmen, on yıllardır kanıksanan olumsuz eğitim süreçleri ve sonuçları ya mevcut yöneticilerin ya da il dışından görevlendirilen yöneticilerin performansıdır. Bu yönetişim tercihi devam ettikçe kentimizdeki (ve bölgemizdeki) sorunların tespiti, nedeni ve çözümü için henüz erken olduğunu düşündürmektedir. Statik yönetimsel yapıya sahip devlet okulları; sayısı artan, gelişen, büyüyen, kurumsallaşan ve güçlenen özel okullarla rekabet etmek bir tarafa; zaman içerisinde 6 öğrencisini, öğretmenini yani enerjisini ve birikimini de bu okullara tam ya da yarı zamanlı teslim etmiştir, etmektedir. Öğrencisi asıl ikametinden farklı bir bölgedeki okula devam eden ebeveynin okula katkısı nedeniyle öğrencisi kalabalıklaşan o okula nazaran aynı bölgedeki ya da farklı bölgelerdeki diğer okullar zamanla daha dezavantajlı duruma geliyor. Hatta bazı okullarda veli talebi ve katkısı ile ‘özel sınıflar’ oluşturuluyor. Böylece, daha düşük ekonomik gelire sahip bölgelerdeki okulların kadrolu ve deneyimli öğretmen sayısı, güvenliği, temizlik, akademik başarı yönünden giderilemeyen sorun haline geliyor. Neredeyse her ebeveyn ya zorunlu ya da bilinçli olarak devlet okulunu tercih etmektedir. Eğitimin her bileşeninin ortak amacı öğrenci ve öğretmenin başarılı, üretken ve mutlu olmasını sağlamaktır. Ancak günümüzde çoğu devlet okulunda öğrenci, öğretmen ve ebeveyn hayal kırıklığına uğramaktadır. Mevcut yaşantı eğitim bileşenlerinin eğitim ortamlarından amaçladığı ideali ve heyecanı erozyona uğratmış; örgün eğitime devam ederek edinilecek kısa ve uzun vadeli çıktıları minimum düzeye çekmektedir.”

'ÇOKDİLLİ EĞİTİME GEÇİLMELİDİR'

Bölgede eğitimde ağırlıklı ve belirleyici yer tutan özel okulların, meslek edindiren kurumların ve üniversitelerin nicel ve nitel değerlendirmesine, kente katkısı ve etkisine bu ilk raporda ayrıntılı yer verilmedi. Her yıl periyodik yayımlanacak bu ilk raporun eleştirilere, önerilere açık olduğunu vurgulayan DİERG, gönüllü araştırmacıların bölgesel kapsamda olması planlanan bir sonraki raporun araştırma, değerlendirme ve yapılandırma süreçlerinde yer alabileceğini duyurdu.

Raporda, Diyarbakır’da okul öncesi eğitimine dair tespit ve öneriler ise şöyle sıralandı:

🔸 Ebeveynlerin sosyoekonomik durumu ve eğitim düzeyi arasındaki fark sınıflarda belli olmaktadır. Ebeveynin eğitim düzeyi çocuğun hazır bulunuşluğunu etkilemektedir. Ebeveynlerin doğumundan itibaren öğrencisiyle ilgisinde meydana gelecek iyileşme öğrencinin akademik hayatını da değiştirecek, başarılı ve mutlu bir hayat sürmesinde etken olacaktır. Bu nedenle, ebeveynlere temel eğitimler düzenli olarak verilmelidir.
🔸Sosyoekonomik açıdan dezavantajlı bölgelerdeki okullara devam eden çocuklar birçok kavram becerisine sahip olmayabilmektedir.
🔸 Anadili ve/veya babadili Türkçe olmayan öğrenciler için anaokulundan itibaren çokdilli eğitime geçilebilir.
🔸Öğretmenler eğitime başlanılan ilk zamanlarda çoğu öğrencinin dikkatini çekmek için yüksek sesle konuşmak zorunda kalmaktadır. Evde sürekli bağırılan çocuk okulda da kendisine bağırılmazsa tepki vermemekte, normal ses tonunu ciddiye almamaktadır.

'HER BRANŞTAN 600 ÖĞRETMENE İHTİYAÇ VAR'

Raporda Hakkari’nin eğitim sorunları ise şöyle özetlendi: “Hakkari’de her branştan yaklaşık 600 öğretmene ihtiyacı vardır. Hakkari merkezde ve Yüksekova’da 8, Çukurca’da 3, Şemdinli ve Derecik’te ise 1’er bağımsız anaokulunda toplamda 108 şubede yaklaşık 2 bin 100 öğrenci devam etmektedir. 23 anaokulu, 209 ilkokul, 88 ortaokul ve 47 lisede toplam 68 bin 96 öğrenci vardır. Temel eğitimde toplam derslik sayısı bin 773 iken, orta öğretimde 912 derslik mevcuttur."

'ÖĞRETMENLER GİTMEYİ DÜŞÜNÜYOR'

Temel eğitimden liseye geçen öğrencilerin liseye çok hazır gelmedikleri ifade edilen raporda, "Çok fazla öğrenci dört işlem bile bilmeden ortaokuldan mezun olmaktadır. Liseye geçtiklerinde akademik olarak seviyelerinin düşük olması lisede bocalamalarına sebep olmaktadır. Bunun sonucunda çoğu öğrenci okulu bırakmakta, sınıf tekrarları sonucunda eğitimine son verilmektedir. Liseyi bitiren öğrencilerin önemli kısmı da YKS sınavlarında başarısız olmaktadırlar ve Hakkari Türkiye’de sürekli sınavlarda başarısız olmaktadır. Hakkari’de çalışan öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu dışarıdan gelmektedir. İlk atamaları Hakkari olmaktadır. Gelen her öğretmenin ilk düşündüğü şey ise ‘Buradan nasıl giderim?’ sorusu olmaktadır. Yani gelenlerin çoğunluğu buradaki öğrencilere bir şey vermek değil zorunlu hizmetlerini tamamlama ve sonrasında buradan kurtulma 37 derdi taşımaktadırlar. Aidiyet duygusu taşımayan birinin yetiştirdiği öğrencilerden de olumlu gelişme beklenemez" denildi.

TESPİT VE ÖNERİLER

Sorunların çözümüne dair öneriler ise şöyle sıralandı:

🔸 Çocuklar en az 72 aylıkken ilkokula başlatılmalıdır.
🔸 Devamsızlık sınıf tekrarı nedeni olmalıdır.
🔸 Özel gereksinimli bireyi fark etme, hitap etme, eşlik etme, iletişim kurma, destek teknolojik araç ve gereçleri tanıma, kullanılmasına yardımcı olacak akademik bilgi, gözlem ve pratiği diğer öğrencilere “Özel Gereksinimsiz Topluma Destek Eğitimi” adı altında ilkokulun 3. ve 4. sınıflarında Hayat Bilgisi dersinin bir ünitesinde yer verilebilir.
🔸 Liselerde nitelikli okul ayrımı kaldırılmalıdır.
🔸Seçmeli ders tercihlerinin eylülde başlatılabilir.
🔸Ortaokullarda ders saatleri azaltılabilir.
🔸Ortaokul ve liselerde zümre odaları oluşturulabilir ve branş dersliği yapılabilir.
🔸 Mevzuata göre bir öğrenci derse 5 kez geç kalırsa yarım gün yok sayılmaktadır. Bu da 100 kez geç kalma hakkı vermektedir. Ancak yönetmelik geç kalmanın öğretmenler kurulunda görüşülmesini de önermektedir. Mevzuattaki madde öğretmenler kurulunu işlevsizleştirmektedir. Mevzuat yeniden düzenlenebilir.
🔸Meslek liseleri bir sistemin olmasını ve kararlılıkla uygulanmasını gerektiren okullardır.
🔸 Dönem içinde öğretmen ataması yapılmamalıdır. Bir okulda öğretmen eğitim yılı başındaki ve sonundaki kurul toplantısına katılabilmelidir.
🔸Okul yönetimi ve öğretmenler eğitime yoğunlaşmalıdır. Okulun fiziki ortamlarının, güvenliğinin eğitime uygun hale getirilmesi, gerekli çalışmaların yapılması okul yönetiminin sorumluluğunda olmamalıdır. Bunun için destek ekibi olarak ayrı bir birim oluşturulabilir (hastane müdürü ya da fakülte sekreterliği gibi.)